İspanyol diktatör General Franco'ya şöyle bir soru sormuşlar: 'Yahu ülkenin yapısı bozuk. Ekonomi kötü, halk perişan. Herkes adaletsizlikten yakınıyor... Ama, hiç isyan yok!.. Bunu nasıl sağlıyorsun?' İspanyol diktatör şu cevabı vermiş: 'Bunu 3 F ile sağlıyorum.' Yani Franko; Futbol, Fiesta (Halk şenliği) ve Fado (İspanyol halk müziği) ile. Diktatör Franco 'Onları yüz binlik beşiklerde uyutuyorum' diyordu. Diktatörün 'yüz binlik beşik' olarak nitelendirdiği yerler, stadyumlardı. Franco, baskıcı rejiminden bunalan halkını, 'futbolla' oyalıyordu. Franco için futbol; 'Kitleleri oyalayan, toplumu siyasi konularda tepkisizliğe iten, ülke gündemini saptıran bir afyondu.' Ülkemizde de yapılan askeri darbelerde de baskı rejiminden bunalan halkımızda 'futbolla oyalandığı günler' çok oldu. Ancak bugün Türkiye'deki stadyumlar ve spor salonları halkın uyutulduğu beşik değil. Son yıllarda ülkemizde yaratılan 'korku imparatorluğu yüzünden' yürüyüşler ve eylemler yapılamıyor. Yargı kararlarının hiçe sayıldığı, hukukun ayaklar altına alındığı bir süreç yaşıyoruz. Halk zam yağmuru altında ezilirken, demokratik kitle örgütleri ve sendikalar haksızlıklara karşı kafalarını kaldıramıyor. Bundan dolayı halkın tepki göstereceği yerler statlar ve spor salonları oluyor. Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası, Süper ve 1. Lig futbol maçları, Turkish Airlines Euroleague, Süper Basketbol Ligi müsabakalarına gelen yüzbinler, hep bir ağızdan 'İzmir Marşı'nı söyleyerek, Cumhuriyete ve devrimlerine sahip çıkıyor. 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diye haykırarak, Ata'sının izinde olduklarını dosta düşmana gösteriyorlar. Haksızlıklara, baskılara karşı tepkinin, Cumhuriyete ve vatana sahip çıkmanın yeni adresleri stadyumlar ve spor sahaları oldu…
------------------------------------------------------------------
OLUMLU YA DA OLUMSUZ ETKİLER

'Odunpazarı'nda CHP dışında bir adayın kazanma ihtimali yoktur. İttifak partilerinin her ikisinin ne aday çıkarması kar getirmez tek tek bakıldığında. Sayın Kazım Kurt bizim adayımız açısından zararlı bir durumun olmayacağını şimdiden rahatlıkla söyleyebilirim. Ama doğru olmamıştır. Çünkü burada İYİ Parti'nin kazanma olasılığı yoktur. Ama belki şöyle de bakabiliriz olaya. Biz hep şimdi bizim belediye başkanı CHP'li olduğu için hep Kazım Kurt'a bizim adayımıza zarar verir mi diye bakıyoruz. Ama esasında İYİ Parti'nin seçmen kitlesi ve MHP'nin seçmen kitlesi aslında geçirgenliği çok fazla olan bir kitle olması nedeniyle İYİ Parti'nin aday çıkarmış olması aslında Cumhur İttifakı'na, Millet İttifakı'na olduğundan daha fazla zarar verecektir. Yani bizim özelimizde Odunpazarı'nda Sayın Kazım Kurt'a zarar vermekten ziyade Cumhur İttifakı'nın kazanmaması yönünde bize bir avantaj olarak dönecektir diye düşünmeye başladım.'

AVANTAJ OLABİLİR
Yukarıdaki bu sözler CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi Gaye Usluer'e ait. Usluer ES TV'de katıldığı programda İYİ Parti'nin Odunpazarı'nda çıkaracağı adayın Cumhur ittifakına daha çok zarar vereceğini belirtti. Büyükşehir ve 13 ilçede CHP'yle ittifak yapan İYİ Parti Odunpazarı'nda Salih Karabacak'ı belediye başkan adayı olarak gösterdi. İYİ Parti Karabacak yerine, 'sosyal demokrat görüşlü birisini' aday göstermiş olsaydı Usluer'in söylediğinin aksine Millet İttifakına ve Kazım Kurt'a zarar verirdi. İYİ Parti 'MHP tandanslı bir ismi' aday gösterdi. Bundan dolayı ben de Usluer'in bu görüşlerine kısmen de olsa katılıyorum. Kazım Kurt 'örgütçü kimliğinden dolayı' hep CHP'liğini öne çıkardı. Özellikle 'milliyetçi kesimin oyları almada büyük sıkıntı yaşayacağı' zaten bilinen bir gerçekti. Salih Karabacak, 'AK Parti'yi sevmeyen ve Kazım Kurt'a da soğuk bakan' belli bir kesimin oylarının gideceği adres olabilir. Bu durum Kurt'a seçimde 'avantaj olarak' yansıyabilir.

