Beyhan-Rıfat Çıkılıoğlu Anadolu Lisesi Müdürü Yalçın Ertek 3 Ekim'de Görünüm'de kaleme aldığım 'Ben Her Yerde Çalışırım Ama Sen' başlıklı yazım ile ilgili yazılı açıklama gönderdi. Ertek gönderdiği açıklamada şu görüleri dile getirdi; 'Her yıl yapılan norm kadrosu güncellemelerinde okuldaki şube sayılarının da azalması ile Beden Eğitimi branşında norm kadro dört iken üçe inmiştir. Beden Eğitimi Öğretmeni Nilüfer Akyüz Kurumehmetoğlu'da okulumuzdaki beden eğitimi öğretmenleri arasında hizmet puanı en düşük öğretmen olduğu için norm kadro fazlası durumuna düşmüştür. Norm kadro fazlası öğretmenlerin ihtiyaç bulunan diğer okullara görevlendirilmeleri, ilgili yönetmeliklere göre okul müdürü tarafından değil, İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından yapılmaktadır. Bir okulda öğretmen ihtiyacı var ise, diğer okulda da norm fazlası durumunda öğretmen var ise bu öğretmenin ihtiyaç bulunan okullara görevlendirileceğini tüm öğretmenler bilir. Burada Nilüfer Akyüz Kurumehmetoğlu'na özel bir uygulama yapılmamıştır. Ama adı geçen öğretmen sendikacı kimliğini de kullanarak kendine özel uygulamalar yapılmasını talep etmiş olabilir. İşler istediği gibi olmayınca da yine sendikacı kimliğini ön plana çıkararak mağdur edebiyatı yapmıştır. Köşe yazısında, Beden Eğitimi Öğretmeni Nilüfer Akyüz Kurumehmetoğlu'nun 'Okulda Step-Aerobik takımını Türkiye Şampiyonasına hazırladığı.' iddia edilmiş. Gerçekte olan; Okul müdürü olarak, okulumuzda 'folklor ekibi kurmayı düşünüyoruz çalıştırır mısınız?' diye sorduğumda, kendi branşının Step-Aerobik olduğunu ve bu alanda öğrenci çalıştırmak istediğini belirtti. İstediği malzemeler okulun imkanları ile alınarak kendisine teslim edildi. Çalışmalarını ders dışı egzersiz faaliyeti olarak birkaç kez yaptı. Ama başka okula görevlendirildiği için, çalışmalara devam edemedi. Öğrenci seçip yeni oluşturulan bir takımın Türkiye Şampiyonasına hazırladığı ise doğru değildir. Çünkü; yeni oluşturulan bir takımın Türkiye Şampiyonasına katılması için önce belli aşamalardan geçerek başarılar elde etmesi gerekir. Bu da uzun süreli bir çalışma gerektirir. İleriye yönelik henüz planlama aşamasında olan bir hedefin gerçekleşmiş de önü kesilmiş gibi gösterilerek mağdur edebiyatı yapılması etik değildir. Köşe yazısında, 'Beden Eğitimi dersi yerine Felsefe ve Osmanlı Türkçesi dersleri seçmeli ders olarak seçilerek Eğitim-Bir-Sen üyesi öğretmenlerin okulda tutularak, farklı görüşteki öğretmenlerin okuldan uzaklaştırılmalarının amaçlandığı' iddia edilmiş. Okulda açılacak seçmeli dersler okulun imkanları ve öğrencilerin tercihleri dikkate alınarak belirlenir. Hiçbir branşta öğretmenler norm kadro fazlası durumuna düşmesin diye kişiye özel seçmeli dersler açılmamıştır. Bu mesnetsiz bir iddiadır.(Öyle ki sendikal ayrımcılık yapıldığı iddia ediliyor, okulumuzda Felsefe branşında Eğitim-Bir-Sen üyesi öğretmen bulunmamaktadır, Osmanlı Türkçesi dersine giren öğretmenlerin bir kısmı da Eğitim-İş sendikası üyesidir.) Osmanlı Türkçesi son yıllarda tüm okullarda seçmeli ders olarak okutulmaktadır, Felsefe dersi de daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da okulumuzda seçmeli ders olarak seçilmiştir. Beden Eğitimi dersi her sınıf seviyesinde 2 saat zorunlu ders olarak okutulmaktadır. Ayrıca Beden Eğitimi öğretmenleri Trafik ve İlkyardım derslerine de girmektedirler.(Biyoloji öğretmenleri de bu dersi maaş karşılığı okutabileceği halde Trafik ve İlkyardım dersi Beden Eğitimi öğretmenleri tarafından okutulmaktadır.) Köşe yazısında, 'çalıştığı kurumda norm fazlası olan eşinin de Perşembe günleri 8 saat Beyhan-Rıfat Çıkılıoğlu Anadolu Lisesi'nde derse girdiği öğrenildi.' şeklinde bir açıklama yapılmış, Eşim Emine Ertek Çamlıca Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde Fizik öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Okulunda norm kadro fazlası durumunda değildir. Çalıştığı okul yeni açıldığı için kendi branşında toplam 8 saat ders bulunduğundan ve öğretmenlerin maaşı karşılığı olarak en az 15 saat derse girmesi gerektiğinden ve Beyhan-Rıfat Çıkılıoğlu Anadolu Lisesinde ihtiyaç bulunduğu için 8 saat ders tamamlamak için okulumuza görevlendirilmiştir. Yazıda, 'Kurul toplantısında öğretmenlerin büyük çoğunluğunun istemesine rağmen okulda Atatürkçü Düşünce Kulübü'nün kurulmasına neden izin vermedi?' denilmiştir. Okulumuzda sene başında yapılan öğretmenler kurulu toplantısında bir önceki yıl çalışma yapan kulüplerin yeterli sayıda olması nedeniyle yeni kulüpler kurulmamış. Aynı kulüplerin çalışmalarına devam etmesi yönünde görüş bildirilmiştir. Beden Eğitimi öğretmeni Nilüfer Akyüz Kurumehmetoğlu'nun okulumuzda yaşadığı olumsuzluklardan dolayı çok sevdiği okulundan tayin isteyerek ayrılmak zorunda kaldığı iddia edilmiş. Öğretmen yaşadığı olumsuzluklardan dolayı değil, norm kadro fazlası olduğu için Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2016-19 sayılı Genelgesi gereği ihtiyaç bulunan okulları tercih ederek tayin istemiştir. Devlet memuru olarak görev yapan öğretmenlerin görevlendirildiği ya da atandıkları okulları beğenmeme gibi bir lüksü yoktur. Beden Eğitimi öğretmeni 'ben her yerde çalışırım ama sen…' diyerek imalı bir soru sormuş. Tabi ki ülkemiz sınırları içerisinde her okulda çalışacağız. Ben; öğretmenlik mesleğimin ilk beş yılını bir köy okulunda birleştirilmiş sınıf okutarak geçirdim. Meslek lisesinde de çalıştım, Anadolu Lisesinde de çalıştım, bundan sonrada Türk bayrağının dalgalandığı her yerde seve seve çalışırım. Siz kendisine sorun bakalım öğretmenliğe nerede başlamış, nereleri gezmiş de ben her yerde çalışırım gibi beylik laflar edebiliyor. Şehir merkezinin dışında bir okul görmüş mü acaba… Okul müdürünün öğretmenler arasında sendikal ayrımcılık yaptığı iddia ediliyor. Okul müdürü olarak tüm personelimize hem konumum gereği hem de kanun ve yönetmelikler gereği eşit davranmaktayım. Ayrıca okulumuza ziyaret için gelen tüm sendika yöneticilerine nezaketen yapmam gereken ev sahipliğini de fazlasıyla yapmaktayım. Ki en son Nilüfer Akyüz Kurumehmetoğlu ile birlikte okulumuza gelen Eğitim-İş Şube Başkanı Ebru Sungar'ı da nezaket kuralları çerçevesinde ağırlayarak, öğretmenin norm fazlası olması ve farklı okullara görevlendirilmesinde her hangi bir usulsüzlüğün ve ya sendikal ayrımcılığın olmadığını anlattım. Fakat Nilüfer Akyüz Kurumehmetoğlu odadan çıkarken sinirli tavırlarla 'seni gazetelere vereceğim vb.' şeyler söyleyerek koridorda bağıra çağıra uzaklaştı. Eğitim-İş Örgütlenme Sekreteri Nilüfer Akyüz Kurumehmetoğlu'nun farklı sendikada olduğu için okul müdürü tarafından dışlandığı iddia edilmiş. Böyle bir durum söz konusu olmadığı gibi, şu anda okulumuzda görev yapan üç Beden Eğitimi öğretmeni de Eğitim-İş sendikası üyesidir. Ben okul müdürü olarak öğretmenleri sendikal kimliklerine göre değil, görevleri ile ilgili konulardaki çalışmalarına göre değerlendiririm. Ayrıca bu gazete haberinden sonra Eğitim-İş sendikasına üye farklı branşlardaki 3 öğretmenin sendikalarından istifa etmiş olmaları da manidardır.'

