Ulaştırma Bakanı ve Başbakanlığı döneminde Binali Yıldırım Eskişehir'e her geldiğinde öncelikle TÜLOMSAŞ'ı ziyaret ederdi. Her seferinde de TÜLOMSAŞ'ı överek adeta yere göğe sığdırmazdı. Övmekte haksızda değildi.
Övgüler yağdırdığı TÜLOMSAŞ Türkiye'de herkesin gıpta ile baktığı önemli bir kuruluştu.
Eskişehir'imizde her ailede mutlaka bir demiryolcu vardır. Bu demiryolu kültürünün ardında tam 126 yıldır demir yollarımız için üreten TÜLOMSAŞ gelmekte. TÜLOMSAŞ, Devrim otomobilinin destansı hikayesini yazan, ilk buharlı lokomotifimiz Karakurt'u üreten yerdi.
Asırlık birikimiyle son dönemde ilklere imza attı, dizel ve elektrikli lokomotifler üretmeyi başardı, kendi tasarımı platformları dünya devleriyle ortak üretime geçirdi, kamunun ilk AR-GE merkezini kurdu.
Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'ya devletlerle, özel şirketlerle iş birlikleri kuran, ihracat yapan yer. Ve sonunda, Millî Yüksek Hızlı Projesi'nin tasarım ve üretim görevini üstlenen yer. Kendi yüksek hızlı trenlerimizi üretme yeteneğine sahip, dünya devlerinin ortaklık için kapıda beklediği bir Türkiye markasıydı. Yüzlerce demiryolu emekçimizin dünyayla rekabet içinde üretme heyecanıyla çalıştığı yerdi TÜLOMSAŞ. Ama artık o TÜLOMSAŞ yok.
* * *
1986'da TCDD'nin bağlı ortaklığında yarı-özel bir anonim şirket haline getirilen ve Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii A.Ş. (TÜLOMSAŞ) adını alan Türkiye'nin en önemli fabrikasının levhası 34 yılın ardından TÜRASAŞ olarak değiştirildi.
Bu koskoca tesis şimdi sade bir fabrika müdürlüğüne indirgendi. Rekabet gücünü, üretim ve teknoloji kapasitesini yitirmek üzere. Milli lokomotif, hibrit lokomotif üretiyordu, yüksek hızlı tren tasarımı yapıyordu.
Eskişehir'in önde gelen sanayi kuruluşu eski adı TÜLOMSAŞ bugünkü adıyla TÜRASAŞ ne yapıyor? Bilen varsa açıklasın da bizde öğrenelim.
* * *
AK Parti Genişletişmiş İl Danışma Meclisi toplantısı için Eskişehir'e gelen Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, Ulaştırma Bakanlığı ve Başbakanlığı döneminde çok önem verdiği, övgüler yağdırdığı TÜLOMSAŞ'ın şimdiki adıyla TÜRASAŞ'ın neler yaptığından hiç bahsetmemiş.
Binali Yıldırım'ın TÜRASAŞ'tan hiç bahsetmemesi TÜLOMSAŞ döneminde imal edilen lokomotiflerin TÜRASAŞ olduğundan beri imal edilemediği veya övgüye değer bir hizmet yapmadığı şeklinde yorumlandı.
'AK PARTİ'DEN ÖNCEKİ HÜKÜMETLERİN ÖMRÜ 14 AY OLDU'
AK Parti Eskişehir İl Başkanlığının Genişletilmiş Danışma Meclisi Toplantısı'na katılan
AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, vesayetler, muhtıralar, darbeler, zayıf hükümetler nedeniyle ülke zaman kaybettiğini 1960'tan bu yana hükümetlerin ömürlerinin 14 ay olduğunu söylemiş. '
'80 yıldır yapılamayanların 10 katını 20 yıla sığdırdık. Çünkü neden yapılamıyordu; vesayetler, muhtıralar, darbeler, zayıf hükümetler nedeniyle ülke hep zaman kaybetti. 1960'tan bu yana kadar hükümetlerin ömrü tam 14 aydı. 39 hükümet, 14 ayda ne yapacaksınız, soruyorum size. 14 ayda sadece bakanlığı tanırsınız, brifingleri alırsınız. Sonra da eşyalarını toplarsınız. İstikrar çok önemli. Belli ki istikrarın önemini fark edemeyenler var. Eski istikrarsızlık dönemini özleyenler olduğunu görüyorum. Daha 15 Temmuz'un üzerinden 6 yıl geçti. Ülkeyi darbe heveslilerinin nereden nereye getirdiğini daha dün gibi hatırlıyoruz. Onlar zannettiler ki 28 Şubat, 12 Mart'ta olduğu gibi düşündüler. 27 Nisan'da darbe bildirisini geriye gönderen bir iktidar vardı, bir lider vardı, Recep Tayyip Erdoğan.'
