CHP'li belediyeler pandemi başlayıp işyerlerinin faaliyetlerinin geçici süre ile durdurulmasından sonra yardım kampanyası başlatmışlardı.
Kampanyaya katılanların yaptıkları bağışlarla mağdur olan işyeri sahiplerine ayni ve nakdi yardımlar yapmaya başlamışlardı.
Belediyelerin topladıkları bu bağışların yasal olmadığı gerekçesini öne süren İç İşleri Bakanlığı genelge yayınlayarak kampanyayı durdurdu.
Belediyelerin açtıkları banka hesaplarında biriken paraları da hazineye gelir olarak aktarmışlardı.
* * *
Belediyelerin İBAN numarası vererek para toplamaları İç İşleri Bakanlığı genelgesiyle durdurulunca belediyelerde farklı kampanya başlattılar.
Nakdi yardım yerine aynı yardım yapılması için yardımseverlere çağrıda bulundular.
Hayırsever vatandaşlarda belediyelerin çağrılarına uyarak ya banka hesap numaralarına yatıracakları paralarla ayni (doğrudan parasal olmayan; ürün ya da hizmet olarak sağlanan yardım) şeklinde yapmaya başladılar.
Ya toptancılara giderek koli hazırlattırıp belediyelere verdiler. Ya da güçleri oranında aldıkları gıda maddelerini ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için teslim ettiler.
* * *
Büyükşehir Belediyesi farklı bir uygulamaya geçti.
'Şehir Paylaşmaktır' adıyla başlattığı kampanya ile hazırlattığı gıda paketlerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere kendi özel büfelerinde veya market.eskisehir.bel.tr üzerinden satışa çıkardı.
Hayırseverlerin aldığı erzak kolileri de gerek şehir merkezindeki özellikle işyerleri geçici süreyle kapatılan esnaflara ve ardından da ilçelere gönderilerek ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor.
Hatta gıda paketlerinin satışı sadece Eskişehir'de değil yine internet üzerinden Türkiye geneline de yapılabiliyor.
Bu vesile ile alan el veren eli görmüyor.
* * *
Odunpazarı Belediyesi de hayırseverlerden topladığı, belediye bütçesinden de aldığı erzakları dar gelirli vatandaşların ücretsiz ihtiyaçlarını 'Halk Market' üzerinden gidermeleri için alışveriş kartı veriyor.
Yine aylardır işyerleri kapalı olduğu için ekonomik sıkıntıya giren esnaflar ve ihtiyaç sahipleri 'Halk Marketten' ihtiyaçlarını temin ediyor.
* * *
Tepebaşı Belediyesi de gerek belediye bütçesinden gerekse hayırseverlerden topladığı erzak paketlerini bağlı bulundukları odalar vasıtasıyla esnaflara dağıttı.
Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri, Pandemi nedeniyle aylarca işyerleri geçici süreyle kapatılan ve dar gelirli vatandaşların zor durumda yanlarında oldular, olmaya da devam ediyorlar.
DANIŞTAY GENELGENİN İPTALİNİ REDDETTİ
İçişleri Bakanlığı belediyelerin yardım toplayamayacağı bir genelge yayımlayarak durdurması üzerine İBB, bu genelgenin iptali için başvurduğu Danıştay, belediyelerin yardım kampanyası düzenleyerek para toplayamayacağına karar verdi.
İçişleri Bakanlığı'nın genelgesiyle 'yardım toplama' kampanyasını durduran İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İçişleri Bakanlığı genelgesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.
Danıştay 10. Dairesi, genelgenin iptali yönündeki başvuruyu reddetmişti. İBB'nin bu karara yaptığı itiraz sonuçlandı.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, belediyelerin yardım kampanyası düzenleyerek para toplayamayacağına karar verdi.
ÜÇ ÜYE MUHALİF KALDI
Oy çokluğuyla alınan karara 3 üye muhalif kaldı. Kararın gerekçesinde, 'Koronavirüs ile mücadele sürecinde, İstanbul ilindeki ihtiyaç sahiplerine ve yaşlı vatandaşlara destek olmak amacıyla banka hesap numaraları ilan edilerek yapılan yardım çağrılarının 'yardım toplama' faaliyeti kapsamında olduğu, belediyelere ilişkin mevzuatta belediyenin gelirleri arasında sayılan 'bağış kabul etme' olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır' denildi.'
BELEDİYELER YARDIM TOPLAYAMAZ
Kararda, belediyenin mevzuatı gereği yardım toplama yetkisinin olmadığı, izin almaksızın yardım toplamasının mümkün olmadığı yönündeki İçişleri Bakanlığı genelgesinin hukuka aykırı bulunmadığı vurgulandı.