**

ÖĞRENCİLER PİS SINIFLARDA EĞİTİM GÖRÜYOR

Okullarda eğitim-öğretim bir ay önce başladı. Ancak Eskişehir'deki okullarda yeterli hizmetli olmadığı için öğrenciler pis sınıflarda eğitim görüyor. Ekonomik gelir düzeyi yüksek velilerin olduğu okullarda dışarıdan hizmet alımı ile bu sorun çözülüyor. Ancak dar gelirli velileri olan eğitim kurumları bu sorunu çözemiyor. Çocuklarının hijyenik olmayan dersliklerde eğitim görmesine tepki gösteren veliler okul basıp, müdürlerle tartışıyor. İş-Kur aracılığıyla okullarda görevlendirilen hizmetli sayısının düşürülmesi bu sorunu içinden çıkılmaz hale getiriyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu sorunu çözmek zorunda. Ne yazık ki CHP'li oldukları için 'belediyeleri okullara sokmamayı marifet sananlar' eğitim kurumlarındaki hizmetli sıkıntısını görmezden geliyor. Bundan dolayı müdürler Okul Aile Birlikleri aracılığıyla velilerden para toplamaya çalışıyor. Okullarda sadece hizmetli sıkıntısı yaşanmıyor. Okullarda ders kitabı sıkıntısı da yaşanıyor. Kenar mahallelerdeki okullar parasızlık yüzünden güvenlikçi çalıştıramıyor. Vali Azmi Çelik kenar mahallelerdeki okullara haber vermeden gidip derslikleri ve tuvaletleri dolaşsa çocukların hijyenik olmayan koşullarda eğitim aldığını görecektir…

**

foto şaka

İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen: Sayın Valim öğrenci ve öğretmenler sınıfları, okul müdür ve müdür yardımcıları kendi odalarını, veliler tuvalet ve koridorları temizlesin, hizmetli sıkıntısı falan kalmaz.

Vali Azmi Çelik: Çok İyi fikir. Sen kendi makam odanı, müdür yardımcısı, şube müdürleri ve memurlar diğer bölümler temizlesin. Bu binada çalışan hizmetlileri temizlik ihtiyacı olan başka kurumlara gönderelim (!)