Geçtiğimiz haftanın son günlerinde, AKP Büyükşehir adayı Nebi Hatipoğlu, bir televizyon kanalının ana haber programına katılarak açıklamalarda bulundu...

Daha doğrusu,

Vaatlerde bulundu...

İşin ilginci Hatipoğlu, durup durup Yılmaz Büyükerşen görsellerini kullanınca,

Sunucu müdahale etmek zorunda kaldı...

“Sayın Büyükerşen aday olmadığını açıkladı biliyorsunuz...”

Sanırım Hatipoğlu’nun zihninde,

Hala Büyükerşen ile yarışıyor olduğuna ilişkin bir kanı var...

Şöyle dedi Hatipoğlu,

“Yılmaz Büyükerşen aday olmayınca,

En başarısız olduğu dönemin genel sekreterini aday yaptı...”

Şık olduğunu söyleyemem...

***

Ardından vaatlere geldi sıra...

Tramvayı yer altına almaktan söz etti örneğin...

Tamamını değil de, caddelerin kavşak noktalarına denk gelen yerleri...

Yeni ve şehrin uzak mahallelerine yeni hatlar yapacağını söylemek yerine, yer altına alacağını söylemesi ilginçti...

Bunun hem maliyetini,

Hem de bu çalışmalar sırasında ulaşımın nasıl sağlanacağı yolunda bir çözüm önerisi yoktu...

Bu vaadini yerine getirebilmesi için,

Eskişehirlilerin bir iki yıl tramvayı hiç kullanmaması gerekir...

Küçük bir kaza ya da arıza esnasında seferlerin nasıl kilitlendiğini hepimiz biliyoruz...

Diğer bir vaadi,

Şehirde en az 15 bat-çık yapma sözüydü...

Bunun şehre nasıl bir fayda yaratacağını bilmiyorum...

Daha doğrusu bilmek de istemiyorum...

Şehri Formula-1 pistine çevirmekle aynı şey...

Ayağınızı gazdan çekmeden her yere gidebileceksiniz...

Ama insanlar karşıdan karşıya geçemeyecek,

İnanılmaz bir görüntü kirliliği ortaya çıkacak...

***

Kuzey ve Güney Çevre Yollarını yapacağını da söyledi...

Oysa,

Çevre Yolu yapmak Karayollarının işi...

Çok yüksek bir maliyet...

Bunun yanında,

İlçe yollarını da yapacak...

Alpu-Mihalıççık,

Seyitgazi-Kırka,

Sarıcakaya, Mihalgazi...

Hemen her seçim öncesinde sözleri verilen, ancak bir türlü yapılmayan yollar...

Hatipoğlu’nun bir diğer vaadi de,

Şebeke suyunun fiyatını en az yüzde 40 indirmek...

Doğal gaz, elektrik, akaryakıt fiyatlarının geldiği bugünkü noktada,

Personel giderlerinin artması,

Arıtmada kullanılan malzemenin neredeyse tamamının yurt dışından dövizle alındığı bir ortamda üstelik...

Ne kadar mümkün?

En son vaat de şuydu;

“Öğrencilere özel bir ulaşım kartı çıkartacağız...

Limitsiz biniş hakkı ve aylık 50 TL olacak...”

Sunucunun ilgisini çekti...

“Biz İstanbul’da neredeyse bir yere giderken bu ücreti ödüyoruz...

İyi düşündünüz mü?

Seçilir de yapmazsanız, sorarız ama...”

Hatipoğlu,

Su indiriminden söz ederken, “maliyetinin altında satamayız” diyordu...

Aynı şey ulaşım hizmeti için geçerli değil mi?

***

İşte böyle...