2023'ün Haziran ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri için artık geri sayım başladı. Siyasi partiler sahaya indi. 1999 seçimlerinden sonra bugüne kadar adım atmadıkları köyleri ziyaret ediyorlar.
Yanlış anlaşılmasın. Bunu sadece bir parti olarak değil tüm siyasi partileri de içine katarak değerlendiriyorum.
Geçmişte de öyle oldu. Bugünde aynı.
'Köylü milletin efendisidir' diyenler seçimler yaklaştığında köylüyü hatırlıyor.
* * *
Seçimlere yaklaşık 6 ay gibi bir süre kala siyasi partilerin koridorlarında aday hareketliliği yaşanıyor. Partiler, büyük ölçüde, kendi ilkelerine göre bu konudaki çalışmalarını yürütür. Aday adaylarıyla mülakat, referanslar, ön seçim yapılması ve lider kontenjanı gibi aday belirleme yöntemlerinden bahsetmek mümkün. Partilerin kendi programına ve liderin yaklaşım biçimine göre aday belirleme noktasında farklı durumlar da ortaya çıkabiliyor.
Seçime girecek tüm partilerde aday adayları arasından kimin milletvekili adayı olarak gösterileceğine dair beklenti belirli bir heyecan oluşturmuş durumda. Her partinin kendi içinde ve kendi seçim bölgesinde kendisine göre beklentileri var.
Kuşkusuz 4 partide aday adayı yoğunluğu ve rekabet daha fazla. Bu partiler arasında aday adayı yoğunluğu bakımından AK Parti ayrıca dikkat çekiyor.
* * *
Peki, bu aday adayı yoğunluğu içinden hangi isimler aday olarak gösterilecek, kimler dışarıda kalacak? Bu konuda partilerin karar mekanizmalarını etkileyen özel gerekçelerden bahsetmek mümkün olsa da şu ana kadarki tecrübede esas belirleyici olanın genel durumlar olduğu görülmektedir.
Bu isimler genellikle mensubu olduğu partiye gönül veren, hizmet eden, kamuoyunda karşılığı ve tanınırlığı olan, kitlelerin oyunu alabilmek için hem de saha tecrübesi bulunduğu için tercih ediliyor.
* * *
Son 20 yılda yapılan milletvekili seçimlerine baktığımda Eskişehir'de aday tespitlerinin bu kriterlere bakılarak yapılmadığını söylersem herhalde yanlış olmaz.
Özellikle bugüne kadar AK Parti'de birileri ya oturduğu koltuğun gücünü kullanarak ya da genel başkana yakın olan isimler aday yapıldı.
Sahada var olup olmadığına bakılmadan, tanınırlık oranı yüksek mi? Şehirde herkesi kucaklayabiliyor mu? Seçime güç katacak mı? Şahsi oyları var mı? Bu kriterler göz önüne alınmadı.
Diyeceksiniz ki; 'AK Parti girdiği milletvekili seçimlerinde Eskişehir'den üç milletvekili çıkarmayı başardı'.
Evet doğru.
Bugüne kadar Eskişehir'de AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın estirdiği rüzgarla seçim kazandı.
Artık kazın ayağı öyle değil.
AK Parti 21 yıldır iktidarda. Yıprandı. O nedenle 2023 seçimlerinde karşılığı ve tanınırlık oranı yüksek, her kesimi kucaklayan isimler aday yapılmazsa zaten milletvekili sayısı 6'ya düştüğü Eskişehir'de bir milletvekilini ancak çıkarabilir.
Bu sadece benim tespitim değil.
AK Parti'ye gönül vermiş dostlarla yapmış olduğumuz sohbetlerde de dillendiriliyor.
'TANINIRLIĞIM İLK 5'DE ÇIKMAZSA YAZMASINLAR'
Geçtiğimiz cumartesi günü eski otogarın arkasında yıllardır esnaflık yapan bir arkadaşıma ziyarete gidiyordum. AK Parti il binasının önünden geçerken Zihni Çalışkan ile karşılaştık. Partiye giriyordu.
'Müsaitsen yukarı çıkalım bir kahve içelim' teklifinde bulundu.
Esnaf arkadaşıma söz verdiğim için kahve teklifine teşekkür ettim.
Hazır karşılaşmışken ayaküstü 3-4 soru sordum.
'Milletvekili adaylığını düşünüyor musun? Çünkü sohbet ettiğim kişiler sizin milletvekili aday olacağınızı söylüyorlar. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler. Böyle bir düşünceniz var mı?'.
'Sadi abi şartları tutan herkesin aday olma hakkı var. Bende 5 yıldır AK Parti İl Başkanlığı yapıyorum. Benimde elbette herkes gibi aday olma hakkım var. AK Parti'nin kuruluşundan beri teşkilatların içerisindeyim. Aday olmayı düşünüyorum. Ve hodri meydan diyorum. Eskişehir'de bir anket yapılsın. Tanınırlıkta ilk 5 arasında çıkmazsam yazmasınlar. Ben il başkanlığı koltuğunun gücünü kullanarak bir yerlere gelme amacında değilim. Elbette ki her makam, mevki insanlara güç katar. Ancak önemli olan sahada tanınırlık, şehir merkezinde, ilçelerde hatta köylerde bile insanlar beni tanıyor, biliyor.İnsanlara güven verdiğimi düşünüyorum. Karşılığım yoksa beni aday yapmasınlar.'
'ESKİŞEHİRSPOR İÇİN ÇOK EMEK SARFETTİM'
Son olarak 'Eskişehirspor için ne yaptınız? Can çekişiyor. Biraz el uzatın' diye sordum.
