Türkiye'yi yasa boğan 6 Şubat depremiyle birlikte deprem bölgelerinden çok sayıda depremzedenin göç ettiği Eskişehir'de de ortaya çıkan konut sıkıntısı nedeniyle kiralar astronomik rakamlara ulaştı.
Ardından 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra yapılan ÖTV ve KDV artışlarıyla birlikte ev kiraları 4'e 5'e katladı.
Bugün şehrin en ücra köşesinde bile 50-60 yıllık evlerin kira bedeli 7-8 bin liradan aşağı değil.
Yenikent Mahallesinde ikamet ediyorum.
Deprem öncesi 2+1 dairenin kirası 2-3 bin, 3+1'in ise 4 bin lira civarında idi.
Bugün ise 2+1'in kirası 12 bin, 3+1'in ise 14 bin lira.
Yakıt, elektrik, doğalgaz ile birlikte ulaşım masraflarını da üzerine koyduğunuzda 18 ila 20 bin lirayı buluyor.
Asgari ücretli çalışanın bu parayı ödemesi mümkün değil.
Bırakın asgari ücretle çalışanı ortalama 20 bin lira maaş alan bile bu bedeli ödeyemez.
Sözde yasal olarak yüzde 25 artış yapılacak.
Ancak ev sahipleri kiracılarına, 'Ya istediğim kira bedelini ödersin ya da çıkarsın' diye baskı yapıyor.
Bu nedenle son 4-5 aydır ev sahibi ile kiracı kavgası sayısı arttı.
Hatta TV'lerde seyrediyor gazetelerde okuyoruz.
Bu yüzden cinayetler bile işleniyor.
Gazeteler de ve televizyonlarda bu tür haberleri izleyip okuduğumda 'hiçmi vicdan yok sizde?' diye ev sahiplerini eleştiriyorum.
Son bir aydan beri kirada oturan eş, dost, akraba, 'Size bir konuyu aktarmak istiyoruz. Siz gazetecisiniz konuyu yazarsanız bu yaralarına merhem olmuş olursunuz' diye yüksek kira bedellerinden yakınıyorlar.
Hepsinin derdi aynı.
Birde çocukları Eskişehir'de üniversite kazanmış, çocuğu ile birlikte ev de kalmak isteyen ailelerde aynı dertten muzdarip.
'Bir taraftan emlak danışmanlarını bir taraftanda mahalleleri dolaştık. Kiraları daha ekonomik olur diye biraz merkeze uzak mahallelerde arama yaptık. Camlarında 'kiralık' yazısı gördüğümüz evlerin sahiplerine ulaştık. Gördük ki kira bedelleri uçmuş. 2 oda bir salon eve 7-8 bin lira kira istiyorlar. 3 oda bir salon evin kira bedeline 10 bin TL diyenler oldu. Ocak ayından beri boş duran kiralanamayan dairelerin kirası depremzedelerin Eskişehir'e gelmesiyle fahiş fiyata yükselmiş. Birde şehir dışından Eskişehir'deki üniversitelere kayıt yaptıran yurt çıkmayan, özel yurtların fiyatlarına ailelerinin ödemesi mümkün olmayan zam yapması öğrencileri de zor durumda bırakıyor. Bu vicdansızlık. Depremi fırsata çevirmek isteyenler var. Bu konuyla kim ilgileniyorsa fahiş kiraları durdurmalı. Belediyeler veya valilik buna el atmalı' diye yakınıyorlar.
* * *
Ev sahiplerin yüksek kira bedeli istemelerine belediyelerin müdahale etme yetkilerinin olmadığını biliyorum.Hükümet kira artışlarını yüzde 25 ile sınırladı.
Hatta 1 Eylül'den itibaren arabulucular devreye sokuldu.
Ancak arabuluculara talep beklenilenin üzerinde olunca sorunun çözülmesi de zorlaştı.
Bazı ev sahipleri geçmişte kira bedellerinin bankalara yatırılmasını talep ediyordu.
Şimdi ise yasal bir sorunla karşılaşmamak adına elden tahsil etmeye başlamışlar.
Bu konuda bir yasa çıkartılarak ve cumhurbaşkanı kararnamesiyle kira bedellerinin bankalara yatırılması zorunluluğu getirilmeli.
Hatta mahalle muhtarlarına 'mahallerinde kirada olan ev adresleri' istenerek maliye kira bedellerinin bankalara yatırılıp yatırılmadığını denetleyebilir.
Hem gelir vergisi kaybının önüne geçilir hem de kira bedellerinin astronomik yükselmesinin önüne geçilebilinir.
* * *

HAZIRLIK MAÇLARI ÖLÇÜ DEĞİL AMA…
Tarihinde ilk kez BAL Liginde mücadele edecek Eskişehirspor yeni sezon için yaptığı hazırlık maçlarında aldığı sonuçlara baktığımda şampiyonluğu zor görüyorum.
'Adı üzerinde hazırlık maçları. Bu maçlarda ilk 11'de yer alacak futbolcular belirlenmeye çalışılıyor. Skor çok önemli değil' diyenler olabilir.
Eskişehirspor Kulübü bir mahalle takımı değil.
58 yıllık mazisi var.
