Ülkemiz deprem, sel ve su baskını ve taşkın gibi olayları sıkça yaşıyor, yaşamaya da devam edecek. 17 Ağustos Marmara ve 12 Kasım Düzce, Elazığ ve İzmir depremlerini yaşadık. Yine2017 yılında yaşamış olduğumuz Çanakkale, Manisa, Adıyaman, İzmir ve Bodrum yakınlarında ortaya çıkan deprem, ülke topraklarımızın sürekli olarak deprem tehlikesi altında bulunduğunu ortaya koyuyor.
Son olarakda geçtiğimiz pazartesi sabaha karşı Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli 10 ili kapsayan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem.
Maalesef yaşanan bu depremlerde şunu gördük. Kentleşme ve imar konularında yapılan 'rant odaklı' uygulamalar doğal olan bir yağmur olayını afete dönüştürüyor. Bugün kişi başına 1.5 m2 yeşilin olduğu; ağacın, ormanın ve su havzalarının yok edilerek boş alanların betona teslim edilen bir kentle karşı karşıyayız.
Ülke topraklarımızın %92 deprem tehlikesi altında; % 66'sıise birinci ve ikinci derecede tehlikeli deprem bölgesinde yer almaktadır. Nüfusu bir milyonun üzerinde bulunan 11 büyük kent ve ülke nüfusumuzun yüzde 70'i, deprem tehlikesi altında bulunuyor. Yine, büyük sanayi tesislerinin yüzde 75'i de deprem tehlikesi altında. Üstelik bu tesisler Doğu Marmara'da toplanmış. Ülkemizin topraklarında bin 900'lü yılların başından günümüze kadar otuza yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 binden fazla insan hayatını kaybetmiş, binlerce insanımız yaralanmış, binlerce yapı yerle bir olmuş veya önemli ölçüde hasar görmüştür. Ayrıca kırsal alanda değil de kentleşmiş alanda yaşamış olduğumuz bir depremdir.
Deprem bir doğa olayıdır. Bu gerçek kabul edilmeli fakat bilimin ve mühendisliğin gerekleri de yapılmalıdır.
* * *
Yaşamış olduğumuz orta büyüklükte bir depremde bile yapılarımızın hasar görmesi ve can kayıplarının ortaya çıkması yapı stokumuzun büyük bir risk taşıdığını önümüze seriyor.
Yaşadığımız 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri gibi Kahramanmaş merkezli 10 ilde meydana gelen depremleri de üzerinden yıllar geçtikçe topraklarımızın büyük bir kısmının deprem tehlikesi altında bulunduğunu unutacağız.
Yaşamış olduğumuz bu depremlerde yapılarımızın hasar görmesi ve can kayıplarının ortaya çıkması yapı stokumuzun büyük bir risk taşıdığını önümüze seriyor.
Eskişehir Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Can Ayday ile Eskişehir İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Orkun Kılıç'tan uyarılar geldi.
'ESKİŞEHİR 6.4 ŞİDDETİNDE DEPREM İÇİN HAZIR OLMALI''
Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan ve 10 ili etkileyen 7.7 şiddetindeki deprem hakkında değerlendirmelerde bulunan Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Can Ayday, yaşanan depremin Eskişehir'i etkilemeyeceğini ancak Eskişehir'in de ileride böyle bir deprem yaşama riski olduğunu dile getirdi.
DEPREM GÖZ GÖRE GÖRE GELDİ
Ayday, depremin beklenen bir durum olduğunu belirterek, 'Ülkemiz bir deprem bölgesi. Bunu biliyoruz ve bunu bekliyorduk. Deprem göre göre geldi. Meslektaşlarımız yıllardır bu bölgedeki fay üzerinde deprem olacağını söylüyorlardı. Ülkemizde Eskişehir'i etkileyen 2 tane fay hattı var. Eskişehir'in 70 kilometre kuzeyinde Sakarya nehrinin kuzeyinden geçen Kuzey Anadolu fay hattımız var. Bir de aşağıdan geçen Doğu Anadolu fayımız var. Eskişehir'de böyle bir 7.4'lük deprem olmayacaktır ama Eskişehir'in depremini de bu depremin artçıları kadar bekliyoruz. Bunu yaklaşık 20 yıldır söylüyorum. Eskişehir'in böyle bir deprem yaşama riski var. Yüzde yüz var hem de' diye konuştu.
'DİLİMİZDE TÜY BİTTİ'
Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunun altını bir kez daha çizen Ayday, 'Eskişehir'de yaşayan meslektaşlarımız Gaziantep, Adana, Elazığ üniversitesine gidip anlattılar. Doğu Anadolu fay hattı aktif dikkat edilsin diye defalarca söylediler. Hele son bir senede dilimizde tüy bitti. Fay esnek bir olaydır, sıkıştırır en sonunda patlar kırılır ve enerji açığa çıkar' dedi.
