AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan'dan sonra AK Parti Eskişehir Yerel Yönetimler Başkanı Pınar Turhanoğlu Gücüyener'deURAYSİM Projesi üzerinden Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i eleştirmiş.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, AK Parti Eskişehir İl Başkanı Zihni Çalışkan ve MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir'in ardından bir açıklama da AK Parti Eskişehir Yerel Yönetimler Başkanı Pınar Turhanoğlu Gücüyener yapmış.
URAYSİM Projesi için Alpu'da binde beş oranında alan kullanılacağını savunan Gücüyener, açıklamasında şu ifadelere yer vermiş:
AVRUPA İLE KIYASLADI
'URAYSİM tamamlandığında Türkiye, Avrupa'da 400 km/saat hızda seyreden, Yüksek Hızlı Tren testlerinin yapılabileceği, 52,93 km uzunluğunda test yoluna sahip, ilk ülke olacaktır. Bunun yanı sıra bu proje, 180 km/saat hıza kadar çıkabilen konvansiyonel dizel ve elektrikli lokomotiflerin test edileceği, 23 km uzunluğunda test yolu ve 100 km/saat hıza kadar çıkabilen metro araçları ve 80 km/saat tramvay araçları testlerinin yapılabileceği, 8 km ve 3,2 km uzunluğundaki test yollarına sahip olarak, bu alanda önemli bir ilki gerçekleştirecektir.'
TÜLOMSAŞ VURGUSU
Tarım arazisine ray döşenecek diyenler. Son birkaç ayda ne kadar yeşil alanı imara açtıklarına dönüp baktılar mı? URAYSİM Projesi'nin tarım arazisinden sadece %0,5 (binde beş) alacak. Bu proje ile ilgili konuşurken Büyükşehir Belediye Başkanı aşağıdaki cümleleri sarf etti. Büyükşehir Belediyesinin Tramvay alımı sırasında da bu tür teknolojilerde dünyanın en iyisi olan Kanada firması BOMBARDIER ile TÜLOMSAŞ arasında ortaklık veya patent gibi yollarla (Hiç değilse tramvayların bazı kısımlarının Tülomsaş tarafından yapılması suretiyle, tıpkı patentli lokomotiflerde olduğu gibi, Türkiye'nin tecrübe kazanması için) Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak yaptıkları girişimlerde, 2001-2002 döneminde TÜLOMSAŞ'ın başındaki yönetim tarafından engellendiğini iddia etti. Bu cümlelerin ne kadarı doğru.
10 YENİ TRAMVAY ALIMI İÇİN DESTEK VERDİK
2011 yılında AK Parti meclis grubu olarak Ek tramvaylar için İller Bankası'ndan istenilen kredi talebine destek verdik. Eskişehir sanayisinin gelişmesine ve yerli sanayiye katma değer sağlanması amacıyla tramvay alımlarında en az %30 yerli iş birliği yapma şartı getirilmesini istedik. Bu talebimiz CHP grubu tarafından ret edildi. Biz 10 yeni tramvay alınması konusunda destek verdik. Yerli iş birliği şartı talebimiz ise CHP'li meclis üyeleri ve Başkan Yılmaz Büyükerşen'in oyları ile ret edildi. O dönemde de başta TÜLOMSAŞ olmak üzere yerli üretici iş birliğine açıktı. Sırf belli bir yabancı firmadan alabilmek için standart dışı ray aralığı ile ihaleye çıktığınız tramvaylarda yerli katkı şartı getirilsin önerimizi de kendiniz ret ettiniz. İhaleyi yerli üretici almasa dahi. Verilen ray aralıkları sonrasında şu kadar üretim yapılıp şu kadar kilometre gitmiş olma gibi özel (!) şartlarla zaten alması pek mümkün değilken en azından yerli iş birliği şartı getirilse şehrin parasının bir kısmı şehirde kalabilirdi. O dönemde buna açıkça engel olanlar, mecliste bu konuda tartışma çıkartanların bugün tam tersini iddia etmesi çok acı. Tekrar etmekte fayda var. URAYSİM nedeniyle Alpu ovasının yalnızca binde beşi tarım dışı kullanılacak. Peki, Büyükşehir Belediyesi ne kadar kamusal alanı, yeşil alanı imara açtı ve hala açıyor?'.
* * *
Bakalım bu tartışmanın sonu nereye varacak?
2023 seçimlerine kadar proje gerçekleşmez ve seçimlerde AK Parti TBMM'de çoğunluğu, Recep Tayyip Erdoğan da cumhurbaşkanlığını kaybederse URAYSİM Projesi durdurulacak mı?
Yoksa rayların döşeneceği alan mı değiştirilecek?
* * *
TÜRASAŞ'DA LOKOMOTİF SERİ ÜRETİMİ YAPILIYOR MU?
Önceki gün yayınlanan yazımda, Adaletin Hukuku ve Parlamenter Demokrasi İdeali Platformu (AHPADİ) Dönem Sözcüsü Mehmet Ektaş'ın yaptığı URAYSİM ile ilgili yaptığı açıklamayla ilgili değerlendirmede bulunmuştum.
Yazımın içerisinde 'İYİ Parti içerisinde projeye karşı olanlar var' diye geçiyordu.
Mehmet Ektaş telefon ederek, İYİ Parti içerisinde projeye karşı olanların olmadığını, kendisi gibi rayların döşeneceği alanın verimli tarım arazileri üzerine değil de tarıma elverişsiz kıraç arazi içerisinde olmasını önerdiklerini söyledi.
Telefon etmişken, TÜLOMSAŞ'da uzun yıllar çalışmış olan Mehmet Ektaş'a bugünkü adıyla TÜRASAŞ'daherhangi bir üretim olup olmadığını sordum.
