Eskişehirspor'un makûs talihine terk edilişini, trajik sona adım adım yaklaştığımızı bu renklere gönül verenler gibi bizde acı ile izliyoruz…
İki adayın kıyasıya yarıştığı, listelere girmek için araya hatırı sayılır kişilerin sokulduğu kongrelerden tek adayın bile çıkmadığı kongrelere geldik.
Kimsenin elini taşın altına sokmak istemediği dramatik süreç devam edecek olursa çok yakın zamanda 56 yıllık efsanenin kapısına kilit vurulacak gibi gözüküyor.
300 milyonluk borcun altına girecek birilerini bulmak gerçekten zor.
Ancak Süper Ligdeki 2-3 milyar borçlu kulüplere, TFF 1 Ligdeki 800-900 milyon borcu olan kulüplere bakarsak aslında çok büyük bir borç diyemeyiz.
Düzgün bir yönetim oluşturulursa, şehirden de destek gelirse bu borç iki, bilemediniz üç yılın sonunda sıfırlanamasa bile döndürülebilir rakamlara düşebilir.
900 bin nüfusa sahip Eskişehir'de, Siyah-Kırmızılı kulübe kimse sahip çıkmıyorsa o zaman bir Allah'ın kulu bile, 'Ben Eskişehirsporluyum. Eskişehirspor'u çok seviyorum demesin, bileklerimi kesseniz kanım siyah-kırmızı akar' tarzında hamaset yapmasın.
ŞEHRİN İLERİ GELENLERİ DURURKEN VALİ'DEN MEDET UMUYORUZ
Son yıllarda şu söz sık sık söylenmeye başladı.
'Kimse sahip çıkmazsa kulübün anahtarını valiye götürüp teslim edelim.'
Vali ne yapacak anahtarı?
Bu şehrin sahibi vali mi?
Yoksa hazinenin anahtarı valinin cebinde mi?
Açıp Eskişehirspor yöneticilerine, 'ne kadar istiyorsanız alın mı?' diyecek.
Eskişehirlilerin sahip çıkamadığı kulübe bürokrat olarak vali mi sahip çıkacak?
Valinin de yapabileceği manevi destek.
Önce bu şehrin ileri gelenleri kulübe sahip çıksın da ondan sonra validen destek istensin.
* * *
Hadi diyelim kulübün anahtarını götürüp valiye teslim ettiniz.
Vali Bey, 'siz Eskişehirliler bu kulüp için ne yaptınız da benden destek istiyorsunuz?' diye sorsa ne cevap vereceksiniz.
Böyle bir strateji sorumluluktan kaçmanın en kolay yolu değil mi?
'PROJE GETİRİN' DEMİŞTİ O PROJE GİTTİ Mİ?
İzmir Valisi iken Eskişehir'e atanan Vali Erol Ayyıldız 22 Haziran 2020 tarihinde göreve başladı.
25 Haziran 2020 tarihinde ise Eskişehirspor yönetim kurulu ziyarete giderek, kulübün içerisinde bulunduğu sıkıntıları anlatarak destek istemişlerdi.
Vali Ayyıldız ise, 'Bana proje getirin. Projeye bakalım. Ona göre destek olmaya çalışırım' demiş.
Siyah-Kırmızılı kulübün yönetim kurulunun yapmış olduğu bu ziyaretten 15 gün sonra, Vali Ayyıldız'a Türkiye Spor Yazarları Derneği Eskişehir Şubesi yönetim kurulu olarak 'hoş geldiniz' ziyaretinde bulunduk.
Ziyarette ister istemez konu döndü dolaştı Eskişehirspor'a geldi.
Sayın Vali, Eskişehirspor yönetim kurulu üyeleriyle destek anlamında bazı düşüncelerini paylaştığından söz etti.
Son olarak da 'bana proje getirin' demiş.
* * *
TSYD yönetim kurulu olarak ziyaretimizde valimize bir konudan bahsetmiştim.
Bir hafta sonra kendilerini tekrar ziyarete gittim.
Sohbet esnasında konu yeniden Eskişehirspor'a döndü.
'Eskişehirspor Kulübü Başkanı Futbol Federasyonu başkanını ziyaret edeceğiz. O ziyaretten sonra sizinle tekrar görüşeceğim' demiş.