ESKİŞEHİR MERKEZLİ FAY HATTI VAR
'Türkiye'de 24 ilden aktif fayın geçtiğini,bu iller arasında Eskişehir'in de olduğuna dikkat çeken Ayday, Eskişehir'in içinden geçen bir aktif fay var, bir kere onu kabul edelim' diyerek şu uyarılarda bulundu:'Bu fay, Kuzey Anadolu Fayının güney kolunu oluşturuyor. Fay, İnegöl tarafından başlıyor. Oradan İnönü'ye geliyor. İnönü'deki yamaç paraşütçülerin kullandığı yükselti bu yüzden. Çünkü orası da bir fay. Oradan ESOGÜ tarafına geliyor, Asri mezarlıktan geçiyor, Sultandere'den Kaymaz'a doğru gidiyor. Bu dümdüz de bir şey değil, kırık kırık gidiyor. Segmentsegment dediğimiz şekilde olur. Bunun devamı sadece bir fay da değil. Bu fayları bu işin en önemli hocalarına da gösterdim, onlar da bu fayın olduğunu kabul ettiler.
3 İLE 23 YIL İÇERİSİNDE DEPREM YAŞAYABİLİRİZ
Eskişehir, aktif fayların olduğu bir yer. Böyle olunca deprem riski yüksek bir il. Bunu kabul edip, bunu bileceğiz.Eskişehir'de de deprem 1956'da olmuş. O deprem 6,4 büyüklüğündeydi. Eskişehir'de bundan sonra 6,4 büyüklüğünde bir deprem olması muhtemel.. Eskişehir depreminin tekrarlanma periyodu 70 yıl ile 90 yıl arasında. 70 yıl eklendiği zaman 2026 yapıyor. O halde üç yıl var. 90 yıl koyduğunuz zaman 2046 yapar. O zaman da 23 yıl oluyor. Yani Eskişehir depremi 3 yıl sonra da olabilir, 23 yıl sonra da olabilir. Ancak burada bir kesinlikten bahsedilemez, hemen yarın da olabilir.'
Eski binaların yenilenmesi şart
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Eskişehir Şube Başkanı Orkun Kılıç, merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan ve 10 ili etkileyen7.7 şiddetindeki deprem hakkında değerlendirmelerde bulundu. İnsanları depremin değil dayanıksız binaların öldürdüğünü söyleyen Kılıç, Türkiye'nin birinci önceliğinin deprem olması gerektiğini belirtti. Kılıç, eski binaların bir an önce tespit edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
ESKİ VE YÜKSEK BİNALAR ŞEHİR MERKEZİNDE
Kahramanmaraş merkezli 10 ilde meydana gelen depremde şunu bir kez daha gördük. Genelde eski yapılar çöktü. Birde güçlendirme adı altında yapılan makyajlı binalar. En önemlisi de çürük zeminler üzerine inşa edilen yapılar.
Eskişehir'de de böyle bir tehlike söz konusu. Özellikle tarım arazilerinin üzerine yapılar büyük tehlike arz ediyor.
Eskişehir'de eski ve yüksek katlı binaların şehir merkezinde yoğunlaştığını söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Kılıç, 'Eskişehir'in şöyle bir dezavantajı var. Eskişehir'in eski yapıları, yüksek katlı yapıları maalesef şehir merkezinde yoğunlaşmış durumda. Öte yandan şehir merkezindeki zemin durumu da zayıf. Deprem binaya gelen ekstra bir kuvvet. Siz bu binayı doğru mühendislik hizmeti ile ekstra kuvvete göre yaparsanız depremde bina yıkılmaz, ki Japonya'da görüyoruz. Çok büyük deprem oluyor ama binalar yıkılmıyor. Deprem yıkılıyor ülkemizde de ama her bina yıkılmıyor. Dolayısıyla biz burada şunun bilincine varmamız gerekiyor. Deprem değil binalar öldürüyor. Eskişehir'e baktığımızda şehir merkezindeki binalar yüksek katlı binalar ama bunların eski tarihli olanları ciddi bir risk taşıyor. Tabi bütün eski binalar risklidir anlamına gelmez. Bütün yeni binalar sağlamdır anlamına da gelmez. Ama acilen çok ciddi bir yaklaşımla bu binaların tespit edilip, özellikle yoğunlaştığı mahallelerde, caddelerde bir kentsel dönüşüm çalışmasıyla bu binaların yenilenmesi şart. Türkiye'nin birinci önceliği olması gerekiyor.
ESKİŞEHİR'DE NE KADAR BİNA YENİLEDİK?