YARDIM ÇAĞRISINDA BULUNABİLİRLER
Karara muhalif kalan üç üye, yazdıkları karşı oy yazılarında belediyelerin yardım çağrısında bulunup bağış toplayabileceğini belirttiler. Karşı oy yazısında şu görüşler dikkat çekti:
'Doğal afetlerle ilgili çalışmalar yapmak, sosyal yardım ve destek sağlamak belediyelerin görevleri arasında olduğundan, belediyeler bu görevlerini yerine getirirken bağış/yardım yapılması çağrısında bulunabilirler. Bu bağlamda yardım ve bağış kavramları belediyeler yönünden iç içe geçmiş ve bir birini tamamlayan kavramlardır. Bağış kabul etme yetkisi bulunan belediyenin bu yolla elde ettiği geliri nerede harcayacağı konusunda elbette ki takdir yetkisi vardır. Harcama kalemi ile ilgili iradesini bağış yapıldıktan sonra belirleyebileceği gibi, bağış yapmaya davet aşamasında da somutlaştırarak beyan edebilir. Harcama yerine ilişkin irade beyanı bağış yapmaya teşvik niteliğinde olup, Belediyenin bağış yoluyla elde ettiği gelirleri nerede harcayacağının önceden beyan etmesinden hareketle bu faaliyetin 2860 sayılı Kanun kapsamında bir yardım toplama niteliğine dönüştüğü ileri sürülemez. Diğer taraftan belediyelere tanınan bağış kabul etme yetkisi; başka bir idarenin iznine bağlı olmadığı gibi, belirli bir amaç ve süre şartına bağlı olmaksızın sürekli kullanılabilen genel bir yetkidir.'
* * *
Danıştay 10. Dairesi 'belediye mevzuatına göre belediyeler yardım toplayamaz' diyerek, bunun hukuka aykırı olduğuna karar verdi.
Böylelikle belediyelerin nakdi yardım toplamalarının da önü kapanmış oldu.
Mademki belediyeler 'İban Numarası vererek nakdi yardım toplayamaz' o zaman belediyeler Büyükşehir ve Odunpazarı Belediyelerinin taktiğini uygulayarak, ayni yardım toplayarak ihtiyaç sahiplerine bu şekilde yardımlarını yapmayı sürdürebilirler.
Bu uygulamalar mevzuata aykırı değil.
* * *
'AK PARTİ YÜZDE 17-20 MHP İSE YÜZDE 4-6'
İnternette gezinirken İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın attığı Twit'in haberleştirilmiş olduğunu gördüm.
İlginç bir Twit gerçekten.
Çıray, kendi sosyal medyasında uluslararası bir kuruluş adına yapılan anketin rakamlarını paylaşmış. AK Parti ve MHP'nin oy oranlarını veren Çıray, kendi partisine ilişkin ise, 'Sadece İYİ Parti geliyor demekle yetinelim' demiş.
Çıray, telefonla yapılan anketlerde katılımcıların doğru yanıt veremediğini, şu anda tüm anketlerin telefonla yapıldığını da kaydetmiş.
'Millet fişleneceğinden korkarak doğru yanıt veremiyor. Ama uluslararası bir kuruluş adına yapılan yüz yüze çalışmadaki gözlemsel verilere göre... AKP %17-20 MHP %4-6 Diğerlerine gelince. Sadece İYİ Parti geliyor demekle yetinelim.'
* * *
Aytun Bey, AK Parti ve MHP verilerini paylaşırken keşke İYİ Parti'ye yani partisinin istatistiğini de açıklasaydı daha inandırıcı olurdu.
'Sadece İYİ Parti geliyor' derken oyu yüzde kaç?
'Sadece İYİ Parti geliyor' diye paylaşım yaptığına göre yüzde oy oranı 50'nin üzerinde mi?
Parlamento da çoğunluğu mu sağlıyorlar?
Yoksa sosyal medyasında AK Parti'nin yüzde 17-20 diye paylaştığı oy oranını mı geçiyor İYİ Parti.
Kafalarda oluşan bu soru işaretlerini giderecek somut veriler ortaya koymadığı sürece bu rakamlar pek inandırıcı olmaz.
Anketi yaptığını belirttiği 'Uluslararası Kuruluş' ankete ait tüm verileri kendi internet sitesinde yayınlamadığı sürece, AK Parti ve MHP'nin oy oranlarındaki o rakamlara şüpheyle bakılır.
* * *
İYİ Parti'nin son kurultayında İzmir Milletvekili Aytun Çıray 'oy verilmeyecekler' listesinde yer almıştı.
Kurultaydan sonra da partisinden istifa edeceği dedikoduları yapılmıştı.
Çıray ise, 'Ben bu partinin ana kurucularından biriyim, başta gelen, önde gelen. Bu parti bizim evladımız gibi. Ben bu partiyi korumak için mücadele ediyorum. Dolayısıyla niye istifa edeyim, etmem' demişti.
Hatta partisinin cumhur ittifakına doğru kaydığını iddia etmişti.
* * *
Çıray, son kurultaydan sonra, 'Önceki kurultayda 505 oy alarak birinci olan Aytun Çıray, bir yıl içerisinde nasıl olur da ilk 100'e dahi giremeyebilir? Bu hayatın doğal akışına uygun değildir' diyerek kendisine oy vermeyenleri eleştirmişti.
