Cumhuriyet Halk Partisi'nin en büyük sorunu 'seçmen veya halkla' kucaklaşamaması…

İl ve ilçe başkanları kendileri partide yokken acaba koltuklarını birilerimi kapacak (!) diye mi düşünüyorlar.

Seçime iki-üç ay kala sokağa çıkıyorlar.

Oda seçmen tarafından ciddiye alınmıyor.

* * *

CHP Eskişehir'de yerel seçimlerde başarılı oluyor, genel seçimlere gelince belediye seçimlerindeki başarısını gösteremiyor.

Bu da görevdeki belediye başkanlarının göstermiş olduğu seçim performansı ve seçmenlerle sıcak diyalog kurduklarının açık bir göstergesi.

* * *

CHP yerel seçimlerdeki başarısını genel seçimlerde de yakalayabilmesi için sadece secimden seçime değil, bir seçim bittikten sonra yarın yeni bir seçim olacakmış gibi halkın içinde olmalı.

Bu kadar basit bir stratejiyi CHP ideologları nasıl olurda ıskalar?

* * *

Utku Çakırözer bütün sosyal ve siyasi gelişmelere son derece duyarlı bir milletvekili. Toplumun kanayan yaralarını, iktidarın bütün zaaflarını son derece enerjik şekilde ve her platformda cesurca sorgulamaktan geri durmuyor. Doğal olarak partisi içerisinde sevenleri de sevmeyenleri de var.

Sevmeyenler, 'Bu adamda nereden çıktı. Yıllar önce Eskişehir'den kopmuş şimdi gelmiş Eskişehir milletvekili oldu. Oysaki biz yıllardır bu şehirde CHP çatısı altında mücadele verdik. Tam bu seçimde listeye girebilirim derken hooop tepeden bir isim listeye yazılıyor. Biz yok sayılıyoruz' diyorlar.

* * *

Neden sevmediklerini yukarıdaki satırları okuduğunuzda anlamışsınızdır.

Sanki genel merkez milletvekili listesine kontenjan adayları koymasa kendilerinin aday olabileceklerini düşünüyorlar.

* * *

Böyle düşünenler oturup neden listeye yazılmadıklarını enine boyuna sorgulamalılar.

Ondan sonra kendilerinin değil de başka isimlerin listeye yazıldıklarının cevabını bulabilirler.

* * *

Gelelim yazımın başlığına.

CHP İl Başkanı Recep Taşel çok eski arkadaşım.

Atatürk Akşam Lisesinde birlikteydik.

İl başkanı seçildikten sonra kendisini sosyal medyadan kutlamış ama yüz yüze kutlama fırsatım olmamıştı.

Önceki gün telefon ederek 'partide isen ziyaret etmek istiyorum' dedim.

Saat: 14.00'e randevu verdi.

Belirtilen saatte CHP il binasına gittim.

Makamında 1,5 saate yakın sohbet ettik.

* * *

'Sadi sen benim eski arkadaşımsın. CHP'yi nasıl görüyorsun? Sana göre eksiklerimiz ne, neler yapmalıyız?' gibi sorular sordu.

'Size şunu şunu yapın, şunu eksik yapıyorsunuz demek haddime değil. Tekrar ediyorum akıl vermek gibi anlaşılmasın. Partinizin duayen isimleri varken benim yol göstermem yanlış olur. Ancak yıllardır gördüğüm bazı eksikleriniz var. Bunları söyleyebilirim' dedim.

* * *

Recep Başkan da 'memnun olurum' deyince; 'Tekrar ediyorum. Bu benim kişisel düşüncem. Eleştiri olarak algılamayın' diyerek anlattım:

'Yıllardır gördüğüm CHP il ve ilçe yöneticileri seçimlere 3 ay kala sahaya iniyor. Halkın içine giriyor. 'Ben de buradayım' diyor. Bunu genel seçimler için söylüyorum. Seçimden önce il teşkilatı bir ilçeye kaç kez gitti? Seçimden önce il veya ilçe teşkilatları köylere gidip kırsalda yaşayan insanların sorunlarını kaç kez dinledi?

