TÜLOMSAŞ, 1894 yılında Berlin-Bağdat Demiryolu Anadolu hattında çalışan buharlı lokomotif ve vagonların bakım ve onarımları için kuruldu…

Kuruluşunun üzerinden geçen 126 yıl boyunca kendini geliştirerek çok sayıda alanda ilklere imza atan TÜLOMSAŞ, o günden bu yana 'Eskişehir'in üretim gururu' oldu.

Tarihler 2020'yi gösterdiğinde TÜLOMSAŞ, TÜVASAŞ ve TÜDEMSAŞ'ın birleştirilerek tek çatı altına toplanmasına 'yıllık programla' karar verildi. Kararla birlikte TÜLOMSAŞ artık TÜRASAŞ çatısı altında yoluna devam edecek.

* * *

-1957 yılında Eskişehir Cer Atölyesinde üretilen iki küçük buharlı lokomotif, 'Mehmetçik' ve 'Efe', hem Ankara'yı, hem de Eskişehir'i sevince boğdu.

1750 metrekarelik bir güzergahta, Havuzbaşı ve Esmen adı verilen istasyonlar arasında 20 kilometre hızla gidip gelen 35 ton yük kapasiteli iki küçük buharlı lokomotif Eskişehir Cer Atölyesinin gururu oldu.

- 1958 yılında, Eskişehir Cer Atölyesi, Eskişehir Demiryolu Fabrikası adıyla yeni ve büyük hedefler için organize edildi. 1961 yılında, Türk işçi ve mühendisleri, 1915 beygir gücünde, 97 ton ağırlığında, 70 kilometre hız yapabilen ilk Türk buharlı lokomotifi Karakurt başarıyla hizmete girdi.

-Yine Eskişehir Demiryolu Fabrikasındaki Türk işçi ve mühendisleri 1961 yılında, 'yapılması imkansız' olarak görülen Türkiye'nin 'ilk yerli otomobili Devrim'i' 4,5 ayda gerçekleştirerek dünyaya önemli bir mesaj verdiler.

- 1968 yılında Alman MAK Firmasının lisansıyla 360 Beygir Gücünde DH 3600 tipi Dizel Manevra Lokomotiflerinin yapımına başlandı ve 1975 yılına kadar 25 adet üretildi.

- 1971 yılında Fransız Traction Export firması ile lokomotif, Chantiers de L'Atlantique firması ile motor lisans anlaşması çerçevesinde 2 bin 400 beygir gücünde, 111 ton ağırlığında, 39 bin 400 kilogram çekme kuvvetine sahip ilk Dizel Elektrik Anahat Lokomotifi imal edilerek hizmete sokuldu.

- 1987 yılında; Amerikan EMD GENERAL MOTORS Firması ile DE Anahat Lokomotifi lisans anlaşması çerçevesinde 2 bin 200 Beygir Gücünde DE 22000 tipi Anahat lokomotifi üretimine başlanır. TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından 39 adet ithal edilen bu lokomotiften TÜLOMSAŞ'ta 48 adet üretildi.

- 1988 yılında Japon NISSHO IWAI-TOSHIBA firmasıyla Elektrikli Anahat Lokomotifi lisans anlaşması çerçevesinde 4300 Beygir Gücünde E 43000 Tipi Elektrikli Anahat Lokomotifi üretimine başlanır. Japonya'dan 1 adet komple ithal edilmesinin ardından TÜLOMSAŞ'ta toplam 44 adet üretildi.

- 1994 yılında herhangi bir teknoloji transfer etmeden, teknoloji üreterek proje, dizayn ve imalatı tümüyle TÜLOMSAŞ'a ait olan 709 Beygir Gücündeki DH 7000 tipi Dizel Hidrolik Manevra Lokomotifi üretimine başlanır. Bu lokomotiften 20 adet üretim gerçekleştirildi.

- 2003 yılında TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün 89 adet Anahat Lokomotif ihtiyacının karşılanabilmesi için General Motors firmasından yapılan teknoloji transferi çerçevesinde DE 33000 tipi Dizel Elektrikli Anahat Lokomotifinden ilk 6 adedi üretildi. Bakiye 83 adet lokomotifin 36 adedi 2006 yılı sonuna kadar yüzde 51'lik yerli katkı ile yapıldı.

-2009 yılı sonuna kadar DE 33000 tipi Dizel Elektrikli Anahat Lokomotifinden 47 adet lokomotif yüzde 55 yerli katkı oranı ile üretilerek toplam 89 adet DE 33000 lokomotif TCDD filosuna katıldı.

* * *

Yazımın daha da uzamaması için arada atladıklarımda oldu.

Yukarıda yazdığım Türkiye'nin ilk buharlı lokomotifi, ilk otomobili yıllar önceki teknoloji ile en son ki adıyla TÜLOMSAŞ'da gerçekleştirildi.

İşte bu Türkiye'nin 'yüz akı' müessesenin bu gücü, TÜLOMSAŞ, Adapazarı'ndaki TÜVASAŞ, Sivas'taki TÜDEMSAŞ birleştirildi, adı 'TÜRASAŞ' oldu.