Geçmişte kulakları çınlasın Genel Müdür Hayri Avcı, zaman zaman basın toplantısı yapar veya biz kendisini ziyaret eder üretimler hakkında bilgi alırdık.
İki yıldır TÜRASAŞ Bölge Müdürlüğünde ne üretim yapılıp yapılmadığı konusunda bilgi paylaşımı yok.
Doğrusu merak ediyordum.
Mehmet Ektaş soruma şöyle cevap verdi:
'Sizin gibi ben de bilgi alamıyorum' dedi ve 'Daha önce sormuştum ancak cevap alamamıştık. Bir kez daha soruyorum. Eskişehir kamuoyu ve bizler Ulaştırma Bakanlığı, TÜRASAŞ Genel Müdürlüğü ve Eskişehir Bölge Müdürlüğünden şu sorulara cevap bekliyoruz:
işte o sorular
• Eskişehir fabrikalarında sipariş alınmış ve seri üretime devam edilen lokomotif var mıdır? Varsa kaç sipariş vardır, kimlere üretilecektir?
• Milli ve yüksek hızlı tren setlerinin Eskişehir'de üretilmesi için alınmış bir Bakanlık kararı var mıdır?
• TCDD'nin ihtiyacı olan ve yurt dışı ihale ile alınacak yüksek hızlı tren setleri ihalesi şartnamesinde daha önce yer alan 'yerlilik' şartında Eskişehir için yapılmış tanımlama halen korunmakta mıdır? İhale yapılacak mıdır?
Eskişehir raylı sistemler merkezi olmalı
Eskişehir geçmiş deneyim ve birikimiyle, TÜRASAŞ Bölge Müdürlüğü ve Organize Sanayi'de kurulu diğer demiryolu araç, vagon, kompenant tedarikçileriyle raylı sistemler merkezi olmayı hak eden bir şehirdir. Organize Sanayi Bölgesi'nde, raylı sistemler için ayrılmış bir alan da bulunmaktadır. Bir an önce, Raylı Sistemler İhtisas Organize Sanayi Projesi hayata geçirilmeli, destek ve teşviklerle Eskişehir raylı sistem araçları üretim merkezi haline dönüştürülmelidir.
* * *
'TURASAŞ'da lokomotif üretimi devam ediyor mu?' diye daha önce de yazmıştım.
TURARAŞ Bölge Müdürlüğünden herhangi bir cevap gelmedi.
Eskişehir kamuoyu merak ediyor.
TURASAŞ'ın iki yıldan beri ürettiği ne var?
Bunu açıklasınlar da Eskişehir kamuoyu da bilgilensin.
Gizli saklı bir şey üretilemeyeceğine göre herhangi bir üretim varsa bunun açıklamasında her halde bir sakınca yoktur.
* * *
SUAT ER ESNAF ODALARI BİRLİĞİNE Mİ ADAY?
Dün arabamın elektrik aksamında arızasını yaptırmak için Sanayi Çarşısına gittim.
Oto elektrikçide arabamın tamiri yapılırken yanındaki oto tamircisinin önünde 4-5 kişinin konuşmaları ilgimi çekti.
Yanlarına biraz daha yaklaşarak konuşmalarına kulak misafiri oldum. Yarın yapılacak Şoförler Odası seçimlerini konuşuyorlardı.
Seçimin Hasan Özdağ ile Süleyman Çöken'in arasında geçeceğini, kazananın ise az farkla başkan seçileceğini söylüyorlardı.
Seçim bu kimin kazanacağını önceden kestirmek zor, çünkü üç aday var.
Sohbet sırasında içlerinden birisi şöyle bir iddia orta attı.
'Suat Er, Esnaf Odaları Birliği Başkanlığına aday olmayı düşünüyor. Şoförler Odası Başkanlığına bu nedenle aday olmadı'.
İlginç bir iddia…
İhtimal var mı? Bilemem.
Suat Er ile Esnaf Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen'in aralarından su sızmaz.
Abi-kardeş gibiler.
Acaba Ekrem Birsen son anda adaylıktan çekilip Suat Er'e mi destek verecek?
Ama adaylığını açıkladı.
Kulislerde yapıyor.
* * *
Sohbet edenlerden birisi, 'Ama Suat Er Şoförler Odası başkanlığından ayrıldıktan sonra hiçbir oda ile bağlantısı kalmıyor. Birliğe aday olabilmek için bir odanın başkanı veya yönetim kurulu üyesi olması gerekir benim bildiğim kadarıyla' dedi.
İddiayı ortaya atan kişi, 'Son anda Kadir Ağar'ın listesine girebilir. Böylece adaylık yolu da açılmış olur' dedi.
* * *
Suat Er, Şoförler Odası Başkanlığını bırakıyor.
Birlik Başkanlığına aday olmak için Kadir Ağar'ın yönetimine girer mi?
Olmayacak bir ihtimal değil.
Ancak Ekrem Birsen ile karşı karşıya gelmez.
Aralarındaki abi-kardeş ilişkisine de zarar vereceğini sanmıyorum.
Ama durup dururken bu dedikodunun neden yapıldığına anlam veremedim.
Yoksa birileri Ekrem Birsen ile Suat Er'in arasına kara kedimi sokmak istiyor?
* * *
Gerçek Sevgi
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: 'Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?'. 'Bakın göstereyim' demiş ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış.
Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.
'Ermiş bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz' diye bir de şart koymuş. Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine şimdi demiş ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. 'Buyurun' deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş.
Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan işte demiş ermiş: 'Kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve şunu da unutmayın, gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima.'
* * *
