Yayla çorbası, Türk mutfağının en önemli simgelerinden biridir. Eski tarihlerde buğday dövülür, kabuğu alınır, el değirmeninde çekilerek ufalanır ve toprak çömleklerde pişirildikten sonra yoğurt veya ayranla karıştırılıp, üzerine kızdırılmış yağ, nane ve kırmızı biber dökülerek elde edilir ve buna buğday çorbası veya yoğurtlu çorba denirdi.
Mesnevi şerifte 'Eşeğin karnı saman, ot, insanın midesi buğday çorbası ister' denmiştir. Geçmiş yıllarda özellikle yazın yoğurdun bol olduğu dönemde buğday ile yoğurt karıştırılır, bu karışımdan ceviz büyüklüğünde parçalar yapılır, bunlar yassı hale getirilip kurutulur ve kış aylarında yoğurt/yayla çorbası yapımında kullanılırdı. Günümüzde ise yayla çorbası yapımında kolay olması ve bol bulunması nedeniyle genellikle pirinç kullanılmaya başlamıştır. Yayla çorbası yapımında ana malzeme olan yoğurdun yanında sadece pirinç veya buğday kırması (göce) değil, isteğe bağlı olarak haşlanmış nohut, kuru fasulye, barbunya, börülce, patates, bulgur, şehriye ve erişte, hatta bazı yörelerde o mevsime ait sebzeler de kullanılmaktadır. Yayla çorbası yapımı kolaydır ve her mevsim tüketilebilecek bir gıdadır. Kışın sıcak, yazın ise soğuk olarak içilebilmektedir. İçerdiği besinler sayesinde, mide duvarını gererek doygunluk hissi verir ve daha az yemek yedirir. Kendisinden sonra gelen yemeğin hazmını (sindirimini) kolaylaştırır. Kış ve yaz günlerinde sıvı ihtiyacının dengelenmesine katkı yapar, özellikle kış aylarında grip ve soğuk algınlığına yakalanma riskini düşürür, vücutta serotonin seviyesini artırarak mutluluk hissedilmesine etki yapar. Tek başına bir ziyafet sofrası gibi olabilen, mutfağımızın mucize gıdalarından birisi sayılabilecek yayla çorbası, kahvaltı dahil her öğünde tüketilebilecek sağlıklı bir besindir. Yayla çorbasında yer alan besin
maddeleri, tercihe veya imkana göre, kemik suyu veya normal su ve yoğurdun yeşil suyu ile sulandırılmakta ve yoğurtun kesilmemesi için yumurta sarısı ile un kullanılmaktadır. Yoğurt iyi bir hayvansal protein kaynağıdır, bu çorbanın içine konulan baklagiller yörelere göre değişse
de genel de nohuttur. Nohut bitkisel proteinler açısından oldukça zengindir, ancak proteini yapan amino asitlerden bazıları eksik olduğu için bu eksiklik tahıllar (bulgur, pirinç, göce) ile giderilebilmektedir. Bu karışıma sahip yayla çorbası, içeriğindeki hayvansal ve bitkisel proteinler
ile fiziksel ve zihinsel sağlığın korunmasına, kas oluşumu, dokuların gelişmesi ve onarımı ve bağışıklığın düzeyine destek olmaktadır. Yayla çorbasının içindeki tahıllar ve baklagiller bolca karbonhidrat içermektedir. İçerdikleri bu karbonhidratlar vücutta yavaş çözünen kompleks karbonhidratlardan oldukları için vitamin, lif ve besleyici değerleri yüksektir. Lifler sindirim sırasında daha fazla metabolik enerji tüketirler, kandaki şeker, kolestrol seviyesini düzenlerler, tansiyonu
dengeleyerek kalp ve bağırsak sağlığını korurlar . Yayla çorbasında bol bulunan yoğurt, sütün fermente hali olduğu için prebiyotik ve probiyotik özellikli olması nedeniyle bağırsaktaki