Kent merkezinde dolaşıyorsunuz. Veya kente yakın ilçe veya köylere gidiyorsunuz. Seçimden seçime yüzünüzü gören seçmende 'daha önce neredeydiniz?' diyerek size sırtını dönüyor. Sen il başkanı oldun. Yanına Odunpazarı veya Tepebaşı ilçe başkanını alıp ilçelere veya köylere gittiniz mi? Pandemi dönemindeyiz. İnsanlar ve esnaf ve sanatkarlar büyük sıkıntıda. Hayat pahalığı aldı başını gidiyor. Pandemiden dolayı işyerleri kapatılan esnafları gruplar halinde toplayıp sıkıntılarını dinlediniz mi? Tamam iktidar değilsiniz. Yapabileceğiniz fazlaca bir şey yok. Ama en azından onların yanında olduğunuzu gösterin. Bir de Genel Başkanınız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti yöneticilerinin yaptıkları eleştirilere cevap vererek ülkenin gerçek sorunlarını dile getirmek yerine onlara cevap yetiştirmeye uğraşıyor. Sayın Kılıçdaroğlu bu eleştirilere cevap yetiştirmek yerine her gün iktidara geldiklerinde yapacakları projeleri anlatsa daha çok ilgi çeker. Hem de bu projeleri seçim öncesi değil geçmişte kamuoyu ile paylaşıldığı için Türkiye de onları sağır sultan bile duymuş olur. Sadece bir örnek vereceğim. Bu CHP'nin başarısı. 2015 yılında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CHP İktidarında emeklilere Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye vereceklerini söyledi. AK Parti buna tepki gösterdi. 'Parayı nereden bulacaksınız?' demişlerdi.

Kılıçdaroğlu, 'Bu memlekette para var, para var ama nerede kullanılacağı önemli. Para var, nasıl harcayacağın önemli. Bunun yolunu biz biliriz' demişti. AK Parti hükümeti genel başkanızın bu vaadini 2018 yılında hayata geçirdi. Emekli vatandaşlara yılda iki kez Ramazan ve Kurban Bayramları öncesinde biner lira ikramiye ödeme olarak kararlaştırılmıştı. Buna benzer projeler geliştirirseniz CHP başarıyı yakalayabilir.'

* * *

CHP İl Başkanı Recep Taşel sabırla beni dinledi.

Zaman zaman araya girerek bazı görüşlerini ortaya koydu.

Önerilerimin tamamına katılmasa da, bazılarını not aldı.

İyi niyetli eleştiri yaptığım için teşekkür etti.

'ESNAFLARI GEZMEYE BAŞLADIK'

Recep Taşel ile yapmış olduğum 1,5 saatlik görüşmede aldığım notları ileriki günlerde daha detaylı olarak değerlendireceğim.

Bugün sadece şunu yazayım.

Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte işyerleri açık olan esnafları ziyaret etmeye başlamışlar.

Zaman zamanda mahalle ziyaretleri yapıyorlarmış.

'Pandemi nedeniyle çok sayıda insanlarla bir araya gelemiyoruz. İnşallah pandemi biter, işte bizi o zaman izleyin. Koltuğumda oturmayacağım. Her gün bir yönetim kurulu üyesi partide nöbetçi kalacak. Vakti müsait yönetim kurulu üyelerimle mahalle ve ilçe ziyaretleri yapacağız. Odunpazarı'nın mahallelerini gezerken Odunpazarı, Tepebaşının mahallelerine giderken yanımızda ilçe başkanlarımızı da alacağız. Seçimden seçime gezen değil hafta da bir mahallelere, ayda bir ilçelere gideceğiz. Kendimizi ve projelerimizi anlatacağız.'

* * *

Recep Taşel'in pandemiye rağmen sahaya inerek sokakları, esnafları dolaşması CHP'ye artı getirecektir.

Bu gezileri yaparken yanına Odunpazarı veya Tepebaşı ilçe başkanlarını da almalı.

Özellikle hafta sonları milletvekilleri Eskişehir'de oluyor.

Bu gezileri zaman zaman da onlarla birlikte de yaparsa, parti içi birlik beraberliğin sağlandığını da göstermiş olur.

* * *

AK PARTİLİ GENÇLERDEN ES-ES'E DESTEK

Son yazılarımda Eskişehirspor kulübü başkanını ve yönetim kurulu üyelerini eleştiriyorum.

Eleştirilerimde sonuna kadar haklıyım.

Yazılarımı okuyan Eskişehirspor'a gönül vermiş olanlar telefon ederek veya sosyal medya hesaplarımdan, 'Bu yönetimi bir tek eleştiren gazeteci sensin. Yazdıklarını takip ediyoruz. Gerçekleri gündeme getiriyorsun' gibi sözlerle teşekkür ediyorlar.

* * *

Eskişehirspor Kulübü Başkanı ve yönetimini eleştirirken bir konuyu da yazmak istedim.

Yönetim süreci iyi veya kötü götürüyor.

O farklı.

Maddi destek veremiyorsanız da zaman zaman kulübü ziyaret ederek, kulübün arkasında olduğunuzu, kulübe manevi desteğinizin sürdüğünü göstermelisiniz.

Bu belki ligin ikinci yarısında futbolcular üzerinde olumlu bir etki yaratabilir.

* * *

Destek deyince dün AK Parti'den mailime gelen haberi okudum.

AK Parti İl, Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkan ve yönetim kurulu üyeleri Eskişehirspor Kulübüne ziyarete gitmişler.

