Evet, Türkiye’de başıboş sokak köpekleri sorunu var. Bu sorunun gencinden yaşlısına herkesi etkilemekte mi? Evet etkilemekte...
Ama bu sorunun çözümü hayvanları toplayıp katletmek değil. Katliama “uyutma” demek yapılan zalimliği örtmez… Sokakta zor şartlarda yaşamaya çalışan köpeklerin canlarını alma hakkımız yok…
Daha önce de yazdım. Bende evde köpek besleyen bir kişi olarak uyutulmalarına kesinlikle karşıyım…
* * *
TBMM 2019 yılında konuya ilişkin bir rapor yayınlamış ve bu raporda yoğun kısırlaştırma önerilmişti. Bunun için de kaynak sağlamak üzere şans oyunları üzerinden çok küçük bir kesintiyle bir fon kurulması öngörülüyordu. Şimdi kendilerinin imzasının olduğu bu öneriden vazgeçiyorlar ve kısırlaştırmadan daha pahalı olan “ötenazi” yolunu seçerek hayvanları katletmek istiyorlar. Bunun için kaynak sağlanmıyor ve bütün yük belediyelerin sırtına yükleniyor…
* * *
Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda kabul edildi…
Kanun'un ilkeleri arasında yer alan "Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir" ifadesi yürürlükten kaldırılacak…
Hiçbir maddi kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insani ve vicdani sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanları sahiplenmek isteyen ve Kanun'da öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eş güdüm sağlanması esas olacak…
Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakılmaları için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlayacak, eğitim çalışmaları yapacak…
* * *
Düzenlemeyle başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara yapılacak desteğin kapsamı genişletilecek. Buna göre de insan, hayvan ve çevre sağlığının korunması amacıyla bakımevleri, hastaneler ve ameliyathaneler kurmak; bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ile bakımevlerinde bakım, rehabilitasyon ve sahiplendirme gibi faaliyetleri yürütmek için başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanacak…
* * *
İşte asıl sorun bu…
Belediyelerin gelirleri belli…
2012 yılında yürürlüğe giren 6360 sayılı büyükşehir yasası ile büyükşehirlerde kır kent ayrımı gözetilmeyerek büyükşehir belediyelerinin hizmet götürme alanı il mülki sınırını kapsayacak şekilde genişletildi…
Kısıtlı bütçelerle il sınırlarının en ücra mahallesine kadar hizmet götürmekteler…
İnsan, hayvan ve çevre sağlığının korunması amacıyla bakımevleri, hastaneler ve ameliyathaneler kurmak; bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ile bakımevlerinde bakım, rehabilitasyon hizmeti vermek için çok büyük maddi kaynağa ihtiyaç var…
Belediyeler bu kısıtlı bütçelerle bu hizmeti nasıl yapacak?
Komisyondan geçen kanun taslağında, ”bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanacak” ifadesi yer alıyor…
Bakanlık belediyelere gelecek yükü hafifletmek ve birlikte maliyet yükünü karşılama yerine “uygun görülen miktarlarda destek sağlanacak” deniliyor…
Bu desteğin adını niye konulmuyor?
Örneğin, barınak veya bakım evlerindeki hayvan sayısına göre bakanlık olarak “şu kadar destek vereceğiz” denilmeli…
STK ve gönüllü kuruluşlar “biz destek veremeyiz. Kaynağımız yok” derlerse ki bu konuda yaptırım da söz konusu olamaz…
Yasa tasarısında, “Belediyeler, 31 Aralık 2028'e kadar hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5'i oranında kaynak ayıracak. Bu oran, büyükşehir belediyelerinde binde 3 olarak uygulanacak. Ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak” maddesi var…
O zaman belediyeler bütçesinin 5’de veya 4’de bir bütçesini ayırmak zorunda kaldığında asıl yapması gerekli hizmetleri yapamaz hale gelmeyecek mi?
Bu yükü sadece belediyelerin sırtına yüklemek doğru değil…
Yasa tasarısı TBMM Genel Kurulunda görüşülürken Tarım Orman Bakanlığı bütçesine ödenek eklenmeli. Belediyelere ayrılacak ödeneğin de miktarı belirlenmeli…
Bakanlığın inisiyatifine bırakılmamalı…
Eskişehir’de 80 bin başıboş köpek olduğu söyleniyor…
Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri 80 bin sokak hayvanını nasıl toplayacak? Nereye sığdıracak?
* * *
Türkiye’de sahipsiz sokak hayvanı probleminin hem halk sağlığı hem de hayvanların refahı gözetilerek bilimsel ilkeler ışığında analiz edilmesi ve problemi kalıcı etkisi olan yöntemlerle çözmeye yönelik bir yönetim modelinin oluşturulması önemli bir ihtiyaç…
Bu modelin kentsel ve kırsal yerleşimleri bir arada değerlendiren bütüncül bir yaklaşımla geliştirilmesi önemli. Sahipsiz hayvan sorunuyla ilgili tüm tarafların (merkezi yönetim kuruluşları, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, veterinerler, hayvan severler, vatandaşlar) aynı amaç doğrultusunda ortak hareketini sağlayacak bir yönlendirmenin tesis edilmesi ve doğru uygulamalarla yerleşmesi kritik öneme sahip. Sahipsiz hayvanların korunması için sürdürülebilir ve etkin bir yönetim modelinin tasarlanması gerekli…
Son olarak sahipsiz hayvanlarla ilgili çalışmalar için yeni bir bütçe modeli tasarlanmalı…
* * *
Not: Pazartesi gününden itibaren izne ayrılacağımdan yazılarıma kısa bir süre ara vereceğim. Yeniden buluşuncaya kadar hoşça kalın…