Şu sıralar Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı’na aktarılan yüklü paralar tekrar gündeme geliyor.

Özellikle Ajansın bu paraları nereye ve niçin harcadığı tartışılıyor. Peki, bu konu niçin sürekli gündeme geliyor? Aradan 10 yılı aşan bir zaman geçmiş ama tartışma bir türlü bitmiyor.

*

Nedeni açık. Ortada, kundaktaki kimsesiz bebeğin bile hakkı olan yüz milyonlarca lira para var. Bu öyle bir para ki, harcanırken de harcandıktan sonra da denetlenmesi yasak bir para!

Nasıl yani?

Şöyle anlatayım: Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı, kendi bünyesine aktarılan vatandaşın parasını, sere serpe harcasın diye özel yasa çıkarıldı! Yasa nedeniyle ajansın harcadığı tek delikli kuruş dahi denetlenemedi! İşte tam da bu nedenle ajansa aktarılan paralar ve ajansın bu paraları nereye harcadığı hala tartışılıyor. Ve eğer ‘defterler incelenmezse’, söz konusu Ajans sonsuza kadar tartışılmaya, çeşitli çevrelerce çıkarılan şaibe iddialarına maruz kalmaya devam edecek.

*

O nedenle önerim, her kuruma yapılan doğal denetleme süreci başlatılmalı ve Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı da tepeden tırnağa denetlenmeli. Şaibe iddiaları ortadan kaldırılmalı ve bu konu Eskişehir’in gündem maddeleri içerisinden çıkarılmalı.

*

Unutmadan şunu da ifade etmek isterim. Eskişehir’e, Türk Dünyası Kültür Başkenti dayatmasını yapanlar, Eskişehir’in Türk Dünyası Eğitim Başkenti olacağını da ilan etmişlerdi. Yıllar geçti ama bu söz yerine getirilmedi. İyi ki de getirilmedi. Daha Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı’nın şeffaf bir biçimde ne yaptığını bilmezken, aynısının laciverti bir başka ajans daha kurulacak ve benzer bir süreç işletilecekti. Bu haliyle söyleyebilirim ki: Eskişehir, iyi ki Türk Dünyası Eğitim Başkenti ilan edilmedi!

CHP’nin erken seçim politikası

Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Cumhurbaşkanı adayını erken ilan edeceğine ilişkin bazı eleştiriler var. Bu eleştirilere katılmıyorum. Erken seçim isteyen bir partinin, adayını erken açıklaması kadar doğal bir hareket olamaz. Yani, Cumhuriyet Halk Partisi vatandaşlar üzerinde yaptığı araştırmalar sonucunda erken seçim isteyecek; ama erken seçim isteyen partinin adayı belli olmayacak, vaatleri belli olmayacak, kampanyası belli olmayacak, kör topal hareket edecek, öyle mi? Elbette öyle olmaz. Erken seçim istiyorsan adayın da, vaatlerin de, kampanyan da belli olacak ve kamuoyuna duyurulacak. Bununla beraber sistemli bir süreç yönetimi gerçekleştirilecek. Vatandaş da, kendisi adına erken seçim isteyen partiye daha çok inanacak, daha çok güvenecek ve arkasından gitme konusunda cesaret kazanacak. Dolayısıyla halk adına erken seçim isteyen Cumhuriyet Halk Partisi’nin, an itibariyle uyguladığı ön seçim ile Cumhurbaşkanı adayını belirleme politikası doğru bir politikadır. Aday belli olduktan sonra da özenli bir kampanya dönemi muhakkak başlayacaktır.

Ebubekir Şahin ne istiyor?

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin tarafından, “yayıncı kuruluşlarımızın, haber içeriklerinde editoryal bağımsızlıkları bulunmaktadır. Ancak bu bağımsızlık kamu yararı, toplum huzuru ve toplumdaki güven ortamını zedelemeyecek şekilde çalışmayı gerektirmektedir” diyerek özellikle ana haber spikerlerinin kendi siyasi görüşleri çerçevesinde maksatlı yorum ve analizler yaptığını iddia etti, gereken durumlarda en üst sınırdan ceza uygulayacakları konusunda uyarı yaptı. Bazı çevreler bunun bir uyarı değil muhalif medyaya ve gazetecilere tehdit olduğunu savundu.