Attığı Twitte partisinin oy oranını açıklamadığına göre 'İYİ Parti geliyor' derken acaba 'İronimi yapıyor' diye kafalarda bir soru işareti bıraktı.
* * *
Şu bir gerçek…
Bunu kiminle siyaset konuşsam çoğunluk, 'Meral Hanım son aylarda çok ciddi çıkış yakaladı. Herkesim derdini dinliyor. Grup toplantısında her kesimin temsilcilerini kürsüye çıkartıp konuşturuyor. Bu da seçmenin ilgisini çekiyor ve hoşuna da gidiyor. İYİ Parti'nin oy oranı yükseliyor' diyor.
Bazı anketlerde İYİ Parti'nin oy oranı yüzde 12 ile 15'ler de olduğu gösteriliyor.
O rakamlar İYİ Parti'nin baraj sorunu yaşamayacağını gösteriyor.
Bende önümüzdeki pazar günü seçim olsa en az yüzde 15 oy alacaklarına inanıyorum.
Kimileri ise yüzde 25'i bulabileceğini söylüyor.
'Olur' da 'olmaz' da diyemem.
Meral Akşener'in her kesim ile yaptığı görüşmeler sonucunda artı kazandığını düşünüyorum.
Özellikle kadın ve gençler büyük ilgi gösteriyor.
Bakalım sandığa yansıması nasıl olacak?
* * *
güven VEYA GÜVENSİZLİK…
Biz insanlar yaşamımızla ilgili yol çizgilerimizde, kendimize, kendimizden başka herkesi rehber ediniriz. Yetmez bir de ilah yaparız onları. Gözümüzü boyayan şey, her ne ise, acizliğimizin emrindedir belli ki.
Deneyim, tecrübe gibi donanımla olgunlaştığını düşündüklerimizin, kişiliklerindeki yalpalanmaya tanıklık ettiğimizde ise, darmadağın olur ve asıl sınavı o zaman veririz. İnanmak istemeyip kaç kez test ettiğimiz ise gücün kaynağını işaret eder zihnimize. Kendindeki keramet kıvılcımları art arda çakmaktan vazgeçmese de görmez başkalarına odaklı kör gözlerimiz.
Niye peki bu teslimiyet!
Dünya görüşleri ayrıcalıklı gelir önce size, sonra göz boyayan iyicil bakış açıları. Söylenenlerle yaşanılanlar arasındaki uçurum, işte o gerçeğin gün yüzündeki suretiyle tanıştırır sizi. Buharlaşıp gittiğini gördüğünüz, ilah yaptığınız insanların yolundan yürümeyi bırakmadığınız sürece, ilk ihaneti kendinize yapıyorsunuz elbette.
Hele bir de alışılmışsa çoktan…
Aynı kişiye birden fazla güvenmek ise akıl noksanlığıyla eşdeğerdir.
Hem akıldan, hem kendinizden noksanlık ise, duygusal aptallıktır.
Kendi içindeki hazineyi keşfedemeyenlerin acizliklerinden kaynaklanır bu, gereğinden fazla övgü ve itaat zorunluluğu doğuran zayıflığımız, gerçeğin acı yüzüyle tanıştırıverir bizi.
* * *
Saygı, hak edilene duyulduğunda layığını bulmuş olur. Körü körüne vermeye devam ettiğin de ise, yineliyorum, kendinize ihanet oluyormuş sadece.
Körü körüne rehber edinip itaat ettikleriniz ise, çoktan kendinden kimliğinden sıyrılıp zamanın uşağı olmuşlardır. Esnemeden bir duruş sergileyebilmek ne yazık ki dünya koşullarında imkansızdır. Sizi böyle bir beklenti içine sokanlar ise kendinden eksik olanlardır…
Kendi egosunu başkalarının pohpohlamasıyla kaşıyanların ne kadar aciz olduklarını görmek yetmez, onlara bu yolu açanların da kendilerine gelmeleri gerekir.
Kendine kaybolan insanların, kendilerini bulmaları için yine kendilerine ihtiyaçları vardır. Yol rehberi edinmek için bir başkasına ihtiyaç duymak, sahiden de gözü kapalı teslim olmayı seçmek. Eksik yanlarını tamamlamak için içindeki hazineyi keşfet, en iyi rehber, kendi içindeymiş kısacası.
* * *
İnsanlara güvenmeyen kişiler, insanların 'aldatıcı' davranışlarını doğal karşılar. 'Zaten insanlar dürüst değildir' der.
Onlar için doğal olmayan, 'güven veren' davranışlardır. Onlar bu davranışları görür.
Ama öbür taraftan insanlara güvenen insanlar, 'güven veren' davranışları doğal karşılar. 'Zaten insanlar dürüsttür' der.
Onlar için doğal olmayan, 'aldatıcı' davranışlardır. Onlar hemen bu aldatıcı davranışları görür.
* * *
Kısacası, insanlara güvenmemek hem başarıyı hem de huzuru olumsuz etkiliyor.
Onun için insanlara güvenmek iyidir.* * *