Yüzdük yüzdük artık kuyruğuna geldik. Seçime 3 gün kaldı. Artık seçmen büyük oranla kime oy vereceğine karar vermiş.
İki gündür 100'e yakın kişiyle konuştum.
İçlerinden birisi bile 'daha karar vermedim' demedi.
Kaçının 'Erdoğan' kaçının'Kılıçdaroğlu' dediğini yazmayacağım.
Konuştuğum kişilerin çoğunun tercihi değişimden yana.
'Bugünkü yönetim 14 Mayıs'tan sonra da yoluna devam' edecek diyenlerde var.
Konuştuğum 100 kişiden kaçının'Erdoğan'ı' kaçının ise 'Kılıçdaroğlu'nu' tercih ettiklerinin çetelesini saklıyorum.
Seçimden sonra rakamları yazacağım.
Bakalım doğru tahmini kaç kişi yapmış olacak.
* * *
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için CHP Eskişehir teşkilatı il başkanı, merkez ilçe başkanları, milletvekili adayları ve belediye başkanlarını organize bir seçim çalışması içerisinde göremedim.
6 milletvekili adayı ile Büyükşehir, Odunpazarı, Tepebaşı Belediye Başkanları, il ve ilçe başkanlarını bir arada gören var mı?
Sadece milletvekili aday tanıtım toplantısında gördüm.
Nedenini bilmiyorum.
Belki ayrı ayrı dolaşmakla daha çok kişiye ulaşabilmek için böyle bir organizasyon yapmış olabilirler.
* * *
Diyeceksiniz ki, 'CHP'de göremediğin tabloyu AK Parti'de gördün mü?'.
Hayır.
Onlarda sadece aday tanıtım toplantısında bir araya geldiler.
Sahada daha çok 1'inci sıra milletvekili adayı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez görünüyor.
Arada bir de 2. Sıra milletvekili adayı Prof. Dr. Ayşen Gürcan'ı görüyorum.
İYİ Parti'de de öyle.
İYİ Parti'nin sahada en çok görülen milletvekili adayı Nebi Hatipoğlu.
Zaman zamanda 2. Sıra adayı Özlem Ayrancı'yı.
Özellikle AK Parti, CHP ve İYİ Parti'nin birinci sıra milletvekili adaylarının seçilme şansı yüzde yüz.
Onlar çalışsa da çalışmasa da seçilmeleri garanti.
Sahada daha çok görülmesi gerekenler ise 2 ve 3'üncü sıradaki milletvekili adayları olmalı.
Hakkını yemeyim.
CHP'nin 2. Sıra milletvekili adayı Jale Nur Süllü'de gayret sarf edenlerden.
* * *
Gelelim CHP'li belediye başkanlarına.
Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanları sanki kendileri milletvekili adayıymış gibi gecelerini gündüzlerine katarak sahayı boş bırakmıyorlar.
Gündüzleri belediyedeki görevlerini icra ederken geceleri de mahalle mahalle, ilçe ilçe hatta köy köy dolaşıyorlar.
Özellikle Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, bir gün kadınları toplayarak onlara 14 Mayıs seçiminin önemini anlatıyor.
Bugünkü düzeni kadınların ve gençlerin değiştireceğini vurguluyor.
Mahalle Muhtarlarını toplayarak onlarla sohbet ediyor.
Hemşeri derneklerinin başkan ve yöneticileriyle bir araya gelerek yaşadıkları sorunlar hakkında görüş alışverişinde bulunuyor.
Dış ilçe belediye başkanlarından sadece Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe'yi sahalarda daha çok görüyorum.
Ara sırada Mahmudiye Belediye Başkanı İshak Gündoğan'ı.
Özellikle Uğur Tepe, partisinin Eskişehir'de yaptığı etkinliklere katılıyor. Akşamları da ilçesine bağlı köyleri geziyor.
* * *
Yukarıda AK Parti'nin 1. Sıra Milletvekili adayı Enerji Bakanı Fatih Dönmez'den bahsetmiştim.
Bakan Dönmez, Eskişehir'de yaptığı ziyaretlerde özellikle 21 yıllık AK Parti döneminde Eskişehir'e yapılan yatırımlar hakkında bilgilendiriyor, 14 Mayıs'tan sonra seçimi kazandıktan sonra bu yatırımların daha da artarak devam edeceğinden söz ediyor.
Özellikle Kırka'daki Bor ve Beylikova'daki Nadir Toprak Elementlerimaden yataklarına yapılacak yeni yatırımları anlatıyor.
* * *
Sonuç olarak özellikle Tepebaşı ve Odunpazarı Belediye Başkanları Ahmet Ataç ve Kazım Kurt sanki milletvekili adayı kendileriymiş gibi çok büyük gayret sarf ediyorlar.
Bakalım bu gayretleri sandığa nasıl yansıyacak.
* * *