Tehdit ya da uyarı, buna siz karar verin. Ancak Ebubekir Şahin’in ifadelerinden anladığım şeyi bir kısa oyunda geçen repliği paylaşarak aktarayım: Ekmeğe yüzde 20 zam geldi yerine obeziteye tokat! Evet, ekmeğe zam geldi şeklinde manşet atmak ya da söylem üretmek yerine obeziteye tokat manşeti atmak veyahut söylem üretmek kulağa daha hoş geliyor. Zannederim Ebubekir Şahin tam da bunu istiyor!

Son pişmanlık

“Ekonomik kalkınma hukuk devletiyle olur” demenin neresi suç? İş insanlarını kelepçeleyerek adliye koridorlarında sürüklediler. Sürükletenler “bu daha iyi günleriniz” diyerek parmak sallıyorlar.

Bir tek Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek suskun; fellik fellik yabancı yatırımcı arayan Mehmet Şimşek... İş insanlarını hukuk istiyor diye kelepçeleyen hukuk sistemi içerisinde yabancı yatırımcıyı ikna etmeye çalışan Mehmet Şimşek...

Ne yapsın Mehmet Şimşek? Boşa koysa dolmuyor, doluya koysa almıyor. Pişman Mehmet Şimşek. Son pişmanlık neye yarar?

Güzel şeyler de oluyor

Eskişehir’in dünyaca ünlü bilim insanlarından Prof. Dr. Bülent Görenek, Avrupa Kardiyoloji Derneği’ne ait EP Europace dergisine editör yardımcısı olarak atandı. Dergi, bilimsel açıdan en yüksek seviye olarak kabul edilen Q1 grubunda yer alıyor. Prof. Dr. Görenek’in bu prestijli göreve getirilmesi, Türk tıp camiasında gururla karşılandı. Elbette bizler de gurur duyduk.

Atatürk’ün dediği gibi: Türk milletinin karakteri yüksektir, Türk milleti çalışkandır ve zekidir. Böylesine önemli özellikleri olan bir milletin fertleri her alanda başarılı olmalıdır. Fakat günümüzde her alanda bir çürümüşlük söz konusudur ki; karakterli, çalışkan ve zeki olmak itibar görmemektedir. Ve dahi onlara “beğenmiyorsanız ülkeden gidin” denmektedir. Çoğu da gitmektedir zaten. Bülent Görenek Hoca gitmeyenlerden, o nedenle kendisine minnettarız. Gidebilirdi de, asla yuhalamaz ve anlamaya çalışırdık. Zira gidenlere hak vermiyor değiliz, kovmaktan beter ediliyorlar sonuçta. Her neyse… Biz de ‘Görenek’ler çok, fırsat verir ve desteklersek…

Odunpazarı ‘aydınlanmaya’ devam ediyor

Odunpazarı tarihi bölgede bulunan ve 2006 yılında belediye tarafından yapılan 2 katlı bina, 2012 yılında dönemin AK Partili Odunpazarı Belediyesi tarafından Eskişehir İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’ne (ESİMDER) 15 yıllığına kiraya verildi. 2024 yılında yapılan Sayıştay denetimlerinde, bu kira süresinin 2886 sayılı kanuna aykırı olduğu ve kamu binalarının 10 yıldan fazla kiraya verilemeyeceği tespit edildi. Bu doğrultuda CHP’li Kazım Kurt yönetimindeki Odunpazarı Belediyesi, sözleşme süresini 10 yıla indirerek, Odunpazarı Kaymakamlığı vasıtası ile 12 Ekim 2024 tarihinde binayı tahliye etti. Tahliyenin ardından bina, sanatın ve sanatseverlerin merkezi haline gelmesi için yeniden düzenlendi, adına da Odunpazarı Sanat Merkezi denildi.

Odunpazarı Sanat Merkezi’nin açılışı hafta sonu gerçekleştirildi. İlk olarak da Zeki Ünal’ın ‘Masalsı Düşler’ adlı resim sergisi sanatseverlerle buluştu. Elbette bu merkezde sadece sergiler olmayacak. Sanatçıların üretim yapabileceği, atölye çalışmalarının olabileceği, çeşitli toplantı ve etkinliklerin gerçekleştirilebileceği ve klik küçük bir kesime değil bütün yurttaşlarımıza hizmet edecek bir yaşam alanından bahsediyorum. Bu anlamda şunu net ifadelerle söyleyebilirim: Kazım Kurt, Odunpazarı’nı aydınlatmaya devam ediyor.