Şehrin göbeğinde eczanesi olan arkadaşımın eczanesinden Aile Hekimine yazdırdığım ilaçlarımı almaya gittim…

Eczanenin içerisinde bulunan odada birisi DSP’nin ilk başkanlarından, diğeri çok eski CHP’li ve SHP döneminde il başkan yardımcılığı yapmış üç eski dostun yaptıkları “seçim sohbetinin” üzerine gelmişim…

DSP’nin il başkanlığını yapmış arkadaşım son yıllarda her ne kadar aktif siyasetin içerisinde olmasa da şehir gündeminden kopmayan bir isim.

* * *

Ben odaya girince eczacı arkadaşım, “Sadi sence AK Parti ve CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayları kim olabilir?” diye sordu.

“AK Parti İYİ Parti’den kendilerine geçen Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun olacağını düşünüyorum. Nedeni ise AK Partiye geçer geçmez ilçe belediye başkanlarını ziyaret etti. Emek Mahallesinde aş evi açtı. STK ziyaretleri. İYİ Parti’deyken de gönlünden Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını geçtiğini düşünüyordum. Hatta AK Parti’ye yerel seçimlerde İYİ Parti-AK Parti ittifakı önerdi. Bunları üst üste koyduğumda kendisinin aday olma ihtimali yüksek” dedim.

* * *

Eczacı arkadaşım bana katılmadığını söyledi…

Nebi Hatipoğlu’nun İYİ Partililerin oyları ile milletvekili seçildiğini, ardından istifa ederek AK Parti’ye geçtiğini, bu nedenle İYİ Parti ve diğer merkez sağ partilerin seçmenlerinden oy alabilmesinin zor olduğunu söyledi…

Böyle bakıldığında arkadaşım haklı…

Yerel seçimde seçmen kendisine daha yakın gördüğü adaya oy verir.

Hatipoğlu Eskişehirspor Kulübü Başkanlığı yaptı…

Onun döneminde Eskişehirspor bugünün birinci liginde şampiyon oldu.

Eskişehir’de yakından tanınan bir isim…

* * *

CHP ve eski SHP’li dostlar “senin gönlünden Nebi Hatipoğlu geçiyor herhalde” dediler.

“Yok ben tahmini söyledim. Benim bir oyum var. Sandığa gittiğimde oy pusulasına mühür basmadan önce hangi belediye başkan adayının Eskişehir’e ve ikamet ettiğim Odunpazarı ilçesine daha iyi hizmet edeceğini bir kez daha düşünür. Ondan sonra tercihimi yaparım” dedim.

Eski SHP’li arkadaşım şunu sordu:

“Son iki yerel seçimde mahsuru yoksa hangi partinin adayına oy verdin?”.

Buradan açık yazamayacağım.

Son iki yerel seçimde yaptığım tercihleri onlara söyledim.

* * *

CHP’li arkadaşımın, “Beni AK Parti ilgilendirmiyor. CHP’nin Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkan adayları kimler olur” sorusunu, “CHP Genel Başkanı Özgür Özel birkaç gün önce TV 100’de Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç’ın aday aday olmalarını ben istedim. Yılmaz Hocamı nerede görsem elini öperim. Kendilerine adaylık sözü vermedim. Belediye Başkanları için memnuniyet anketi yaptırıyoruz. Teşkilatlara da soracağız. Daha sonra Yılmaz Hoca ile oturup konuşacağız dedi. Anketten çıkan sonucu bilemem. Yılmaz Hoca’nın Özgür Özel ile yaptığı görüşme de gönlünden bir kadın adayın geçtiğini de söyledi. Bunu Büyükşehir için mi yoksa Tepebaşı veya Odunpazarı Belediyeleri için mi söyledi. Bunu da bilmiyorum. Ama ben gönlünden bir dönem daha Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmak geçtiğini düşünüyorum. Büyük ihtimalle 31 Mart 2014 de sandıkta yarışacak belediye başkan adaylarının mevcut başkanlar olacağını hissediyorum” diye yanıtladım.

* * *

Benim değerlendirmemden sonra eczacı arkadaşım, Yılmaz Büyükerşen’in aday olmayacağını, Büyükşehir’e Kazım Kurt’un, Odunpazarına bir kadının, Tepebaşına ise Ahmet Ataç’ın aday gösterileceğini düşündüğünü söyledi.

Ardından da şu yorumu yaptı:

“AK Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nebi Hatipoğlu olmaz. İYİ Parti’den istifa ettikten sonra çok yıpratıldı. Aday gösterilirse seçimi kazanamaz. Benim eczaneme gelen eş dostla yaptığım sohbetlere göre Ticaret Odası Başkanı Metin Güler’in adı öne çıkıyor. Metin Bey adaylığı kabul etmezse Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş ile Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli’den birisi tercih edilecek. Nadir Bey çok mütevazı ve EOSB Başkanı olduktan sonra yaptığı hizmetlerle adını duyurdu. ESO Başkanı Kesikbaş ise ılımlı bir sosyal demokrat. O da seviliyor. Eğer sol seçmeninde oyunu almak gibi bir düşünceleri varsa Kesikbaş’ı da aday gösterebilirler. Bence Metin Güler bir adım önde”.

