İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Mehmet Ektaş, yaptığı basın toplantısında, AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan'ın Eskişehir'in sorunları için kafa yorduğunu, samimi bir biçimde caba harcadığını, ancak partisinin Eskişehir milletvekillerinden destek alamadığını iddia etmişti.
Ektaş'ın iddia ettiği gibi Çalışkan, partisinin Eskişehir milletvekillerinden destek alıp almadığını bilmiyorum.
Bu nedenle Zihni Çalışkan, 'şehrin sorunlarının çözümü konusunda milletvekillerimiz ile istişareler yapıyoruz' derse, milletvekilleri de bunun aksini iddia etmiyorsa ben inanırım.
Çünkü konunun muhatabı olan milletvekilleri 'İl başkanı bizimle istişare yapmıyor' demiyorlar.
Şunu ifade etmek istiyorsa yüzde yüz haklı.
'İl başkanı ve milletvekilleri Nabi Avcı ve Emine Nur Günay, AK Parti'nin üçüncü vekili olan Harun Karacan ile görüşmüyorlar. Bir araya gelmiyorlar.'
Evet, Nabi Avcı ve Emine Nur Günay birlikte hareket ediyorlar.
TBMM Genel Kurul salonundaki milletvekili sıralarında birlikte oturdukları fotoğraflarını paylaşıyorlar.
MEHMET EKTAŞ'A KATILMIYORUM
İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş, şehrin gündemini çok iyi takip eden il başkanı.
Hafta da iki veya üç kez basın toplantısı yapıyor veya yazılı açıklama yapıyor.
Açıklamış olduğu konular da Eskişehir adına oldukça önem taşıyor.
Gündeme getirdiği sorunları zaman zaman ben de köşeme alıyorum.
Eskişehir sorunlarına yakından bakmasından dolayı da kendisini kutluyorum.
Ancak, birkaç gün önce AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan'ın partisinin milletvekillerinden destek göremediğini iddia ettiği açıklamasına, Millet Bahçesi ve İl Halk Kütüphanesi ile ilgili eleştirilerine katılmıyorum.
Ektaş'ın basın açıklaması metninin içerisinde yer alan şu bölümü isterseniz tekrar hatırlayalım.
'Millet Bahçesi adı verilen bir park ve eskisinin yerine inşa edilen bir kütüphane açılışından medet ummak, Eskişehir'e yatırım olarak bunları göstermek, AK Partinin Eskişehir'e hiçbir şey kazandırmadığının ispatıdır. Bu çaptaki bir kütüphane yatırım değildir, bir iş insanının kendi ya da ana babası hayratına yaptırabileceği eser mertebesindedir. Park yaptırmak da yatırım değildir, her yıl belediyeler binlerce metrekare yeşil alan park kazandırmaktadır.'
Yapımı tamamlanan ve Eskişehir'e kazandırılan İl Halk Kütüphanesini, 'bu çaptaki bir kütüphane yatırım değil' diyerek küçümsüyor.
Sonrasında, 'bir iş insanının kendi ya da ana babası hayratına yaptırabileceği eser mertebesindedir' diyor.
BU BÜYÜKLÜKTEKİ BİR KÜTÜPHANEYİ KİM YAPAR?
Geçtiğimiz günlerde AK Parti Milletvekilleri Emine Nur Günay ile Nabi Avcı ve Vali Erol Ayyıldız ile yapımı tamamlanan İl Halk Kütüphanesini gezmişler.
Toplam kullanım alanı 7 bin 651 metre kare olan Eskişehir İl Halk Kütüphanesi yeni hizmet binası önceki binaya göre on katı büyüklüğe sahip.
İçerisinde, 'Oyuncak Kütüphanesi', 'Çocuk Kütüphanesi', 'Görme Engelliler Kütüphanesi', 'İşitme Engelliler Kütüphanesi', 'Kent Kitaplığı', 'İnternet Bölümü', 'Cep Sineması', 'Süreli Yayın Bölümü', 'Konferans, Toplantı, Sergi Salonları', 'Hobi ve Sanat Atölyeleri' bulunuyor.
Ufak tefek tadilatları kalmış.
Tamamlandığında Eskişehir'e yakışan kütüphane ve sosyal merkez olacak.
Eski İl Halk Kütüphanesini şöyle bir gözümün önüne getirdim.
