Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, her Ramazan ayında olduğu gibi bu Ramazanda da belediye mensuplarıyla iftar yemeğinde buluşmuş.
İftar yemeğinde konuşma yapan Başkan Ataç, ülkenin ekonomik açıdan yaşadığı zorluğa değinmiş. 20 yıl önce diğer hükümetlerin olduğu dönemde zaman zaman yaşanan krizlere baktığında, bugün yaşanan krizle mukayese edildiğinde onların kriz falan olmadığını, bu dönemde yaşanan krizi Türk milletinin unutamayacağını vurgulamış.
* * *
Gerçekten de öyle.
Ne krizler yaşadık. Hiçbiri bugün yaşadığımız kriz gibi değildi.
1994 krizi ve doların hareketi. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, ekonomik kurumların tümünü kendine
bağlayarak kamunun borç yükünü, yüklü faiz ödemelerini azaltmak için odak noktasına faizleri düşürmeyi aldı. Ancak bunu tıpkı şimdiki gibi piyasa gerçeklerinden kopuk ve zorla yapma yoluna gitmeye çalışmıştı.
Çiller, 5 Nisan 1994 tarihinde bir ekonomik önlem paketi açıkladı. Bu kararlar kapsamında lirada devalüasyona gidilirken, başka TEKEL ürünleri ve akaryakıt olmak üzere vergi oranlarında çok ciddi artışlar yapıldı. Türkiye, Mayıs 1994'te Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 14 aylık bir stand-by anlaşması imzalanmıştı. Çiller IMF'le anlaşarak bir süre ekonomide istikrar sağladı ama anlaşmada yer alan yapısal tedbirleri yerine getirmedi ve anlaşma kısa sürede bozulmuştu.
* * *
1998 Rusya krizi ve 1999'da yaşanan Marmara Depremi'nin bütçe üzerinde yarattığı ek baskılar, ekonomik sıkıntıların katlanmasına neden olmuştu. 1999 yılında yeniden anlaşma için masaya oturulduğunda IMF yetkilileri 'Çiller'in yaptıklarından sonra size güvenmiyoruz. Ancak radikal reformları baştan yaparsanız güvenebiliriz' diyerek anlaşmayı zora sokmuşlardı. Üçlü koalisyon Hükümeti, IMF ile anlaşmadan önce bankacılık, sosyal güvenlik, bağımsız kurumlar gibi radikal reformları yapmak zorunda kaldı. Bazı bankaların kapatılması da yine ön şartlardan biriydi.
Şimdi yaşananların sonunda da yine kurlarla birlikte faiz ve enflasyonda çok daha yüksek oranlara çıkılması kaçınılmaz gözüküyor.
* * *
Ahmet Ataç'ın iftar yemeğinde yaptığı konuşma metnini okuyunca hemen gözümün önünde canlandı.
Evimin yakınında Büyükşehir Belediyesi Ekmek Satış Büfesi var.
Öğleden sonra insanlar ucuz pide almak için kuyruğa giriyorlar. Geçmiş yıllarda da Büyükşehir Belediyesi Ramazan ayı boyunca ucuz pide satardı. Bugünkü gibi kuyruk olmuyordu.
Büfeye gelen pidesini alıp giderdi.
Dün şahit oldum.
Belediyenin ekmek büfesi önünde kolunda bilezik, makyajlı, güzel giyimli kadınlar bekliyorlardı.
Önce otobüs veya minibüs bekliyorlar sandım.
İki farklı yöne giden minibüs ve otobüs geldi binmediler.
O sırada belediye aracı ile büfeye kasalarla pide indirildi.
Kolunda bilezik, makyajlı, güzel giyimli kadınlar üçer pide aldılar.
'Demek ki sadece dar gelirliler değil, durumu biraz daha iyi olan insanlarda ucuz pide almak için dakikalarca sırada bekliyorlarmış. Onlar bile fırından pide alamayacak durumda demek ki' dedim kendi kendime.
