Eskişehir 2. Derece deprem kuşağında yer alıyor. Bakıldığında eski bina sayısı da oldukça fazla. Yenileme kalksa bugünkü inşaat maliyetleriyle yenilemeleri de mümkün değil. 'Kentsel Dönüşüm' her ne kadar özendirilmeye çalışılsa da bankalardan kredi çekmek isteyenler yüksek faizleri görünce 'ben bu krediyi ödeyemem' diyerek eski binalarda yaşamayı tercih ediyor. Eski yapıların yenilenmesi için iktidar insanların ödeyebilecekleri çok cüzi faizli uzun vadeli kredi olanağı sağlasa bu çözüm olacak. Ama bu konuda da atılan bir adım yok.
* * *
17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen Marmara ve Düzce depremlerinde Eskişehir de binalar yıkıldı 33 can kaybı yaşandı. Birçok binada hasar oluştu. İnsanlar hasarlı binalarını onarıp oturmaya devam ediyorlar. Bu binaların onarımları yapılırken belediyelerden izin alıp almadıklarını bilmiyorum. Onarım izni alındı ise belediyeler veya ilgili kurumlar bu binalardaki hasar oranlarını belirledi mi? Olası bir depremde bu onarılan binaların yıkılma olasılığı çok yüksek. 17 Ağustos depreminin üzerinden 23 yıl geçti. Depremlerde hasar gören bu binalar daha da eskidi.
* * *
Bu konuda İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Orkun Kılıç'tan önemli bir uyarı yapmış. Öncelikle göstermiş olduğu duyarlılığından ve uyarılarından dolayı bir vatandaş olarak Orkun Kılıç'ı kutluyorum.
'YAPI STOKUNUN YENİLENMESİNE YÖNELİK CİDDİ ADIM ATILMADI'
'99 öncesi yapılan yapı stoku yenilenmezse can kaybı çok fazla olur' diye yetkilileri uyaran Kılıç, 'Kentimize dair de birkaç önemli hususu vurgulamak gerekiyor' diyerek her depremden kısa bir süre fayları konuşup esas problemin geçiştirilmesi sonucu 99 depreminden bugüne yapı stokunu yenilemeye yönelik ciddi bir adım atılamadığına dikkat çekmiş. 'kentsel dönüşüm projeleri bir şekilde engellendi, hayata geçirilemedi' Yapılmak istenen kentsel dönüşüm projeleri bir şekilde engellendiğini, hayata geçirilemediğini, Eskişehir kent merkezindeki alüvyon zemin üzerine oturan 99 öncesi yapılmış yüksek katlı kötü yapı stoku yenilemezse olacak bir depremde çok fazla can kayıpları yaşanacağını ön gördüklerinin altını çizmiş.
'Porsuğun şehrimize kirletilmeden ulaşmasını sağlamak zorundayız' İMO Başkanı Orkun Kılıç, Eskişehir'in başka bir önemli sorununu da gündeme getirmiş. 'Önemli su kaynaklarımızdan olan Porsuk Nehri Kütahya'da arıtması olmayan fabrikalar tarafından aşırı kirletilerek şehrimize ulaşıyor. Bu durum hem Arıtma maliyetlerini hem de kimyasal kullanımını ciddi ölçüde arttırıyor. Porsuğun şehrimize kirletilmeden ulaşmasını sağlamak zorundayız.' Bu pek çok kez gündeme taşınmış olmasına rağmen Kütahya'daki fabrikaların kirlettiği Eskişehirlilerin de içme ve kullanma suyu olarak kullandığı Porsuk Nehri'nin kirletilmemesi hususunda henüz atılmış bir adım yok.Kütahya Porsuk Nehri'ni kirletiyor Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ESKİ Genel Müdürlüğü de çok ciddi paralar harcayarak arıtıyor. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bu kirliğinin önlenmesi için gerek Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve ESKİ Genel Müdürlüğünce resmi yazılar yazılmasına rağmen bir arpa boyu kadar bile atılmış adım yok. Herhalde 'Kütahya kirletsin. Bu suyu Eskişehir kullanıyorsa arıtmasını nasıl olsa yapacak' diye düşünülüyor herhalde.
