Günlük yaşamda en çok kullandığımız
cümlelerden biridir...
Tanıdık bir simayla karşılaştığımızda,
selamlaşmadan hemen
sonra sormaz mıyız,
'Ne var ne yok?'
El cevap,
'İyi valla, sende?'
Bazı bölgelerde, 'yok' kelimesi
olumsuz bir anlam içerdiği için,
'ne var ne çok?' şeklinde kullanıldığını
duymuşluğum da var...
Yazının başlığının bu şekilde
olmasının nedeni budur...
Yoksa,
Öyle olmakla birlikte kendimibir tarafa,
'Eskişehir'de ne yok' kampanyasını başlatan ve sürdürenleri diğer tarafa ayırmak gibi bir niyet yok...
***
Bu deyim insanlar arasında neden
bu kadar sık kullanılıyor?
Çünkü her insanda, diğer her
insanlardaki gibi, olan ve olmayan
şeyler vardır...
Sonu gelmeyen bir döngüdür
bu...
Kimi zaman,
Olan para, olmayan sağlıktır
mesela, ya da tam tersi...
Kimi zaman iş, aş, kimi zaman
mutluluk, kimi zaman huzur ve
güven...
mesela,
Öyle bir sohbet imkanınız olsa,
Rahmi Koç'a sorsanız; o da size
olan ve olmayan bir şeylerden söz
edecektir...
Misal, 'ekonomi iyi gitmiyor'
diyebilir...
Siyatik ağrılarının artmasından
dert yanabilir...
Aynı döngüyü şehirlere uyarlayalım...
Dünyanın hiçbir şehrinde her
şey tam tekmil, eksiksiz, kusursuz
değildir...
Çünkü zaman her şeyi değiştirir,
eskitir, yıpratır, bazen kullanılamaz
hale getirebilir...
O nedenle,
Bir şehirde 'yokları' sıralamaya
kalkmak sonu gelmez bir kuyuya
taş atmak gibidir, hiçbir zaman
dolmaz...
***
Dilimizde bir başka özdeyiş daha
vardır...
Hayat felsefesi kast edilerek,
Bardağın boş değil, dolu tarafına
bakılması önerilir...
Çünkü bu daha pozitif bir hayat
görüşünü yansıtır...
Kişinin daha mutlu, daha huzurlu
hissetmesini sağlar...
Ancak böyle bir bakış açısı tek
başına, bardağın diğer yarısının
boş olduğu gerçeğini değiştirmez...
Aynı, bardağın yarısının dolu
olduğu gerçeğini değiştiremeyeceği
gibi...
Seçilen yöntem, bir muhalefet
biçimidir...
Anlamlı anlamsız, gerekli gereksiz
olduğu kişiye göre değişir...
Önemli olan yaratacağı etki ve
ortaya çıkaracağı sonuçtur...
***
Bence,
Böyle bir siyasi muhalefetin karşısına
'kontür-sürkontür' mantığıyla
çıkmak olmamalı...
çünkü bu tür bir yöntem, taraflara
hiç bir şey kazandırmaz...
Adeta,
'Tencere dibin kara, seninki benden
kara' hesabına gider...
Bence önemli olan,
Diğer şehirlerde olanlara bakıp,
'Bakın Kayseri'de bu var,
Bursa'da bu var, ama bunlar
Eskişehir'de yok' demek yerine,
Şehrin önceliklerini, imkanlarını,
halkın taleplerini ortaya koyup
muhalefet yapmak önemli...
Örneğin,
'Eskişehir'in her mahallesinde
kapalı pazar yeri yok' anlamlı ve
gerekli bir ihtiyaca işaret eder...
Ancak,
'Eskişehir'de elektrikli otobüs
yok' bana çok da anlamlı ve
gerekli bir yaklaşım olarak görünmüyor...
O durumda birileri de çıkıp,
Eskişehir'de olan ancak bir çok
şehirde olmayan pek şeyi saymaya
başlar...
Örneğin yapay plaj...
Kayseri'de yok...
Örneğin senfoni orkestrası...
Urfa'da yok...
Örneğin bizdeki kadar büyük
parklar,
Türkiye'nin pek çok şehrinde
yok...
Bilim Deney merkezi yok, Uzay
Evi yok, Su Altı Dünyası yok...
Örneğin, Bursa'daki yerel muhalefet
de çıkıp, 'Bursa'da Masal
Şatosu yok' diyebilir...
***
Var-yok, sonu gelmeyen bir
döngü...
Biz en iyisi başka bir 'yok'la
yazıyı bitirelim...
'Başka Eskişehir yok...'