* * *
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın iftar yemeğinde yaptığı konuşmaya tekrar dönmek istiyorum. Bakın Ataç ne demiş?
'Türkiye'de 84 milyonun yaşadığı yaklaşık 4 aydır ekonomik krizin ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Hayat pahalılığı enflasyon dövizin ve faizin artması gibi nedenlerden dolayı Türkiye, belki cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir enflasyon ve hayat pahalılığı yaşıyor. Tabi 20 yıl önce diğer hükümetlerin olduğu dönemde zaman zaman krizler oldu ama onlar kriz falan değilmiş. Görmediğimiz için onları kriz zannetmişiz. Bu dönemde yaşanan krizi Türk milleti herhalde bir daha unutmaz. Süleyman Demirel'in bir sözü vardı; 'Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur' diye. Bunu dediği zaman hükümetler düşer, yeni bir hükümet gelirdi. Ama bu dönemde ne tencere kaldı ne tava kaldı ne tepsi kaldı, darmaduman oldu. Bu sıkıntıları milletçe hep beraber çekiyoruz' .
* * *
Önceki gün Seyitgazi ilçesinin Ayvalı (köyü) Mahallesindeydim.
Biri kadın üç ayrı kişiyle yaklaşık yarım saat sohbet ettim.
Yaşadıklarını anlatırlarken gözleri doldu. Ağlamamak için kendilerini zor tuttular.
77 yaşındaki Ahmet dede, 'Ben bu yaşıma kadar bugün yaşadıklarımı yaşamadım. Yem çok pahalı, bir çuval arpa 250 lira olmuş. Bir balya yonca 200 lira. Beslediğim küçük baş hayvanlara yem alacak cebimde para kalmadı. Bankadan oğlum kredi çekti. O parayla hayvanlara yem aldım. Satacağım alan yok. Almak isteyenlerde değerinin yarısı kadar para veriyorlar. Ne yapacağımı şaşırdım' dedi.
Bu konuyu yarın ayrıca yazacağım.
ESKİŞEHİR'E İNERSE 259€ KÜTAHYA İSE 129€
Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı eski hareketliğini kaybetti. Eskişehir'e inen uçakların yüzde 90'ı Kütahya Altıntaş Havalimanına iniyor artık.
Büyük ihtimalle birkaç ay sonra Eskişehir'e inen uçaklar da Altıntaş'a inmeye başlayacak. Böylelikle Hasan Polatkan Havalimanı kapısına kilit vurulacak. Kaybeden yine Eskişehir olacak.
* * *
Hasan Polatkan Havalimanı meselesini her ne kadar birileri sessiz kalarak unutturmaya çalışsalar da CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ile İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu TBMM kürsüsünden yaptıkları konuşmalar, verdikleri soru önergeleri ve yaptıkları basın açıklamalarıyla gündemde tutmaya devam ediyorlar.
ARSLAN KABUÇUOĞLU SORU
ÖNERGESİ VERMİŞ
CHP Eskişehir Milletvekili Çakırözer, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada çok önemli örnekler verdi.
Onu yazımın sonunda ayrıca değerlendireceğim.
İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, Hasan Polatkan Havalimanı ile ilgili Ulaştırma Bakanının cevaplaması istemiyle soru önergesi vermiş.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun yanıtlaması istemiyle verilen yazılı soru önergesinde, şu
ifadeler yer alıyor:
*27.03.2022 tarihinde yerel ve ulusal basında, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün, havayolu şirketlerine bir yazı göndererek, 1 Nisan 2022 tarihinde Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanının Yolcu taşımacılığına kapatılacağına yönelik haberler yer almıştır. Eskişehir'de yer alan sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımız Hasan Polatkan Havalimanı'nın yolcu taşımacılığına kapanmaması için kamuoyu oluşturmuş, AK Partili Milletvekilleri ve yöneticilerinden oluşan bir heyet, T.C Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sn. Adil Karaismailoğlu ile görüştükten sonra, 'Hasan Polatkan Havalimanı'nın kapatılmayacağına, seferlerin eskisi gibi devam
edeceğine ve Konunun Eskişehir açısından en uygun şekilde çözüme kavuşturulduğuna' dair açıklamalarda bulunmuştur.