Nüfusu 1 Milyona dayanmakta olan bu modern şehre o küçücük, önündeki Mustafa Kemal Atatürk Caddesinden tonajlı araçlar geçtiğinde sallanan ve deprem de yıkılma riski olan 53 yıllık kütüphane ve yerine yapılan modern bir kütüphane.
Bu büyüklükteki bir kütüphaneyi bir hayırsever, hem de ekonomik krizin yaşandığı bu dönemde yaptırmazdı.
MİLLET BAHÇESİ NEFES ALDIRIYOR
İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş, 'Millet Bahçesi adı verilen bir park yatırım değildir. Her yıl belediyeler binlerce metrekare yeşil alan park kazandırmaktadır' diyerek 'Millet Bahçesini' de küçümsemiş.
Yıkılan Atatürk Stadyumunun alanın çeyreği yapılaşmaya açılacak, oradan gelecek parayla yeni stadyum yaptırılacaktı.
Buna Eskişehir halkı izin vermedi.
Sonunda Kültür Turizm ve Milli Eğitim eski bakanı Eskişehir Milletvekili ve Türk Dünyası Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nabi Avcı, gelen tepkiler üzerine, 'Burayı Millet Bahçesi'ne dönüştüreceğiz' sözünü verdi.
Bu şekilde küçük bir alanda olsa betonlaşmaktan kurtarıldı.
Hakkını yemeyelim.
Hem 'kütüphanenin' yenilenmesinde hem de yıkılan Atatürk Stadyumun yerinin 'millet bahçesine' dönüşmesinde çok büyük emeği var.
İki fikir de Nabi Hoca'dan çıkmıştı.
BELEDİYELER ESKİŞEHİR'E NEFES ALDIRIYOR!
Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan 400 bin metrekare üzerine kurulu Sazova Bilim Kültür Parkı, 300 bin m2'lik bir alana sahip olan Kent Park'ın dışında Eskişehir de 52 bin 392 m2 büyüklüğünde kaç park var?
Elbette ki son yıllarda Büyükşehir, Odunpazarı, Tepebaşı Belediyelerinin kazandırdıkları parklar sayesinde Eskişehir hem nefes almaya hem de yeşil bir şehir oldu.
Eskişehir'i yeşile boğan ve nefes almamızı sağlayan belediye başkanlarımıza bu vesile ile tekrar teşekkür ediyorum.
Elbette söz verilip de yapılamayan hizmetler var.
Örnek verdiğiniz Kuzey-Güney Çevre yolları, Milli ve Yerli Yüksek Hızlı Tren Setlerinin eski adıyla TÜLOMSAŞ, bugünkü ismi ise TÜRASAŞ'ta üretilebilecek sözü gibi.
Bunlar için yapılacak eleştirilere saygı duyarım.
Yerden göğe kadar haklısınız.
Ama yapılanları da görmezden gelmeyelim veya küçümsemeyelim.
Bu şehre bir çivi dahi çakan her kim olursa olsun ona teşekkür etmek boynumuzun borcu olmalı.
* * *
SİTE SAKİNLERİNİ ALKIŞLIYOR VE KUTLUYORUM
Tepebaşı İlçesi sınırları içerisinde bulunan Aşşağıkartal Mahallesi'ndeki Yeni Akköy Sitesi sakinleri, sitenin bahçesine Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün büstünü koymuşlar.
Uzun yıllar Eskişehir de kaymakamlık, vali yardımcılığı yaptıktan sonra yaş haddinden emekli olduktan sonra Eskişehir'e yerleşen Şahin Tütüncü ve site sakinlerinin talebi üzerine Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Atatürk büstünü yaptırarak hediye etmiş.
Kaidesini yaptırıp büstü de koyduran site sakinleri, Başkan Ataç'ı da davet ederek Atatürk büstünü düzenledikleri küçük bir törenle açmışlar.
Büst açılışında konuşan Başkan Ataç, 'Ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, en büyük değerlerimizden biridir. Ulu Önderimiz Atatürk'e olan bağlılık ve sevgi giderek büyüyor. O'nun izini milletimizin yüreğinden silemezler. Öte yandan Atamıza saldıranlar, kendisi ile kavga etmeye çalışanlar, acizce bir çaba içinde. Onların bilmedikleri bir şey var; Mustafa Kemal Atatürk'e ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, zarar veremezler. Tam aksine, farkında bile değiller ama Atatürk'e olan sevgiyi daha da artırıyorlar. Biz de O'nun açtığı yolda yürümeye devam edeceğiz' demiş.