ADALET VE ANAVATAN PARTİLERİ DÖNEMLERİNİ UNUTMUŞ!
Binali Yıldırım'ın haklı olduğu konular var.
Ancak Sayın Yıldırım, Süleyman Demirel ve Turgut Özal hükümetleri döneminde yapılanları ya unutmuş ya da atlamış! Aslında hafızasına hayran olduğum siyasetçi. Esprili konuşmalarıyla insanlara kendisini dinlettiriyor.
Uzun yıllar Ulaştırma Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin son Başbakanı Binali Yıldırım'ın '80 yıldır yapılamayanların 10 katını 20 yıla sığdırdık' sözlerini yadırgadım doğrusu.
Adalet ve Anavatan Partilerinin iktidarları dönemlerinde neler yapıldığına dair kısa bir hatırlatma yapayım:
SÜLEYMAN DEMİREL VE ADALET PARTİSİ
-15 Temmuz Şehitler Köprüsü, eski adıyla Boğaziçi Köprüsü ya da boğaza inşa edilen ilk köprü olmasına atıfla halk arasında Birinci Köprü; Karadeniz ile Marmara Denizini
birbirine bağlayan İstanbul Boğazı üzerinde yer alan üç asma köprüden biri ve ilki. 20 Şubat 1970 tarihinde yapımına başlanan köprü, 30 Ekim 1973 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 50. yıldönümü şerefine dönemin cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından devlet töreniyle hizmete açıldı. Avrupa'yı Asya'ya ilk kez bağlayan yapımı üç yıl süren 440 milyon lira harcanan Boğaziçi bugünkü adıyla 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Adalet Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Süleyman Demirel hükümeti döneminde inşa edildi.
-1999 yılına kadar aradaki seçimlerde 1965 genel seçimlerinde Adalet Partisi aldığı % 52,8 oy ile tek başına iktidar oldu. 27 Ekim 1965 tarihinde Türkiye'nin 12. Başbakanı olarak 30. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni kurdu.
-Süleyman Demirel'in -1965- 1971 yılları arasında Başbakan olduğu dönemde Boğaziçi Köprüsü, Ereğli Demir Çelik İşletmeleri ve Keban Barajı gibi büyük yatırım hamleleri yapıldı. Bu dönemde Türkiye'de enflasyon %5, kalkınma hızı %7 idi. Bu kalkınma hızı Japonya'dan sonra petrol ülkeleri dışında, dünyanın ikinci yüksek kalkınma hızını teşkil ediyordu.
-Süleyman Demirel'in liderliğindeki Adalet Partisi 20 Ekim 1991 de yapılan Genel Seçimlerinde oyların yüzde 27'sini aldı ve 178 milletvekili kazanarak TBMM'de birinci parti oldu. 20 Kasım 1991'de Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) ile koalisyon hükümeti kurdu. DYP-SHP hükümeti döneminde demokratikleşme yolunda önemli adımlar atıldı. Atılan önemli adımlardan birisi 'Kürt realitesinin tanındığının' açıklanması oldu. Ayrıca, 27 Mayıs 1960'tan sonra kapatılan DP ile 12 Eylül'den sonra kapatılan partilerin açılması, sendikal özgürlüklerle ilgili bazı uluslararası sözleşmelerin onaylanması ve Ceza Mahkemeleri Usulü Kanunu'nun yeniden düzenlenmesi bu dönemin demokratikleşme yolundaki atılan önemli adımları.

TURGUT ÖZAL VE A NAVATAN PARTİSİ
Turgut Özal'ın liderliğini yaptığı Anavatan Partisi 1983 Türkiye genel seçimlerinde
%45,14 oy aldı. Özal tek başına 45. Türkiye Hükümeti'ni kurarak başbakan oldu. 1987 Türkiye genel seçimlerinde %36,31 oy alarak tek başına 46. Türkiye Hükümeti'ni kurarak tekrar başbakan oldu. İktidarda bulunduğu 1983-1991 döneminde Türkiye ekonomisi ortalama yıllık yüzde 5,2 oranında büyüdü. Dönemin başbakanı Turgut Özal'ın 1980'lerde otoyol hamleleri ile bu alanda yeni bir ivme yakalandı. Yurt içi yolcu ve yük taşımada maliyeti daha az olan karayolu sistemine ağırlık verilirken, yapılan atılımlarla köy yolları asfaltlandı, otoyol yapımı hızlandı. Söz konusu dönemde sermaye piyasasının oluşmasına önem verilerek 1985'te İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kuruldu.