*Havalimanının yolcu taşımacılığına açık tutulmasına rağmen, haftada 8 sefer yapılırken bu seferlerin 6'sının zafer Havalimanına kaydırıldığı, aynı tarihlerdeki Brüksel-Kütahya hattı için belirlenen fiyat 129,99 € iken, Brüksel-Eskişehir hattı için bilet fiyatının 259,99 € olduğuna dair iddialar bulunmaktadır.
*Bu bağlamda, 2022 Mart ayında Eskişehir Havalimanına haftalık gerçekleşen kaç sefer, Nisan ayının ilk haftasında Zafer Havalimanı'na kaydırılmıştır?
*Bu yönde bir tasarrufta bulunulmuş ise gerekçesi nedir? Eğer bazı seferlerin Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı'ndan Zafer Havalimanına kaydırılmasına karar verilmişse, Bakanlığınızın Eskişehir açısından bulduğu en uygun çözüm şekli bu mudur?
*Hasan Polatkan Havalimanı'na gerçekleşen seferlerden bazılarının Zafer Havalimanına kaydırılmasına yaz aylarında da devam edilecek midir? Aynı tarihlerdeki Brüksel-Eskişehir bilet fiyatının, Brüksel-Kütahya hattı için belirlenen bilet fiyatından daha yüksek olduğu iddiaları doğru mudur? Eğer doğruysa bu durumun gerekçesi nedir?
Bakalım Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun bu sorulara nasıl cevap verecek?
AK Parti ve MHP Milletvekilleri ile AK Parti İl Başkanı, MKYK üyesi Burhan Sakallı ile yaptıkları görüşme de 'sorun çözüldü' denilmişti.
Bakan da 'Uçuşlar Eskişehir'e aynen devam ediyor mu?' Yoksa 'Zafer Hava Limanının zararını telafi
etmek için Eskişehir'e inen uçakları Kütahya'ya indirmek zorundayız mı?' diyecek.
HAVALİMANI SORUNU
CUMHURBAŞKANI'NIN DA
GÜNDEMİNDE
Şirketlere yapılan baskıyı kamuoyuna duyuran CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, 'Eskişehir'e uçan üç şirket geçen hafta Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı'ndan kullanacakları 8 uçuştan 6'sını Zafer'e kaydırmak zorunda kaldı. Bu hafta da şimdiden 6 uçuş Zafer'e kaydırılmış durumda. Çünkü bakanlık şirketlere 'Bir kez Eskişehir'e uçacaksanız, 2 kez de Zafer'e uçacaksınız' baskısı yapıyor. Ayrıca havayolu şirketlerine iki haftalık uçuş planı sunma zorunluluğu getirilmiş. Bu iki koşul nedeniyle şirketler Eskişehir'den çekiliyor' demişti.
SAKALLI, SORUNU
ERDOĞAN'A
İLETMİŞ
Havalimanı sorununa ilişkin flaş gelişme yaşandı. AK Parti MKYK Üyesi Burhan Sakallı, sorunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a kadar taşımış.
AK Parti Milletvekili Nabi Avcı, Hasan Polatkan Havalimanına inen uçakların Kütahya Zafer Havalimanına inmeye devam etmeleri halinde 'gerekirse konuyu Cumhurbaşkanına kadar taşırım' demişti.
Nabi Avcı'nın konuyu cumhurbaşkanına
iletip iletmediğini bilmiyorum. Kendisi
de bu konuda bir bilgi paylaşımı yapmadı.
Ancak Burhan Sakallı, Twitter hesabından yaptığı paylaşımında, cumhurbaşkanına ilettiğini duyurmuş.
