'GİDEN GİDER KALAN SAĞLAR BİZİMDİR'

Eskişehirspor'un küme düşmesi matematiksel olarak da kesinleşti.

Bir sezon gecikmeyle 2021-2022 sezonda siyah-kırmızılı kulüp 2. Lig'de mücadele verecek.

Verecek vermesine de hangi kadroyla?

Takımın en iyi savaşçıları satıldı.

Sezon sonunda sözleşmeleri dolacak 12 futbolcu var.

Yönetim bu futbolcularla tek tek masaya oturmaya başladı.

Dördü ile görüşmüşler.

Furkan Balaban, Furgan Polat, Bedirhan Altunbaş ve Mehmet Özcan.

Anlaşma sağlanıp sağlanmadığı konusunda bir açıklama yok.

Muhtemelen anlaşma sağlanamamış olacak ki açıklama yapılmadı.

MEHMET ÖZCAN GİDECEK

Mehmet Özcan'ın geçtiğimiz sezon adı üç-dört takıma 'gitti-gidecek' diye yazıldı çizildi.

Beşiktaş'ın talip olduğu, hatta yurt dışından transfer teklifi geldiği iddia edildi.

Yazılanlardan sonra ister istemez beklenti içerisine girdi.

Transfer dönemi kapandı.

Adı geçen kulüplerden teklif gelmeyince yuvasında kaldı.

Kalmasına kaldı da.

Aklı da transferde kaldı.

En az 10 maçta bir önceki sezonda göstermiş olduğu başarılı performansın altına düştü.

1 Şubat'ta kapanan 'ara transfer' döneminde yine, 'şu kulüp istiyor, bu kulüp talip oldu, Trabzonspor'a gidiyor' diye yine yazıldı çizildi.

Genç futbolcunun bir kez daha aklı karıştı.

Ancak yine beklediği teklifler gelmedi Eskişehirspor takımında oynamak zorunda kaldı.

Sözleşmesi sezon sonunda bitiyor.

Kendisine sunulan 'sözleşme uzatma' teklifine sıcak bakmıyor.

Muhtemelen yuvadan uçmak için sezon sonunu sabırsızlıkla bekliyor.

Serbest kalacağı ve bonservis ücreti ödenmeyeceği için gelen teklifleri değerlendirip Eskişehirspor'a aynı kaleci Ekrem gibi para kazandırmadan gidecek.

BALABAN, BOLAT VE ALTUNBAŞ'DA

GİTMEYE HAZIRLANIYOR

Yukarıda yazdım.

Eskişehirspor yönetimi iki sezondur dikkat çeken Furkan Balaban, Furgan Polat, Bedirhan Altunbaş ile de henüz anlaşma sağlayabilmiş değil.

Muhtemelen kendilerine sözleşmelerini uzatmaları için teklif edilen rakamları beğenmediler.

Doğruluk derecesini tam öğrenemedim.

İNANÇLARINI YİTİRMİŞLER

Dün sporun içerisinden gelen dostlarla açık havada yaklaşık 30 dakika Eskişehirspor'un içerisinde bulunduğu durumu konuştuk.

Eskişehirspor Başkanı Mustafa Akgören ile yönetime ağır eleştiriler yaptılar.

Eleştirilerden sadece şunu yazayım.

Diğerlerini mecburen sansür ettim!

'Şimdiye kadar 5-6 proje açıkladılar. Bu projelerden bir tanesi dahi hayata geçmedi. Şimdi fidan kampanyası ile TOKEN yani sanal para satışa çıkaracaklarmış. Hem de 260 Milyon. Bu parayı nasıl kullanacağız. Alıp yastık altı yapsak hani ileride değer kazanacak mı? Satıştan önemli miktarda gelir bekliyorlarmış. Fidan ve TOKEN'den gelecek paralarla transfer tahtasını açacaklarmış. Geçtiğimiz gün sen bir yazında 'Rüya da yaşıyorlar' ifadesi kullanmıştın. Aynen katılıyoruz. Hala Rüya alemindeler. Birileri bir çimdik atsa veya iğne batırsa da rüyadan uyanıp gerçeğe dönseler.'