HERKES UTKU ÇAKIRÖZER'İ KONUŞUYOR
Pazartesi günü uzun zamandır ihmal ettiğim dostlarımı ziyaret ettim. Yaşamış olduğumuz pandemi hepimizin yaşamını alt üst etti. Mevsimin kış olması ve ziyaretleri kapalı mekanlarda yapmak zorunda kaldığımızdan dostlarımızla doyasıya oturup sohbet edemiyoruz. Her ne kadar dostlarımız söyleyemese de 'ziyaretin kısası makbuldür' diyerek kısa tutmaya çalışıyorum. Dört kapı çaldım! Ziyaret ettiklerimin kimler olduğunu yazmıyorum. İpucu vereyim. Üçü halen siyaset yapıyor. Merkez sağ ve milliyetçi düşünceye sahip dostlar.
'UTKU ÇAKIRÖZER HER YERDE KARŞIMIZA ÇIKIYOR'
Ziyaret ettiğim dostlarla geçtiğimiz cumartesi günü bir araya gelen 6 siyasi parti liderinin buluşmalarını, cumhurbaşkanlığı seçiminde AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısında yarışı nasıl kazanır ve Eskişehir de AK Parti, CHP, İYİ Parti, MHP hangi isimlerle milletvekili
seçimlerinde başarılı olur konularını değerlendirdik. Ve mevcut milletvekillerinin hangisinin daha faal ve herkese ulaşıp ulaşmadığını masaya yatırdık. Sohbetlerde sadece ziyaret ettiğim kişiler değil yanlarında misafirleri de vardı. Herkes görüşlerini ifade etti. Konuşulanlar orada kaldı. İzinleri olmadığı için isimlerini yazmayacağım. Sağ ve milliyetçi görüşe sahip hayatlarında CHP'ye bir kez dahi oy vermemiş dostlar milletvekilleri içerisinde CHP Milletvekili Utku Çakırözer'i daha girişken ve cana yakın olduğunu söylediler. Ziyaret ettiğim eski ama eskimeyen dostumun anlattığı dikkatimi çekti. İzinlerini almadığım isimlerini yazmayacağım. 'Utku Bey ile oturup karşılıklı bir dakika bile sohbetimiz olmadı. Açılışlarda veya toplantılarda karşılaştığımızda kalabalık içerisinde ayaküstü yanımızda başka kişilerin de olduğu mekanlarda sohbetimiz oldu. Bizlere sanki kırk yıllık dostmuşuz gibi samimi yaklaştı. Halimizi hatırımızı sordu. Ama nereye gitsek karşımıza çıkıyor. Herkesi Bizi görünce tanıdı. İsimlerimizi sorsan bilmez. Yanımıza geldi hal hatır ve yapabileceğim bir şey var mı diye sordu. Hem de CHP'li olup olmadığımızı bilmemesine rağmen. Aynı yakınlığı diğer milletvekillerinde göremiyoruz' dediler.
* * *
Utku Çakırözer hemen hemen her hafta sonunu Eskişehir de geçiriyor. Çalmadık, girmedik kapı bırakmıyor. Herkesi dinliyor. Esnafları dolaşıyor. Bu da şehirde takdir görüyor. Bir ipucu daha vereyim. İster inanın ister inanmayın MHP'liler tarafından bile.
* * *
Bir ağabeyi ve meslek büyüğü olarak kendisine acizane tavsiyem… Bu yazdıklarım kendisini şımartmasın. Yoksa bütün emekleri boşa gitmiş olur.
'HÜKÜMET BİZİ DİRİ DİRİ MEZARA GÖMDÜ'
Ziyaret turumu akşamüzeri Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Arif Duru ile tamamladım. Dernek üyesiyim. Bazı işyerleriyle dernek üyelerine avantajlı alış veriş imkanı sağlayan anlaşma imzalamışlar. Bu imkandan yararlanmak için bir işyerine gittiğimde 'Dernek üyesi olduğunuza dair belge veya üye kimlik kartınızı göstermek zorundasınız' diye uyardılar. Arif Duru ile yaklaşık iki ay önce karşılaştığımız da, 'Benim üye kimlik kartım yok' demiştim. 'Bir fotoğrafla derneğe gelirsen biz çay içerken kimlik kartını hazırlar' dediği aklıma geldi. Soluğu Arif Duru'nun yanında aldım. Sohbet ederken basın toplantısı yaptığını söyledi. 'İstersen konuşma metnimden bir kopya da sana vereyim' dedi. Çekmecesinden çıkarıp verdi. Dernekte okuma fırsatım olmadı. Mesai bitmek üzere idi… Eve geldikten sonra aklıma geldi. Metni okudum. Daha önceki basın toplantılarında AK Parti'yi bu kadar sert eleştirmemişti. Küçük dokundurmayla geçiştiriyordu. Konuşma metnindeki en çok dikkatimi çeken şu satılar oldu: 'Son dönemlerde enerjiye ve diğer birçok tüketim maddesine yapılan yüksek zamlar karşısında en çok etkilenen kesim emekliler. Emeklilerin aldığı maaşlar yüksek enflasyon karşısında birinci ayda eridi ve yetersiz duruma geldi. Hükümet emeklilerimizi rahat ettirmek bir yana diri diri mezara gömmüştür'.
