Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Sözcü Gazetesi yazarı İsmail Saymaz'a verdiği röportajda, seçimlerde başarısız olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık görevini bırakması gerektiğini söylemişti.
Kurt'un, 'Değişimden yanayım.Kemal Bey genel başkanlıktan çekilmezse büyük bir kesimin CHP'den desteğini çekebileceğini düşünüyorum. Seçime gelmez. Oy vermez, verdirmez. Yüzde 25'i bile ararız. 2024'de Eskişehir'de seçimi kaybedebiliriz' sözleri başta Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen olmak üzere yıllarca CHP'ye gönül vermişlerin tepkisine neden oldu.
* * *
CHP içerisinde bu görüşe katılmayanlar elbette olacak.
Kaldı ki İmamoğlu'nun bu çağrısına üst düzeyde destek verenlerde var.
Dün görüştüğüm yıllardır CHP'ye gönül vermiş dostlardan 'Kazım Başkan'ın görüşlerine katılıyorum', 'Kemal Bey'e haksızlık yapmış' diyenler de oldu.
'Değişim' isteyenlerin seçim başarısızlığının faturasını sadece Kemal Kılıçdaroğlu'na kesmelerini doğru bulmuyorum.
Başarısızlıkta örgütlerin ve milletvekili adaylarının da payı var.
Eğer Eskişehir'de CHP üç milletvekili çıkardıysa, bunda örgütlerin çok büyük payı yok.
Eskişehirli seçmenler 'cumhurbaşkanı ve iktidar' değişiminden yana tercihini yaptı.
YILMAZ BÜYÜKERŞEN'DEN KAZIM KURT'A YANIT
Başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere cumhurbaşkanı yardımcısı adayları Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve birde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu seçimi kazanabilmek için adeta kendilerini parçaladılar.
Bazen çok istediğiniz şey ne kadar çok çalışıp çabalasanız da olmuyor.
Bu nedenle 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin başarısızlığını sadece Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklemek haksızlık olur.
Bunda millet ittifakının bazı genel başkanları, teşkilatları ile CHP teşkilatlarının da payı var.
* * *
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da seçimdeki başarısızlığın faturasını genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kesenler içerisinde yer aldı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun partiden gitmesi için bayrak açanlara destek veriyor.
Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığında yerel seçimlere gidilmesi halinde 'Eskişehir de bile kaybedebiliriz' sözleri üzerine Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tv100 programcısı Barış Yarkadaş'a konuştu.
Kurt'un sözleriyle ilgili Büyükerşen 'Bu laflar sürdürülebilir provokasyondur. Hem içeriden hem de dışarıdan CHP'ye ağır bir saldırı var. Tek dertleri de CHP'yi bölmek. CHP'yi bölmeye çalışmak kalleşliktir' diyerek isim vermeden 'değişime' destek verenleri sert bir dille eleştirdi.
Büyükerşen, 'Ben orayı kaybederiz burayı kaybederiz tartışmalarına hiçbir şekilde doğruluk payı vermiyorum. Hiçbir şekilde ben bu fikirlere katılmıyorum. Biz Eskişehir'de yüzde 54 ile seçimi aldık. Bu laflar sürdürülebilirprovokasyondur' ifadelerini kullandı.
'CHP bölünürse cumhuriyete elveda deriz'
Yılmaz Büyükerşen'in şu sözleri dikkat çekici:
'Tek dertleri de CHP'yi bölmek. Eğer CHP bölünürse laikliğe de cumhuriyete de elveda deriz. Eğer biz özgür ve demokratik bir Türkiye kuracaksak bunu birlik içinde, parti bütünlüğü içinde yapmamız lazım. CHP'yi bölmeye çalışmak kalleşliktir.'
SEÇİMİ KAYBETMENİN FATURASI SADECE KEMAL BEY'E ÇIKARILIYOR
Elbette kaybedilen seçimin nedenleri masaya yatırılıp sorgulanmalı. 'Nerede hata yaptık?' denmeli. Tekrar ediyorum seçim kaybının faturasını bir tek Kemal Kılıçdaroğlu'na keserseniz il, ilçe örgütlerinin, hatta milletvekili adaylarının hatalarını görmezden gelirseniz büyük haksızlık yapmış olursunuz.
'Biz CHP'liler birlik, beraberlik içerisinde olmalıyız. Herkes buna göre mutlaka davranmalı. Kılıçdaroğlu gitsin' sözü CHP'nin bölünmesine hizmet etmekten başka hiçbir işe yaramaz.
Yılmaz Büyükerşen'in de dediği gibi, bu tür söylemler parti içinde klik oluşturmaktan başka bir şeye yaramaz.
Ne diyor Yılmaz Hoca: 'Biz kaybettiysek hepimiz kaybettik. Bunun faturası sadece Kemal Bey'e çıkarılıyor. Sürekli 'Kemal Bey gitsin' sözü Ömer Seyfettin'in Diyet'ine benzeyecek. Kemal Bey'de Diyet'teki gibi 'ben gidiyorum' derse o zaman CHP başka bir tartışma içerisine girer. Ben kişi olarak Kılıçdaroğlu'nun çizdiği yolu doğru buluyorum. Kurultay yapılmalı, eksiğimiz, gediğimizi görmeliyiz. Şaşırdığım şey şu; Kemal Bey'in dün yetki verdiği, birlikte çalıştığı arkadaşlarını da her gün çıkıp 'değişim' dedikçe şaşkınlıkla izliyorum. Bu arkadaşlar bu tüzükler yapılırken neredeydi? Hepsi bu antidemokratik tüzükleri, uygulamaları desteklediler. Bunu da şaşkınlıkla izliyorum.'
Haklı değil mi?
Büyükerşen yeniden aday olacağını açıkladı
Mart 2014'de yapılacak yerel seçimlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in 'aday olup olmayacağı' merak ediliyordu. Bu konudaki soruları geçiştiriyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı 'değişim' adıyla yapılan eleştiriler karşısında genel başkanına sahip çıkarak, 'Ben aslında önümüzdeki dönemde adaylık düşünmüyordum fakat son bu tartışmalardan sonra yeni dönemde de aday olmaya karar verdim. Sokağa çıktığımızda halktan 'bir dönem daha belediyeyi yönetin' baskısıyla karşı karşıyayım. Bu yüzden önümüzdeki dönemde adayım' diyerek bombayı patlattı.
Büyükşehir hesabı yapanların da hesapları suya düştü!
* * *

