Doktora gitmiş, muayene olmuş, reçeteni almışsın. İlacını almak için eczaneye uğradın.
O da ne?
Önce aldığın ilaç için 'cüz'i (!) bir katkı' istiyorlar. Maaşından kesilecek olanı saymıyorum bile!
***
Kanser hastalarından hiçbir hastanede muayene, tetkik masrafı, ilaç parası alınmaz.
Özel hastanelerde bile…
Masrafı devlet karşılar.
Daha girişteki bankoda 'katkı' deniyor.
Sonra tetkikler ve 'yine katkı'.
İlaca da sıra gelecek tabii ki; 'orada da katkı.'
***
Askere gitmek istemiyorsun.
Zaten askerlik çağındaki kişi sayısı, TSK'nın ihtiyacının çok çok üzerindeymiş. (Devlet büyüklerim yalan söyleyecek değil ya!)
Öyleyse en iyisi 'bedelli'.
Öde bedelini, askerlik yıllarını satın al.
Oh ne ala!
Gariban mı dediniz?
Gitsin askere canım!
***
Bir arsan varsa üzerini betonlaştırman şart. Alıyorsun inşaat iznini, başlıyorsun inşaata. İzinli bilmem kaç kat tamam da, yasaya uymak şart mı?
Âdettendir, kaçak bir kat da çıkmak gerekir. Nasıl olsa bir yolunu bulur iskanı alırsın ileride; burası Türkiye, kesinlikle af çıkar.
Komşu da 'gecekondu' yapmış.
Devasa boyutta 'kocakondu' yapan müteahhitler affedilirken gecekonduya mı dokunacaklar.
Sonra bir yasal düzenleme yapılır; sen de kendini 'imar barışı' havuzuna atarsın.
Basıyorsun parayı,
Yaptığın haksızlığı satın alıyorsun; iyi mi?
Yasaya uygun davranan yurttaşlara haksızlık mı dediniz?
Bana ne canım; onların nerede yaşadıklarından haberi yok mu?
***
Yedi yıl tıp okumuşsun.
Bir türlü güvenlik soruşturmasını geçemiyorsun, atanamıyorsun.
Bastırıyorsun parayı,
Diploman olduğu, ailen yıllarca sana para döktüğü halde, yeniden doktor olarak çalışma hakkını satın alıyorsun!
***
Hemen her hizmet ve malda fiyat güncellemesi (!) yapılırken;
İşçiye, memura gelince ucu dar keselerle pazarlığa oturulurken;
Sosyal (!) devlet olmanın gereği, hemen her alanda ücretsiz verilmesi gereken hizmetlere 'katkı' sosu eklenirken;
Vergi zamlarıyla, vergi barışıyla toplanmaya çalışılan paralara; son günlerde sayıca artan trafik ve zabıta denetimi haberlerine bakınca;
(İhalelerde ve diğer devlet işlerindeki yan cebe uygun boyutlu zarf, sumen altı, dosya içi vb. ilişkileri bilmiyoruz bile…)
Anlaşılan 'hazinede para suyunu çekti.'
***
Eeee!
Koca devlet ve kerli ferli devlet adamları, hatta kendilerinin zevceleri, mahdumları…
Elbette zırhlı lüks arabaya, özel uçağa falan binecek.
Yalnız benzin pahalı!
Normal bir araba 100 km'de 6-9 litre benzin yakarken, devlete ait bazı arabalarının (Sayıştay raporuna göre) 100 km'de 40-60 litre yakma huyları var!
Hadi sevgili vatandaşım,
At bi sakal da işleri görülsün.
Muratoğlu'nun deyişiyle:
'Hacı Murat'a mı binsinler yani?'