Bilindiği gibi ülkemizde 24 Kasım tarihi ilk kez 1981 yılında (yani 12 Eylül döneminde)
'Türkiye Öğretmenler Günü' olarak kabul ve ilan edilmiştir. Ve 38. Yıldönümüne ulaşmıştır.
Eğitimciler Derneği (EĞİT-DER) ise ülkemizde 12 Eylül 1980 kırımından sonra ortaya çıkan soğuk ve karanlık günlerdeki buzlar arasından fışkıran ilk 'kardelen'dir.
Demokratik öğretmen hareketinin öncüleri, Nisan 1986'da 'abece' adıyla bir dergi çıkararak yasakları deldiler. Adeta bir örgüt gibi işlev gören 'abece Dergisi' çevresinde oluşan birleşik güç sayesinde, 16 Şubat 1988'de EĞİT-DER kuruldu.
Ülkemizde 1980 sonrasında memur sendikacılığının temeli EĞİT-DER tarafından atıldı. Bu süreçte, demokratik örgütsel yaşam alanında çok önemli deneyimler kazanıldı. Bencileyin birçok eğitimci toplumsal kimliğimizi bu süreçte geliştirdik.
EĞİT- DER Eskişehir Şubesi ise 30 Mayıs 1989 tarihinde kuruldu ve 30. Yılını yaşıyor.
Eskişehir Şubesi bugün de gerek üye sayısı gerekse nitelikli/katılımlı etkinlikleriyle ve kazandığı örgütsel saygınlığıyla EĞİT-DER'i ayakta tutan temel şubelerden birisi konumundadır.
TARİHTEN YAPRAKLAR
24 Kasım Öğretmenler Günü'nün 8. Yıldönümünde, EĞİT- DER Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu'nun 20/ 21 Kasım 1989 tarih ve 5/6 sayılı kararları şöyle diyor:
*****
'1. EĞİT- DER Eskişehir Şubesi olarak, aşağıda metni bulunan duyurunun kentimizin her dereceli okulunda görev yapan öğretmenlere gönderilmesine…'
'2. 24 Kasım 1989 Cuma günü, Halkevi salonunda, çalışan öğretmenlerin de katılacağı bir basın toplantısı yapılmasına…'
*****
'Değerli Öğretmen ve Yönetici Arkadaşlarımız!
'Öğretmenler Günü' olarak bilinen resmi törenlerle kutlana gelen 24 Kasım Günü'nü bu yıl EĞİT- DER'le birlikte 'SENDİKAL HAKLAR İÇİN ÖĞRETMENLER GÜNÜ' olarak kutlayacağız.
Amacımız, böyle bir günde öğretmenler için yürüttüğümüz sendikal haklar mücadelesini, resmi törenleri de karşımıza almadan gündeme getirmektir. (…)
Bu noktadan hareketle sizleri:
- Ateşten bir gömlek haline gelen hayat pahalılığına karşı, toplu sözleşme ile karşı koyabilmek için,
- Çocuklarımıza kreş için,
- İçinde insanca yaşanacak bir konut için,
- Ücretsiz yaz kampları için,
- Okullardan ve işyerlerinden antidemokratik yöntemleri kaldırabilmek için,
- Çağdışı eğitim sisteminin maddi ve manevi yıkıntılarından öğrencilerimizi ve velilerimizi kurtarabilmek için,
- Eğitimin planlanmasında ve uygulamasında söz ve karar sahibi olabilmek için,
- Sadece sözde 'Öğretmenler Günü'nde değil, yaşamın her alanında sayılabilmek için,
- Kısacası ekonomik, demokratik, mesleki istemlerimiz için,
- Sizleri 'Grevli, Toplu Sözleşmeli Sendika Hakkı' yolunda mücadele veren EĞİT- DER'in çatısı altında toplanmaya çağırıyoruz ve (24 Kasım için) 'Sendikal Haklar İçin Öğretmenler Günü' diyoruz.
