Eskişehirlilerin evlerinde musluklardan akan su Porsuk Çayı’ndan alınıp arıtılarak şehir şebekesine veriliyor…
Şehrin kullanma suyunda Porsuk Çay’ından başka alternatif yok…
İki yıl Eskişehir’e yağmur ve kar yağmasın şehrin susuz kalma ihtimali söz konusu…
Kütahya’dan gelen suyu sadece Eskişehir kullanmıyor…
Eskişehir’e gelinceye kadar porsuk çayının güzergahında bulunan köyler ve ekili tarım arazilerinin sahipleri sulama da kullanıyorlar…
Bu nedenle Eskişehir’e alternatif su kaynağı şart…
Yoksa şehrin gelecekte susuz kalma ihtimali üzerinde düşünülmesi gereken son derece önemli bir konu...
Bu alternatif de kaynak da Çifteler Sakarbaşı…
* * *
Eylül 2020’de Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ESKİ) ile DSİ arasında Eskişehir’in içme ve kullanma suyunun Çifteler Sakaryabaşı’ndan getirilmesi ile ilgili protokol imzalandı…
Maliyetini DSİ karşılayacak, Büyükşehir Belediyesi ise DSİ’ye taksitle ödeyecek…
Protokol imzalandı ancak şu ana kadar henüz bir gelişme olmadı...
Sakarbaşı’ndan suyun Eskişehir’e getirilmesi için DSİ’nin ihale yapması gerekiyor…
Bugün çalışma başlamış olsa suyun getirilmesi en az iki yıl sürer…
DSİ, protokol imzalamasına rağmen ihaleyi neden yapmıyor?
Yoksa, 31 Mart’ta yapılan Mahalli İdareler Seçiminde AK Parti Eskişehir’de özellikle Büyükşehir Belediyesini alamadığı için geciktiriliyor mu?
Yoksa alınan tasarruf tedbirlerine mi takıldı?
* * *
Su başta insanlar olmak üzere tüm canlıların ihtiyaç duyduğu en önemli madde…
Suyun önemi canlıların yaşamlarını sürdürmesi için gereken en önemli temel unsurların başında geliyor...
Canlıların hayatlarını sürdürmesi için gereken en temel iki unsur su ve oksijendir…
Canlıların yaşam faaliyetlerini devam ettirebilmesi için suya ihtiyacı kaçınılmazdır...
“DSİ İLE İMZALANAN PROTOKOL YAVAŞ İLERLİYOR”
Geçtiğimiz gün yapılan ESKİ Genel Kurulunda Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Eskişehir’in en önemli sorunlarının başında su, çeşmeden akan su geliyor. ESKİ’nin bu konuda yoğun bir çabası var fakat biz porsuk çayından gelen suya mahkûmuz, başka bir seçeneğimiz yok. Diğer illere bakarsanız kaynak suları da var” diyerek Çifteler’den getirilecek suya çok ihtiyacımızın olduğuna dikkat çekti.
Başkan Ayşe Ünlüce ayrıca şunları da söyledi:
“ESKİ Genel müdürlüğümüz en önemli kuruluşlarımızdan bir tanesi. Hesap verilebilir, gerçekçi durumunu kurumunu ortaya koydukları için kendilerini kutluyorum. Bizler raporları hazırlarken baktık. Gerçekten bütün kurumların kendiyle yüzleşmesi lazım. Zayıf yönleri neler, artı yönleri bunları çok net bir şekilde ortaya koyması lazım. Bizler kesin hesabı ve faaliyetleri hazırlarken kurum Raporlar son derece şeffaf ve açıktı. Eskişehir’in en önemli sorunlarının başında su, çeşmeden akan su geliyor. ESKİ’nin bu konuda yoğun bir çabası var fakat biz porsuk çayından gelen suya mahkumuz, başka bir seçeneğimiz yok. Diğer illere bakarsanız kaynak suları da var. Porsuk çayının halini görüyorsunuzdur. Böyle bir suyu getiriyoruz, o suyu arıtarak evlere ulaştırıyoruz ve bunu yaparken pek çok testten geçiriyoruz. Bugüne kadar bir sıkıntı yaşamadık ama Eskişehir’i buna mahkûm bırakmak istemiyoruz. Bu genel kurulun iradesinden birkaç sene önce çok güzel bir karar çıktı ve bu meclisten bu genel kuruldan alınan yetkiyle imzalanmış Devlet Su İşleri'nin bu konuyla ilgili protokolü var ve bu protokol yavaş gidiyor. İmzalandığı günden bugüne kadar yavaş gidiyor. Lütfen bu protokolün hızlanması için elimizden geleni yapalım. Daha bu planlama protokolü. Ne zaman planlama bitecek? Ne zaman yapım ihalesine başlayacağız? Planlama bugün bitse en az iki buçuk senelik iş var. Planlama ile ilgili ihale çok önemli, hassas ilerlemeli fakat hızlandırmamız gerekiyor. Hem temiz su Eskişehir’e gelsin hem suyu temizlemek için bu kadar kimyasal harcamayalım hem de maliyetlerimizi düşürelim. Bence şehrimizin en önemli konularından biri bu…”
* * *
Yukarıda da yazdım…
Gelecekte Eskişehir’in susuz kalma ihtimali var…
Tek su kaynağımız Porsuk Çayı…
Bu tehlikeyi yaşamamak için Çifteler Sakaryabaşı’ndan Çifteler’den Polatlı’ya kadar uzanan hattın üzerindeki ihtiyaç fazlası suyun Eskişehir’e getirilmesi şart…
Sakaryabaşı kontrolü kolay olan bir havza. Eskişehir’in sınırları içerisinde olduğundan dolayı Eskişehir’e getirilmesinde sıkıntı çıkmayacağını düşünüyorum...
