Sağlık-Sen Eskişehir Şube Başkanı Hüseyin Köksal, her ne kadar AK Partili diye bilinse de yeri ve zamanı geldiğinde bakanları, milletvekilleri ve bürokratları eleştirmekten çekinmez.
Bugüne kadar AK Partili milletvekili, bakan ve bürokratlara sayısını tam olarak hatırlamıyorum eleştiriler yaptı.
Bu eleştirilerinin bir kaçı hariç haklıydı.
'Ben memurum, iktidara karşı şirin görüneyim' derdinde değil.
Kim haksızlık veya yanlış yapıyorsa karşısına dikiliyor.
Bu nedenle başta görev yaptığı sağlık teşkilatı içerisinde ve Eskişehir'de gönüllere girdi.
'Eskişehir'de AK Parti üstünden
zengin olan 150 kişi var'
Sağlık-Sen Eskişehir Şube Başkanı Köksal, kentteki birçok kurum ve kişiyi hedef gösterdi, yapılan yardımları yetersiz olduğunu söyledi.
Depremzedeler için yapılan yardımların yetersiz olduğunu ifade eden Köksal'ın işte o açıklaması:'Rakamlar yanıltmasın yardım kampanyası istenilen yerde değildir. Gariban çocuklar kumbarasını bağışlıyor yani hayallerini bağışlıyor. Çok parası olmayan orta halli olanlar 10 bin, 20 bin, 50 bin bağışlıyor. Eskişehir'de mesela AK Parti üstünden zengin olan 150 kişi sayabiliriz. Sesleri çıkmıyor. Onlar başka kanaldan yardım yaptılarsa örnek olması için paylaşsınlar ki milletin yardım yapma isteği artsın.Birçok TV kanalında ortak yayınlanan 'Türkiye Tek Yürek' yardım kampanyasındabüyük şirketler 20 yıldır AK Parti üzerinden zengin olanlar, siyasete kene gibi yapışmış kişiler komik rakamlar bağışladı. Tüpçünün yaptığı bağış gülünç ötesi gerçekten. Bir çok zengin öyle. Bu neyi gösteriyor. AK Parti gidiyor diye düşünüyor yağlı tabaka uzak duruyor biraz anlaşılan.
'KIZILAY YÖNETİCİLERİ CEBİNDEN KAÇ LİRA BAĞIŞ YAPTI?'
Devlet ihalesi alıp karnını kaşıyanlarında sesi çıkmıyor. İhale için yaptığınız lobide harcadığınız enerjiyi birazda yardımlar için yapsanız ne kaybedersiniz. Şehrin devlet geleneğine zarar veren 5 milyar Dolar parası olduğu düşünülen siyasimizin de yardım dekontu piyasada yok. Acaba Kızılay'a mı AFAD'a mı bağış yaptılar?Yoksa bir maaş kültürüne ayak mı uydurdu? Kızılay'ı zengin çocukların eğlence alanına dönüştüren ekip mesela kaç para şahsi bağış yapmış önemli. Dekont göstererek örnek olmalılar. Kızılay hesabına milletin verdiği yardımı tasniflemek ve lojistik yapmak yeterli mi geldi derler sonra.
'2 milletvekili maaşı alanLAR
nerelere bağış yaptılar'
Depremzedeler ile en çok fotoğraflar çekinen devlet üzerinden imkanlar ile şov yapan ablamız kaç para bağışladı mesela görmek isterim. İnanın AFAD için devletin misafirhanesi üzerinden boy boy fotoğraflar yetmiyor gibi hemşeri dayanışması diyene küfürler tehditler. Örnek olmak için ne yaptı sormadan edemiyor insan. İki milletvekili maaşı alan üst düzey sağlık yöneticileri nerelere bağış yaptılar? Örnek olması için paylaşılması güzel olur mesela. 7 bin 500 sağlık ordusuna örnek olması için soruyorum. Devlet üzerinden oturdukları yerden AFAD'ı, valilik ne anlama gelir bilmeyen ablamız (tepeden atanmış) nereye yardım bağışladı mesela. Eskişehir için örnek saymakla bitmez. Bağışlar gizli yapılır. Hayırlar gizli yapılır. Aman kimse duymasın denir. Eskişehir'de merak ettiğim iki kurum amiri var dekontlarını, cidden örnek olması için paylaşmaları gerekir. Sonuçta iki kurumda 15 bin öğretmen 7 bin 500 sağlık personeli var. Önemli sayılar bunlar. Çünkü devlet üzerinden en çok iki kurum amiri sürekli fotoğraf veriyor. Bence bağış dekontları yarışmaları lazım, hayırda yarışmak önemlidir.Devlet, sen, ben, o, biz, siz, onlar. Güçlü Türkiye samimi olanlarla yaraları saracak inşallah.'
* * *
Şimdi birileri 'daha enkaz altında cenazeler dururken, insanlar canlarıyla uğraşırken bu eleştirileri yapmak ne kadar doğru?'diyecekler.
