Anadolu Üniversitesi bünyesinde Eskişehir'in Alpu ilçesinde hayata geçirilmesi planlanan URAYSİM test alanı için Bozan, Çardakbaşı ve Yeşildon köylerini içine alan 35 bin dönümlük alana raylar döşenecek. Yaklaşık 100 kilometrelik ray döşenecek test alanında yer alan binlerce dönüm tarım arazileri için kamulaştırma kararı çıktı. Verimli topraklarının ellerinden alınmasını istemeyen yaklaşık 500 çiftçi seslerini duyurma mücadelesi veriyor.

* * *

Bozan'lı çiftçiler CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'e, Alpu Ovası'nın tarım ve hayvancılık dışında kullanıma açılmaması için içlerini dökmüşler.

Anadolu Üniversitesi'ne de 'test merkezinin verimli tarım arazileri yerine aynı bölgedeki kıraç hazine arazilerine kaydırılması' çağrısında bulunmuşlar.

EKMEĞİMİZLE OYNUYORLAR

Bozan Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkanı Güven Kırgı, itirazlarının ana gerekçelerini şöyle anlatmış:

'Yıllardır mücadele ediyoruz. Dilekçeler verdik. Projenin yerini değiştirin, kıraç bölgeye alın dedik. Ama dinlemeyip oldubittiye getirmişler. Onayımızı dahi istemeden kamulaştırma çıkarmışlar. Bu araziler bizim ekmeğimiz. Burada tarım yapılsın diye toplulaştırma yaptık, kuyular açtık. Çok büyük emek ve para harcandı. Şimdi bu topraklara rızamız dışında kilometrelerce ray döşenecek. Hepsi bir kalemde yok olacak. Tarım da hayvancılık da bitecek. O raylar bu köyler yerine Akbayır dediğimiz kıraç bölgeye döşensin'.

TARIMI, HAYVANCILIĞI BİTİRİR

Alpu Belediyesi Meclis Üyesi çiftçi Murat Erginbaş, 'Alpu Ovamızın en verimli yerleri. O kadar bereketli topraklar ki senede 2 ayrı mahsul ekiyoruz. Aynı tarladan yıl boyu tonlarca ürün alıyoruz. Hayvancılıkta ise tüm bölgenin yüzde 60 besiciliği tam da bu bölgede yapılıyor. 60 bin küçük ve büyükbaş hayvan, bu rayların döşeneceği köylerde besleniyor. O yüzden gelin bu arazilere kıymayın' diyerek projenin durdurulmasını talep etmiş.

ATI ALAN ÜSKÜDAR'I GEÇMİŞ

Birkaç gün önce Alpu'daki babadan kalma arazisini satan bir bayanın beyanını okudum.

Şöyle diyor:

'Babamdan kalan tarlayı ekip biçecek kimseniz kalmadı. Şehre göç ettik. Kızım evlenecekti. Tarlayı satıp kızımı evlendirdim ve Eskişehir'den ev aldım.'

İkinci bir örnek:

Yaklaşık 10 yıldır Alpu'da, Bozan'da gerek Eskişehir dışından gerekse Eskişehir'den birileri tarla topladı.

Bu tarlaları siz satmadıysanız komşunuz, akrabalarınız sattı.

Değerinin çok üzerinde tarlaları satanlara o yıllarda neden karşı çıkmadınız?

Veya ihtiyaçtan dolayı tarlasını satışa çıkaranların tarlalarını neden sizler almadınız?

Geçmişte uyuyordunuz da bugün mü uyandınız?

Atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmiş bugün Alpu'lular yakınıyor!

* * *

URAYSİM projesinin ilk gündeme geldiği günün üzerinden nerede ise 10 yıl geçti.

URAYSİM Projesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde Kalkınma Bakanlığı tarafından 2012 yılında onaylandı.

O günlerde bu projeden Alpu'luların haberleri yok muydu?

Neden o yıllarda karşı çıkmadılar?