Böylece TÜLOMSAŞ'ın üretim gücü de büyük oranda azaltıldı.

'YHT setlerini TÜLOMSAŞ'da yapacağız' diyenler TÜLOMSAŞ'ın gücünü elinden aldılar.

* * *

Bu yazıyı CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'in TBMM'de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın 2021 bütçesi görüşmelerinde gündeme getirmesinden esinlendim.

Çakırözer, çok haklı ve yerinde bir çıkış yapmış!

TÜLOMSAŞ'a bir kez daha sahip çıktığı için bir demiryolcu çocuğu ve Eskişehirli olarak çok mutlu oldum.

* * *

Gelelim TBMM'de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın 2021 bütçesi görüşmeleri yapılırken Utku Çakırözer'in altını tek tek çizerek söylediklerine:

- Mart ayında yayınlanan kararname ile TÜRASAŞ'a bağlanan TÜLOMSAŞ'ın eski niteliğini yitirdi.

- Son beş yılda İstanbul Sanayi Odası'nın ilk 500'ünde, ilk bininde yer alan, geçtiğimiz yıl 400 milyon lira ciro yapan, 10 milyon lira kar eden TÜLOMSAŞ bu yıl zarar açıklama noktasına geldi.

- General Electric'le 50 tane lokomotif üretmek için anlaşma yapan, 11'ini ihraç eden TÜLOMSAŞ'ın artık o eski durumu kalmadı.

Birleştirme sonrasında maalesef bu kurumların niteliği yok edildi.

- Çalışanların moralleri yok, yeni iş, proje yok. Koskoca fabrikayı bitirdiniz.

- Raylı sistemler, havacılık sistemleri ihracat hedefleri açısından önemlidir. Raylı sistemlerde bizlerin Türkiye için koyacağı hedefler önemlidir.

- TÜLOMSAŞ'ın pasifleştirilmesi hem Eskişehir hem de ülke ekonomisine büyük zarar veriyor.

- General Electric'le 50 tane lokomotif üretmek için anlaşma yapan, 11'ini ihraç eden TÜLOMSAŞ'ın artık o eski durumu kalmadı.

- TÜLOMSAŞ'ın alt yüklenicileriyle birlikte Eskişehir'in yan sanayisine yıllık yaklaşık 100 milyon liralık bir iş potansiyeli sağlıyordu, TÜLOMSAŞ'ın pasifleştirilmesi Eskişehir sanayisine de zarar veriyor.

* * *

Yazımın başında geçmişte TÜLOMSAŞ'da neler yapıldığının en önemli olanlarını tek tek sıraladım.

CHP Milletvekili Utku Çakırözer'de TÜLOMSAŞ'ın üç şirketle birleştirilmesinden sonra TURASAŞ ismiyle kurulan şirkete bağlandıktan sonra Eskişehir'in neler kaybettiğini tek tek vurgulamış.

TÜLOMSAŞ'ın TURASAŞ adı altına alınmasıyla hem Eskişehir hem de Türkiye kaybetti!

Aradan 8 ay geçti.

Şimdi yetkililere soruyorum.

Geçen 8 aylık süreçte birleşmeden önceki adını yazayım ki daha net anlaşılsın.

TÜLOMSAŞ ne yaptı?

Ne üretti?

Kime sattı?

* * *

Birileri çıkıp hem benim hem de CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'in TBMM'de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın 2021 bütçesi görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada belirttiği konular hakkında cevap verirse hem ben, hem Eskişehir kamuoyu hem de Çakırözer bilgilenmiş olur.

* * *

Amacım bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek!

* * *

HAYDİ, ESKİŞEHİR 'BİR KİTAP BİN DESTEK!'

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan ESMEK tarafından geçtiğimiz yıl sosyal medya hesabından duyurarak 'Bir Kitap Bin Destek' kitap toplama kampanyası yapmıştı.

Kampanya büyük ilgi görmüş ve 20 bine yakın kitap toplanmış.

Bu ilgi Türkiye'nin en aydın ve hem de okuryazar oranı yüzde 98'lerde olan Eskişehir'e çok yakıştı.

* * *

Kimileri kitapları kendileri getirirken, sayısı çok veya getirme imkanı olmayan bağışçıların evlerine kadar gidilerek teslim alınmış.

Toplanan kitaplar Aydın'dan Şırnak'a, Şanlıurfa'dan Yalova'ya Türkiye'nin dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi okullara gönderilmiş.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki ihtiyaç sahibi okullara ulaştırılmış.

* * *

Kırsalda yaşayan çocuklara ulaşıp ulaşmadığını bilmiyorum.

Büyükşehir Belediyesinden gelen mailde belirtilmemiş.

Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde, özellikle de kırsalında yaşayan çocukların kitaba ulaşması çok ama çok güç.

Birincisi daha çok dar gelirli ailelerin barındığını biliyorum oralarda öğretmenlik yapan dostlarım anlatmışlardı.