O zaman da demezler mi 'düğün bittikten sonra kınayı başına çal!' diye.
Demir sıcağı sıcağına döğülür.
Hüseyin Köksal'ın açıklaması yerinde ve zamanında.
* * *
Köksal, 'Eskişehir'de 20 yılda AK Parti üstünden zengin olan 150 kişi sayabiliriz' demiş. Bu isimler kim? Gerçekten merak ediyorum. Bu iddiayı gündeme getirdiğine göre isimleri de açıklamalı.
* * *

'kentsel dönüşümyetkisi Büyükşehir Belediyesinde'
Hafta içerisinde Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in 8 mahalleyi kapsayan 'Afet Bölgesi' ile ilgili 'Engelleniyoruz' açıklamasını yazmıştım. Yazımı okuyan birisi cep telefonuma konuyla ilgili mahkeme kararını göndermiş.Engellemenin doğru olmadığının notunu da düşmüştü.
Mahkeme kararı elime geçtikten sonra ilgili detaylı bilgi alamadığım için yazamamıştım.
Hafta içerisinde Eskişehir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik'e telefon ederek, elime geçen mahkeme kararıyla daha detaylı bilgi almak istedim.
'Sabah müdürlüğe gelirseniz size gereken bilgileri veririm' dedi.
Ancak özel işlerim nedeniyle gidemedim.
Cuma günü telefon edip 'müsaitseniz geleyim mi?' diye soracaktım. Perşembe günü İHA'ya düşen Eskişehir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik'in açıklamalarını okuyunca benim öğrenmek istediğim bilgileri paylaşmış.
'Eskişehir Büyükşehir Belediyesi
binalarda inceleme yapmadı'
Eskişehir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik, Eskişehir'deki binaların iyileştirilmesi ve kentsel dönüşümleri ile ilgili yetkinin Büyükşehir Belediyesinde olduğunu ifade ederek, İzmir depremi sonrasında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi binalarda inceleme yapmadığını söylemiş.
Çelik, Eskişehir'in aktif fayların bulunduğu bir coğrafyada yer aldığını, 1999 yılında meydana gelen depremde de görüldüğü gibi kuzey Anadolu fay hattında oluşan depremler kentimizi etkilediğini, Eskişehir kent merkezinin alüvyon zemin üzerinde, sıvılaşma riski taşıyan alanlarda 1970'li yıllardan bu yana sağlıklı bir gelişme göstermediğini de dikkat çekmiş.
Çelik'in kamuoyu bilgilendirme açıklaması dünkü gazetelerde yer aldı.
Bende önemli gördüğüm bölümlerini köşeme aldım.
'BUGÜNKÜ YAPI STOKU ÇOK CİDDİ KAYIPLAR OLUŞTURUR'
Eskişehir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik'in açıklaması şöyle:'Merkezde yoğunlaşan konut dokusu ekonomik yetersizlik, uygun olmayan malzeme kullanımı (Eskişehir Kumu gibi), mimarlık ve mühendislik hizmeti alınmaması gibi nedenlerle niteliksiz, estetikten yoksun ve afet riski altındadır. 1956 yılında 6.4 büyüklüğünde oluşan depremden sonra Eskişehir merkezli bu büyüklüğe yakın bir depremle karşılaşılmamıştır. Bu yıllarda konut dokusu 3 katlıdan fazla değildir. Dolayısıyla 70'li yıllardan sonra oluşan yapı stokunun performansı hakkında yorumda bulunmak çok güçtür. Bu durum muhtemel bir depremde ilimiz için çok ciddi kayıplar oluşturacak bir felaket anlamına gelebilir.
'Sekiz mahalle riskli alan olarak ilan edildi'
Büyükşehir Belediyesince teklif edilen Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe sınırlarında bulunan Mustafa Kemal Paşa, İhsaniye, Hacıalibey, Yeni Mahalle, Işıklar, Mamure, Deliklitaş ve Kurtuluş mahallelerinin bir bölümünün yer aldığı sekiz mahalle 'Riskli Alan' olarak ilan edilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bunun üzerine hak sahiplerinin tespiti, hak sahipleri ile anlaşma yapılması, anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine ve kiracı veya ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet eden veya işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılması, alandaki taşınmazların, üzerindeki köhnemiş yapılar da dahil olmak üzere, muhdesatı ile birlikte değer tespiti işlemleri ve dönüşüm ile oluşacak taşınmazlarının değerlemelerinin yapılması veya yaptırılması konularını Büyükşehir Belediyesine devretmiştir. 2013 yılından 2017 yılına kadar geçen süre zarfında bakanlığımızda ya da bakanlığımıza bağlı herhangi bir birimde sunulmuş ya da bekleyen bir durum olmamıştır.
