Mustafa Kemal’i arkadaşları tarih için hazırlıyor. Ahmet Tevfik, Ömer Naci, Nuri Conker, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir, Lütfi Müfit, Ali Fethi Okyar gibi daha birçok arkadaşı vardı.

Bu arkadaşları içinde Ahmet Tevfik’in özel bir yeri vardı. Çünkü onunla ortaokul, lise ve harp okulunda askerlik eğitimini beraber almışlardı.

İki arkadaş -hem okul içinde hem okul dışında- birlikte vakit geçirirken memleket meseleleri üzerine birlikte kafa yoruyorlardı.

En son, kurmay okulu eğitiminden ikisi de başarıyla mezun olup, kurmay subay olarak askerliğe başladıklarında da aralarındaki bağ devam ediyordu.

Ahmet Tevfik Selanik’teki 3. Ordu’ya, Mustafa Kemal ise yine yakın arkadaşı Ali Fuat Cebesoy ile birlikte Şam’daki 5. Ordu’ya atandı.

Mustafa Kemal gizli olarak Selanik’e geliyor ve Ahmet Tevfik her türlü riski alarak Mustafa Kemal’i karşılıyor, yine arkadaşları İsmail Hakkı’nın evinde buluşup, burada, -daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşecek- Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin şubesini kuruyorlar.

Mustafa Kemal artık, laik ve demokratik cumhuriyet kurmak yolunda ilerlerken en yakın arkadaşları onun yolunda ve yanındadır.

O evdeki gizli toplantıda bulunan Hüsrev Sami Kızıldoğan o günleri şöyle anlatıyor:

Mustafa Kemal, "Bizden evvel birçok teşebbüsler yapılmıştır. Fakat başarılı olamadılar. Çünkü teşkilatsız(örgütsüz) işe başladılar. Biz kuracağımız teşkilat ile bir gün mutlaka ve behemehâl(her koşulda)başarılı olacağız. Vatanı ve milleti kurtaracağız"

Bu konuşmadan sonra olanları Hüsrev Sami Kızıldağ şöyle aktarıyor:

"Bu hitabelerden sonra teşkilat işi görüşüldü. Nihayette Atatürk bana bakarak, 'Hüsrev, tabancanı çıkar, bu masanın üzerine koy, kararımızı yemin ile de teyit edelim' dedi. Taşıdığım brovnik tabancayı masanın üzerine koydum. Hepimiz ellerimizi bunun üzerine koyarak ölünceye kadar bu mukaddes dava uğrunda çalışacağımıza ant içtik."

 

Mustafa Kemal, laik ve demokratik cumhuriyeti kurma yolunda tüm kararlılığı ve inancı ile örgütlü bir şekilde ilerliyordu. En çok güvendiği isimler ise en yakın arkadaşlarıydı. Öğrencilik yıllarında kurulan bu dostluklar demek ki bu günler içinmiş.

Ahmet Tevfik genç yaşta Selanik’te vefat ediyor. Mustafa Kemal’in onu ne kadar sevdiğini şu mektubundan anlıyoruz:

Tevfik Bey Kardeşime, Sizi seven üç kalbin aynı hisle daraban ettiği (attığı, vurduğu) bir dakikadaki vaziyetlerini görmek mucib-i mahzuziyetiniz olacağını (hoşunuza gideceğini) bildiğim cihetle bu fotoğrafı takdim ediyorum.

Görülen kalpler değil, o kulub-u saffeti (temiz kalpleri) taşıyan kardeşlerinizdir. Lakin hissiyat-ı kalbiyelerini nasiyelerinde kıraat (kalbi duygularını çehrelerinde, yüzlerinde okumak) sizce mümkün değil midir? Şair olsaydım, bu mukaddimeye (girişe, önsöze) bir de tuhfe-i kalemiyye (kalemiyye, ikramiye hediyesi) ilave ederdim. Asker bulunduğumuz cihetle ufuk-u baidi (uzak ufukları) gösteren kılıçlarımızın ucunu irae etmekle (göstermekle) iktifa ediyorum (yetiniyorum).

Erkan-ı Harbiye Yüzbaşısı (Kurmay Yüzbaşı)

Selanik’li M. Kemal

Ahmet Tevfik

Miralay Halil, Mustafa Kemal, Lütfi Müfit(Özdeş) Suriye Hatırası 6 Temmuz 1322 (19 Temmuz 1906)