'İNSANLARIMIZ SEFALETTEN KIRILACAK'
Elektrik, doğalgaz ve gıda fiyatlarına tarihin en büyük zamlarının gelmesinin ardından emeklilerin adeta kabus yaşadığını ve elektrik ile doğalgaz faturalarındaki rakamları gördüklerinde şok yaşadıklarına vurgu yapmış. 'Emekliler, elektrik düğmelerini kapatıp, ısınmak için ise mevcut eşyalarını yakmaya başladılar. Ucuz ekmek kuyrukları her geçen gün daha fazla uzamakta. Gıda için ekmekten başka kendisine katık bulamamakta. Kiralar ödenemeyecek rakamlarda. Bunları abartı gibi söylemiyoruz. Yarın hangi zamlarla karşılaşacağımızı artık bilemiyoruz. Zaten alım gücü kalmayan emeklinin yarınını düşünemiyoruz bile. Derneğimize her gün onlarca emeklimiz gelerek çare bulmamızı istiyor. Çare hükümetimizde. Acilen yapılan zamlar geri alınmalıdır. Yoksa insanlarımız açlıktan, sefaletten kırılacaktır'.
'EMEKLİ MAAŞLARI GÖZDEN GEÇİRİLSİN ZAMLAR DERHAL GERİ ALINSIN'
Duru açıklamasını şu cümlelerle noktalamış: 'Emeklilerimiz sefalete sürüklenmiş, asgari ücretin bile altında maaşa mahkûm edilmiştir. Böyle bir uygulamayı asla kabul etmiyoruz. Emekliler sürünmek değil insanca yaşamak istiyor Son yapılan zamlar geri çekilsin. Emeklinin maaşları tekrar gözden geçirilsin. Acilen emekliye ek ödeme yapılsın. Emeklilere de sendika hakkı verilsin. Emeklinin maaşı 6 ayda değil o ayki gerçek enflasyona güre aylık düzenlensin. Buradan çalışanlara da sesleniyoruz, sizler de bir gün emekli olacaksınız. Bu sıkıntıları yaşamamak için emeklilere destek vermek, güç birliği yapmak zorundasınız.'
DESTİCİ: 'EN AZ EMEKLİ MAAŞI ASGARİ ÜCRETLE EŞ OLMALI'
Televizyon kanallarının 19.00 ve 20.00'deki haber bültenlerini izleme fırsatım olmadı. İnternete girerek haber ajanslarının ve gazetelerin sitelerinden günün gelişmelerini okudum. Haberler.Com sitesinde Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ile yapılan söyleşiyi izledim. Destici, yüksek enflasyon, artan gıda fiyatları ve elektrik-doğalgaz zamlarıyla işçi emeklilerinin zor günler yaşadıklarını dile getirerek en düşük emekli maaşının asgari ücretle eşit olması gerektiğini söylemiş. Sanki Arif Duru'nun basın toplantısındaki söylediklerini duymuş! Daha önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'da gündeme getirmişti. Bakalım hem Kılıçdaroğlu'nun hem de Destici'nin bu haklı talepleri karşılık bulacak mı?
FIKRA:
GARANTİLİ PARAŞÜT
Bir firma paraşüt satıyormuş. Bir müşterisi
gelmiş.
-Yüksek bir yerden atladın diyelim.
-Evet.
-Paraşüt açılmazsa ne olur?
-1. düğmesine bas açılır.
-1. düğmesinden açılmadı. O zaman
ne yapacaksın?
-2. düğmesine bas açılır.
-2. düğmesinden de açılmadı. Ne
yaparsın?
-3. düğmesine bas kesin açılır.
-Üçüncü düğmesinden de açılmadı.
O zaman ne yapacağın?
-Paraşütün 2 yıllık garantisi var getir
değiştiririz.