MHP'YLE BİRLİKTE ÇALIŞIYOR
Ancak AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Volkan Doğan'da bunun farkında. Seçim çalışmaları gösteriyor ki; stratejisini buna göre geliştiriyor. Yaptığı 'açıklamalarda ve gönderdiği haber metinlerinde' AK Parti'den daha çok 'Cumhur İttifakını' öne çıkarıyor. MHP Yöneticileriyle birlikte seçim çalışması yapıyor. Ülkücü kesimin 'tam desteğini almak için' politikalar geliştiriyor. İYİ Parti aday çıkardığı için Kazım Kurt'un 'Millet İttifakını öne çıkarma şansı' yok. İYİ Partililerle birlikte seçim çalışması da yapamayacak. Hatta 'İYİ Parti adayının muhalefetiyle de' karşılaşacak. İYİ Parti'nin Odunpazarı'nda aday çıkarmasının hem Kurt'a hem de Doğan'a 'olumlu da olumsuz da etkileri' olacak. Bunun da 'seçimin kaderine etkisi' olacaktır...
-------------------------------------------------------------
CUMARTESİ HİKAYESİ
SADECE BİR KURUŞ

'Sözün Özü' İsmet İnönü Başbakandır… Bir gün, Atatürk'ü görmek için Köşk'e çıktığında yorgun ve öfkeli görünüyordu.

BULAMAMIŞLAR
Sinirlerine hakim olmasıyla ünlü İnönü'nün bu durumu, Atatürk'ün gözünden kaçmadı. 'Hayrola İsmet?' dedi, 'Sende bir olağanüstülük var bugün…' İnönü, gülümsemeye çalıştı: 'Türk Hava Kurumu Yönetim Kurulu Toplantısı vardı da…' Gazi, 'Eee, ne olmuş varsa?' diye sordu. 'Fuat Bey'i epey terlettim… İstifaya filan kalktı.' 'Çalışkan çocuktur Fuat… Kurumu da iyi yönetiyor.' 'Bunlara bir diyeceğim yok… Ama canımı sıkan bir konu oldu.' 'Neymiş o?' İnönü durdu, derin bir nefes aldıktan sonra, 'Hesaplarda kırk para oynuyor!' dedi. 'Kırk para?! Yani bir kuruş…' 'Evet… Toplantıya sabah 10'da girdik, saat 17'yi geçiyordu çıktık… Daha önceki toplantıda dikkatimi çekmişti… Bu bir kuruşun nereye gittiğini öğrensinler diye talimat vermiştim. Bulamamışlar… Fuat Bey'in hassasiyetini anlıyorum ama milletimiz ondan daha hassastır. Verdiği paranın nereye gittiğini bilmek ister. İstifa bu gibi hallerde en kolay yoldur. Ama kimseyi rahatlatmaz… Hatta söylentilere bile neden olur.'

GÜVENİ SARSAR
'Demek mesele bu… Kırk paranın hesabı bu kadar yordu, üzdü. Haklısın, kırk para, günün birinde kırk lira, dört yüz lira olur. Bu da giderek büyür halkın ağzında… Böyle kuruluşlara olan güveni sarsar… Biz Cumhuriyet'i kurarken, böyle kırk paralara çok ihtiyacımız oldu… Eee, ne yaptın sonunda?' 'Muhasebeciyi çağırttım… Memurları seferber ettim… Ve kırk paranın yanlışlıkla başka bir hesaba geçirildiğini bulup çıkarttım… Bundan sonra bu gibi hataları affetmeyeceğimi söyledim. Bizim milletimiz de elindeki avucundakini verir, ama verdiğinin doğru dürüst yerlere harcanmasını görmek ister.' Atatürk, yanındakilere dönüp sordu: 'Nasıl, tam adamını bulup, bunların başına getirmişim değil mi?'

(Sabiha Gökçen - Atatürk'le Bir Ömür - Süleyman Bulut'un Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler isimli kitaptan)
------------------------------------------------------------------
FOTO ŞAKA

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü:
Harun Bey seninle kaderlerimiz benzeşiyor.
AK MKYK Üyesi Harun Karacan: Nasıl yani? Anlamadım.
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü: İkimiz de belediye başkanlığı seçimini kaybettikten sonra milletvekili olduk ya!
AK Parti MKYK Üyesi Harun Karacan: Ama ben Büyükşehir'i siz Odunpazarı'nı kaybettiniz.
-----------------------------------------------
FIKRA
Balıkçının cevabı

Bir arkadaşımla balık almaya gittiğimizde, arkadaşım kovanın içinde yüzüp çırpınan balıklara bakıp; 'Bunlar taze mi?' diye sormuştu.
Balıkçı da cevabı hemen yapıştırdı;
'Yok abla, pil takıp oynatıyoruz'