Kamu Ortaklığı Fonu ve Toplu Konut Fonu, altyapı ve konut yatırımlarına kolaylık sağlarken ve bu alanda önemli adımlar atıldı.
Özal tarafından uygulamaya konulan bir diğer yenilik de kambiyo rejiminde yaşandı. Bu dönemde Türk lirasının konvertibilitesini engelleyen kısıtlamalara karşı ciddi önlemler alındı. Türk lirasının konvertibilitesini artırıcı kararlar uygulamaya konuldu. Döviz alımsatımının serbest bırakılması, ithalata yönelik kısıtlamaların kaldırılması, ihraç dövizlerinin bir kısmının yurt dışında bırakılabilmesi serbest piyasa ekonomisine geçişte önemli kilometre taşları oldu.
* * *
AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, '80 yıldır yapılamayanların 10 katını 20 yıla sığdırdık' derken Adalet Partisi ve Anavatan Partisi iktidarları döneminde yapılan yatırımları ve hizmetleri 'Yok mu saydı?'.
Demokratikleşme yolundaki atılan önemli adımları hatırlamıyor mu?
* * *
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 20 yıl gibi en uzun süre iktidarda kalan parti AK Parti. Bu süre içerisinde yapılan otobanlar, hastaneler, hızlı tren, tüp geçitler, tüneller.
Bunları görmezden gelirsek büyük haksızlık yapmış oluruz.
Nasıl AK Parti iktidarları dönemlerinde yapılanları görmezden gelmiyorsak, AK Partililerde kendilerinden önceki hükümetler döneminde yapılanları unutmamalılar.
HEDEF YERLİ VE MİLLİ ÜRETİM YAPABİLMEK'
Eskişehir'in 3'üncü üniversitesi olan Teknik Üniversitesi mayıs ayında kuruluşunun 4'ncü yılını tamamlayacak.
Bu sürenin hemen hemen iki yılı yaşanan ve halen de etkisini sürdüren Koronavirüs Hastalığı (Covid-19) döneminde geçti.
Öğrencilerine Covid-19 tedbirleri kapsamında hükümetin getirdiği sokak kısıtlamaları nedeniyle tüm eğitim yuvaları gibi kapılarını açamadı.
Emekleme dönemi geçirip kendi ayakları üzerinde durmaya başladı. Yeni üniversite olduklarından bütçesi, bünyesinden doğduğu Anadolu ve Eskişehir Osmangazi Üniversitelerinin çok çok altında…
Kısıtlı kaynaklara rağmen yine de konulan hedefler gerçekleştiriliyor.
4 yıllık üniversite olmasına rağmen uluslararası bir sıralama olan Green Metric'te 525'inci sıraya kadar yükseldi.
'yüksek lisans ve doktora programlarımızı çeşitlendirdik'
Eskişehir Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, 'Üniversite kendini yetkin hissediyorsa, tabii ki tecrübe, zamana bağlı birikim önemli. Çok köklü üniversitelerimiz var, teknik üniversite olarak da var farklı temalarda ya da genel amaçlı olarak da. Bunlar farklı bir tartışmanın konusu. Araştırma odaklılık demek, araştırmacı potansiyeli yüksek olan bilim insanı yetiştirmek anlamında değerlendirilmelidir. Yüksek lisans, doktora öğrencisini daha yüksek oranlarda yetiştirmek demek. Bizler de hedefimizi o yönde koyduk. Ön lisans, lisans öğrenci sayımızı artırmak yerine, yüksek lisans ve doktora programlarımızı çeşitlendirdik. Disiplinlerarası programlar başta olmak üzere sayılar her geçen gün daha iyiye gidiyor, daha da iyi olacak' demiş.