DSİ, Belediye'den 'zorla' aldı yeşil alanı çöplüğe çevirdi!
Burhan Sakallı'nınOdunpazarı Belediye Başkanlığı dönemin de DSİ'ye ait olan Ankara yolu üzerindeki Gölet, Odunpazarı Belediyesine devredildi.
Sakallı'da, bu gölette düzenlemeler yaparak 'Şehri Derya Parkı' olarak Eskişehirlilere açtı.Hatta göledin içerisine tekne koyarak insanlar gezdiriliyordu.
Eskişehirliler Büyükşehir Belediyesi'nin yapmış olduğugöl manzaralı Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı ile 'Kent Park'tan' sonra göl manzaralı piknik alanına kavuşmuştu.
* * *
Başta dönemin AK Parti Odunpazarıilçe başkanı Volkan Doğan olmak üzere Eskişehir'deki AK Partililer, parkın Belediye'den alınıp DSİ'ye geri verilmesini istiyordu. Öyle de oldu.
Burhan Sakallı Odunpazarı Belediye Başkanlığından ayrıldıktan sonra Odunpazarı Belediyesi sorumluluğundan alınıp DSİ'ye verilen Şehri Derya Parkı'nın son hali içler acısı. Kentin en güzel alanlarından biri adeta çöplüğe döndü!
* * *
Temmuz 2017'den sonra Şehri Derya Parkı'nın kullanımı DSİ'ye geçti.
O günden sonra da şikayetler bitmedi. İşi park ve bahçelerle ilgilenmek olmayan DSİ, söz konusu alanla ilgilenemedi. Son gelen fotoğraflar ise yeşil alanın içler acısı halini ortaya koydu.
Halkın rağbet gösterdiği, yaz aylarında nefes aldığı piknik alanı, belediye el değiştirince sorun olmaya başladı. Hatta adeta çöplüğe döndü.
* * *
Özellikle AK Parti Eskişehir 1. Sıra Milletvekili adayı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'e sesleniyorum.
DSİ'ye ait piknik alanı ya yeniden Odunpazarı Belediyesine devredilsin ya da DSİ buranın bakımını ve temizliğini yaparak yeniden halkın kullanıma açsın.
Sayın Bakanı'nın bu konuyla bilgisi olup olmadığını bilmiyorum.
DSİ bu piknik alanın bakımı yapamaz.
Bunun için bütçe ayıramaz.
Özel güvenlikçiler koyamaz.
Siyaset bir kenara bırakılmalı.
* * *

KISSADAN HİSSE:

Altın Yumurtlayan Tavuk
Yemyeşil, küçücük bir köyde yoksul bir köylü yaşarmış. Bu köylünün bir tavuğu varmış. Köylü tavuğu çok severmiş. Tavukta ona her gün bir yumurta yaparmış. Ama bu yumurtaların ilginç bir özelliği varmış. Yumurtalar altındanmış. Köylü her gün kümesten aldığı altın yumurtayı şehre götürür, kuyumcuda satarmış.
Yoksul köylü giderek zenginleşmeye başlamış. Zenginleştikçe huyu değişiyormuş. Artık para kazanmak için çalışmak zorunda kalmıyormuş. Çalışmadan, yorulmadan para geldiği içinde paranın değerini bilmiyormuş. Gereksiz yere para harcamaya, ihtiyacı olmayan şeyler almaya başlamış. Lüks içinde yaşamaya alıştığından bir süre sonra para yetersiz gelmeye başlamış.
Artık daha fazla parası olsun istiyormuş. Kümese gittiğinde, tavuğu eskisi kadar sevip okşamıyor, ona verdiği altın yumurtalar için minnet duymuyormuş. Zamanla tavuğun karnında bir hazine sakladığına inanmaya başlamış. Eğer tavuğun karnını keserse bu hazineye ulaşacağını, ömrü boyunca krallar gibi yaşayacağını düşünüyormuş.
Açgözlü köylü, bir sabah elinde bıçakla kümese girmiş.Tavuk köylünün kötü niyetini anlayıp kaçmaya başlamış. Ama köylü hazineye ulaşmayı kafasına koymuş. Yakaladığı gibi kesmiş tavuğu. Acele ile karnını açmış, merakla içine bakmış, bir de ne görsün? Tavuğun karnında ne altın var, ne de hazine. Aç gözlülük yaptığı ancak o zaman aklına gelmiş. Ama artık iş işten geçmiş.
* * *

fıkra:

Heykel
Yıllarca, iki kahraman heykeli, biri erkek, biri dişi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmış, ta ki bir gün bir melek cennetten gelene kadar.
'Sizler iyi ve örnek heykel oldunuz, bu yüzden ben de size özel bir hediye vereceğim. Yarim saat için sizi canlandıracağım, siz de bu sure içinde ne isterseniz yapabileceksiniz'demiş.
Ve melek ellerini çırpar çırpmaz heykeller canlanmış. Birbirlerine biraz utanarak yaklaşmışlar, ama sonra hızla parktaki çalılıkların arkasına koşmuşlar. Kısa bir sure sonra çalılıkların arkasından kıkırdamalar, kahkahalar duyulmuş, çalılar sallanmış.
On beş dakika sonra, çalılıklardan çıkmışlar, ikisinin de yüzünde geniş bir tebessüm varmış. 'On beş dakikanız daha var' demiş melek, gözlerini anlamlı anlamlı kırparak. Dişi heykelin yüzündeki tebessüm biraz daha yayılmış ve erkek heykele dönüp,'Harika! Ama bu sefer güvercini sen tut, ben de kafasına yapayım'demiş…
* * *