1 Kasım'da yapılacak Erken Genel Seçimlerine sadece 22 gün kaldı.

MAKUS TALİHİNİ YENDİ
Sürenin azalmasına rağmen Eskişehir'de fazla bir seçim heyecanı yok. 7 Haziran seçimlerinde. 208 bin 226 oy (%39,3) alan CHP birinci parti oldu. Eskişehir'deki 69 yıllık makus talihini yendi. Türkiye çok partili seçim sistemine 1946'da geçti. CHP o tarihten bugüne yapılan hiçbir seçimde Eskişehir'de birinci parti olamamıştı.

AKP İKİNCİ OLDU
190 bin 335 oy (%35,93) alan AKP CHP'nin gerisinde kaldı. 89 bin 226 (%16,84) oy alan MHP üçüncü oldu. Türkiye'de seçim barajını aşan HDP Eskişehir'de sadece 18 bin 957 (% 3,58) oy alabildi. Saadet Partisi de 12 bin 154 (% 2,29) oy aldı. CHP üç milletvekili (Gaye Usluer, Utku Çakırözer, Cemal Okan Yüksel) çıkardı. AKP iki vekilde (Nabi Avcı, Salih Koca) kaldı. MHP'de ise Ruhsar Demirel ikinci defa Eskişehir Milletvekili seçildi.

YÜKSEL Mİ GÜNAY MI?
1 Kasım öncesinde 5 milletvekili adayının seçilmesine garanti gözüyle bakılıyor. CHP'nin ilk iki sıra adayı Gaye Usluer, Utku Çakırözer, AKP'nin ilk iki sıra adayı Nabi Avcı, Harun Karacan ile MHP'nin ilk sıra adayı Ruhsar Demirel seçilmeleri garanti olarak görülüyor. Bir sürpriz olmaz ise Eskişehir'in beş milletvekili bu isimlerden oluşacak. Herkes Eskişehir'in altıncı milletvekili kimin olacağını merak ediyor. 'Cemal Okan Yüksel mi, yoksa Emine Nur Günay mı olacak?' Büyükerşen-Ataç-Kurt mu yoksa Avcı-Karacan mı seçimi kazanacak? Bunu 1 Kasım gecesi öğreneceğiz…

**************

Cumartesi
Hikayeleri

İLK TÜRK KADIN AVUKAT LOKANTAYA GİDİNCE...
Süreyya Ağaoğlu, Türkiye'nin ilk kadın avukatıdır. 1924-1925 ders yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra, Ankara'ya ailesinin yanına döner. Bir arkadaşıyla birlikte Adalet Bakanlığı'nda staja başlar.

HOMURDANMALAR
YÜKSELİR
İlk günlerin heyecanı geçince, bir sorunla karşılaşırlar: Öğle yemeği işini nasıl çözeceklerdir? Evlerine gidemezler, evleri Bakanlığa çok uzaktır. Lokantaya da gidemezler. Aslında o zamanlar Ankara'da yemek yenebilecek bir lokanta, İstanbul Lokantası vardır. Ama, hep milletvekillerinin yemek yediği bu lokantada, kadınların yemek yediği görülmüş şey değildir. Türkiye'nin, bu ilk kadın stajyer avukatları, öğle yemeklerini, bir süre için peynir ekmek yiyerek geçiştirirler. Ama sonunda dayanamazlar. Zamanın Basın-Yayın Genel Müdürü olan babası Ahmet Ağaoğlu'na giden Süreyya, öğle yemeklerini İstanbul Lokantası'nda yiyebilmek için izin ister. Ahmet Ağaoğlu, bunda bir sakınca görmez, peki, der. İki arkadaş, ertesi gün öğleyin lokantaya gider, küçük bir bölümüne geçip güzel güzel karınlarını doyurur. Ahmet Ağaoğlu'nu ve kızını tanıdıkları için kimse yüzlerine bir şey söyleyemez, ama arkalarından konuşmalar başlar. Homurdanmalar ve şikayetler yükselir. Şikayetler aynı gün, zamanın Başbakanı 'Rauf Bey'e de iletilir. Rauf Bey de Ahmet Ağaoğlu'nu arayıp durumu anlatır.

'BABANIN HAKKI VAR'
Süreyya, o akşam eve döndüğünde, babasının kendisini beklediğini görür. Ahmet Bey hemen konuya girerek, 'Başbakan Rauf Bey, senin ve arkadaşının lokantada yemek yediğinizi ve herkesin bunu konuştuğunu anlattı. Bundan sonra öğle yemeklerine bana gelin,' der. Süreyya çok üzülür, ama yapacağı bir şey yoktur. Birkaç gün sonra, Atatürk ve eşi Latife Hanım, Ahmet Ağaoğlu'na misafirliğe gelir. Sohbet edilirken, söz bu konudan açılınca, Süreyya Hanım, olayı bütün açıklığıyla Atatürk'e anlatır. Onun, kendisini anlayacağını ve destekleyeceğini düşünmektedir. Oysa, onu dinleyen Atatürk, 'Babanın da, Rauf Bey'in de hakkı var' demesin mi? Büyük bir hayal kırıklığına Süreyya, ertesi gün bakanlıktaki odasında çalışırken, bir yetkili telaşla içeri girer : 'Süreyya hazırlan, Paşa seni yemeğe götürecekmiş !'
'YARIN BURAYA
GELECEK'
Süreyya şaşırır, apar topar kapının önüne çıkar. Yanında bir milletvekili ve yaveriyle arabada oturan Atatürk, onu görünce, 'Latife bugün seni öğle yemeğine bekliyor' der. Süreyya hem şaşkın hem sevinçlidir. O bindikten sonra hareket eden otomobil İstanbul Lokantası'nın önünden geçerken, Atatürk, birden şoföre durmasını söyler. Bozüyük milletvekili Salih Bey telaşla yanlarına gelince, Atatürk, herkesin duyabileceği bir sesle, ona, 'Bugün Süreyya'yı bize götürüyorum, ama yarın buraya gelecek, yemeğini lokantada yiyecek..' der. Süreyya'nın şaşkınlığı daha da artar. Ne olup bittiğini, Latife Hanım, yemekte, onun kulağına eğilip, 'Paşa, dün akşam bu lokanta olayına çok kızdı, ama babanı senin yanında ezmek istemediği için kızgınlığını belli etmedi. Eve gelir gelmez, birkaç milletvekilini arayarak, yarın mutlaka eşleriyle birlikte lokantaya öğle yemeğine gitmelerini söyledi' deyince durumu anlar. Süreyya Ağaoğlu, ertesi gün, arkadaşıyla İstanbul Lokantası'na gittiğinde, birkaç milletvekili eşinin de ilk kez orada olduğunu görür. Kimse onları bakışlarıyla bile rahatsız etmeye yeltenemez. Bu bir ilk olur. Atatürk ve Türkiye'nin ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu, kadınların, tıpkı erkekler gibi, bir lokantada yemek yiyebilmesine de öncülük etmiştir...

*****

foto şaka

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı: Müdür Bey, benim 'Proje Okulu' buluşum sayesinde bak ne güzel yandaş nesil yetiştireceğiz. Cumhurbaşkanı bu buluşumdan dolayı benim alnımdan öper.

İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen: Bakanım görevden alınan öğretmenler de benim alnımdan mı, yoksa başka bir yerden mi öperler, bilemem...