'Artık bizim bir ürün, bir teknoloji üretimine odaklanmamız gerekiyor'
Sağlısolluhaber.com Genel Yayın Yönetmeni Arif Anbar'a konuk olan Döğeroğlu, şunları söylemiş: 'En büyük hedefimiz, hocalarımızın en büyük hedefi, bu izolatörleri yerli ve milli olarak üretebilmek. Onun için de Ar- Ge çalışmaları var. Hakikaten alt yapısı itibariyle Türkiye'de de sayılı, bazı konularda çok önemli çalışmalar yapan bir alanımız. Farklılık yaratan enerji grubumuz hidrojen çalışmaları, güneş pilleri, hidrojen yakıtlı araç önemli ve bunları sürdürülebilir hale getirmek ve hidrojen üretim saflaştırılması şimdi yeni 2'nci grup 1004 çağrısı var. Orada da İstanbul Teknik Üniversitesi'nin önemli bir alt grubunu bizim Kimya Mühendisliği'ndeki hocalarımız yürütüyor olacaklar. İş birlikleri bizim için önemli, iş birliği olmadan gelişim olmuyor. Çok küçük çalışmalar, küçük grupların tek başına yapılan çalışmaların dönemi gerçekten geçti. Artık bizim bir ürün, bir teknoloji üretimine odaklanmamız gerekiyor. Bunları yapabilmenin en kolay yolu da iş birlikleri. Biliyorsunuz pandemi ile aşı çalışmaları için tüm Türkiye seferber oldu. Sağlık Bakanlığımız, TÜBİTAK, Sanayi Teknoloji Bakanlığımız kim nerede, hangi alanda çalışıyorsa bir
araya getirerek, kısa sürede el birliği, güç birliği ile kaynakları daha etkin kullanarak çok da güzel bir uygulama örneğini gözler önüne serdi. Bu nedenle üniversitemiz için de iş birlikleri önemli.'


'SİSMİK İZOLATÖR TEST MERKEZİMİZ TÜRKİYE'DE TEK
'Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Pilotaj Bölümü, Türkiye'deki ilk Pilotaj Bölümü ve 1986 yılından bu yana yaklaşık 500 tane pilot yetiştirmiş ve hala Türkiye'de YKS ile öğrenci alan tek bölüm, devlet üniversitesi olarak. Vakıf üniversitelerimiz de var. Bunun anlamı da devlet üniversitesinde bu kadar maliyeti yüksek olan, bu kadar yetkin nitelikli 15 öğrenci alıyoruz her yıl, öğrenci yetiştiren ve bu imkanı ücretsiz sunan, bu çok önemli bir özellik. Diğer taraftan havaalanı, baktığımız zaman bu uluslararası uçuşa açık bir havalimanı. Geçtiğimiz yıl yolcu kapasitesi 100 bindi. Ve dünyada ruhsatlı tek üniversite havalimanı olarak geçiyor. Bu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün sayfasında da olan bir bilgi. Onun dışında Sismik İzolatör Test Merkezimiz var biliyorsunuz, dünyadaki 5 merkezden bir tanesi, Türkiye'de tek. Test için gelen sismik izolatörler mevzuat gereği ülkemizde, tüm hastanelerde Şehir Hastanelerimiz onların testlerini yapmanın yanı sıra sadece ülke içerisinde değil, tüm dünyaya hizmet veriyor.'
* * *
Yukarıda da yazdım.
4 yıllık üniversite olmasına rağmen Türkiye'nin sayılı üniversiteleri arasına girmeyi başardı.
Tüm dünyaya hizmet veren dünyadaki 5 merkezden birisi olan Sismik İzolatör Test Merkezi Türkiye'de sadece Eskişehir Teknik Üniversitesi'nde.
Bütçe olarak hükümetten daha fazla destek alması halinde ileriki yıllarda çok daha farklı alanlarda farklı hizmet ve yaptığı Ar-Ge çalışmalarıyla adından daha çok bahsettirecek.

NASIL DEĞİŞECEK SAYIN VEKİLİM?
AK Parti Sakarya Milletvekili, Eskişehir AK Parti Koordinatörü Çiğdem Erdoğan Atabek, AK Parti İl Danışma Kurulu'nda yaptığı konuşma dikkatimi çekti. Atabek, Sakarya'daki tüm belediyelerin AK Parti'de olduğunu belirterek, Eskişehir'inde 'CHP'nin köhne zihniyetinden' kurtulacağını 2024'de adını altın harflerle yazacağını söylemiş.