'Abi ben il başkanı olarak Eskişehirspor için elimden geleni yaptım. Yapmaya da devam edeceğim. Spor Bakanımızı Eskişehirspor tesislerine götürdüm. Alt yapı tesislerinin yenilenmesi için bakanlık tarafından valiliğe para aktarıldı. Dış İşleri Bakanımız Eskişehir hastası. Onu da tesislere götürdüm. Son olarak İç İşleri Bakanımızla birlikte tesislere gittik. Ben Zihni Çalışkan olarak 6 Milyon 'dosya.kapat' kampanyasına 6 Milyon bağışta bulundum. AK Parti Belediye Meclis Üyeleri de 15 Milyon bağış yaptı. Elimden gelen tüm desteği veriyorum. Vermeye devam edeceğim. Önümüzdeki günlerde AK Parti Genel Başkan Vekili Sayın Numan Kurtulmuş da gelecek. Eskişehirspor tesislerini de ziyaret edecek' dedi.
* * *
Zihni Çalışkan doğru söylüyor. Eskişehir'de tanınırlığı ve kamuoyunda karşılığı olan kişiler milletvekili adayı yapılmalı. Partisine kovayla su taşımayacak kişiler aday olsa ne olacak?
AK Parti Genel Başkanı ve milletvekili aday belirleme komisyonu yukarıda örneklerini verdiğim kriterlere göre 2023 seçimleri öncesi aday belirleyemezse Eskişehir'de hayal kırıklığı yaşar.
* * *
LANET OLSUN TERÖRE
Geçtiğimiz Pazar günü akşam saat 16.20 sularında Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde gerçekleştirilen hain bombalı saldırıda 6 kişi hayatını kaybetti, 81 vatandaşımız ise yaralandı.
Patlamanın hemen ardından güvenlik güçleri tarafından yapılan operasyon sonucu hain saldırıyı gerçekleştiren Suriye uyruklu Ahlam Albashir, saklandığı evde yakalandı. İlk sorgusunda PKK terör örgütü bağlantısını itiraf etti.
Türkiye hem kendi sınırları içinde hem de dışında teröre, teröristlere karşı amansız bir mücadele veriyor. Bu nedenle de uzunca bir süredir terör örgütlerinin hedefinde.
bu terör sadece kriminal bir hadise değil, arkasındaki güçler açısından siyasi hedefleri amaçları da olan kalleş bir tuzak.
Sözde amaçları umudumuzu bitirmek, bizleri korkutmak, ülkemizi yaşanamaz hale getirmek ve sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak.
Ama yaptıkları her terör saldırısından sonra Türk milletinin teröre karşı tek yumruk olduklarını görüyorlar. Bu da onları korkutuyor.
Umarım bir daha böyle acıları ülke olarak bir daha yaşamayız. Devletimizin tekliğine, milletimizin ve yurdumuzun bölünmez bütünlüğüne yan bakmaya dahi yeltenen tüm terör örgütlerinin adı ne olursa olsun, PYD-YPG, PKK, FETÖ hepsini kınıyor, lanetliyorum.
Türk milletinin huzurunu bozmaya yönelik bu hain saldırılara milletimiz asla prim vermeyecektir. Terörden korkmadan, yılmadan üzerine giderek bu belayı başımızdan def edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Hain saldırıda şehit olan vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı ve sabır diliyorum. Mekanları cennet olsun.
Devlete ve millete yönelik yapılan bu hain saldırıları lanetliyor, terörle verilen mücadele de güvenlik güçlerimize başarılar ve zaferler diliyorum.
* * *
DERS VEREN HİKÂYE:
Ekşi Yüzlünün Balı
Tatlı Dilli, güler yüzlü bir delikanlı bal satardı. Bu, öyle yakışıklı, öyle sevimli bir gençti ki, gönüller onun şeker gülüşünden yanar tutuşurdu.
Genç satıcı beli boğumlu bir şeker kamışını andırırdı. Sinekten çok müşterisi vardı. Öyle ki, hani zehir satsa, onun elinden olduktan sonra herkes bunu bal şerbeti diye içerdi.
Bir gün kaba saba bir adam, bu delikanlının satışını gördü, kazancını kıskandı. Ertesi gün kendisi de başında bal, yüzünde sirke, şehri dolaşmaya başladı. Bağıra çağıra, bir o yana, bir bu yana, mahalle arasında geziniyor, malını satmaya çalışıyordu. Fakat ne hikmetse, balına müşteri değil, tek sinek bile konmadı.
O gün eline hiç para geçmedi. Akşam olunca sıkıntı içinde evine döndü. Fena halde kızmıştı. Suratını cezadan korkan suçlular gibi asmış, kaşlarını bayramda zindanda kalan mahpuslar gibi çatmıştı.
Karısı ona şaka yollu şöyle söyledi: 'Yüzü ekşi olanın balı acı olur!'
* * *
Çirkin huy, insanı Cehenneme götürür. Güzel huy ise Cennetten gelmiştir. Haydi altının gümüşün yok, bir tatlı dilin de mi yok! Irmak kenarından sıcak su iç de, ekşi yüzlünün elinden soğuk şerbet içme!
* * *
fıkra:
CENNET
Temel'e 'Papağanın neden öldü?' diye sormuşlar.
Temel'de: 'Evlendim de ondan' demiş.
'Seni kıskandığı için mi?'demişler.
Temel'de, 'Yok canım ne kıskanması. Fadime konuşmaya başlayınca papağana fırsat kalmadı kahrından öldü.'
* * *