Toplumsal gündemimizin üzerine öylesine 'yüzkarası gerçekler' çöktü ki; aklımız düşünmeye, dilimiz söylemeye, elimiz yazmaya utanıyor…
Üstelik böylesi yüzkarası durumlar karşısında, iktidarı ellerinde tutanlar gayet 'pişkince' davranabiliyor ya da 'pişmiş kelle' gibi sırıtabiliyorlar…
Böyle bir utanç durumu karşısında, duyarlı yurttaşlar olarak utançlarımızı ve öfkelerimizi bilimle ve demokrasiyle daha güçlü yoğurmamız gerekiyor.
Çünkü ülkemiz/ toplumumuz, eskilerin 'Seçim sath-ı maili' dedikleri bir eğik düzlem üzerinde hızla ilerleyen 'seçim sürecine' girmiş durumdadır. Üstelik bu seçim süreci ülkemiz açısından 'yaşamsal önem' taşıyor. Bu nedenle dikkatlerimizin öncelikle 'seçim' üzerine odaklanması gerekiyor.
'SEÇİM' DEMOKRASİNİN TEMEL UNSURUDUR
Demokrasi kavramı içindeki 'seçim' unsurunun geleneksel anlamı şudur: 'İktidarın belli bir süre sonra seçim yoluyla değiştirilebilir olması…'
'Demokrasi' denilen o güzel kavram içinden eğer 'seçim' unsurunu çekip çıkarırsanız, geriye 'lafügüzaf/ boş laf' kalır. Ya da eğer yerseniz, 'yumurtasız omlet' gibi bir şey kalır elinizde…
Elbette ki 'seçim' demokrasinin tek unsuru değildir; demokrasinin diğer unsurlarıyla kaynaşması gerekir
Günümüzde iletişim teknolojisinin olanaklarını kullanarak öylesine akıllara zarar'algı operasyonları' yapılabiliyor ki, o sahte algıların esiri olmamak için seçimler hakkındaki bilgi birikimimizi sürekli tazelemek gerekiyor.
'Demokratik seçim' denilince akla gelen unsurlar/ kavramlar şöyle özetlenebilir: 'Seçimlerin serbestliği, tek dereceli seçim, genel oy, eşit oy, gizli oy, açık sayım ve döküm, temsilde adalet, güvenilirlik…'
Bu kavramların içleri dolu bir biçimde yaşama geçirilmesidir 'Demokratik seçim…'
ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLER ENGELLENEBİLİR Mİ…?
İktidarı elinde tutan grupların/ partilerin, sürelerinin bitiminde seçimlerin yenilenmesine isteksiz davrandıkları bilinen sosyolojik bir gerçekliktir.
Bu bağlamda, ülkemizde yirmi yıl önce AKP'nin başlattığı; günümüzde 'RTE/ AKP/ MHP Tek Adam Sistemi' olarak karşımızda duran iktidarın, kendi rızasıyla iktidarı devretmesi (seçim istemesi) beklenemez…
Çünkü Tek Adam İttifakının paydaşları, iktidar olanaklarıyla o denli bütünleştiler ki, kendi durumlarını 'ülkenin beka sorunu' olarak görmektedirler…
Ayrıca, bu ülkede mevcut iktidara göbekten bağlı olan dinci sermaye gruplarıyladinci vakıflar/ tarikatlar ve hatta mafya grupları olduğunu Mısır'daki sağır Sisi'ler bile biliyor…
Dahası, ABD, AB, Rusya, Çin, Arap Ülkeleri gibi zengin(!) ülkeler; ülkemizdeki tek adam sistemiyle 'kazan/ kazan' ilişkilerini sürdürmenin çok karlı olduğunun bilincindeler…
Tüm bunlara bir deülkemizde 'seçim' deyince 'kararsızlığın karanlığına saklananlar' ile 'seçim oltalarına takılacak yemleri gözleyenleri' eklersek; 'seçimler her an engellenebilir…
Seçimleri engellemek için 'savaş, terör, sıkıyönetim, olağanüstü hal, milletimizin bekası…' engeller/ bahaneler üretilebilir…
Akla gelen böylesi engeller karşısında çare 'Kahretmek, küfretmek ya da çaresizliğe sarılmak…' değildir.
Çareler bilim ve demokrasi ilkelerinde aranmalıdır.
ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERÇOK ÖNEMLİ BİR FIRSATTIR
Yukarıdaki bölümde nesnel bir yaklaşımla irdelemeye çalıştığımız seçim engellerinden sonra şimdi de aynı nesnellikle seçim fırsatlarını birlikte görelim.
Öncelikle, 2023 seçimlerinin ülkemiz için çok önemli bir dönüm noktası olduğunun altını kalınca çizmemiz gerekiyor.
Bu dönüm noktasının iki çıkışı vardır: Birisi 'Tek adamsisteminin devamı…', diğeri ise 'Güçlendirilmiş parlamenter sistemin oluşturulması…' Akla gelen/ gelebilecek başka olasılıkların ne yazık ki günümüzde 'uygulanabilirliği/ sürdürülebilirliği' yok.
Bu bağlamda bu seçimlerde, yirmi yıldan beri ülkemizin başına çöreklenen çağdışı ucube sistem yıkılarak, yepyeni bir demokratik sürecin önü açılabilir.
Bu öngörünün çok güçlü nesnel göstergeleri vardır. Birincisi, RTE/ AKP/ MHP İttifakında yer alan kişilerin(!) ve partilerin 'mental yorgunlukları' açıkça gözlenmektedir…
İkincisi, son zamanlardaki uluslararası veriler, ülkemizdeki Tek Adam İttifakının saygınlığının ve güvenilirliğinin en alt düzeye indiğini gösteriyor…
Üçüncüsü, ülkemizde yapılan son seçim anketlerinin verileri; uzun süreden beri 'devlet desteğini' ve tarikatların desteğini arkasına alarak işlerini yürüten Tek Adam İttifakının toplam oy desteğinin eridiğini, daha da eriyeceğini göstermektedir. (Şu anda toplam oyları yüzde 35 civarındadır.)
Sözlerimi konumuzun özünü oluşturan cümlelerle bitirmek istiyorum:
  • 'Demokratik Seçim' Olmazsa Olmaz!
  • Seçimler ve Demokrasi Engellenemez!
  • Çözümler; Bilim ve Demokrasi İlkeleri doğrultusunda verilecek mücadeleyi azim ve kararlılıkla sürdürmekte…
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…