Sevgili okurlar, şu an tüm dünyanın gözü komşumuz Suriye’nin üzerinde. Dünyanın en eski devletlerinden olan Suriye neredeyse parçalanmak üzere.
Önce bir atasözü ile bunu anlamaya çalışalım: ZULÜM İLE ABAD OLANIN SONU BERBAT OLUR. Yani Türkçesi zulmederek, herhangi bir makama gelerek halkına bunu reva görenin ne kadar zaman olursa olsun sonu hüsrandır. Yani yok olup ve perişan olup gidecektir. Bir devlet başkanı düşünün ki kendi halkını öldürmek için başka bir devleti çağırıp gel çoluk çocuk demeden ne bulursan öldür diye Müslüman olmayan bir devleti çağırıp, kendi halkını öldürtüyor ve ondan sonra da halkından yardım bekliyor. Yazık ki Beşar Esad babası Hafız Esad gibi mezhep ayrıcalığı yapıp kendi mezhebinden olmayanları yıllardır zulmü ile adeta inletiyor ve sonunda küçük görüp kıyım yaptığı halkı tarafından tahtından indirilmeye çalışılıyor. Bir devlet için bundan daha kötü bir akıbet olamaz. Şimdi kardeş kardeşi vuruyor. Akraba sülale birbirini öldürüyor. Beşar Esad tahtında kalacak diye kardeş kardeşi gözünü kırpmadan öldürüyor. Ey Allah'ım sen hiçbir devleti bu hallere düşürme. (İsrail hariç) İşte katil Netenyahu’nun olacağı son da budur. Demek ki zulüm ile taht kuranın bahtı kara olur. En güzel sistem demokrasiye sahip çıkıp, hür irademizle seçip idare olunmaktır. Vatanımızın kıymetini bilelim, baştakilerde adil ve demokrat olmak zorundadır. Yoksa günün birinde Allah’ın bir ismi de adildir. Kimsenin hakkını kimsede bırakmaz. Er veya geç bunu gerçekleştirir. Allah sonumuzu hayır eylesin.