AK Parti Sakarya Milletvekili, Eskişehir AK Parti Koordinatörü Çiğdem Erdoğan Atabek, konuşmasında Sakarya'daki tüm belediyelerin AK Parti'de olduğunu hatırlatarak, '16 belediye var hepsi bizde biliyorsunuz. Bir büyükşehir var o da AK Parti'de. Bu salonda görüyoruz Eskişehir 2024'te çok büyük başarıya imza atacak. Yıllardır CHP'nin köhne zihniyeti ile yönetilen Eskişehir'deki belediyecilik zihniyeti İnşallah değişecek. Hem 2023 hem de 2024'te Eskişehir çok farklı bir profil çizecek adını Türkiye'ye altın harflerle yazacak. 20 yıldır bekliyor enerji birikti birikti. Şehrin abisi, ablası var. Dinamik bir ekip var. Neden olmasın diyoruz. Teşkilat olarak çok güçlüyüz. Eskişehir'de milletvekili sayımızın artacağına inanıyorum 2024'te çok güzel bir değişiklik olacağına canı gönülden inanıyorum' demiş.
* * *
AK Parti Sakarya Milletvekili, Eskişehir AK Parti Koordinatörü Çiğdem Erdoğan Atabek, Eskişehir'inde 'CHP'nin köhne zihniyetinden' kurtulacağını 2024'de adını altın harflerle yazacağını söylemiş.
Çiğdem Hanım önce kendi kendine şunu sorgulamalı:
1- Eskişehirliler 5 dönemdir neden CHP'li Yılmaz Büyükerşen'i kendi adayları yerine tercih ediyor?
2- Eskişehirliler Tepebaşı İlçesinde 4 dönemdir neden CHP'li Ahmet Ataç'ı AK Parti'nin adayı yerine Ahmet Ataç'ı başkan seçiyor.
3- Odunpazarı İlçesinde seçmenler 2 dönemdir AK Parti'nin adaylarını değil de CHP'nin adayı Kazım Kurt'a oy veriyor.
* * *
Demek ki Eskişehirli seçmenler iktidarda olan AK Parti'nin belediye başkan adaylarını şehre hizmet edemeyeceğine inanmışlar ki muhalefetteki CHP'nin adaylarını tercih etmiş.
Bakın son yıllarda özellikle hafta sonlarında yerli ve yabancı turist akınına uğruyor. 22 yıl önce Eskişehir'e bugünkü sayıda turist geliyor muydu?
Gelen turistler önce tarihi Odunpazarı bölgesindeki tarihi turistik yerleri ve müzeleri geziyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından yapılan Balmumu Heykeller Müzesini gezdikten sonra Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkın da dinleniyor. Sazova Parkı, Eskişehir'in çehresini tamamıyla değiştiren projelerden bir tanesi. Akşamları da Barlar Sokağındaki eğlence merkezlerinde eğleniyorlar.
CHP'li belediye başkanları sayesinde Eskişehir Kültür Sanat Merkezi oldu.
* * *
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı - Teşkilat Başkanı, İstanbul Milletvekili Erkan Kandemir, geçtiğimiz yıl 23 Aralık'ta yapılan Eskişehir 3 kademe il yönetimi ve ilçe başkanlarının katıldığı toplantılarda 'Geçtiğimiz yıl üye sayımızın 100 binin üzerine çıktığı Eskişehir'de ailemiz büyüyerek güçlenmeye devam ediyor' demişti.
Hadi geriye gitmeyelim.
31 Mart 2019 tarihinde yapılan belediye seçimlerinde AK Parti ve CHP'nin aldığı oylara bakalım.
CHP 285 bin 687 100 bin kayıtlı üyesi olan AK Parti ise 246 bin 579 oy aldı. Aradaki fark 39 bin 108.
AK Parti üyeleri eşini ve bir çocuğunu kayıtlı olduğu partiye oy atmayı ikna etmiş olsa toplam 300 bin oy eder.
Birde partiye kaydı olmayıp ta oy verenleri de eklersek 300 binin üzerine çıkmış olacak. Bu sonuç merkezdeki üç belediyeyi kazanmaya yeterdi.
Demek ki kayıtlı üyeler dahi AK Parti'nin belediye başkan adaylarına oy vermemiş.
Acaba Eskişehir AK Parti Koordinatörü Çiğdem Erdoğan Atabek bunu biliyor mu?
* * *
Oturduğunuz yerden 2024 de Eskişehir'inde CHP'nin köhne zihniyetinden kurtulacağını adını altın harflerle yazacağını söylemek kolay.
Bu sözü söylemeden önce şehri dolaşarak insanlara '2024 de yapılacak belediye seçimlerinde hangi partinin adaylarına oy vermeyi düşünüyorsunuz?' diye sorsaydınız da ondan sonra '2024 de AK Parti Eskişehir de adını altın harflerle yazacak' deseydiniz daha inandırıcı olurdu.