Çocuklar kitap okumayı çok istiyor, ancak ulaşamıyorlar.

Çoğunun bırakın Kitap'a ayıracak parayı, yaşamlarını kıt kanat geçirebiliyorlarmış.

* * *

10 yıl önce o günkü adıyla Yenikent İlköğretim Okulu'nda Aile Birliği Başkanlığı yaparken okulumuz öğrencilerinden okudukları kitapları toplayarak Van, Urfa ve Hakkari Milli Eğitim Müdürlüklerine göndererek kırsalda yaşayan öğrencilere dağıtılmasını rica etmiştik.

Kitapların ulaştığı kırsaldaki okullardaki öğrencilerden teşekkür mektupları aldık.

* * *

Büyükşehir Belediyesi yetkileri de, kampanya kapsamında yüze yakın okul ile iletişime geçerek kitapların teslim edildiğinin teyidini almışlar.

Kampanya devam ediyor.

Hikaye, roman, ansiklopedi, soru bankası vb. gibi kitap bağışlamak isteyenler, 0222 220 76 88-0222 220 76 99'u aramaları halinde evinize kadar gelecek ekip bağışladığınız kitapları sizden alacaklar.

*-****

Kitap bağışı çok önemlidir.

Çünkü:

- Herkes kitap alacak bütçeye sahip olmayabiliyor.

- Kitap alacak bütçesi olsa bile herkes kitap alabilecek noktalara ulaşamayabiliyor.

- Kitap bağışı tüketilen, tükenen, tüketilebilen bir bağış türü değil! Bağışlanan 1 adet kitap bile birçok kişiye, senelerce bilgi aktarabilir!

Dolayısıyla okuduğunuz kitapların daha çok kişi tarafından okunması için onları paylaşın.

* * *

Virüs üç önemli isme de bulaştı

Hasta ve hastalıktan dolayı yaşanan can kaybı her gün artıyor.

Nerede ise baş edilemeyecek duruma geldi.

Son bir hafta da Covid-19 virüsünden dolayı 968 kişi hayatını kaybetti.

Ağır hasta sayısı ise 28 bin 872'e yükseldi.

* * *

Bu sayıları her gün akşam Sağlık Bakanı açıklıyor.

Vefat ve ağır hasta sayısının hızla artmasına rağmen insanlar hala çarşıda-pazarda kalabalık oluşturmaya devam ediyorlar.

Tramvay, otobüs ve minibüslere bakıyorum içerisi dolu.

* * *

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 'çok acil bir işiniz yoksa lütfen evde kalın' diye uyarıyor.

Ama bu uyarılara kulak asan yok.

Defalarca yazdım.
Daha birkaç gün önce yine yazmıştım.

'Önce kendinize siz dikkat edin. Maskesiz sokağa çıkmayın. Bir yerlerde otururken sosyal mesafenizi koruyun' diye.

Dün bir saat çarşıda hem alışveriş yaptım, hem de işlerimi hallettim.

Vurdumduymazlık hala devam ediyor!

İşte salgın da bu nedenle gün geçtikçe artıyor.

* * *

Bakın kendilerini en çok koruyan isimler.

İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge.

Şehir Hastanesi Başhekimi Dr. Yaşar Bildirici, Yunus Emre Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Mustafa Karagülle.

Sağlıktaki bu üst düzey yöneticiler bile, kendilerini çok iyi korumalarına rağmen koronavirüse yakalandılar.

* * *

Yaşar Bildirici evinde, Uğur Bilge ile Mustafa Karagülle hastanede tedavi altında.

Durumları ciddi değil.

Tedbir amaçlı hastanede kalıyorlar.

Kendilerine büyük geçmiş olsun diyor ve şifalar diliyorum.

Bu virüsün şakası yok.

En iyi tedbir evde kalmak veya maske takarak sosyal mesafeye uymak…

* * *

Ya hasta olacaksınız, ya da kendinizi koruyacaksınız.

Tercih sizin.

* * *

Bir atasözümüz ne diyor?
Mıh ol, nal kurtar,
Nal ol, at kurtar,
At ol, yiğit kurtar,
Yiğit ol vatan kurtar.
Yazımı Konfüçyüs'ün bir sözü ile bitireyim.
Yalan söyleyenler,
Doğru söyleyenlere inanmazlar.

* * *

KAYIKÇININ KÜREĞİ

Bir kayıkçı yolcularını kayığı ile nehrin bir tarafından diğer tarafına geçiriyormuş. Yolcuların dikkatini kayığın kürekleri çekmiş.

Kayıkçının küreklerinin birinde inanç diğerinde çalışmak yazıyormuş.

– Nehirden geçmek için her iki küreğe de ihtiyacım var. Çalışmaksızın inanç, inanç olmadan da çalışmak bir işe yaramaz.

Bunlardan birinin eksikliği tek kürekle kayığı yürütmeye çalışmak gibidir. Başarıya ulaşmak için bunların ikisine de ihtiyacımız vardır. Yoksa olduğumuz yerde döner dururuz. Varacağımız noktaya bir türlü ulaşamayız.

* * *