Kömürlü Termik Santralın yapımının iptali için göstermiş olduğunuz direnişi URAYSİM içinde gösterseydiniz.

Bugün iş işten geçmiş.

İdari binaları yapılmış, rayların döşeneceği test merkezinin alanı belirlenmiş, kamulaştırmalar başlamış şimdi ise 'karşıyım abi karşıyım' diyorsunuz.

* * *

Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı M. Sadık Yurtman, 'Bozan'ı da kapsayan birçok verimli topraklar oradaki vatandaşın elinden alınarak zorla kamulaştırıldı. Kamulaştırma genişledikçe bu haliyle Bozan'ın ne tarımı ne hayvancılığı kalacak. Burası tamamen sanayiye dönüşecek. Dönüşünce de bizim verimli topraklarımız yavaş yavaş yok olacak' diyor.

* * *

Sadık Yurtman'a şunu soruyorum:

-Bugün kamulaştırmaya karşı çıkanlar geçmişte arazilerinin yanındaki tarlaların Eskişehir dışında yaşayan birilerinin toplamasına neden engel olmadılar?

O gün satışa ses çıkarmayanların bugün ise 'test merkezine karşıyız' demelerini pek inandırıcı bulmuyorum.

Karşı çıkanların arasında kamulaştırma bedelini düşük bulduklarını söyleyenlerin olduğunu duyuyorum.

Tarlalarına istedikleri para verilsin 'karşıyım' diyenler ilk sırada gidip imza atarlar.

ÇAKIRÖZER'İN YAKLAŞIMI DOĞRU

'Karşıyım' diyerek böylesine önemli ve Eskişehir'e gelecekte ciddi anlamda katma değer getirecek projeyi, 'biz istemiyoruz, gidin başka ile yapın mı' demek istiyorsunuz.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'in şu önerisi mantıklı, uygulanması da zor değil:

'Eskişehir demiryolcu kenti. Raylı sistemler alanında yatırım yapılması olumludur. Çiftçiler de projeye karşı değil. Ama Anadolu'nun verimli tarım topraklarını yok etme pahasına yapılmasına karşıyız. Aynı bölgede kıraç topraklar var. Hem de hazine arazisi. Oraya yapılarsa proje daha az maliyetle, tarımsal üretim kaybı yaşamadan ve daha süratli hayata geçirilebilir. Bu konuda hukuki mücadele de başlatılıyor. Ama dava sonucunu beklemek yerine Anadolu Üniversitesi kendisi karar alarak, projenin yerini değiştirmelidir '.

* * *

Verimli tarım arazilerinin yok olmasına bende göz yumamam. Geçmişte 'yetiştirdiğimiz ürünlerle kendi kendimize yeten ülke' idik…

Bugün birçok tarım ürünlerini ithal ediyoruz. Bununda önemli sebeplerden birisi tarım arazilerinin üzerine konut ve fabrikaların yapılması.

Her ne kadar geç kalınmış da olsa rayların döşeneceği alanın değişmesi için Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı ikna edilmeli.

Bunun için başta AK Parti'nin 3 milletvekili olmak CHP ve İYİ Parti milletvekilleri, Anadolu Üniversitesi Rektörü birlikte Bakan'a taleplerini iletirlerse rayların döşeneceği yer değişikliği söz konusu olabilir.

Bunun gerçekleşmesi için tek yumruk olmak zorundayız.

Zor ama önemli olan da zoru başarmak…

* * *

Hamid Yüzügüllü ve Huzurevi

Sivrihisar İlçesi Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü, ilçe de yaptığı değişimlerle herkesin gönlüne girdi.

2. Döneminde de ilk dönemde olduğu gibi farklı farklı hizmetlere imza atıyor.

İlçesinin tanıtımı konusunda gerek bakanlıklar düzeyinde gerekse kendi gayretleriyle ciddi atımlar attı.

Atmaya da devam ediyor.

Bunun için sadece belediyenin öz kaynağını kullansa yetmez.