* * *

Ben yaklaşık 10 gün önce Metin Güler’e, “Siyasete girmeyi ve belediye başkan adayı olmayı düşünüyor musunuz?” diye sorduğumda, düşünmediğini bir dönem daha ETO Başkanlığı yapmayı arzu ettiğini söylemişti.

Sohbet ettiğim dostlara Güler’in siyasete girme düşüncesi olmadığını söylediğimde üçü de şunu söyledi:

“O zaman Metin Güler TOBB Başkanlığını düşünüyor olabilir. O biraz zor. Belediye Başkanı adayı olursa kazanma şansı daha yüksek”.

Metin Güler TOBB Başkanlığına aday olur mu?

Ben ihtimal vermiyorum…

Olurda kazanırsa Eskişehir için büyük güç olur…

* * *

“Berberoğlu teşkilat binalarından çıkmamış”

Geçtiğimiz hafta CHP Genel Merkezi’nin görevlendirmesiyle İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu Eskişehir’e geldi…

İl Başkanı, ilçe başkanları ve yönetimleriyle değerlendirme yaptı…

Eskişehir’in havasını kokladı!

Teşkilatların mevcut belediye başkanlarının hizmetlerinin şehirde memnuniyetini ölçtü…

Muhtemelen de Genel Merkez’e rapor edecek…

* * *

Berberoğlu, Eskişehir ziyaretiyle ilgili yaptığı değerlendirme de şehirde belediye başkanlarıyla ilgili herhangi bir şikâyet duymadığı, vatandaşın genel olarak memnun olduklarını söyledi.

MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir ise, Enis Berberoğlu’nun bu sözlerine yanıt verdi…

2,5 aydır MHP olarak sahada aktif şekilde çalıştıklarını belirten Candemir, vatandaşın yerel yönetimlerde büyük bir değişim beklentisi olduğuna dikkat çekti.

Vatandaşlar şehirdeki sorunların farkında

MHP İl Başkanı İsmail Candemir’in değerlendirmesi şöyle:

“Hem merkez hem de ilçede vatandaşlarla bir araya geldiğimizde vatandaşlar bize mevcut belediye başkanlarının yaptıkları hizmetlerden memnuniyetsizliklerini anlatıyorlar. Belediyecilik hizmetlerinden özellikle merkezde memnun olan neredeyse hiçbir vatandaşa rastlamadık. Yeni heyecanlarla, yeni ufuklarla yeni yerel yönetimlerin belirlenmesi yönünde talepler alıyoruz. Eskişehir’in problemlerini zaten biliyoruz. Sahaya indiğimizde de görüyoruz. Eskişehir sadece çarşı merkezinden ibaret bir şehir değil. Eskişehir büyük bir şehir, kenar mahallelere gittiğimizde hiçbir belediyecilik hizmetinin olmadığını görüyoruz ki vatandaşımız da bunu her gün yaşıyor. Yol, kaldırım, altyapı problemi var. Otopark yok, imar problemi almış başını gitmiş bundan dolayı kira fiyatları artıyor. Yeteri kadar gençlik merkezi, çocuklar için yeteri kadar oyun alanları, hayvanlar için barınağımız yok. Hangisini sayacağımızı biz de şaşırıyoruz. Bunları biz biliyoruz ancak vatandaşa gittiğimizde de aşağı yukarı aynı şeyleri görmüş oluyoruz.

“Berberoğlu teşkilat binalarından çıkmamış”

İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, şehirde herhangi bir şikâyet duymadığı, vatandaşın genel olarak memnun olduğuna yönelik söylemlerde bulunmuş.  Enis Bey demek ki CHP binasından dışarı çıkmamış. Acaba Enis Bey Fevzi Çakmak mahallesine Karapınar’a, Erenköy’e gitmiş mi? Toki mağduru vatandaşlarımızın Odunpazarı belediyesi vasıtasıyla orada dönüşmeyen kentsel dönüşüm sıkıntılarını vatandaşlardan dinlemiş mi? Demek ki sadece Büyükşehir, Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyesi’nde teşkilat binalarında gezmiş. Gitsin sokağı gezsin, biz her gün sokaktayız. Biz her gün vatandaşla birlikteyiz.”

