Anadolu'da futbol denilince akla ilk Eskişehirspor gelir. Bırakın Eskişehir'i, Anadolu'yu Türkiye'deki futbol severlere 'Eskişehirspor'un efsane olmuş kadrosunu say' deseniz hemen hemen herkes, Mümin Özkasap, İlhan Çolak, İsmail Arca, Kamuran Yavuz, Ayhan Aşut, Fethi Heper, Vahap Özbayer, Nuri Toygün, Burhan İpek, Ender Konca, Emin Ülper, Nihat Atacan'lı kadroyu ezbere sayar.
Anadolu takımlarının efsanesi olan Siyah-Kırmızılı Kulüp bugün mazisini arıyor. O efsane kulüp entübe olmuş can çekişiyor.
Bir avuç insanda yaşatmak için gecesini gündüzüne katmış var gücünle çabalıyor.
Bir zamanlar 'futbol' deyince 'Eskişehir' gelirdi akla ilk...
* * *
Yazımı yazarken Bilal Meşe'nin Milliyet Gazetesin de iki yıl önce yazdığı bir yazıyı hatırladım. İnternetten okumuştum. Kopyalayıp arşivime koymuştum.
İşte Bilal Meşe'nin o yazısının özeti:
'Futbolcusundan amigosuna... Başkanından taraftarına... Porsuk Çayı'ndan Kurşunlu Camii'sine. Bir bütündü, tek bir yürekti Eskişehir ve Eskişehirspor...
O efsane kadrosuyla Anadolu'nun gururu olurken, ligde 1968-69, 1969-70, 1971-72 yıllarında şampiyonlukları kıl payı kaçırarak ikinci olan Eskişehirspor'dan bahsediyoruz.
Eskişehirspor'un tarihine baktığımızda çok büyük başarılarla dolu yıllar karşımıza çıkar.
191-72'de Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası, 3 kez kazandığı Başbakanlık Kupası'nda final oynaması, Avrupa Kupalarındaki başarıları, 1970'te İspanyol devi Sevilla'yı Eskişehir'de 3-1 yenerek elemesi unutulmaz başarılarıdır...
Peki, ne oldu sonra?
Neden oldu?
Eskişehirspor nereye kayboldu?
Bu soruların yanıtlarını bulamıyor insan, zihinler yoruluyor!
Adını ne koyarsanız koyun, savurganlık, yalnızlık, ekonomik sıkıntı deyin fark etmez...
Çok güzel bir masaldı Eskişehirspor'un yaşadığı ve yaşattığı...
Ne yazık ki sonu güzel bitmedi.
Ama şu da var; bu masal asla bitmemeli...
Masal da değil, aslında efsane... Sürmeli...
Çünkü Türk futbolu bugün krizdeyse eğer, bu Eskişehirspor gibi takımların, düşünce tarzının, yaşamının, iddiasının, kendine has yıldızlarının, kentine ve kulübe gönülden bağlı futbolcularının olmaması yüzündendir.
Hem Eskişehir için...
Hem de Türk futbolu için...
Eskişehirspor efsanesi geri dönmelidir...
Öyle ise... Haydi hep birlikte...
Es es es ki ki ki eski eski es...
Kent olarak kenetlenme zamanıdır... El-ele verin, Anadolu'nun efsane ve lokomotif takımını eski günlerine döndürün...
Duyuyoruz, biliyoruz, kısır siyasi çekişmeler yüzünden neredeyse o güzelim takım ortada kaldı!
Söz konusu Eskişehirspor'dur, gerisi detaydır!
Gelin bir araya, masanın etrafında birleşin, siyaseti kenara itin, ya da dondurun, Eskişehirspor'a hayat verin!
Kaldı ki bu tip takımların kent ekonomisine olan katkısını kim inkar edebilir?
Ne dersiniz, eyy efsane takımın başkanları, yöneticileri, iş adamları ve de taraftarlar?
Haydi, görev başına...
* * *
Bakın Türkiye'nin en önde gelen yazarlarından olan Bilal Meşe Eskişehirspor'un içerisinde bulunduğu durumu ne güzel kaleme almış.
Bugün Siyah-Kırmızılı Kulübün borçlarını sıfırlayıp yeni bir beyaz sayfa açabilmesi için 25-30 milyon liraya ihtiyacı var.
İlk telaffuz edildiğinde çok büyük bir rakam gibi görülüyor.
Ancak sadece Organize Sanayi Bölgesi'nde irili ufaklı 400'e yakın fabrika var.