faydalı bakterileri hem besler hem de artırır. Karbonhidratların sağladığı katkıları artırdığı için de bu çorbanın besleyiciliği artmaktadır. Yayla çorbası, B vitamin grubu ile kalsiyum, fosfor ve potasyum mineralleri açısından çok zengindir. B grubu vitaminler, yoğurtta, tahıllar ve baklagillerde bulunmaktadır (ülkemizde eksikliği yaygın bir şekilde görülen B12 vitamini, hayvansal bir
ürün olan yoğurtta bulunmaktadır). B grubu vitaminlerce zengin olan yayla çorbası tüketilmesi bağışıklığın güçlenmesi, kansere karşı savunma gücünün artması, alzheimere
yakalanma oranının azaltılabilmesi, depresyonun engellenmesi ve beyin sağlığının koruması için sağlayabildiği faydalar bakımından da tercih edilmeye değer bir çorbadır. Kemik, diş ve tırnak sağlığına etkili olan kalsiyum, beynin iyi çalışması, görme yeteneğinin yüksek ve bağışıklık
sisteminin güçlü olması için önemli olan fosfor ; merkezi sinir sisteminin düzgün işlemesi ve hamilelik sırasında bebeğin iyi bir iskelete sahip olmasında rol oynayan folik asit bakımından da iyi bir içeriği sahip olan yayla çorbası, aynı zamanda içeriğinde yer alan çeşitli gıdalarda mevcut olan çinko ile bağışıklığın güçlenmesi, demir ile kansızlığın engellenmesi, magnezyum ile kemik güçlenmesi ve damarların rahatlamasına yardımcı olmaktadır. Yayla çorbasında yoğurdun kesilmesini engellemek için, içine un ile birlikte eklenen yumurta sarısı, miktarı az olsa da hayvansal protein içermesi, demir ile D vitamini yönünden zengin olması nedeniyle çorbanın vitamin ve mineral içeriğine az da olsa katkı yapmaktadır. Kıvam artırıcı ve kesilmesini engelleyici beyaz un yerine kepekli un, tam buğday unu, öğütücüden geçirilmiş yulaf unu kullanmak daha faydalı olacaktır. Yayla çorbasına eklenen yulaf ezmesi veya yulaf unu, yüksek miktarda enerji verici özelliği nedeniyle sınavlara hazırlanan öğrencilere, bebek bekleyen anne adaylarına, sporculara, soğuk havalarda çok üşüyenlere, sık hastalanan küçük çocuklara, büyümekte olan çocuklara ve hastalık sonrası
iyileşme sürecinde olan hastalara, çölyak, şeker ve tiroit hastalarına iyi gelmektedir. Yulaf, hücrelere enerji taşınmasında, dokulara kan aracılığı ile oksijen transferinde ve zarar gören yaşlı hücrelerin yenilenmesinde, zehir etkili kurşun, kadmiyum ve krom gibi ağır metallerin vücuttan atılmasında, içerdiği beta glukan ile kolesterolün düşürülmesinde faydalı olmaktadır. Kızgın yağa konan nane ve kırmızı biber ile yayla çorbasında bulunmayan C vitamini eksikliği de giderilmektedir Üzerine kırmızı biber ve içine karabiber konulması antioksidan özelliğinin artmasına da katkı sağlamaktadır. Son derece ekonomik, doğumundan altı ay sonrasından itibaren her yaştan insanın tüketebileceği, hazırlanması kolay, vücut için gerekli olan çeşitli vitamin ve mineralleri içeren, yanında kış türlüsü, karnabahar, pırasa, patates, ıspanaklı yumurta gibi kış yemekleri veya salata, turşu, hoşaf, komposto ile tüketildiğinde C vitamini eksikliği de giderilebilen, kalorisi düşük,
çölyak veya şeker hastası olanların için sadece pirinç, baklagiller ve un yerine öğütülmüş yulaf ezmesi
kullanılarak hazırlanabilecek, her bireyin tüketmesinde önemli faydalar bulunan, yüzyılların geleneği yayla çorbası, sofraların baş tacı olmayı hak eden gıdalardan biridir.