Bugün 'süper lig' dediğimiz ligde Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray gibi ligde şampiyonluklar yaşamış takımlara kök söktüren Siyah-Kırmızılı Kulübün müzesinde önemli kupalar yer alıyor.
Türkiye'de hangi ile gitseniz tanıdık tanımadık önce Eskişehirspor'un başarılarından söz ediyordu.
Son yıllardaki yönetim hataları, alt yapıya önem verilmemesi, transfer edilen futbolcular izlenmeden onun-bunun tavsiyesi veya ricası ile alınınca Siyah-Kırmızılı Kulüp Bal Ligine kadar düştü.
* * *
Eskişehirspor Kulüp Başkanı ve yöneticileri, 'Hedefimiz Bal Liginde şampiyon olup yeniden profesyonel lige dönmek' diyorlar.
2-3 sezondan beri birlikte oynayan Eskişehirspor'un alt liglerinde mücadele eden futbolcular transfer yasağı nedeniyle A takıma çağrıldılar.
İçlerinde bırakın Bal Ligini 1. Ligde futbol oynayacak futbolcular yetişti.
Bal Ligi'ne düşünce bu çocukların çoğu ya gönderildi ya da serbest bırakıldı. Bazıları da kulübün alt liglerde mücadele edecek takımlara gönderildi.
Yerine Eskişehirspor'un mazisini bile bilmeyen futbolcular transfer edildi.
Tıpkı geçen sezon 2. Yarının başında olduğu gibi.
Eskişehir'de 100'ü aşkın amatör spor kulübü var.
Ayrıca Siyah-Kırmızılı Kulüple birlikte bu sezon Bal Ligi'nde mücadele edecek Yunus Emre, Demirspor Kulüpleri var.
Bu kulüplerde Eskişehirspor forması giyecek futbolcu yok muydu da dışarıdan çok sayıda transfer yaptınız.
Geçen sezonun 2. Yarısında yaptığınız 20 transferle kulüp küme düştü.
Bu tarihe geçecek.
20 transfer yapan kulüp küme düşüyor.
Demek ki 'laf olsun' diye transfer yapılmaz.
20 transfer yerine en fazla 3. Ligi iyi bilen takıma en faydalı olacak futbolcular transfer edilmiş olsaydı Eskişehirspor ligde kalırdı.
* * *
Gelelim hazırlık maçlarına.
Önceki gün Bursa Nilüfer Belediyespor ile yapılan hazırlık maçına.
30'ar dakika süren dört ayrı devre ve iki ayrı maç şeklinde oynandı.
Bu yaşa geldim hazırlık maçlarının 30 dakika olarak oynandığına ilk kez tanık oldum. Hazırlık maçları da olsa 45'er dakika oynanır. 30'şar dakika olmak üzere iki ayrı devre şeklinde maç oynandığını öğrenince şaşırdım.
Neyse demek ki öyle anlaşmışlar.
Bu çok önemli değil.
Ancak Nilüfer Belediyespor ile 60'şar dakikalık iki maç oynanıyor.
İki maçta da farklı futbolculara yer veriliyor.
İki maçta da Siyah-Kırmızılı takım mağlup oluyor.
Bugüne kadar oynanan maçlarda Siyah-Kırmızılı takımda yer alan futbolcuların performansı beğenilmedi.
Eskişehir'de oynanan Demirspor maçını ve Bözüyük'dekiBilecikspor maçlarını izledim.
Her iki maçta da Siyah-Kırmızılar kazanmış olmasına rağmen oynan futboldan tatmin olmadım.
Eğer ligde de futbolcular bu performansla oynarsa şampiyon olmaları hayal olur.
Hazırlık maçları her ne kadar lig için ölçü olmasa bile futbolcuların performansını değerlendirme de ölçü.
Futbolcular hazırlık maçlarındaki bu performansın ligde üzerine çıkamazsa şampiyonluk çok ama çok çok zor.
* * *


FIKRA:
Golf Oynayan Körler
Bir imam, bir doktor ve bir matematikçi golf oynamak için golf sahasına gittiklerinde görürler ki saha doludur.
Fakat işin enteresan yanı o sırada oyun oynamakta olan yaşlı dört adam oldukça kötü golf oynamaktadır.
Sonunda dayanamayıp yetkiliye şikayet ederler:
- Evet kabul ediyoruz, sıra onların fakat siz çok iyi bir spor kulübüsünüz. Bu kadar kötü bir oyunun oynanmasına nasıl seyirci kalabiliyorsunuz?
Bunun üzerine yetkili o kişilerin kulübün ortaklarından olduklarını ve hepsinin kör olduğunu, bu yüzden o kadar kötü oynadıklarını söyleyince
İmam pişmanlık ve mahcubiyet içerisinde:
- Ben imamım, lütfen herhangi bir ihtiyaçlarında beni şu camide bulsunlar, der ve apar topar gider.
Doktor aynı şekilde:
- Ben dünyanın en ünlü göz doktorlarından biriyim. Herhangi bir şikayetlerinde onlara yardım etmeyi çok isterim, deyip hemen evine doğru yola koyulur.
Matematikçi ise gayet soğukkanlı bir şekilde sorar:
- İyi de niye gece oynamıyorlar?
* * *