OSB dışındakileri de sayarsak 450 civarında.
Bincivarında da durumu çok çok iyi olan tüccar var.
Bu fabrikalar ile iş adamları isterlerse kulübün borcunu bir-iki günde kapatırlar.
* * *
Afyon'da Afyonspor için gece düzenleniyor.
Vali, milletvekilleri, iş adamlarının katıldığı gece de 2 Milyonu aşkın para toplanıyor.
Bursaspor'un transfer tahtasının açılabilmesi için şehirde herkes seferber oluyor.
Adlarını tek tek yazmayacağım.
Başka illerde de benzer yardım ve destekler yapılıyor. Şehrin adını taşıyan kulüplerini ayağa kaldırdılar. Göz göre göre yok olmasına gönülleri, vicdanları el vermemişler.
* * *
Dönüp Eskişehir'e baktığımızda sahipsiz bir kulüp olduğunu görüyorum.
Bir avuç insanı ayrı tutuyorum.
Kimsenin sahip çıkmadığı, belki de 'kapansın da kurtulalım' diyerek delikli kuruş bile yardım etmediği dönemde Mehmet Şimşek ve ona inanan insanlar bir delilik! Yaparak 'bu kulübün kapanmasına göz yumamayız. Paramız yok ama yaşatma adına inancımız var' diyerek sahip çıktılar.
Kulüp yönetimindeki insanların görünüşlerine baktığımızda 'aman aman zengin' insanlar değil.
Orta ölçekli ticaretle uğraşıyorlar.
Çok çok büyük paralar kazanmıyorlar.
O'na rağmen bugüne kadar gerek ceplerinden, gerek Siyah-Kırmızılı formanın aşığı taraftarların, 10'a yakın iş adamın vermiş olduğu paralarla 40 Milyona yakın borç kapattılar.
Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri de imkanları ölçüsünde destek olmaya çalışıyorlar.
* * *
'Madem kulübe maddi destek olmuyorsunuz bari dosya kapatın' diye kampanya başlatıldı.
'Bari kulübe para vermiyorsunuz takımın uçak ve deplasman masraflarını karşılayın. Kombine bilet veya loca alarak, stadyumdaki LED'lere reklam verin' dediler.
Bunda iki elin parmak sayısı da kadar insandan destek gördüler.
Hiç unutmuyorum.
Bir ilkokul öğrencisi kumbarasında biriktirdiği harçlıklarını kulübe bağışlamıştı.
O fotoğrafı görünce inanın gözlerim yaşardı.
Ama o fotoğrafı görmek istemeyenler görmezden geldiler.
* * *
Efsane takımın eski başkanları ile yöneticilerinin kulübe destek olup olmadıklarını bilmiyorum.
Hafızam beni yanıltmıyorsa Halil Ünal, Nebi Hatipoğlu ve Aydın Beğiter birer deplasman masraflarını karşıladıklarını hatırlıyorum.
Ama kendisi İstanbul'da yaşayan kalbi Eskişehirspor için atan 7C Basalia Şirketi Sahibi Ahmet Başal, Karacabeysporve söz vermemesine rağmen Amedspor maçlarının 100'er bin liralık galibiyet primlerini verdi. Şanlıurfa maçı uçak biletlerini karşıladı.
* * *
Aslında yazılacak çok şey var ama yazı uzadığı için burada kesiyorum.
Şu satırlarla bitiriyorum.
Eskişehir de bir avuç insan hariç herkes Eskişehirspor Kulübünün yok olmasına göz yumuyor.
Şunu iyi bilin ki bugün hala bırakın Anadolu'yu İstanbul'da bile Eskişehirliyim dediğim de 'Efsane Eskişehirspor'un yeri süper lig. Eskişehirliler kulübe neden sahip çıkmıyorlar' diye soruyor.
Türkiye Spor Yazarları Derneği Eskişehir Şube Başkanı olarak katıldığım eğitim seminerlerinde Türkiye'nin dört bir köşesinden gelen spor yazarları aynı soruyu soruyor.
Ben ise başımı eğip soruyu yanıtsız bırakıyorum.
'Eskişehirli sanayiciler, iş adamları kulübe destek vermiyorlar' diyemiyorum.
* * *
KRİZİN FATURASI BELEDİYELERE YÜKLENEMEZ
Belediye İş Eskişehir Şube Başkanı Kemal Azak, Büyükşehir Belediyesi önünde belediye çalışanlarının da katıldığı basın açıklaması yapmış.