Ve bir arkadaş da duyduğunu şöyle anlattı:

'Sezon sonunda sözleşmeleri bitecek Furkan Balaban, Furgan Polat, Bedirhan Altunbaş bugünden transfer olacakları takımlarla söz kesmişler. Eskişehirspor da kalmak istediklerini, anlaşamazlar ise geleceklerini söylemişler. Hangi kulüpler olduğunu da biliyorum. Söylersem yazarsın çocukların da pişmiş aşlarına su katmış olursun.'

YUVA DAĞLIYOR

Uzun lafın kısası Siyah-Kırmızılı kulübün başkan ve yöneticilerinin iki sezondur başarılı bir futbol ortaya koyarak dikkatleri üzerlerinde toplayan genç ve istikbal vaat eden futbolcularla anlaşamayacaklar.

Onlar düşük rakamlarla 'yuvada kal' diyorlar.

Futbolcularda haklı olarak geleceklerinin planlarını yapıyorlar.

Anlaşılan o ki tek tek yuvadan uçmaya hazırlanıyorlar.

Transfer tahtasını açamazlar ise, bana göre zor.

Gelecek sezon, bu sezon mücadele eden futbolcularda takımda olmayacak.

O zaman ikinci ligdeki şampiyonluk hayalleri de suya düşer.

* * *

Geçtiğimiz cumartesi günü Eskişehirspor Kulübü Başkanı Mustafa Akgören yaptığı basın toplantısında, 'Elimizdeki futbolcu kardeşlerimizle gelecek sezonda yola devam etmek istiyoruz. Kendileriyle tek tek masaya oturup görüşeceğiz. Anlaşamazsak yolları açık olsun. Giden gider kalanlarla yola devam ederiz' dedi.

* * *

Yani sözleşmesi dolan futbolcuları gözden çıkarmışlar.

Transfer tahtasını açıp 2. Ligde şampiyon olacak kadro kurmanın hesaplarını yapıyorlar.

Peki, yapacağınız kampanyalar ilgi görmez, umduğunuz parayı da toplayamazsanız transferde gerçekleşmez ise o zaman hangi futbolcularla şampiyonluk mücadelesi yapacaksınız?

Fabrikadan gelecek 16-17 yaşındaki gençleri profesyonel yaparak mı?

BAL liginde bile oynamamış çocukları oynatarak mı?

CENGİZ HOCA'YA GÜVENİYORLAR

Yazımın son bölümünü geçtiğimiz hafta yıllarca hayalini kurduğu Eskişehirspor Kulübü ile anlaşarak takımın başına geçen Cengiz Seçsev Hoca'ya ayırmak istedim.

Yukarıda bahsettiğim arkadaşlarla Cengiz Hoca'yı da konuştuk.

'Çok geç verilmiş bir karar. Keşke Mustafa Özer'in yerine getirilmiş olsaydı o zaman takım bugün orta sıralarda yer alırdı. Sonunda doğru hocayı buldular. Mustafa Özer ve İlhan Var'a gösterdikleri sabrı Cengiz Hoca'ya da gösterecek olurlarsa, işine de burunlarını pek fazla sokmazlarsa eninde sonunda bu takım transfer tahtası açılmasa da birinci lige tekrar döner' dediler.

* * *

Cengiz Hoca'nın takımın başına gelmesine şehirde herkes memnuniyet duyuyor.

Eskişehir'in çocuğuna Eskişehirliler inanıyor, güveniyor.

Yeter ki kendisi önümüzdeki maçlarda olası alınacak mağlubiyetlerle moralini bozmasın.

