Eskişehir'in Mahmudiye ilçesinde bulunan ve içeresinde 2 bin metre kum ve 2 bin metre çim pist ile geniş kapsamlı at hastanesi barındıran Türkiye Jokey Kulübü'ne (TJK) ait tesisler adete çürümeye terk edilmiş.
Mahmudiye'de yaklaşık 100 yıldır Hipodrom olarak kullanılan, Türkiye Jokey Kulübü'ne ait TJK Pansiyon Hara alanında 2 bin metre kum pist ve 2 bin metre çim pist bulunuyor. Tesislerin içerisinde 8 milyon liraya mal olmuş bir de at hastanesi bulunuyor.
Geçmişte düzenlenen yarışlarda birincilikler elde eden atların yetiştiği yer olarak ününü duyuran hipodromunve TJK'ya ait alanın Mahmudiye'deki at yetiştiricileri, idman merkezi olarak kullanıma açılmasını istiyor.
Hipodrom sadece aşım istasyonu ve hizmet binası olarak kullanılıyor. Milyon lira harcanarak inşa edilen at hastanesinin de diğer hipodromlarla aynı ölçü ve ebatlardaki kompleksin neden atıl olarak bekletiliyor? Bırakın Mahmudiyelileri ülkemizdeki tüm at yetiştiricileri ve at sahipleri bu sorunun cevabını arıyor.
Hipodrom ve içerisindeki tesisler faaliyete geçmesi halinde başta turizm olmak üzere birçok konuda bölgeye katkı sağlar.
içine milYONLUK at hastanesi yapıldı
Türkiye'de devlete ait 3 Arap atı işletmesi var. Birisi Eskişehir Mahmudiye'de Anadolu Tarım İşletmesi,birisi Karacabey'de, diğeri de Sultansuyu'nda. Türkiye'nin en büyük ve en iyi atlarının yetiştiği yer Mahmudiye Tarım İşletmesi.
Eski Maliye Bakanı rahmetli Kemal Unakıtan döneminde Mahmudiye İdman Merkezi sahasının içine kum ve çimpistinin yanına doğal çim pisti yapıldı. Yapılırken burası idman merkezi ve yarışa açık bir yer olacak dendi.
Hipodromun içine 7-8 milyonluk at hastanesi yapıldı. Yapımın üzerinden yıllar geçti. Hastanenin içine tedavi olsun diye bir at bile girmedi. Hipodrom gibi at hastanesi de adeta çürümeye terk edilmiş. İçindeki 2 bin metre doğal çim, 2 bin metre kum pisti deyıllardır içine kimse ayak basmadığı için viraneye döndü.
'Burası kum pist mi, ot pist mi' denilecek vaziyette. Otlar insan boyunda, birbirine karışmış durumda. Bin küsur dekar yer bakımsızlıktan göz göre göre çürüyor.
HİÇ OLMAZSA YARIŞA GİRECEK
ATLARIN İDMAN MERKEZİ OLSUN
Geçmiş yıllarda Eskişehirli ay yetiştirici Erdinç Düzarat'ta bu tesislerin açılması için çok büyük mücadeleler verdi. Çalmadık kapı, dilekçe vermedik makam bırakmadı. Türkiye Jokey Kulübü'ne tesislerin at yetiştiricilerine açılmasını, her yıl yapılan at yarışlarının iki-üçünü Eskişehir'e kaydırılmasını talep etti.
Ancak her çaldığı kapıdan, dilekçeler verdiği makamlardan ses seda çıkmadı. Herkes milyon değerlik tesislerin çürümesine adeta göz yumuyor.
Mahmudiyeliat yetiştiricisi Üner Özer,yıllardır atıl durumda bekleyen alan için, 'Bizim merkezimiz var. Hem doğal hem de kum çim pisti var. Ayrıca Türkiye Jokey Kulübünün Mahmudiye Aşım İstasyonu bünyesine hayvan hastanesi de yapıldı. Çok kapsamlı yapılmıştı fakat faaliyete geçmedi. Aşım istasyonu faaliyetine devam ediyor. İdman Merkezinin açılmasını biz daha önceden de çok talep ettik. Yetkili mercilerden yine talep ediyoruz. Çünkü idman merkezinde tayların ilk kırılması ve ilk yarışa hazırlık süreci gerçekleşiyor. 4-5 aylık bir süreç oluyor. Bu aşamaları Mahmudiye'de yapıp giderlerse buranın yetiştiricisi için çok ekonomik faydası olacak. Çünkü hipodroma gittiğinde maliyetler belli. İdman Merkezinin açılmasını istiyoruz. Buradan yıllık aşağı yukarı özel olarak 600 tay çıkışı oluyor. Bunların en azından yarısının idman görerek gitmesi sahada her sezon 300 tane ahırın daha az işgal edilmesi demek olacak. Zaten genel olarak bir ahır problemi var. Çünkü at sayısına göre yeterli ahır sayısı bir türlü denk gelmiyor' dedi.
JOKEY KULÜBÜ KULLANMAYACAKSA DEVRETSİN
Türkiye Jokey Kulübü madem milyonlarca değere sahip Mahmudiye İdman Merkezi'ni kullanmayacaksa ki yıllardır kullanılmıyor. Ya Anadolu Tarım İşletmesi'ne ya da Mahmudiye Belediyesi'ne devretsin.
Belediye bu tesislerin bakımı yaptıktan sonra at yetiştiricilerin hizmetine açarak gelir elde etmiş olur.
Hiç olmazsa milyon lira değerindeki tesisler göz göre göre çürümekten kurtulur.
At yetiştiricileri de yaşadıkları ahır probleminden kurtulmuş olurlar.
* * *