Açıklamasında 5779 Sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere genel bütçe vergi gelirlerinden pay verilmesi hakkında kanunda belirtilen belediyelere ayrılan payın arttırılmasını talep ederkeniktidarı şöyle eleştirmiş:
'İktidarın her alandaki plansız beceriksiz yönetimi, yaşadığımız ekonomik krizi derinleştirmiştir. Deneme yanılma yoluyla uyguladığı politikalar sonucu, döviz artışları ve enflasyon rekor düzeylere yükselmiştir. Her ay açıklanan enflasyon rakamları, son 19 yıldaki enflasyon artışlarına yeni rekorlar getirmektedir. Elektrikten doğalgaza, akaryakıt ürünlerinden temel gıda maddelerine kadar yapılan fahiş zamlar, tüm emekçilerin üzerine kabus gibi çökmüştür. Tüm emekçiler gibi, ücretinden başka geliri olmayan belediye emekçileri de daha da yoksullaşmıştır. Bu nedenle sendikamız, belediye gelirlerinin arttırılması için de çaba harcamaktadır.
Yaşanan olağanüstü süreçler, belediye gelirlerinin artmasına yönelik önlemlerin alınması, özelliklede 5779 Sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere genel bütçe vergi gelirlerinden pay verilmesi hakkında kanunda belirtilen belediyelere ayrılan payın arttırılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu hayat pahalılığının sebebi biz emekçiler değiliz. Bu krizin bedelini bize ödetmenize izin vermeyeceğiz.'
* * *
Buraya kadar amenna…
Bir sendikacı olarak iktidarı eleştirebilir ve taleplerini bildirebilir.
Bir itirazım yok, olamaz da.
AncakBelediye-İş Eskişehir Şube Başkanı Kemal Azak'ın basın açıklamasındaki şu sözleri dikkatimi çekti.
'Yaşanan sıkıntılardan sadece halkımız değil, milyonlarca insanımıza, maliyetinde veya maliyetin de altında ucuz ulaşım, ucuz ekmek ve ucuz su hizmeti sunan binlerce üyemizin çalıştığı başta Büyükşehir, Odunpazarı, Tepebaşı Belediyemiz olmak üzere örgütlü olduğumuz tüm belediyelerde mali olarak olumsuz etkilendiğinin farkındayız. Belediye emekçileri olarak bizim için bu yoksulluk sürdürülebilir değildir. Belediye yetkilileriyle yapmış olduğumuz görüşmeler maalesef sonuçsuz kalmıştır. Belediye-İş Sendikası Eskişehir Şubesi olarak Büyükşehir Belediyesine, Odunpazarı Belediyesine, Tepebaşı Belediyesine ve örgütlü olduğumuz ilçe belediyelerine diyoruz ki, yapılması gereken açıktır. Var olan, yoksulluğu adaletsizliği ortadan kaldırmanın, tüm belediye emekçilerinin geçim derdi olmadan daha verimli hizmet üretmesinin yolu, enflasyona ezdirmeden ayrımsız tüm üyelerimiz için 'ek ücret' artışıdır.'
* * *
Çelişkili bir açıklama.
Hem belediyelere genel bütçe vergi gelirlerinden pay verilmesini talep ediyorsunuz hem de belediye başkanlarından ek zam istiyorsunuz.
Yaşanan ekonomik krizden toplumun tüm kesimlerinin olduğu gibi belediyelerde çok ciddi etkilendi.
Gelirleri azaldı giderleri arttı.
Elektrik, doğalgaz, akaryakıttaki büyük artışlar belediyelerin de gelir gider dengesini bozdu.
İller Bankası'ndan aldıkları pay belli.
Siz kalkmışsınız yaşanan ekonomik kriz ve yüksek enflasyondan etkilenen belediye çalışanlarının yaşadıkları sıkıntının faturasını belediyelere ödetmeye çalışıyorsunuz.
Belediyeler darphane değil ki akşam para bassın sabah çalışanlarına dağıtsın.
Belediyenin içerisinden çıkan bir sendika başkanı olarak belediyelerin yaşamış olduğu sıkıntıları iyi bildiğinizi düşünüyorum.Belediyelerin gelirleri artmadığı sürece haklı talebinizin karşılanması zor hatta mümkün değil.
Yanlış kapı çaldınız.
'Ha sana söylüyorum kızım sen anla gelinim' diyerek iktidara gönderme yapıyorsanız onu da lafı dolandırmadan direk söyleyebilirdiniz.
* * *