Gelecek sezonun planlaması şimdiden yapmaya başlar, yöneticilerin dayatacağı alt yapıda oynayan gelecekte ışık görmediği çocukları zorla takıma almaz ise önümüzdeki sezon olmasa da bir sonraki sezonda hedefine ulaşır.

* * *

Doğruyu söyleyeni kovUYOrlar!

MHP İl Başkanı İl Başkanı İsmail Candemir, 'pandemiden en çok etkilenen kesimin günlük yevmiye ile geçinen hizmet sektörü' olduğunu söylemiş.

Ve şöyle devam etmiş: 'Bu arkadaşların birçoğunun sosyal güvenliği olmadığı için gerekli maaş da alamadılar. Devlet bu tip arkadaşlarımıza bin lira yardım yaptı. Yeterli mi? Tabi ki değil. Özellikle Eskişehir özelinde bunun sıkıntısını çok daha fazla yaşıyoruz. Eskişehir ekonomisinin yüzde 60'ı hizmet sektöründen oluştu. Üç üniversite şu anda kapalı olduğu için ekonomik olarak da büyük sıkıntıdayız. Esnafa yapılan destekler yeterli değil. Bağlar bölgesinde kiralar çok yüksek. Bir şekilde pansuman tedavisi ile bu süreç atlatılmaya çalışılıyor.'

* * *

Doğruyu söylemiş.

Bu sözlerin altına bende imzamı atarım.

Acaba bunu Genel Başkanları Devlet Bahçeli'ye de anlattı mı?

Veya bir rapor halinde genel merkeze iletti mi?

Önemli olan bu…

* * *

İsmail Candemir'in Eskişehir genelinde yaşandığını söylediği o sıkıntılar Türkiye'nin tüm illerinde de yaşanıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sıkıntı içerisinde olan esnafa gereken yardımların yapıldığını, yaralarının bir şekilde sarılmaya çalışıldığını söylüyor.

Esnaf ise yapılan desteklerin çok yetersiz olduğundan yakınıyor.

* * *

MHP'de doğru söyleyen kapı dışı ediliyor.

Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli üzerinden AK Parti'yi eleştirmiş, AKP'nin MHP'yi yok saydığını dile getirmişti.

Cemal Enginyurt, Tarım Bakanını dolaylı olarak da AK Parti'yi eleştirdiği için MHP'den ihraç edildi.

Sayın Candemir, sen sen ol bir daha AK Parti'yi eleştirme!

Yukarıda yazdığım sözlerinle dolaylı olarak AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirmiş oluyorsun.

Bu eleştirilerini Devlet Bahçeli inşallah okumaz!

'Esnafa yapılan destekler yeterli değil' derken sonuna kadar haklısın.

Ama 'bunu sen nasıl söylersin, AK Parti'yi nasıl eleştirirsin. Desteklerin yetersiz olduğunu nasıl söylersin' diyerek senide partiden ihraç etmesinler!

Çünkü bu devirde doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar.

* * *

BİR YAPRAK DÖKÜMÜ DAHA

Salı günü öğle saatlerinde sosyal medyada okudum inanamadım. Daha doğrusu inanmak istemedim.

'21. Dönem Eskişehir Milletvekili Sadri Yıldırım vefat etti' bilgisini okuyunca hemen telefona sarılarak kendi telefonunu aradım.

Telefonla ulaşamayınca ortak dostlarımızdan birkaç kişiye telefon ederek, sosyal medyadaki haberin doğru olup olmadığını öğrenmek istedim.

Telefonla aradığım iki ortak arkadaşımız da 'maalesef Sadri abiyi kaybettik' dediğinde sanki başımın üzerinden kaynar su dökülmüş gibi oturduğum koltuktan ayağa fırladım.

Yıllarca Doğru Yol Partisi'nde birlikte mücadele ettik.

Milletvekili adaylığı döneminde yanında oldum.

Zamanım elverdiği süre içerisinde propaganda döneminde yanında oldum.

