Eskişehir'de en çok beğenilen siyasetçilerinden birisi…
AK Parti İl Başkanlığı yaptığı dönemde herkesle barışık bir yol izliyordu.
Bu nedenle sempati topluyordu.
İl başkanlığı yaptığı döneminde yazılarımda zaman zaman eleştirim oluyordu.
Bazılarına cevap veriyor, bazılarını herhalde fazla dokunmadığı için gerek duymuyordu.
Ama hiçbir zaman yaptığım eleştirilere cevap verirken saygıda kusur etmiyordu.
'Bu konuda sanıyorum bilgi eksikliğin var' diyerek, 'doğrusu şu' derdi.
* * *
Dündar Ünlü'nün, ES Gazete İnternet Sitesine vermiş olduğu röportajı okudum.
Merkezdeki CHP'li belediye başkanlarını eleştirmiş.
Yine nezaket kuralları içerisinde…
URAYSİM konusunda düşüncelerini ifade etmiş.
AK Parti Eskişehir teşkilatının belediye başkanlarını çalıştıramadıklarını vurgulamış.
'GÖREVİ BELEDİYELERİ ÇALIŞTIRMAK'
Bakalım Dündar Ünlü neler demiş:
'Geçtiğimiz dönemlere bakılınca 2014'te başlayan cumhurbaşkanlığı seçimi ile 2015 haziran ve kasım seçimleri, 2017 referandumu ile birlikte ülkede ve Eskişehir'de siyaset hareketliydi. 2019 seçimlerinden sonra diğer seçimler arasında uzun bir zaman olduğundan bir durgunluk haliyle var. Bu seçimsiz dönemde muhalefetin görevi iktidarı çalıştırmaktır. AK Parti olarak sahada olmak lazım, belediyelerin uyarılması, çalıştırılması lazım, insanların dertlerini meclislerde dile getirmek lazım. AK Parti, şu anda Eskişehir yerelinde iktidarda olan CHP'li belediyeleri denetlemeli ve halkın beklediği hizmetlerin takipçisi olmalı. Yanlışlar düzelinceye bunları tekrar tekrar bunları dile getirmeli ve sonuç alınıncaya kadar konuları takip etmeli. Bu seçimsiz dönemde muhalefetin görevi iktidarı çalıştırmaktır. Yerelde iktidar olan CHP'li belediyelerin hiç çalıştığını düşünmüyorum.'
'URAYSİM Kesikbaş'ın meselesi değil'
Röportajda AK Parti İl eski Başkanı Dündar Ünlü'ye son günlerin en çok tartışılan konusu URAYSİM hakkındaki düşünceleri de sorulmuş.
'Bu tartışmaların odağında Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş var. URAYSİM Kesikbaş'ın meselesi midir?' diyerek şöyle devam etmiş:
'Son dönemde tartışılan URAYSİM meselesine gelince. Bugüne kadar buraya harcanan 600 milyon liralık bir yatırım var. Burada bir mızmızlanma var. Yapılsın mı? Yapılmasın mı diye, tartışma yapılmasının bir anlamı yok. Zaten proje 2016 yılından bu yana devam ediyor. Nasıl daha aktif hale getirilir, kente nasıl daha fazla katma değer sağlar diye sanayi odası ile birlikte URAYSİM'in tüm paydaşlarının, milletvekillerinin ve yerel yöntemlerin birlikte düşünmesi gerekir. Artık burası nasıl geliştirilir ve kent ekonomisine nasıl daha fazla yarar sağlar, işsizliğe nasıl çözümler sunabilir gibi konulara eğilmek gerekir. Şehir 'nasıl büyür ve gelişir' diye konuşmak gerekirken sadece şahıslar üzerinden yürüyen tartışmalara tanıklık ediyoruz. Kişiler üzerinden yaşanan bu tartışmalarda en büyük zararı kente veriyoruz. Burada kurulmuş ve devam edecek bir tesis var. Dolayısıyla Kesikbaş tarafından orada teklif edilen de 26 dönümlük mikro bir ihtisas organize sanayi bölgesidir. Bunu eleştirenlere sormak lazım oraya gidip gördünüz mü? Bu insanlar ne istiyor? Böyle bir ihtiyaç var mı? Bu ihtiyaç başka bir alternatif ile çözülebilir mi? 'Bakın sizin böyle bir ihtisas organize sanayi bölgesi istediğiniz var ama bu isteğiniz başka bir şekilde şöyle çözülebilir' denebilir. Bu çözüm odaklı bir yaklaşımdır. 'Şu kişi bunu söylüyorsa bu yanlıştır' demek doğru bir siyaset değildir. Bizim şehirdeki temel sorunumuz da bu. Şahıslar üzerinden tartışıyoruz. Oturup konuşulması lazım. URAYSİM Kesikbaş'ın meselesi değildir. AK Parti hükümeti dönemin kalkınma bakanlığı ile buraya 600 milyon liralık para aktardı, bu hükümetin önemli bir yatırımıdır, buna sahip çıkılmalıdır, AK Parti yaptı diye de CHP'li belediyelerin buna karşı çıkması da doğru değildir. URAYSİM'in tartışma konusu dahi yapılmaması gerekir, buna sahip çıkılması ve tamamlanması lazım.'