Sponsorlar ve hayırseverlerin destekleriyle gerçekleşiyor bazı hizmetler.

Yıllar sonra ilçelerine ziyarete gidenler değişimi daha net olarak görebiliyorlar.

* * *

Örneğin 2020 yılında COVİD-19 salgını nedeniyle yapamadığı, bu yılda ertelenen 'Sucuk Festivali'.

Bu festivale hem Eskişehir merkezden, hem diğer ilçelerden hem de şehir dışından binlerce insan geliyor.

İlçe dışında yaşayan bazı Sivrihisarlılar festivali bahane edip 3-4 gün öncesinden doğup büyüdükleri, hatıraların yaşandığı ilçesine gelerek hem akrabalarını ziyaret ediyor hem de ilçeyi geziyor hem de anılarını tazeliyor.

* * *

Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü, ilçe halkının da destekleriyle 'Huzur Evi' inşaatı başlatmıştı.

Yapımı tamamlandı.

Nasreddin Hoca Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Huzur Evi, Sivrihisar Belediye Başkanı ve Huzur Evi Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Hamid Yüzügüllü, Huzur Evi'ni Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına devretti.

* * *

Birilerinin aklına 'Sivrihisar'da bu Huzur Evinde kalacak kaç kişi var?' diye soru takılabilir.

Bakın yıllar önce de Mihalıççık'ta da 'Selami Vardar Yaşlılar Köşkü' adı altında Huzur Evi yaptırıldı.

2004 yılında hizmete girdi ve 54 kişi kapasiteli.

O günlerde de 'burada kim kalacak' diyenler vardı.

Doluluk oranı yüzde 100.

Demek ki ihtiyaç var.

* * *

Eskişehir'de merkez de iki adet Huzur Evi var.

İkisinin de kapasitesi dolu.

İlçelerde yapılan Huzur Ev'leri Eskişehir'in merkezindeki Huzur Evleri'nin yükünü hafifletiyor.

Yaşları ilerlemiş. Bakacak birinci derece yakınları kalmamış veya onlara yük olmamak için yaşamlarının geride kalanını Huzur Evlerin de geçirmek isteyenlerin sıra beklediklerini biliyorum.

Şimdi o sıra bekleyenler Sivrihisar'da hizmete girecek Huzur Evi'ne müracaat etmeleri halinde şartları uygunsa yeni yaşam merkezin de hayatlarının geri kalan bölümünü geçirecekler.

* * *

Diğer ilçe belediye başkanları da özellikle de Beylikova Belediye Başkanı Özkan Alp'te bir girişimde bulunacak olursa, Hamid Başkan'ın modeliyle ilçesine Huzur Evi kazandırabileceğine inanıyorum.

Kendisinde o güç var.

* * *

Cep yakan fiyatlara karşı reçete hazır!

Son aylarda hızla artan gıda fiyatlarından tüketiciler şikayetçi.

Bu konuda gerek Tüketiciyi Koruma Derneklerine gerekse bakanlıklara her gün çok sayıda ürün şikayetleri yapıldığını biliyorum.

Bakanlıklar bu konuda gerekli denetimlere başladı.

Aşırı fiyat artışı olduğu tespit edilen ürünleri üretenlere veya toptancılara gerekli yasal işlemler yapılıyor.

Buna rağmen artışlarda devam ediyor.

* * *

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Tarım Meclisi toplantısında gıda fiyatları ve denetimler değerlendirildi.

Toplantı sonrası çözüm önerileri paylaşılırken, gıda fiyatlarını düşürmek için 5 öneri gündeme getirildi. Tarımsal üretimin artırılması vurgulanırken, tarım ve gıda sektöründe bazı giderlerin desteklenmesi gerektiği belirtildi.