ASGARİ ÜCRETTEKİ ARTIŞ hemen eridi
Temmuz ayından geçerli olmak üzere asgari ücret yüzde 34 artışla 8 bin 506 TL'den net 11 bin 402 TL'ye çıkarıldı.
Asgari ücretle çalışanlar 'yetmez ama buna da şükür' diyerek yapılan 2 bin 896 TL'ye sevinmişti (!).
Sevinçleri çok uzun sürmedi. Kursaklarında kaldı.
Çünkü iğneden ipliğe kadar gelen KDV ve ÖTV zamları, dövizin adeta koşar adımlarla tırmanması, ardından da akaryakıt ürünlerine gelen ortalama 5 TL'lik artış ceplerine giren 2 bin 896 TL'nin yarısını aldı.
Diğer yarısı ise petrol ürünlerine yapılan yüksek ÖTV artışıyla şehir içi ulaşımı yapan taksi, dolmuş, minibüs, tramvay, otobüs ücreti fiyatları da yüzde 50 civarında yükselmesiyle eridi.
Eskişehir'den örnek verecek olursak otobüs, tramvay veya minibüsle işe gidip gelen asgari ücretlinin cebinden ayda 300 TL civarı daha fazla para çıkacak.
Zamdan önce sabah işe giderken akşamda dönüş için bindiği toplu ulaşım araçlarına günde 15 TL ödüyordu. Gelen zamdan sonra belediye otobüsü veya tramvaya 24 TL, minibüs ve dolmuşa 26 TL ücretverecek.
Eğer birde okula giden çocuğu varsa asgari ücretli maaşına yapılan 2 bin 896 TL'lik zammın yarısı ulaşıma gidecek. Diğer yarısı da KDV ve ÖTV'nin yükselmesiyle artan başta ekmek ve gıdaya.
Elde ne kaldı?
Sıfıra sıfır.
Sözde 2 bin 896 TL zam geldi maaşına.
500 DOLARDAN 486 DOLARA İNMİŞTİ
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Asgari Ücret Tespit Komisyonu Toplantısı'nın ardından asgari ücret ara zammı hakkında değerlendirmelerde bulunarak şunları söylemişti:

'Geçen sene temmuz ayında yüzde 30 civarında bir ara zam olmuştu. Bu sene yüzde 34 oranında bir ara zam oldu. Enflasyon durmadığı müddetçe zam almanın bir anlamı yok. Türkiye'de yaşıyoruz ve Türk parası üzerinde konuşuyorum. Şu an 486 dolar, belki asgari ücret tarihinin dolar üzerinden bakıldığında en düşük rakamı.'
Asgari ücret belirlendiği tarih de 486 dolara tekabül ediyordu.
Bugün ise EURO 32, Dolar ise 28 lirayı aştı.
Asgari ücrette 407 dolara indi.
Ay sonuna kadar dövizdeki bu hızlı yükseliş devam ederse asgari ücret 400 doların bile altına inebilir.
Enflasyonun yükselen ateşi söndürülemezse yıl sonunda sadece asgari ücretliler değil emeklilerinde aldıkları zam çoktan ceplerinden çıkmış olacak.
* * *

FIKRA:

İHTİYACIMIZ YOK
Temel İstanbul'a yeni taşınmış. Kapıcı sabah kapıyı çalmış.
Temel, kimseyi beklemediğinden merakla kapıya yönelmiş ve seslenmiş;
-Kim o?
Kapıcı:
-'Çöp!' diye bağırmış...
Temel gayet sakin ve kibar bir dille konuşmuş:
-'İhtiyacımız yok...'
* * *