Milletvekili seçildikten sonra zaman zaman beni arar, şehrin sorunları hakkında bilgi paylaşımı isterdi.

Zamanda baş başa oturup sohbetler yapardık.

Milletvekili seçildiğinde evi Sivrihisar'da idi…

Uzun yıllarda evini Eskişehir'e taşımadı.

* * *

Eskişehir de çocukları vardı.

Ama gecesi gündüzü belli olmadığı için çocuklarının evinde kalmak yerine Deliklitaş Mahallesinde bir göz daire tutmuştu.

Cuma, cumartesi, pazar ve pazartesi günlerini Eskişehir'de geçirirdi.

Mahalleleri gezer halkla iç içe olurdu.

Ayda bir defa kesinlikle bir ilçeye gider.

İlçede yaşayanlarla sohbet eder oradan da o ilçenin köylerine giderdi.

Köylere gidip gelirken Mercedes otomobili hurdaya çıktı.

İlçe ve köyleri onun kadar gezen milletvekili olmadı.

* * *

TBMM Plan Bütçe Komisyonu üyesiydi.

Milletvekili olduğu dönemlerde Plan Bütçe Komisyonu üyelerinin seçim bölgelerine harcamak için özel ödenekleri olurdu.

İşte o ödeneklerle Eskişehir'de birçok soruna çözüm olmaya çalıştı.

'Bizden olanlar, bizden olmayanlar' diye hiçbir zaman ayırım yapmadı.

1993 yılında Doğru Yol Partisi ve Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin koalisyonu dönemimde Kültür Bakanı iken Fikri Sağlar'ın temelini attığı bugün hala tamamlanamayan Savoza Kültür Merkezi Tepebaşı Belediyesi'ne devredilmişti.

Sadri Yıldırım, Plan Bütçe Komisyonu üyelerine ayrılan ödeneğin bir miktarını buranın tamamlanması için gönderilmesini sağlamıştı.

Sırası gelmişken belirteyim.

Keşke Sadri Yıldırım'dan sonra seçilen milletvekilleri de Sazova'daki Kültür Merkezi'nin tamamlanabilmesi için azıcık çaba göstermiş olsalardı…

Herhalde çoktan bitmiş olurdu.

* * *

Sanıyorum Ekim veya Kasım ayı idi.

Kendisine telefon ederek ES TV'de yaptığım 'Şehrin Duayenleri' programıma davet etmiştim.

'Davetin için teşekkür ederim. Biliyorsun yaşımız ilerledi. Pandemiden dolayı evden çıkmıyoruz. Pandemi bittiğinde söz geleceğim. Ama seni özledim. Yengen de selam söylüyor. Ankara'daki evi Hasan Polatkan Bulvarı'nın başına Ekmek Teknesi'nin üzerine taşıdık. Müsait olduğunda gel birlikte kahve içer sohbet ederiz' demişti.

'Geleceğim' diye söz verdim ama gidemedim.

Daha doğrusu eşi de rahatsız, kendisi de ciddi rahatsızlık geçirmişti.

Onları korumak adına gitmek istemedim.

* * *

Geçtiğimiz Aralık ayının sonunda yine DYP'de birlikte siyaset yaptığım, milletvekili adaylığı döneminde yine zaman buldukça propaganda çalışmalarına katılarak destek verdiğim Demir Berberoğlu'nu da kaybetmiştik.

Ama Sadri Yıldırım'ın bendeki yeri farklıydı.

'Ağabeyim' derdim.

Abim yoktu, kendisini abim yerine koyardım.

Takdiri ilahi.

Vakit saat geldikten sonra yapacak bir şey yok.

Azrail'e karşı koyamazsınız.

* * *

Ruhun şad, mekanın cennet olsun Sadri ağabeyim.

Her zaman yaptığın iyiliklerle anılacaksın.

Eşine, çocuklarına, sevenlerine ve siyasette birlikte yürüdüğü arkadaşlarına başsağlığı diliyorum.