KOMŞULARIMIZLA BİRLİKTE KARAR VERDİK
Emekli Eskişehir Vali Yardımcısı Bekir Şahin Tütüncü ise şöyle konuşmuş: 'Komşularımız ve site yönetimimiz ile birlikte, sitemizin girişine güzel bir Atatürk büstünün çok yakışacağına karar verdik. Birlikte güzel bir kaide hazırladık ve büst için de Ahmet Başkanımızdan yardım rica ettik. Kendisi de seve seve yardımcı olacağını ifade ederek bu güzel büstü bizlere ulaştırdı. Gerçekten de çok yakıştı, bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bizler, çocuklarımızı Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde yetiştiriyoruz.'
* * *
Eskişehir de başka bir sitenin bahçesinde olup olmadığını bilmiyorum.
Olsaydı mutlaka duyardık.
2016 yılında da ''Ben yediğimi içtiğimi, rızkımı Atatürk'e borçluyum' diyen iş adamı Göray Çotak da, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan fabrikasının bahçesine Atatürk heykeli yaptırmıştı.
* * *
Son aylarda ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e karşı birileri sanki bir yerlerden düğmeye basılmış gibi hakarette bir birleriyle adeta yarışa girdiler.
Son olarak emekli bir imamın isim vermeden söylediklerinin Atatürk'e hakaret olarak algılandığı bir dönemde Yeni Akköy Sitesi sakinlerinin bahçeye koydukları Atatürk büstü çok anlamlı oldu.
* * *
AV. AHMET VURAL 3. KİTABINI YAZDI
Eskişehir'in tanınmış ve eski avukatlarından Ahmet Vural, 'Diren Bitsin Karanlık' isimli 3. Kitabını yayınladı.
Av. Ahmet Vural, bu kitabını eşi Nazire, kızları Irmak ile Selcen, torunları Selin ve Cansu'ya, mutlu insanların yaşadığı, demokrat, laik, çağdaş bir Türkiye'nin mimarı olacaklarına inandığı 'kendi olabilen' tüm özgür Türk kadınlarına ithaf (armağan) etti.
Vural, 2014 yılında yazmış olduğu anıları, gözlemleri, düşünceleri ve dünya görüşünün yer aldığı 'Kendim Olabilmek' isimli kitabını da başta babası olmak üzere yaşantısına yön verip anlam kattığını söylediği iki özel kadına yani annesi ile eşine adamıştı.
* * *
Av. Vural, 'Diren Bitsin Karanlık' adlı kitabında 'Orta Asya'dan Bugüne Türk Kadınının bin yıllık yolculuğunu' kaleme almış.
Vural'ın kendisi ifadesiyle Türk kadınının Orta Asya'da yaşadığı 'aydınlık günlerinden' başlayarak Selçuklular zamanında 'gölgelenmeye' başlayan dönemini, Osmanlıların kuruluşundan itibaren içine girmeye başladığı 'yarı karanlık' dönemleri ön yargıların etkisinde kalmadan objektif bir şekilde yazmış.
Ahmet Vural, bu dönemleri tam anlamıyla ortaya koyabilmek için de Arap kadının incelenmesi gerektiğini fark ettiğini, bu nedenle Arap kadınının Cahiliye Dönemi'ndeki Hz. Peygamberin sağlığı ve ölümünden sonraki dönemleri de incelemiş.
Avukat-Yazar Vural, kitabının ön sözündeki yazısında şu satırlar dikkatimi çekti ve siz değerli okurlarım ile paylaşmak istedim.
'Türk kadınının yaşamının 'aydınlanmaya' başladığı Cumhuriyet Dönemini, gerçek hayattan kopmadan anlatabilmek için de tarihi kaynakların yanında kendi gözlemlerime ve anılarıma da oldukça geniş bir şekilde yer verdim.'
* * *
Akıcı bir üslupla yazılmış 261 sayfadan oluşan kitabı sıkılmadan bir günde çok rahat okuyabilirsiniz.
* * *
Av. Ahmet Vural, son yazdığı 'Diren Bitsin Karanlık' isimli kitabını Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru'nun destekleriyle 12 Haziran Cumartesi günü Saat 13.00'da Hamamyolu Sanat Köprüsü'nde düzenleyeceği imza gününde okurlarıyla buluşturacak.
* * * *
Ahmet Vural, 2014 yılında 'Kendim Olabilmek', 2018 yılında ise 'Ortak Aklımıza Ne oldu?' 2017 Anayasası Türkiye'yi nereye götürüyor?' isimli iki kitap daha yazmıştı.
* * *