Demiş demesine de, federasyon ziyaretinden sonra vali beyi ziyaret ederek, görüşme hakkında bilgi vermemiş.
Sayın Valimiz de benim ikinci ziyaretimde, 'başkan bana federasyon ziyaretinden sonra bilgi verecekti aramadı' dedi.
Bende Mustafa Akgören'e telefon ederek, 'Vali Beyi Futbol Federasyonu ziyaretinden sonra bilgilendirecekmişsin. Ancak aramamışsın' dedim.
Bu telefon konuşmasından sonra görüşüp görüşmediklerini bilmiyorum.
BAŞARILARI İLE BÜTÜN ŞEHİR GURUR DUYUYOR (!)
Gelelim yazımın başlığına.
Geçtiğimiz cuma günü çoğunluk sağlanamadığı için yapılamayan kongre sonrasında Eskişehirspor Kulübü Başkanı Mustafa Akgören, yerel televizyonlara mülakat vermiş.
Kongreye önemli mazeretimden dolayı gidemedim.
Kongreyle ilgili gelişmeleri cumartesi günkü yerel gazetelerden inceledim.
Başkan Akgören, mülakatında, 'Biz Eskişehirspor'u tamamen yaşatmak amacıyla çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Elde edilen gelirlerin tamamını geçmiş borçlara ve günlük ihtiyaçlara harcadık. Kulüp bu kadar ekonomik sıkıntı çekerken sportif başarı yakalamamız mümkün değildi. Ben şahsen başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Kamuoyundan aldığımız tepkilerden dolayı yeniden aday olmayı düşünmüyorum. Bu sebeple bizi istifaya davet edenleri 11 Haziran'da göreve davet ediyorum' demiş.
Mustafa Akgören'in söylemiş olduğu en önemli (!) sözün altını çizdim.
'Ben şahsen başarılı olduğumuzu düşünüyorum' tümcesi.
Vallahi de billahi de yerden göğe kadar haklı!
Gerçekten 56 yıllık tarihinde Eskişehirspor Kulübünü hiçbir yönetim üst üste iki sezonda aynı ligden 2 kez düşürmeyi başaramadı.
Ama Mustafa Akgören ve yönetimi bunu başararak hem isimlerini altın harflerle yazdırdılar! Hem de bu başarılarından dolayı Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi bence hak ettiler(!)
Bu başarılarından dolayı başkan ve yönetim kurulu üyelerini ayakta alkışlayarak canı gönülden kutluyorum!
* * *
966 bin 36 adet ağacı kesilmekten kurtarıldı
1 ton kağıt atık geri dönüştürüldüğünde doğada 17 ağaç kesilmekten kurtarılıyor.
Son yıllarda insanlar 'geri dönüşüm' konusunda hem bilinçlendiler hem de duyarlıkları arttı.
Bunda tabii belediyelerin de çok büyük katkısı var.
İki yıl öncesine kadar Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri mahallelerdeki konutların önlerine koydukları 'geri dönüşüm' aparatları ile geri dönüşebilecek katı atıkları bir firmaya toplatıyordu.
Ancak seyyar olarak dolaşan geri dönüşümcülerinin sayılarının artmasıyla, atıkları toplayan firma zarar ettiği gerekçesiyle işi bıraktı.
Konutların önündeki aparatlar da kaldırılınca Büyükşehir Belediyesi, 'geri dönüşebilen atıklarınızı çöp konteynırlarına atın. Çöp konteynırlarına atılan geri dönüşebilen atıklarınız belediyemizin çöpleri ayrıştırma merkezinde ayrıştırılmakta' diye vatandaşları uyardı.
Büyükşehir Belediyesi'nden söz açılmışken hatırlatma yapmak istiyorum.
Büyükşehir Belediyesi elektrik enerjisi üretimi ve katı atık geri dönüşüm tesisi kurdu. Projeyle, şehirden toplanan çöplerden katı atıklar ayrıştırılacak, kalan kısmından elde edilerek metan gazı da elektriğe dönüştürülüyor.
'Çöpten Elektrik Üretimi ve Katı Atık Geri Dönüşüm Tesisi' ile Eskişehir'in çöpleri doğaya zarar verilmeden yok edilirken, geçtiğimiz yıl toplanan toplam 280 bin ton çöpten, 76 milyon kilowatt saat elektrik enerjisi üretilirken, gerçekleştirilen çevresel dönüşüm ile 95 bin konutun enerji ihtiyacı karşılandı.