AYŞEN GÜRCAN'DAN 'ÇİFTÇİLER MAĞDUR OLMAYACAK' MESAJI
Tarım sektörünün vazgeçilmez ürünü binlerce yıldan beri olduğu gibi buğday.
Pek çok gıda ürününün hammaddesi olması nedeniyle buğday kritik bir öneme sahip.
Dolayısıyla buğday alım fiyatları her zaman sadece çiftçiyi değil, herkesi ilgilendiren bir konu.
Açıklanan fiyat o sene soframıza gelen ekmeğin bile fiyatını belirleyen faktörlerden biri.
Bu yıl 6 Haziran'da yapılan kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan buğday fiyatlarını açıkladı.
Yapılan açıklamaya göre Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), alım fiyatlarını ekmeklik buğdayda ton başına 8 bin 250, arpada 7 bin lira olarak kararlaştırıldı.
Son yıllarda TMO çiftçiden alımları randevu usulü yapıyor. TMO'dan randevu alan çiftçiler randevu günü giderek ürünlerini satıyor.
Ancak gelen şikayetlere göre bu yıl randevu almada ciddi sorun yaşanıyor.
Birçok çiftçi sisteme girse dahi randevu alamadığını, sistem hatası verdiğini söylüyor.
Yaşanan bu sorun pek çok iddianın da dile getirilmesine neden oluyor.
Kimi çiftçiler TMO'nun alım yapmak istemediği için bu yola başvurduğunu dahi öne sürüyor.
TMO'NUN DEPOLARI DOLU
TMO'nun depoları dolu olduğu için üreticinin mahsulünü alamıyor. Nedeni ise kurumun geçen yıl ve bu yıl olmak üzere çok fazla ithalat yaptığı iddia ediliyor.
TMO ürününü alamadığı üreticileri 'Çiftçi lisanslı depolara yönlendiriyor' diyenler var. Onlarda da sıkıntı var. TMO açıkladığı fiyattan ürün almayınca da serbest piyasada fiyatlar 6 bin civarlarında. Hatta 4 bin 500'e kadar da düştüğü söyleniyor.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan, üreticilerin yaşadıkları sıkıntıyı kendisine aktarmaları üzerine Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal ile görüşmüş.
Genel Müdür ile yaptığı görüşmeden sonra AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla üreticileri rahatlattı.
İşte Gürcan'ın o paylaşımı:
'TMO'dan randevu alma sorunu yaşayan çiftçilerimizden gelen yoğun talepler üzerine,Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürümüz Ahmet Güldal ile görüştüm. Genel Müdürümüz çiftçilerimizin müsterih olmasını, depolar boşaldıkça randevu alımının devam edeceğini ve mahsullerin tamamının alınacağını beyan etti. Çiftçimiz merak etmesin. Kimse mağdur olmayacak'.
* * *
Üreticinin daha fazla bekleyecek zamanı yok.
Çünkü ekim dönemi öncesi 'harman veresiye' diye borçlandı.
Alacaklı bekliyor.
Zamanında ödeyemezse yeni ekim dönemi için ihtiyaçlarını alamayacak.
Üretici daha fazla mağdur edilmemeli.
TMO gerekirse özel şirketlerden lisanslı depo kiralayarak üreticinin mahsulünü biran evvel almalı.
Yoksa düşük fiyatla tüccara satmak zorunda kalacaklar.
* * *

FIKRA:

Çukur
Köyün birinde bir çukur varmış ve herkes bu çukura düşerek yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmış.
Birincisi:
- Çukurun yanında bir ambulans beklesin hastaneye çabuk yetiştiririz. Demiş.
İkincisi:
- Çukurun yanına bir hastane yaptıralım düşenlerin hastaneye yetişmesi zaman almaz demiş.
Sıra Temele gelmiş:
- Sizde hiç akıl yok demiş, bu çukuru kapatalım hastanenin yanına bir çukur açalım
* * *