İki yıl geçti… 6 Şubat 2023’ün o karanlık sabahı, sadece binalarımız değil, yüreklerimiz de yıkıldı...

Resmi rakamlar 50 bine yakın can kaybı diyor ama biz biliyoruz ki, her kayıp bir sayıdan fazlasıydı. Bir anne, bir baba, bir evlat, bir kardeş, bir dosttu… Hayalleriyle, anılarıyla, umutlarıyla bu dünyaya bir iz bırakmış eşsiz insanlar… Ve şimdi, ikinci yıl dönümüne geldiğimizde, acının gölgesi hâlâ üzerimizde dururken, asıl soruyu sormamız gerekiyor: Ne öğrendik?

İki yıl geçti… Ama gerçekten bir şey değişti mi?

Bu ülkede yaşanan her büyük depremden sonra hep aynı cümleleri kurduk: “Bundan ders alacağız.”
Ama kaç kez aynı sözleri verdik ve kaç kez bu sözlerin gereğini yapmadık?

Şunu artık kabul etmeliyiz: Biz bu kayıpları yaşamak zorunda değildik. Eğer kentlerimizi planlarken daha fazla bilimden yararlansaydık, eğer yapı denetimlerini göstermelik değil, gerçekten hayat kurtaran bir mekanizma haline getirseydik, eğer afetlere hazırlık konusunda sadece kriz anında değil, her zaman bilinçli davransaydık… Bugün binlerce insan hâlâ aramızda olabilirdi.

Çünkü depremler öldürmez, ihmal öldürür.

Ve işte tam da bu yüzden, Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü olarak var gücümüzle çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, yaptığımız her bilimsel çalışma, incelediğimiz her fay hattı, geliştirdiğimiz her teknoloji, eğittiğimiz her öğrenci, belki de bir gün bir insanın hayatını kurtaracak. Ve o kurtarılan her can, bir anneye, bir babaya, bir kardeşe, bir evlada yeniden nefes olacak.

Ders Aldık mı, Alacak mıyız?

Bundan iki yıl önce, deprem sabahı, herkesin dilinde aynı soru vardı: “Bu yıkım nasıl bu kadar büyük olabilir?”

Ama o enkaz yığınlarının altında sadece binalar değil, ihmalin, denetimsizliğin, bilgisizliğin gölgesi de yatıyordu.

Şimdi dönüp bakalım:

Kentlerimizi daha güvenli, toplumumuzu daha dirençli hale getirebildik mi?

Yapı denetim sistemini şeffaf ve bağımsız hale getirebildik mi?

Depreme karşı yerel yönetimler, merkezi otorite ve sivil toplum arasında gerçekten etkin bir iş birliği kurabildik mi?

Halkın afet bilincini artırmak için yeterli eğitim ve farkındalık çalışmalarını başlatabildik mi?

Eğer bu sorulara net ve güçlü bir “evet” diyemiyorsak, daha gidecek çok yolumuz var demektir.

Bilim Yoluyla Hayat Kurtarmak

Depremi engelleyemeyiz. Ama depremin bir felakete dönüşmesini önleyebiliriz. Bunun için akıl ve bilimi hayatın merkezine koymak zorundayız.

Bilim bize, hangi toprakların yerleşime uygun olduğunu, hangi yapı malzemelerinin depreme dayanıklı olduğunu, hangi yöntemlerin insan hayatını kurtaracağını anlatıyor. Ve biz bu bilgileri kulak ardı ettiğimiz her seferinde, bedelini çok ağır ödüyoruz.

İşte biz, Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü olarak, bu yüzden varız. Afet yönetimi, çevre yönetimi, yapı güvenliği, sürdürülebilir ve dirençli şehirler, coğrafi bilgi sistemleri ve afet sonrası iyileştirme süreçleri üzerine bilimsel çalışmalar yapıyor, öğrencilere bu bilinci kazandırıyor, teknolojiyle bilimi birleştirerek geleceği daha güvenli inşa etmeye çalışıyoruz.

Çünkü biliyoruz ki, gelecek bizim bugün attığımız adımlarla şekillenecek.