Biz ne kadar fazla binayı yenilemiş olursak o kadar az hasarla atlatacağız. 1999'da bir deprem oldu. Eskişehir'de olmadı ama Eskişehir'de bina yıkıldı. 1999'dan bugüne 24 sene geçti. Biz Eskişehir'de ne kadar bina yeniledik? Eskişehir'de bir deprem olacak veya çevre ilimizde büyük bir deprem olacak burada yıkımlar olacak. Ne zaman olacağını bilemiyoruz. Ama şunun bilincinde olmamız lazım. Bu deprem olduğu tarihte biz ne kadar fazla binayı yenilemiş olursak o kadar az hasarla atlatacağız.'
* * *
Valilik, belediyeler ve devletin yetkili kurumları olası bir Eskişehir merkezli depreminde Marmara, Düzce ile son 10 ilimizde büyük hasarlara neden olan depremlerindeki gibi yıkım ve ölümlerin yaşanmaması için gereken çalışmalara vakit kaybetmeden başlanmalı.
Yaşadığımız depremlerden sonra yıkılan binalar ile altında kalan insanlara 'kader' diyerek geçiştirmeyelim.
* * *
ESKİŞEHİRLİ EKİPLER 16KİŞİYİ KURTARDI
Kahramanmaraş merkezli olarak gerçekleşen ve toplam 10 ilde yıkıma neden olan iki büyük depremin ardından arama kurtarma çalışmaları gece gündüz demeden devam etti. Depremin üzerinden bugün itibariyle 5 gün geçti. Allah'tan umut kesilmez ama bugünden itibaren enkaz altından canlı kurtarılma umudu da artık azaldı.
Hatay'ın Ürgenpaşa Mahallesi Asım Sokak'ta yıkılan bir apartmanın enkazındaki çalışmalarda annesi ile beraber 6 aylık bir erkek bebek Eskişehir İl Sağlık Afet ve Acil Durum Merkezi (SAKOM) ekipleri tarafından sağ olarak kurtarıldı. Çalışmaların 62'nci saatinde sağlıklı bir şekilde enkazdan çıkarılan 6 aylık bebek, Eskişehir'den arama kurtarma çalışmalarına destek olmak amacıyla gelen ambulans personelinin ilk muayenesinden geçti. İlk muayenenin ardından 6 aylık bebek Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi.
Eskişehir İl Ambulans Servisinde görevli ekipler Antakya Yüzbaşı Asım Caddesi 15.Sokakta yapılan arama kurtarma çalışmalarının 62. Saatinde bir mucizeye daha tanıklık etti. 18 yaşında erkek yaralı başarılı bir şekilde enkazdan çıkarıldı.
Büyükşehir Belediyesiekipleri 5 KİŞİYİ KURTARDI
Deprem sonrası afet bölgesine ulaşan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Hatay'da gerçekleştirilen arama kurtarma çalışmalarında depremin 41. saatinde yoğun uğraşlar sonucu enkaz altındaki 5 kişiyi sağ olarak kurtarmayı başardı.
Büyükşehir Belediyesi ekipleri bir genç kız ile birlikte 5 kişiyi enkazdan sağ olarak kurtardı. 5 kişinin kurtarıldığı çalışma sonrası görevliler ve çevrede bulunan vatandaşlar sevinç yaşarken, yaralılar kontrol amaçlı hastaneye kaldırıldı.
ODUNPAZAR OBAK 3 KİŞİYİ KURTARDI
Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma ekibi (OBAK) depremin ikinci ve üçüncü gününde enkazlarda yaptıkları çalışmalarda üç kişiyi enkaz altından çıkardı.
TÜRASAŞ 2 KİŞİYİ ÇIKARDI
Eskişehir Türasaş Bölge Müdürlüğünün arama kurtarma ekipleri de enkaz altından iki yaralıyı kurtarmayı başardı.
Eskişehirli Arama Kurtarma ekipleri üç gün boyunca yaptıkları enkaz altından yaralı kurtarma çalışmalarında toplam 15 kişiyi enkaz altından çıkarmayı başardı.
TAK ekibi DE DEPREM BÖLGESİNDE
Tepebaşı Belediyesi bünyesinde kurulan Tepebaşı Arama Kurtarma (TAK) Ekibi, ulaştığı Gaziantep'in İslahiye ilçesinde arama kurtarma çalışmalarına devam ediyor.
Tepebaşı Belediyesi, merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan ve 10 ilde büyük yıkıma yol açan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler sonrasında bölgeye yardımlar konusunda AFAD ile koordineli olarak hemen harekete geçti.
İslahiye İlçesi Atatürk Mahallesi Kıbrıs Caddesi üzerinde yıkılan bir binada 7 kişinin enkaz altında yardım beklediğiyle ilgili yapılan ihbar üzerine Tepebaşı Arama Kurtarma (TAK) Ekibi, AFAD ve Erbil Kurtarma Ekibi ile birlikte belirtilen enkazda arama kurtarma çalışmaları yaptı.