'HAKSIZ FİYAT ARTIŞLARIYLA MÜCADELE EDİLMELİ'

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Tarım Meclisi toplantısında gıda fiyatları ve denetimlerinin değerlendirildiği toplantıda, 'Sebze, meyve, yağ ve bakliyat gibi ürünlere büyük oranda zamlar yapıldı. Haksız fiyat artışlarıyla hiç kuşkusuz mücadele edilmeli ancak temel sebepler de göz ardı edilmemeli' önerisi yapıldı.

5 MADDELİK ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Tüm sektör paydaşlarından gelecek çözüm önerilerinin, Merkez Bankası ve ilgili bakanlıklara iletilmek üzere TOBB yönetimine bir rapor halinde sunulacağı çözüm önerileri şöyle sıralandı:

  • Tarımsal üretim arttırılmalı ve verimli hale getirilmeli, iyi tarım uygulamaları geliştirilmeli.
  • Tarım sigortaları yaygınlaştırılmalı.
  • Tarımsal üretimde mazot, gübre, ilaç başta olmak üzere girdi maliyetlerindeki Özel Tüketim Vergisi düşürülmeli.
  • Gıda maddelerindeki Katma Değer Vergisi oranı düşürülmeli.
  • Tarımda kullanılan elektriğin tarımsal destekleme kapsamına alınmalı.

* * *

Son aylardaki aşırı fiyat artışlarından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'da rahatsızlığını dile getirdi.

O zaman TOBB'un bu beş maddelik önerisi acilen dikkate alınarak fiyatların düşürülmesi konusunda yapılan öneriler dikkate alınmalı.

Bu öneriler hayata geçtiği takdirde üreticilerin yakındıkları maliyet artışlarının da önüne geçilir hem de aşırı fiyat artışlarının önüne geçilir.

* * *

Haddini Bilmek

Küçük bir fare bir devenin ipini eline almış kasıla kasıla yürüyormuş. Deve ise huyunda ki yumuşaklık yüzünden hiç çekinmiyormuş.
'Ben ne pehlivan ne yiğit biriymişim,' diye büyüklenmeye başlamış. Farenin bu halini gören deve…
'Ben sana gösteririm' demiş içinden.
Gide gide büyük bir ırmak kenarına gelmişler. Irmak öyle derinmiş ki kocaman bir fil bile o ırmakta dermansız kalırmış. Fare orada durup şaşkınlıktan kaskatı kesilmiş.
Deve demiş ki;
'Ey dağda ovada bana arkadaş olan küçük fare. Bu duraklama da niye. Haydi, ırmağa cesurca ayak bas gir suya. Sen kılavuzsun, yol ortasında durma da dal bakalım' demiş.

Fare şöyle cevap vermiş.

'Bu su pek büyük, pek derin bir suya benziyor arkadaş. Ben boğulmaktan çok korkuyorum' demiş.

Deve: 'Hele bir göreyim ne kadarmış bu su' deyip hemen ayağını suya atmış.

Sonra da;

'A kör fare su sadece diz boyuymuş neden bu kadar korktun ki' demiş.
Fare;
'Sana karınca ama bize ejderha. Dizden dize fark var. Ey hünerli deve, sana diz boyu ama benim tepemden yüz metre geçer bu su' diye kekelemeye başlamış.
Fare hatasını anlamış mahcup olmuş. Boyundan büyük bir işe girdiği için kıpkırmızı kesilmiş ve şunu demiş.
'Ben artık kılavuz olmaktan vazgeçtim'.
Deve de ise hiç böbürlenmeden.
'Öyleyse bir daha kibirlenme de canın yanmasın. Sen artık haddini bil de kendin gibi farelerle boy ölçüş' demiş.
Fare çaresizlik içinde;
'Tövbe ettim Allah hakkın için beni bu derin sudan geçir' demiş.
Deve her şeye rağmen farenin bu haline acımış.
'Haydi, hörgücüme zıpla da otur. Bu geçiş benim işim, senin gibi yüzlercesini de kolayca bu sudan geçiririm. Ama herkes haddini bilmeli ve asla gurura kapılmamalı' demiş.

(alıntı)

* * *