'Yoğun yapılaşmayı yüzde 33 arttırmıştır'
Büyükşehir Belediyesi 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı teklifini değerlendirilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na sunmuştur. Ancak bu plan teklifleri İmar Kanunu ve ilgili yönetmelikler ile planlama ilkeleri dikkate alınmadan; özellikle birçok kurum görüşü alınmadan hazırlanmış olduğundan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eksikleri Büyükşehir Belediyesine ve kurum görüşü eksik olan kurumlara dağıtımlı yazı ile derhal bildirmiştir. Yapılan plan ile konut birimi 5 bin 28'den 6 bin 758' e çıkarılmış, toplam konut alanı 530 bin 205 metrekareden 705 bin 099 metrekareye yükseltilmiştir. İşyeri 221 bin 860 metrekareden 289.235 metrekareye, otel 33 bin 714 metrekareden 47 bin 303 metrekareye, 632 metrekarelik anaokulu, 3 bin metrekarelik kültür tesisi alana eklenmiştir. Toplam inşaat alanı 792 bin 779 m2 'den 1 milyon 057 bin 889 metrekareye çıkmıştır. Bu meyanda zaten yoğun bir yapılaşma olan alanda yüzde 33 daha fazla yoğunluk eklenmiştir. Plan çerçevesinde tasarım zaten binaların yoğun olduğu bölgede, daha yoğun bir yapılaşma ortaya çıkarmıştır.
'Büyükşehir vatandaşlarla anlaşma sağlayamamıştır'
'Büyükşehir Belediyesince hazırlanan projede, hak sahibi olan vatandaşların üçte ikisi ile Büyükşehir Belediyesi anlaşma sağlayamamış, yani vatandaşımız projeyi kabul etmemiş, dolayısıyla geriye kalan üçte birlik anlaşmayı kabul etmeyen hak sahipleri ile ilgili kamulaştırma işlemleri de gerçekleştirilememiştir. Can ve mal güvenliğini temin edecek şekilde dönüşümün sağlanması süreci tamamlanmamıştır. En son gelinen süreçte hazırlanan imar planlarının eksikliklerinin giderilmesi ve proje dahilinde hak sahiplerinin en az üçte iki ekseriyet ile ne yapılacağının, neye karşılık ne alınacağının açık olduğu bir anlaşma yapılması hususları tamamlanmamıştır. Bu meyanda Bakanlıkta imar planlarının beklemesi gibi bir durum söz konusu değildir. Riskli Alan içerisinde bulunan bir parsel sahibinin çeşitli gerekçeler ile Riskli Alanın iptali ile ilgili kişisel başvurusu üzerine 3 Ekim 2018 tarihinde Danıştay Ondördüncü Dairesi Yürütmeyi Durdurma Kararı vermiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu' nun 7 Kasım 2019 tarih ve 2019/5324 numaralı Kararı ile dava konusu işlemin iptali yönünde verilen kararın kesin olarak onanması kararı verilmiş olup karar sadece davacıya ait bağımsız bölümün bulunduğu taşınmaz yönünden hüküm ifade ettiğinden Riskli Alan statüsü devam etmektedir. Kamuoyuyla paylaşılan Riskli Alanın iptal edildiği bilgisi doğru olmayıp Büyükşehir Belediyesine iptalin yalnızca sahibi tarafından başvuruda bulunulan parseli kapsadığı defaten yazı ile bildirilmiştir. Bu süreç içerisinde Riskli Alan sınırları içinde yer alan bir kısım alan 20 Haziran 2019 tarihinde Belediye Kanunun 73. Maddesi çerçevesinde Porsuk-1 ve Porsuk-2 Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı olarak Büyükşehir Belediye Meclisince ilan edilmiş, 12 Temmuz 2019 tarihinde Porsuk-2, 14 Kasım 2019 tarihinde Porsuk -1 imar planları yine Büyükşehir Belediye Meclisince onanmıştır. Ancak bu projelerde de net bir ilerleme söz konusu olmamıştır. Yukarda açıklanan bilgi, belge ve kronolojiden anlaşılacağı üzere Bakanlığımız üzerine düşen görev ve sorumlulukları derhal yerine getirmiş olup ilimiz merkezinde yer alan Riskli Alan çalışmalarında yapılan yetkilendirmeden de anlaşılacağı üzere tüm sorumluluk Büyükşehir Belediye Başkanlığı uhdesindedir. Büyükşehir Belediyesi tarafından kamu kaynakları tüketilerek hazırlanan bu planlar afet gerçeğine duyarsız kalmıştır.'
* * *
Bakanlık mı belediye mi haklı? Bu tartışmalara artık son verilmeli. Büyükşehir Belediyesi ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığı bir masa etrafında toplanarak Eskişehir için ne yapılması gerekiyorsa yapmalı. Yoksa yarın olası bir depremde evler yıkılır insanlar enkaz altında kalırsa bunun sorumlusu her iki kurum olur.