- Ülkemiz öğretmenlerinin, bütün dünyada 'Yılın Öğretmenleri' olduğuna inanıyoruz.
EĞİT- DER Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu
*****
Yukarıdaki bildiri, aradan 30 yıl geçmesine karşın sanki günümüze sesleniyor…
Bu tarihsel kararların altında imzası olan eğitim çınarlarımız şunlar:
Başkan: Abdullah ERTÜRK, Sekreter: Ömer DURU, Sayman: İsmail TAŞÇI, Üye: Murat KAHYAOĞLU, Üye: İlyas KÜÇÜKCAN.
Bu örgütsel önderlerimizden Ertürk, Duru ve Taşçı'yı sonsuzluğa uğurladık, ama anılarımızda yaşıyorlar…
Değerli abilerimiz Kahyaoğlu ve Küçükcan ise bize ışık olmaya devam ediyorlar…
Yukarıdaki örnek kararlar, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nün doğru bir zemine oturması konusunda ortaya konulan 'azim ve kararlılığın' çok özgün ve önemli bir belgesidir.
Evet, EĞİT-DER yaşıyor ve yaşayacak!
24 KASIM'I KORUMAK VE GELİŞTİRMEK…
Bilindiği gibi, ülkemizin 1981'den önceki yıllarında yaygın olarak kutlanan bir Öğretmenler Günü yoktur.
Ancak o yıllarda, Öğretmen Okullarının kuruluş tarihi olan 16 Mart 1848 ve Köy
Enstitülerinin kuruluş tarihi olan 17 Nisan 1940 tarihlerinin yıldönümlerinde bazı okullarda ve kurumlarda anma törenleri yapılmaktaydı.
Ülkemizde 24 Kasım'ın Öğretmenler Günü'nün '12 Eylül döneminde kabul edilmesi…' konusunda ilk günlerden beri tartışmalar yapılmıştır, yapılmaktadır…
Ülkemizin duyarlı yurttaşları, 12 Eylül cuntacılarının demokrasimize verdiği zararları elbette unutmadı. O karanlık yıllarda öğretmenlere ve örgütlerine yapılan kötülükler de unutulmadı, unutulmamalıdır…
Ancak 24 Kasım tarihinin Cumhuriyet ve eğitim tarihimiz açısından ne denli önemli olduğu da unutulmamalıdır.
Çünkü 24 Kasım tarihinin temelinde, 'ATATÜRK adında simgeleşen Cumhuriyet değerleri' vardır.
Cumhuriyetimizin o zor yıllarında gerçekleştirilen 'çağdaş eğitim seferberliği' ve 'eğitimde devrimsel atılımlar' vardır.
Bu bağlamda, '12 Eylül karanlığı ile Atatürk ve Cumhuriyet değerlerinin aydınlığı birbirine karıştırılmamalıdır…'
Ayrıca, son 38 yıldan beri 'toplumumuzun artık 24 Kasım Türkiye Öğretmenler Günü'nü içselleştirdiği…' de unutulmamalıdır.
Bu nedenlerle ulusal bağlamda 24 Kasım Öğretmenler Günü'ne sahip çıkılmalıdır.
Elbette ki bu sahiplenme göstermelik törenlerle ve hamasi nutuklarla değil; 'Laik, demokratik, bilimsel, kamusal eğitim ilkeleri' doğrultusunda olmalıdır.
Ve bu anlamlı günün içi sevgiyle, saygıyla ve barışla doldurulmalıdır.
Ayrıca unutmayalım ki, '24 Kasım ile 5 Ekim birbirinin karşıtı değil, tamamlayıcısıdır…'
Bu bağlamda ülkemizde, ulusal eğitim tarihimizde önemli yerleri olan '24 Kasım, 16 Mart, 17 Nisan' tarihleri ile evrensel değerler açısından önemli olan '5 Ekim' tarihlerinin hepsi bir bütünlük içinde kucaklanabilmelidir...
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…