Bu çevre dostu yatırımdan dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i kutluyorum.
İster belediye toplasın isterse mahalle mahalle, sokak, sokak dolaşan geri dönüşümcüleri.
Toplanan geri dönüşebilen atıklar belirli merkezlere satılıyor.
Onlarda atıkları geri dönüştürerek yeniden kullanılabilir hale getiren fabrikalara.
Bu sayede hem ormanlardaki ağaçlar kesilmekten kurtarılıyor, hem de ekonomiye geri kazandırılıyor.
* * *
5 Haziran 'Çevre Günü' nedeniyle yapılan etkinliklerde Eskişehir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hikmet Çelik, geçtiğimiz bir yıl içerisinde ilimizde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın başlatmış olduğu 'Sıfır Atık' projesi kapsamında 103 bin 846 ton atığın toplanarak ekonomiye geri kazandırıldığına dikkat çekmiş.
Atıkların ekonomiye yeniden kazandırılmasıyla 966 bin 036 adet ağaç kesilmekten kurtarılmış, 375.901.728 Kwh elektrik enerjisinden, 1.587.824 m 3 sudan ve 323.517 varil petrolden tasarruf sağlanmış.
* * *
Bu rakamlar sadece Eskişehir'den toplanan geri dönüşebilen atıklardan gerçekleşmiş.
Türkiye'de yıllık 1,5 milyar liralık geri kazanılabilir atık çöpe gidiyor.
Dünyada ise her yıl ortaya çıkan 2,1 milyar ton atığın büyük bölümü, düzenli çöp depolama alanlarına gömülüyor.
Bu miktar, potansiyel olarak 4,5 milyar varil petrol eşdeğeri enerji içeriyor. Söz konusu enerji miktarı ise, dünya elektrik tüketiminin yüzde 10'unu karşılayabilecek seviyede. Dünyada atık değerlendirme tesislerin yıllık gelirinin 14 milyar dolara yaklaşması bekleniyor.
* * *
Bugün yaklaşık olarak Türkiye'de yılda 25 milyon ton evsel atık, 1,2 milyon ton endüstriyel atık, 100 bin ton tıbbi atık ve 530 bin ton e-atık ortaya çıkıyor. Yalnızca cep telefonu atığının yılda yaklaşık bin ton olduğu tahmin ediliyor.
Bir milyona yakın küçük ve büyük ölçekli işletmenin faaliyet gösterdiği sektörde, 500 bin toplayıcı bulunduğu tahmini yapılmaktadır. Yüzde 25'i kayıt dışı olması nedeniyle net rakamların telaffuz edilemediği hurdacılık sektöründen para kazananların sayısı ise Türkiye nüfusunun yüzde 3'ü olarak dile getiriliyor. Türkiye'deki atık yönetimi ve geri dönüşüm sektörü, özel sektör ve yerel yönetimlerin katkılarıyla bugün ortalama 5 milyar Euro'luk bir pazar haline geldi.
* * *
Türkiye de 2010'a kadar yüzde 35 olan geri dönüşüm oranı yüzde 40'lar civarına yükselmiş durumda. Geri dönüştürülen atıkların yüzde 43'ünü kağıt, yüzde 27'sini plastik, yüzde 12'sini cam, yüzde 8'ini tekstil ürünleri, yüzde 4'ünü de metal oluşturuyor. Türkiye'de tüm atıkların geri dönüşüm oranı ortalama yüzde 7 seviyesinde iken, ambalaj malzemelerinin geri dönüşüm oranı yüzde 20'lerde ve ilk sırada yer alıyor.
576 adet ambalaj atığı toplama ve geri dönüşüm tesisi ile yılda 2 milyon 250 bin ton ambalaj atığı geri kazanıldı. Ayrıca 2016'da 45 bin ton madeni atık yağ, (150 bin kayıt dışı toplanamayan) 59 bin 500 ton atık akü toplandı. Bununla birlikte bir yılda çöpe atılıp geri dönüştürülemeyen atıkların değeri ise hala yaklaşık 1,5 milyar TL düzeyinde.
* * *