Eskişehir’in alternatif su kaynağı olması lazım…
Porsuk Çayı’nda su yosunu (alg) patlaması gibi acil durumlarda şehri besleyecek alternatif kaynak yaratılmalı...
Eğer Sakaryabaşı’ndan Eskişehir’e su getirilirse porsuk çayından alınan suyun arıtma maliyeti belki yarı yarıya düşecek…
Bu da musluklarda kullandığımızın suyun ucuzlamasına neden olacak…
Bu konuda özellikle AK Parti’nin milletvekilleri Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile görüşerek ihalenin bir an evvel yapılmasını istemeliler…
Sorumluluk şimdi kendilerinde…
Bakalım bir girişimde bulunacaklar mı?
* * *
NAYLON POŞETLER YASAKLANMALI
Geçtiğimiz yıllarda 5 Haziran “Dünya Çevre Günü” nedeniyle Odunpazarı Belediyesi bir sergi açtı…
Bu sergide yer alan eserler atıklardan yapılmış…
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, serginin açılışında yaptığı konuşmada önemli bir konuya şöyle vurgu yapmıştı.
“Alışkanlıklarımızı değiştiremediğimiz, ihmal ettiğimiz için yanlış görüntüler sergiliyoruz. Eskişehir gibi çağdaş bir kente bunlar yakışmıyor, hatta işi geliştirerek düşündüğümüz zaman Eskişehir gibi gelişmiş bir kente naylon poşet yakışmıyor. Pazara ve alışverişe giderken bunlara dikkat etmemiz lazım. Bedava zannederek aldığımız naylon poşet aslında bize oldukça pahalıya patlıyor. Gerçekten
çağdaş bir Avrupa kenti olacaksak, naylon poşet kullanmayı reddedelim…”
* * *
Son derece haklı…
Kendisine yüzde yüz katılıyorum…
Marketlerden yaptığımız alışverişlerde “poşet ister misiniz?” diye soruluyor…
Çoğumuz yaptığımız alışverişler için “evet” diyerek alıyoruz…
Çoğumuzun çantası ya da elimizde “bez torba” taşıma alışkanlığı yok…
Marketlerden aldığımız naylon poşetlerin içine evsel atıklarımızı doldurarak çöpe atıyoruz…
Oradan da doğruca Büyükşehir Belediyesi’nin “evsel atıklar geri dönüşüm” tesisine gidiyor…
Geçmişte Büyükşehir Belediyesi çöp toplama merkezine atılıyordu…
Burada yıllarca yok olması için bekliyor, zaman zaman da çöplükte metan gazı oluşmasından dolayı yangın çıkarak doğanın kirlenmesine neden oluyordu…
Geçmişte bazı AVM ile mağazalar, çevre kirliliğine yol açmayan ve doğada çözülen naylon poşetler veriyorlardı…
Sanıyorum maliyeti yüksek olduğu için onlarda bu uygulamadan vaz geçtiler…
Bizim çocukluğumuzda atık gazete kâğıdından yapılan torbalar ile file vardı…
Kâğıt çevre kirliği yaratmıyordu…
* * *
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “Dünya Çevre Günü” nedeniyle düzenlenen etkinlikte, “Gerçekten çağdaş bir Avrupa kenti olacaksak, naylon poşet kullanmayı reddedelim. Odunpazarı Belediyesi olarak bez poşet verelim, kâğıt poşet verelim, bunları üretelim. OMEK’lerde bunun üretimi ile ilgili kurslar açalım, vatandaşlar buradan da para kazansın ama gelin şu naylon poşet işine son verelim” dedi...
Ben buradan Kazım Başkana sesleniyorum.
Bez poşet kursunu açtınız mı?
Açtıysanız üretilen bez poşetleri kimler kullanıyor?
Açmadıysanız daha fazla beklemeden açın…
31 Mart’taki seçim döneminde içine bir kupa ile 5 yıl içerisinde yapmış olduğunuz faaliyetler ve göreve tekrar gelmeniz halinde yapacaklarınızı tanıtan broşürlerin yer aldığı bez torbaları kursiyerler mi yaptı?
Eğer “bez torba” atölyeniz varsa halkın bunları kullanmaları ve alışkanlık kazanmalarına yardımcı olmak için bir süre bunları ücretsiz olarak dağıtın…
Bir-iki ay sonra vatandaşlarda alışkanlık yaratacaktır…
O zaman en azından bez parasını ve kursiyerlerin el emeklerinin karşılığını çıkarmak için cüzi bir rakam konularak satılabilir…
Bu konuda ilk adımı atmanızı bekliyorum Kazım Başkanım…
Bu basireti göstereceğinize de inanıyorum...
* * *