Sakallı'nın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle:
'Dünkü MKYK toplantısında Eskişehir Hasan Polatkan Havaalanı ile ilgili yaşanan son gelişmeleri Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ilettim. Konu gündemimizde.'
360 kişiden 290'ı Hasan Polatkan'a uçmak istiyor
Ulaştırma Bakanlığı'nın zarar eden Zafer Havaalanı'ndan uçuşları arttırmak için yaptığı baskıların ardından havayolu şirketleri seferlerini Hasan Polatkan Havalimanı yerine Zafer Havaalanı'na yönlendirirken, Brüksel'de havayolu şirketleri yolcularına 'Eskişehir'e mi, Kütahya'ya mı uçmak istersiniz' diye sormuş.
Yapılan anket sonucunda Bakanlığın tüm baskılarına rağmen yolcuların yüzde 80, 90'ının Eskişehir'e uçmak istediği ortaya çıkarken, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer anket sonuçlarını TBMM'de kamuoyu ile paylaştı.
'Zafer vurgunun bedelini Eskişehir'e ödetmek istediniz ama tutmadı! İşte dün yapılan anket! Brüksel'den uçağa binen 360 kişiye 'Eskişehir'e mi, Kütahya'ya mı uçmak istersiniz' diye sormuşlar. 290'ı 'Eskişehir'e uçmak istiyorum' demiş! Ama Ankara'daki beyler uçurmam diyor! Türkiye'nin hiçbir yerinde vatandaşlara böyle baskı, böyle eziyet yok! Ne yaparsanız yapın, yani 10 tane Eskişehir kapatsan bu vatandaş Zafer Havaalanı vurgunun suç ortağı olmak istemiyor! Zafer zorbalığının, suçun bedelini Eskişehirlisi, Afyonlusu, Bileciklisi, Belçikalısı, Almanyalısı, Fransalısı milyonlarca kardeşimiz de size en kısa sürede ödetecektir'.
* * *
Anlaşılan Hasan Polatkan Havalimanı meselesinin Eskişehirliler peşini kolay kolay bırakmayacaklar. Bırakmamaları da gerekir.
Belçika, Almanya, Fransa da yaşayan ve çalışan Eskişehirliler ve Emirdağlılar, izinlerini geçirmek için Türkiye'ye geldiklerinde geçmişte olduğu gibi Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanına inmek istiyorlar.
KULÜBÜ KAPATSAYDINIZ!
Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Disiplin Kurulu'ndan Eskişehirspor'a yüklü para ve seyircisiz oynama cezası geldi.
TFF'den yapılan açıklama şöyle:
'Eskişehirspor-Akhisarspor TFF 2. Lig Beyaz Grup müsabakasında, takım halinde sportmenliğe aykırı hareketi
nedeniyle 2 bin 100 TL para cezası ile cezalandırılmasına. Aynı müsabakada Eskişehirspor Kulübünün taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle ve bu eylemin aynı sezon içinde ev sahibi kulüp
olduğu müsabakada 5. Kez gerçekleştirilmesinden ve 3.000 TL para cezası ile cezalandırılmasına. Aynı müsabakada Eskişehirspor Kulübünün taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle 16.000 TL para karar verilmiştir'.
* * *
Verilen para cezasının miktarı toplam 21 bin 100 TL.
Eskişehirspor Kulübünün kasasına sezon başından beri oynadığı maçlarda 21 bin lira seyirci hasılatı girmedi.
Zaten ekonomik sıkıntılarla boğuşan bir kulüp bu cezayı nasıl ödesin?
Futbol federasyonun amacı ekonomik olarak zor günler yaşayan, bir deplasman masrafını dahi ödemeyecek durumda olan kulüplere maddi destek olması gerekirken, neymiş sportmenliğe aykırı hareket etti diye cezayı bastır.
Oldu olacak yaşamak için direnen kulüpleri kapatın gitsin! dolayı 1 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama cezası ile cezalandırılmasına