Son yıllarda Eskişehir’de İl Emniyet Müdürlüğü ile İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin yaptıkları başarılı operasyonlar dikkat çekmeye başladı…

“Eskişehir Türkiye’nin en huzurlu kentleri” içerisinde baş sıralarda yer alıyorsa bunu hiç tartışmasız güvenlik güçlerine borçluyuz…

Gecesini gündüzüne katarak 24 saat boyunca Eskişehir’de yaşayan yaklaşık 1 Milyon insanın can ve mal güvenliğini sağlıyorlar…

1 Milyon insanın can ve mal güvenliğini sağlayan emniyet ile jandarma teşkilat mensuplarının kullandıkları araçlara baktığımda bazıları eski modeldi…

Küçük Sanayi Sitesine gittiğimde oto tamircilerinin işyerlerinde emniyete ait araçları görüyordum…

Güvenlik güçleri değişirken araçlar 24 saat boyunca hizmet veriyor…

Bu nedenle yıpranmaları normal…

Buna rağmen güvenlik güçleri özveri ile görev yapıyorlar…

Yeni araçlarla mutlaka daha güçlü hizmet verebilecekler…

DEVLETTEN 88 ARAÇ

Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanlığı'nca alınan 7 bin 204 araçtan 88 adedi Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı'na tahsis edildi…

Bu araçlardan 83’ü İl Emniyet Müdürlüğüne, 5 araçta Eskişehir İl Jandarma Komutanlığına verildi…

Gerek emniyet gerekse jandarma da görev yapan güvenlik güçleri yeni araçlarla daha güçlü hizmet verebilecekler…

KAMPANYAYA ESKİŞEHİR’DEN 2.8 MİLYON DESTEK

Eskiyen araçların yenilenmesi, yeni araçlarla daha güçlü hizmet verebilmek anlayışıyla İçişleri Bakanlığı'nın koordinasyonunda Türkiye genelinde araç alım kampanyası gerçekleştirildi…

Eskişehir Valiliği'nin 63 milyon TL, kentteki odaların ve iş insanlarının ise 2 milyon 835 bin TL civarında katkı sağladığı kampanya ile alınarak İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı'na tahsis edilen 88 araç için maddi desteği bulunan hayırsever kişi ile kurumlara Vali Hüseyin Aksoy tarafından teşekkür belgesi ve plaketi verildi…

Kampanyaya Eskişehir Endüstriyel Enerji'den Nadir Küpeli, Eskişehir Seramik İmalat İnşaat'tan Onur Ayva, Aktif Pazarlama İthalat İhracat Ticaret A.Ş'den Emin Çokaygil, Konveyör Beyaz Eşya ve Otomotiv'den V. Hasan Basri Aksu ve Ay Plastik'ten Kazım Ay destek verdiler…

“Kampanyaya kimler ne kadar destek vermişler” diye baktığımda en büyük maddi desteği iş adamı aynı zamanda Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli vermiş…

Küpeli kendisi ve aile şirketi olan 3 büyük şirketten toplamda 2 milyon 250 bin liralık bir yardım yaptı…

Ticaret Odası 300 bin liralık bir katkıda bulunurken ve diğer iş insanları da farklı oranlarda katkılar sağladılar…

Açılan kampanyada toplanan yaklaşık 2 Milyon 800 bin liranın 2 Milyon 500 bin lirasını Nadir Küpeli ve üç şirketi temin etti...

Nadir Küpeli ve Küpeli ailesi bu konularda her zaman son derece duyarlı…

Gerek Nadir Küpeli gerekse ağabeyi Hasan Küpeli’nin, 11 ayın sultanı olan mübarek Ramazan ayında sessiz sedasız çok sayıda kişiye “Market alış veriş kartı” verdiklerini biliyorum…

Nereden biliyorum?

İki yıl önce çevremde gerçekten yardıma muhtaç üç aile vardı…

Bunlardan ikisi yaşlılık maaşı alıyordu. Başka bir gelirleri de yoktu. İki göz odalı bir evde kalıyorlardı. Çocukları da yoktu…

Diğeri ise asgari ücretle çalışıyor ancak evi kira ve üç çocuk sahibi idi…

Hasan Küpeli’ye telefon ederek, üç kişinin durumlarını anlattım…

Bana şoförü ile “market alışveriş kartları” gönderdi…

O kartları bende ihtiyaç sahiplerine ulaştırdım…

Bunu duyan iki kişi telefon ederek, “Sadi Bey senden Allah razı olsun. Komşulara “market alış veriş kartı göndermişsin. Benim durumunda onlardan farksız. O kartlardan bize de verebilir misin?” dedi…

“O kartları ben dağıtmıyorum. Hayırsever iş insanları Hasan ve Nadir Küpeli dağıtıyor. Onlara rica ettim. Onlar gönderdi. Ben de ihtiyaç sahiplerine verdim” dedim…

Neyse uzatmayım…

Nadir Küpeli’ye telefon ederek, “Hasan Bey’den üç market alış veriş kartı aldım ihtiyaç sahiplerine verdim. Duyan iki kişi telefon etti. Onlarda ihtiyaç sahibi, elinizde kart kaldı ise iki adet verebilir misiniz?” dedim…

Sağ olsun Nadir Bey’de beni kırmadı 4 adet kart gönderdi…

Ben de o kartları ihtiyaç sahiplerine verdim…

Hasan ve Nadir Küpeli kardeşlerin yaptıkları hayırları sadece kendileri biliyor…

“Sağ elin verdiğini sol el görmesin” atasözüne tam uygun kardeşler…

Eş ve çocuklarına dahi duyurmuyorlar…

Bir yoksula, bir hayır işine yaptığınız yardımı, en yakınlarınız dahi bilmemelidir. Çünkü bu çeşit yardımlar dini, ya da sosyal bir görevdir.  Amaç kendini göstermek değil, bir yaraya merhem olmaktır…

* * *

KISSADAN HİSSE:

 

İYİLİK İÇİN SÖYLENEN YALAN

Vaktiyle bir padişah, ellerindeki esirlerden birini, diğer esirleri kışkırtıyor, isyana teşvik ediyor, diye cezalandırmak istedi. Bu tür suçların cezası idamdı. Esir bunu bildiği için, “Ölümden öte yol yoktur” felsefesiyle, kendi dilinde padişaha sövüp saydı, iyice içini döktü.

Padişah esirin dilinden anlayan bir vezire, “Neler söylüyor bu adam?” diye sordu Vezir, temiz yaradılışlı, iyilik yanlısı biriydi. Esirin küfürler savurduğunu değil de, “Ben bir hata ettim bir padişah olarak sana yakışan ise affetmektir. Allah da bağışlamayı ve bağışlayanları sever, diyor” dedi.

Vezirin bu sözleri üzerine padişah merhamete geldi ve esiri affetti. Fakat esirin dilinden anlayan kötü yürekli bir başka vezir müdahale etti:

–“Padişahım, bu esir söylenenlerin tam tersine size en ağır küfürleri savurdu, ağzına geleni söyledi” dedi.

Padişah, yerinde bir soyluluk gösterisinde bulundu. Kötü yürekli vezire hitap ederek, “Önceki vezirimin söylediği yalan, senin söylediğin doğrudan daha çok hoşuma gitti. Senin gammazlığına itibar etmiyorum” dedi ve af kararını geri almadı…

NOT: Yalanlar bazen hayırlara vesile olacaksa söylenmesinde mahsur yoktur.  

* * *