Son günlerde Eskişehir yerel gündeminde çok tartışılan iki konu var: 'Toplu ulaşım zamları…' ve 'Kalabak suyu sıkıntısı…'

'Su' ve 'ulaşım' gibi çağdaş kentsel yaşamın iki en önemli konusu üzerinde toplumda tartışma yapılması elbette çok önemli.

Ancak ne yazık ki yerel medyamızda kasaba kültürü biçemiyle yapılan polemikler havanda su dövmekten öteye gitmiyor. Çünkü mangalda kül bırakmayan eleştirilerin çoğunun ya bilimsel temeli yok ya da arkasında siyasal/medyasal anlamda basit rant beklentileri yatıyor…

Oysa Eskişehirlilere yakışan bu konuları, 'bilimsel ilkelere ve uygulamalara uygun olarak gelişmiş çağdaş kent kültürü ölçütleri' içinde tartışmak ve değerlendirmektir.

Günlerdir su ve ulaşım konusunda bilgiçlik taslayanlara söyleyecek fazla sözümüz yok, ama bilinçli ve duyarlı kenttaşlarımızla paylaşacağımız sözlerimiz var.

ADAR'IN AYDINLATICI SUNUMU

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Abdülkadir ADAR, geçtiğimiz Çarşamba günü yaptığı basın toplantısında ulaşım ve su konularıyla ilgili ayrıntılı ve aydınlatıcı bilgiler verdi.

Verilen bu bilgiler doğrultusunda, 'UKOME'nin aldığı kararla kent içi ulaşım bilet bedellerine yüzde 16 oranında zam yapılmasının gerekçeleri' şöyle özetlenebilir:

· Son iki yılda hızla artan ulaşım maliyetleri,

· Euro ve Dolar kurlarının yükselmesi,

· Tramvay için alınan kredi borçlarının ödeme dengesinin korunması,

· Ücretsiz binişlerin oranının artması…

Görüldüğü gibi, ulaşım zammına neden olan etkenlerin tümü doğrudan merkezi hükümetle (yani AKP iktidarıyla) ilgilidir. Gerçek böyleyken konuyu saptırmak ve tüm sorumluluğu Büyükşehir Belediyesi'ne yüklemek; siyaset ve basın etiğine aykırı olan büyük bir ayıptır.

Bu fırsatla, Sayın ADAR'ın siyaset ve belediyecilik alanlarında sahip olduğu engin deneyimin Eskişehir için önemli bir fırsat olduğunu vurgulamak isterim. Dilerim mevcut belediye başkanlarımız ve CHP'liler, sahip oldukları ADAR ve benzeri yetişmiş değerlerden daha etkin yararlanırlar…

KENTSEL ULAŞIMIN ÖNEMİ

Bilindiği gibi 2008 yılında kabul edilen ve Türkiye'nin de imzaladığı 'Avrupa Kentsel Şartı'; çağdaş insanlığın, 'sürdürülebilir kentler ve kasabalar oluşturmak…' amacıyla kabul ettiği 'ortak ilkeler ve kavramlar bütünüdür…'

Bu bildiride 'kentsel ulaşım' konusu önemli bir yer tutmakta ve kentlerde 'sağlıklı, kontrol edilen, sürdürülebilir, kolay ulaşılabilir ve rahat toplu ulaşım…' olanakları yaratmak için kamu yönetimine görevler yüklenmektedir.

Ayrıca çağdaş anlamda yapılan 'yaşanabilir kentler değerlendirmelerinde', bir kentin sahip olduğu 'kaliteli toplu ulaşım olanakları' önemli bir ölçüt olarak görülmektedir. Ve bu kaliteli yaşamın bir toplumsal bedeli vardır.

Bu bağlamda, 'Eskişehir'de toplu ulaşım olanaklarını daha kaliteli ve daha yaygın duruma getirmek…' amacıyla yapılan çalışmalara şapka çıkarmak gerekir.

Bu çalışmalara engel olanlara, o engelcilere çanak tutanlara, o çanakçılara alet olanlara söylenecek sözler ise benim dağarcığımda yok…

YAŞLILARIN ULAŞIM HAKLARINA DOKUNULAMAZ

Toplumsal yaşamda 'yaşlılara saygı göstermek' geleneği neredeyse insanlık tarihi kadar eskilere dayanıyor.

Ama 'yaşlı hakları' konusu çağımızın bir kazanımıdır. Çağdaş toplumsal yaşamda 'yaşlılar geçmiş ile geleceği birleştiren kişiler' olarak kabul edilmektedir.

Günümüzde insan yaşamının evrelerini sınıflandıran bilimsel çalışmalar genellikle '65 yaş' ve sonrasını 'yaşlılık' olarak tanımlıyor.

Çağdaş insanlığın yaşlılarla ilgili olarak kabul ettiği uluslararası belgelerin amacı, 'yaşlılara insan onuruna yakışır bir yaşam hakkı sağlamak…' olarak özetlenebilir.

Yaşlı haklarının evrensel ilkelerine göre, 'yaşlıların gereksinimlerinin karşılanması sorumluluğu sadece aileye değil, topluma ve devlete de aittir…'

Ve günümüzün çağdaş toplumlarında 'yaşamı yaşlılarla paylaşma bilinci' çok yüksektir.

Bu evrensel durumun baskısıyla, ülkemizi 12 yıldır yöneten insan hakları özürlü bir iktidarın bile kabul etmek zorunda kaldığı '65 yaş üstü yurttaşlara ücretsiz toplu ulaşım hakkı' çok önemlidir. Bu hakka karşı çıkmak ya da eleştiri malzemesi yapmak demokrasiye de insanlık etiğine de aykırı bir tutumdur.

Bu bağlamda 'yaşlılara sağlanan ücretsiz toplu ulaşım hakkını, toplu ulaşım zammının gerekçesi olarak görmek ya da göstermek…' ise hem 'sosyal belediyecilik' hem de 'sosyal devlet' anlayışına tamamen aykırıdır….

Dahası, 'yaşlılarımızın ücretsiz toplu ulaşım hakkına saygısızlık yapmaya devam eden kişi ve kuruluşlara karşı gerekli yasal yaptırımlar derhal uygulanmalıdır…'

'SU'DAN SİYASET YAPANLARA…

'Su' yaşamın vazgeçilmezlerindendir. Onun için 'su içene yılan bile dokunmaz…'

'Kalabak Suyu' da Eskişehir kentsel yaşamının vazgeçilmezlerindendir.' Onun için 'Atatürk'ten Kara Kamil'e ve Yılmaz BÜYÜKERŞEN'e ulaşan süreçte yaşayan gerçek Eskişehirliler, Kalabak Suyu'nu ucuz siyasete alet etmemişlerdir…'

Son günlerde ülkemiz genelinde 'doğada ve siyasette yaşanan kuraklığın…' sonucu olarak ortaya çıkan geçici sıkıntı nedeniyle 'Kalabak Suyu ve ESKİ üzerinde polemik yaparak siyasal ya da medyasal rant çıkarmaya çalışanlar…' bence boşa uğraşıyorlar.

Çünkü 'su' temizlik arıcıdır, kara çalmaya yaramaz…

Ayrıca ESKİŞEHİR'in 'ESKİ' sini, kafanızdaki 'eski' düşüncelerle karıştırmayın…

Çünkü 'Türkiye'de çağdaş kentsel yaşam konusunda evrensel değerlere en çok yaklaşan kent ESKİŞEHİR'dir!'

Sevgiyle dostlukla.