1972 yılında Türkiye Sol/Sosyalist/Devrimci hareketinde çok önemli iki kırılma yaşandı. 30 Mart’ta dönemin devrimci gençlik önderlerinden Mahir Çayan ve dokuz arkadaşı güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada hayatlarını kaybederken, 6 Mayıs’ta Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildi.
Böylece 68’liler olarak bilinen bir kuşağın “Devrimci, idealist ama duygusal ve aceleci” atılımı önemli bir kırılma sürecine girdi.
“MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİM” GÜNLERİ…
1969 yılı başlarında Türkiye Solu’ndaki hareketliliğin merkezi Ankara’ya kaymıştı. İlk döneminde, Sosyalizm’e ilgi duyan üniversite öğrencileri arasında heyecan yaratan TİP (Türkiye İşçi Partisi) zamanla bu desteğini yitirdi ve gençlik muhalefetinin MDD (Milli Demokratik Devrim) saflarına geçmesini önleyemedi.
1969’dan itibaren Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF)/Devrimci Gençlik Federasyonu (DEV-GENÇ), Milli Demokratik Devrim hareketinin örgütsel gücü haline geldi.
Ankara’da, ODTÜ ve SBF (Siyasal Bilgiler Fakültesi) devrimci solun merkezi olmuştu. İlk boykotu DTCF (Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi) başlatmıştı. Gençlik liderleri arasında Mahir Çayan, Sinan Cemgil ve İstanbul’dan gelen Deniz Gezmiş öne çıkıyordu. Dev-Genç’in başında ise mevcut kadronun teori ve pratik açıdan en zayıfı olan Ertuğrul (Kürkçü) bulunuyordu.
KIZILDERE’YE GİDEN YOL…
60’lı yılların sonuna doğru güçlenen solun toplumsal meşruluğunun giderek yaygınlaşması, Amerikan emperyalizmi ve komprodor burjuvaziyi korkutmaya başlamıştı. 12 Eylül Faşizmi’nin öncülü 12 Mart 1971 Muhtırası bu süreçte verildi.
Muhtıranın verildiği ilk günlerde, mevcut iktidarın sivil faşizme geçtiğini ve anayasaya aykırı faaliyetlerin içine girdiğini düşünen bazı solcu kuruluşlar destek mesajları verdiler. Ancak, “işin rengi” kısa sürede belli oldu.
Nurhak’a gitmek üzere Ankara’dan ayrıldıktan sonra yakalanan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, Ekim 1971’de idam cezasına çarptırıldı.
Denizlere idam kararı verilmesi üzerine, Mahir Çayan ve arkadaşları İsrail’in İstanbul Başkonsolosu E.Elrom’u kaçırarak arkadaşlarının serbest bırakılmasını istediler. Talepleri yerine getirilmeyince ve etraflarındaki çember daralınca “belki de bu sürecin en büyük hatası yapıldı” ve Elrom öldürüldü. Daha sonra yapılan operasyonlar sonrasında Mahir yaralı olarak ele geçti.
29 Kasım 1971’de Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Ziya Yılmaz, Cihan Alptekin ve Ömer Ayna, tünel kazarak Maltepe Cezaevi’nden firar etti.
Firar edenler yurtdışına kaçırılma önerilerini kabul etmediler. Böylece Kızıldere’ye uzanan yol çizildi…
KIZILDERE’DE NE OLDU?
Kızıldere Olayı’nın üzerinden tam 53 yıl geçti. Denizler’in idamını engellemek için 27 Mart 1972’de Ünye’deki NATO üssünde görevli üç İngiliz görevliyi kaçıran Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan ve Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna ve Üsteğmen Saffet Alp, Niksar-Kızıldere muhtarının evinde saklandı.
30 Mart 1972 günü çıkan çatışma sonucunda Ertuğrul dışında evdekilerin tümü öldürüldü.
Yaklaşık bir yıl önce Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan, Nurhak’ta; Ulaş Bardakçı ise İstanbul’da öldürülmüştü.
6 Mayıs 1972’de Deniz, Yusuf, Hüseyin idam edildi.
KEŞKE SİLAH OLMASAYDI!..
“Mahir ve On’ları” Kızıldere’ye götüren; Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmelerini elleri kolları bağlı şekilde izlemek yerine bir şey yaparak infazları durdurabilmek çabasıydı.
Mahir’in bu kararı verirken; “Eğer bir şey yapmazsak artık söyleyecek sözümüz kalmaz!..” dediğini Ertuğrul’un açıklamalarından öğrendik.
O günün devrimcilerine çok fazla akılcı davranmak; uzlaşmacılık, hatta teslimiyet gibi görünüyordu. Keşke hiç silaha sarılmasalardı diyoruz ama bu tercih sadece kendilerinin istemesiyle olabilir miydi?
Mahir Çayan ve arkadaşlarının siyasi düşüncelerini, illegal eylemlerini elbette onaylamayanlar, doğru bulmayanlar vardır.
Ancak, “yurt dışına kolaylıkla çıkma olanakları varken” arkadaşlarının hayatını kurtarmak için sonucu ölümle biteceği kesin bir eyleme kalkışarak, kendi hayatlarını hiçe sayanları unutmayanların sayısı ise hala çok fazladır…