Bir Daha Aynı Acıları Yaşamamak İçin…

Şimdi, 6 Şubat’ın ikinci yıl dönümünde bir söz daha verelim. Ama bu sefer, havada kalan bir cümle olarak değil, her gün hayata geçireceğimiz bir eylem olarak…

Depreme dayanıklı kentler inşa edeceğiz.

Bilimi, mühendisliği ve teknolojiyi, afet yönetiminin merkezine koyacağız.

Halkı eğitecek, insanları bilinçlendireceğiz.

Afetlere karşı sadece günü kurtaran önlemler değil, uzun vadeli çözümler geliştireceğiz.

Çünkü bu ülkede doğan her çocuk, güvenli bir evde büyümeyi hak ediyor. Bu topraklarda yaşayan her insan, afet geldiğinde yalnız bırakılmamayı hak ediyor. Ve biz, bu sorumluluğu taşımak zorundayız.

Son Söz: Geleceğe Söz Veriyoruz

Biz, Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü olarak, geleceğe söz veriyoruz.

Geçmişten aldığımız derslerle, enkazın altından doğan umutlarla, bilimin ışığında ülkemizi ve dünyayı daha dirençli ve sürdürülebilir hale getirmek için çalışmaya devam edeceğiz.

Çünkü biliyoruz ki, bilimle aydınlanan bir gelecek, en sağlam zemindir.

Ve bu topraklarda bir daha kimsenin hayatı, ihmalin enkazı altında kalmasın diye, bu uğurda özveriyle çalışmaya devam edeceğiz.

Biz, Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü olarak, geleceğe söz veriyoruz.

Geçmişten aldığımız derslerle, enkazın altından doğan umutlarla, bilimin ışığında ülkemizi ve dünyayı daha dirençli ve sürdürülebilir hale getirmek için çalışmaya devam edeceğiz.

Çünkü biliyoruz ki, bilimle aydınlanan bir gelecek, en sağlam zemindir.

Ve bu topraklarda bir daha kimsenin hayatı, ihmalin enkazı altında kalmasın diye, bu uğurda özveriyle çalışmaya devam edeceğiz.

Ama bu sadece bizim değil, hepimizin sorumluluğu…

Bu sadece bir akademik çaba değil, bir insanlık görevi…

Hep birlikte, sadece binaları değil, bilinci de güçlendirmeliyiz. Sadece yolları değil, dayanışmayı da inşa etmeliyiz. Sadece hasar tespitleri değil, geleceğe dair sağlam adımlar atmalıyız.

Geleceğe söz veriyoruz… Çünkü biliyoruz ki, koruduğumuz her can, güvence altına aldığımız her yaşam alanı, bir evladın yarınlara umutla bakmasını sağlayacak. Bir annenin, bir babanın, bir kardeşin sevdiklerini kaybetmemesine ve onları kucaklamasına vesile olacak.

Ve biz, bu sorumluluğu bir an olsun unutmadan, her geçen günü bir adım daha ileriye taşımak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.

Çünkü gelecek, ihmalin değil, bilimin ve sorumluluğun eseri olmalı.

Çünkü bu ülkenin insanları, güvenle yaşadığı, umutla baktığı, dayanıklı şehirlerde nefes almalı.

Ve biz, bu topraklarda bir daha kimsenin gözyaşlarının enkazlara karışmaması için, geleceği bilimle ve bilinçle aydınlatacağız.

Geleceğe söz veriyoruz… Bu acıları azaltmak için bu canlar bu bedenlerde oldukça var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. 

Geçen hafta içinde basın toplantısıyla kamuoyuna sunulmuş olan Eskişehir Sanayi Odası liderliğinde Eskişehir Teknik Üniversitesi olarak katkılarımızla hazırlanmış Eskişehir Sanayi Ekosistemi Dirençlilik Strateji ve Eylem Planı bu anlamda kentimiz için önemli bir başlangıç. Benzer planların tüm illerimizde sanayi, ticaret, eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim, altyapı, çevre, barınma, güvenlik gibi hayatın her alanını kapsayacak şekilde yapılması ve uygulamaya geçmesi dileğiyle…