* * *

Tabi ki gerek genel de gerekse yerel de iktidarda olanlar “yoğurdum ekşi” demez…

Yaşanan ciddi ekonomik sıkıntılara rağmen AK Parti ve MHP’nin üst düzey yöneticileri, “Enflasyon kontrol altına alındı. Hatta düşme eğilime geçti. Yılbaşından sonra fiyatlarda da düşme yaşanacak. 2024 yılı 2023’e göre daha iyi olacak” diyorlar…

Oysa sokağa çıkıp vatandaşa sorduğumuzda, “Enflasyon kağıt üzerinde düşmüş olabilir. Biz bunu göremedik. Çarşı da marketlerde fiyat etiketleri 3-4 günde bir değişiyor. Bugün aldığımız ürünü tüketip tekrar almaya gittiğimizde fiyatının değişmiş olduğunu görüyoruz. Aldığımız maaş geriledi ama fiyatlar katladı” yorumunu yapıyor…

* * *

Şehir her geçen yıl daha da büyüyor, nüfus artıyor, yeni yerleşim alanları açılıyor…

Belediyelerin İller Bankası’ndan aldıkları para belli…

Dolaylı vergiler olmasa belediyeler İller Bankasından aldıkları parayla hizmet yapmazlar…

Daha çok hizmet etmek, her sokağa asfalt dökmek, kilit taşı döşemek, kanalizasyon, içme suyu hattı döşemek, vatandaşın şikayetini en aza indirmek için daha fazla kaynağa ihtiyaç var…

Belediye suya zam yapıyor…

Herkes çıkıp belediyeyi eleştiriyor.

Ama elektrik, doğalgaz, akaryakıta zam yapıldığında belirli bir gurup eleştiriyor…

Merkezi yönetim yerel yönetimleri maddi açıdan desteklerse belediyelerde şehirlerde sorunları en aza indirmek için hizmet yapar…

31 Mart seçiminde hangi partinin adayı seçim kazanırsa kazansın…

Belediyelerin bütçeleri artırılmadıkça vatandaşın da eleştirileri bitmez…

* * *

Düşündüren Hikaye:

Kaplanlara Karşı

Nasrettin Hoca yine bir iş peşindeymiş. Eşeğine iki ağır heybe yüklemiş ve sağa sola bir şeyler serperek dolaşmaya başlamış. Meraklı birkaç çocuk yolda onu durdurup ne yaptığını sormuşlar.

Hoca,” Görmüyor musunuz? Şehre tuz döküyorum” demiş. Bu cevapla çocukların kafaları daha da karışmış.

Neden bunu yaptığını sorduklarında Hoca bağırmış.

”Her yıl yaptığım şeyi yapıyorum. Benden önce de babam bunu yapardı. Bizi kaplanlardan korusun diye şehre tuz döküyorum.

” Ama Hoca” demişler. ” Ne kaplanı? Neden o değerli tuzu, bu kadar zamanını ve çabanı bizi kaplanlardan korumak için harcıyorsun? Burada hiç kaplan yok ki.”

”Doğru” demiş hoca. ”Bu şehirde bir tane bile kaplan görülmedi. İşte döktüğüm tuzun ne kadar etkili olduğunun kanıtı.”

* * *

Mesaj; Hangisine ihtiyacın var? Duvarlar örmeye mi, kapıları açmaya mı?

Başına gelirse hiç hoş olmayacak ama gerçekleşme olasılığı da bir o kadar düşük bir duruma karşı kendini korumak için ne kadar zaman ve enerji harcarsın? Kendimizi aşırı korumak ve her şeye karşı garantiye almak görünüşte olgun ve yetişkinlere özgü bir davranış olsa da hayatımızı korkuyla yaşadığımızın bir göstergesidir.

Kendimizi korkuttuğumuz şeylerden koruruz. Ama her korkunun öteki yüzü özlem duyduğumuz veya ihtiyacımız olan bir şeydir. Korktuğumuz şeylere karşı duvarlar örmektense, ihtiyacımız olan şeyi hayatımıza daha çok alabilir miyiz? Bırak hayatın kabuslara karşı sürgüleri çekmektense rüyalarına kapıları açmaktan ibaret olsun.

* * *

 

FIKRA:

 

TEMEL İLE DURSUN  

Temel'le Dursun iki tane at almışlar. Fakat devamlı karıştırıyorlarmış. Hangisi kimin atı belli değil. Temel'in aklına parlak bir fikir gelmiş ve atın birisinin kuyruğunu kesmiş. Dursun ona inat o da diğer atın kuyruğunu kesmiş. Temel bu sefer atın bir tanesine boyayla işaret koymuş. Dursun ona inat diğer atın aynı yerine aynı boyayla işaret koymuş. Temel bakmış böyle olmuyor, Dursun'a bir açıklamada bulunmuş.

-‘En iyisi beyaz at benimki siyah at da seninki olsun’ demiş.

* * *