AK Parti Gençlik Kolları İl Başkanı Musab Tayyip Altınkaynak, Tepebaşı İlçe Başkanı Kerim Furkan Aksin, Odunpazarı İlçe Başkan Vekili Cem Oka ve beraberindeki heyet Kulüp Başkanı Mustafa Akgören ile bir araya gelerek kulübün içerisinde bulunduğu durum hakkında bilgi almışlar.

AK Partili gençler ziyaretten sonra kulübe destek için forma satın alarak, başarı dileklerini sunmuşlar.

* * *

AK Partili gençleri Eskişehirspor Kulübüne verdikleri küçük de olsa bu destekten dolayı siyah-kırmızılı kulübe gönül vermiş birisi olarak kutluyorum.

Herkesin kapısını çalmaktan ürktüğü bu zaman da kulübün yanında olduklarının mesajını vermişler.

AK Partili bu gençlerin Eskişehirspor Kulübüne yaptığı ziyaret belki diğer partilerin gençlik kollarında görev yapan gençlere de örnek olmalı.

Onlarda kulübe giderek forma alarak 'devede bir kıl' da olsa verecekleri katkıyla bu zor zamanda kulübün yanında oldukları göstermeliler.

* * *

AHMET SEZER'İ UNUTMADILAR

Eskişehirspor Kulübünün 1997-1999 yılları arasında başkanlığını yapan işadamı Ahmet Sezer, 12 Ocak 2012 yılında yaşadığı Antalya'da vefat etmişti.

Rahmetli Ahmet Sezer, Eskişehirspor Kulübüne çok ciddi destekler verdi.

Kulüp onun başkanlık yaptığı dönemde başarılıydı.

Abisi Yılmaz Sezer de Ahmet Sezer gibi siyah-kırmızılı kulübe yaptığı maddi manevi destekler ile anılıyor Eskişehir'de.

Yaptıkları destekler aradan yıllar geçse de hala konuşuluyor.

* * *

Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen Yılmaz ve Ahmet Sezer kardeşler Eskişehirspor camiası içerisinde saygı ve rahmetle anılıyorlar.

Sezer kardeşler Antalya'daki otellerinde yıllarca Eskişehirspor'a sezon öncesi ve sezon ortasında kapılarını açarak ücretsiz olarak kamp yapma imkanı sağladılar.

* * *

12 Ocak ölüm yıldönümü.

Ahmet Sezer'in vefatının üzerinden 9 yıl geçti.

Eskişehirspor Kulübü futbolcuları Antalya'da ligin ikinci dönemi için hazırlık kampında.

Kampta olan futbolcular ve teknik adamlar Eskişehirspor'un başkanı Ahmet Sezer'in mezarını ziyaret ederek, kendisini tanımasalar da vefa borçlarını yaptıkları dualarla ödemişler.

Bende bu vesile ile Ahmet Sezer'e bir kez daha saygı ve rahmet diliyorum.

* * *

ÇOCUKLARINIZI YOLDA TUTUN

Bir gün bir çiftçiyle oğlu çiftlikte günlük işlerini yaparken sahipsiz bir at çıkagelmiş. Adam atın üzerinde herhangi bir damga görememiş. Atı önlerine katmışlar. Onlarda kendi atlarıyla atı takip etmeye başlamışlar.
At çiftlik çıkışında bir yola sapmış ve bir süre gitmiş. Sonra yandaki gölü görmüş ve su içmek için yoldan çıkmış. Su içmeyi bitirince çiftçi onu tekrar yola çıkarmış. Bir süre daha gittikten sonra bu sefer atın karnı acıkmış ve çimenlik bir yere gitmiş. Karnı doyunca çiftçi onu tekrar yola çıkarmış.
Bu şekilde at birkaç kez daha yoldan çıkmış. Her seferinde çiftçi onu yola çıkarmış. Sonunda akşamüstü bir çitliğe gelmişler.
Çiftliğin sahibi yanlarına gelmiş ve şaşkınlıkla şöyle demiş:
'Bu benim atım inanamıyorum. Peki, bu atın bana ait olduğunu nasıl anladınız?'

Atı getiren çiftçi, atın sahibine şöyle demiş:
'Ben bulmadım. At kendisi buldu. Benim tek yaptığım onu yolunda tutmaktı.'
Çocuklarımızın veya birlikte çalıştığımız insanların hedeflerine ulaşmalarını önleyen en büyük engel, sürekli bizim onlara karışmamız ve onların yerine kararlar vermemizdir.
Yapmamız gereken onlara güvenmek, sorumluluk üstlenmelerini sağlamak ve doğru yolu göstermektir.
Bundan sonrası tamamen onların sorumluluğunda olmalıdır.
-ÇOCUKLARINIZI KOLUNDAN TUTMAYIN, YOLDA TUTUN-
Oğuz Saygın

*-*******