'kentin menfaatleri için bir araya gelmemiz lazım'
Ünlü, 'Eskişehir'de bir masa etrafında oturamama sorunu' var demiş.
Bunda yerden göğe kadar haklı…
Eskişehir'in en önemli meselelerinde bile bir masa etrafında toplanıp tartışamama hastalığı var!
Tek yumruk olup masaya hep birlikte yumruk vuramıyoruz.
Bunu ne yapıp edip yenmemiz gerekir.
Birileri bireysel olarak bağırıyor ama onunda sesi cılız çıktığı için Eskişehir'e bile duyuramıyor.
Güçlü bir lobimiz bile yok.
Dündar Ünlü, bakın bu konuda başka ne söylemiş:
'Eskişehir'de bir masa etrafında oturamama sorunu var. Böyle olunca sorunlar daha da büyüyor. Şehirde birlik ve bütünlüğün sağlanması lazım. Seçimlerde doğal olarak bir rekabet oluyor. Ancak seçimler bittikten sonra bir araya gelerek şehrin menfaatleri doğrultusunda hareket etmek gerekiyor. Sonuçta bu şehir hepimizin, yarın bu torunlarımıza miras kalacak ve iyi bir miras bırakabilmek için de şahsi meselelerimizi bir tarafa bırakıp kentin menfaatleri için bir araya gelmemiz lazım.'
'GENELDE MUHALEFET YERELDE AK PARTİ'
Ünlü, ülke genelinde muhalefet partilerin yaptığı hatayı Eskişehir'de de AK Parti'nin yaptığını söylemiş.
Bu konuda yorumu siz okurlarıma bırakıyorum ve Ünlü'nün siyasetle ilgili sözleriyle bu konuya noktayı koyuyorum:
'Bugün Türkiye genelinde muhalefetin körü körüne iktidar eleştirisi var, ancak çözüm göstermeden yapılan işleri eleştiriyorlar. Sonra da diyorlar ki insanlar AK Parti'ye neden hala oy veriyor? İnsanlar körü körüne kimseye oy vermez. İktidar hata yapıyorsa bunun sebebi muhalefettir. Demek ki sağlam bir muhalefet yapamıyor ve karşısına somut şeyler koyamıyorlar. Bu yerel için de geçerlidir. Yerelde de muhalefetin (AK Parti'nin) kendini iyi anlatması ve insanlara çözüm sunması gerekiyor. AK Parti de Eskişehir de yerel yönetimlerde muhalefet olarak, şu anda iktidarda olan CHP'li belediyeleri denetlemeli ve halkın beklediği hizmetlerin takipçisi olmalı. Tekrar tekrar bunları dile getirmeli, yanlışlar düzelinceye ve sonuç alınıncaya konuları takip etmeli. Yalnızca yerel yönetimlerin hatalarını, eksikliklerini göstermekle kalmamalı, yaşanan sorunların çözüm yollarını da göstermeli, kısaca çözüm odaklı bir siyaset izlemeli ki halka kendini böylece inandırabilsin…'
* * *
Dündar Ünlü, sadece CHP'li belediyelere değil AK Parti teşkilatlarına da önemli mesajlar vermiş, öz eleştiride bulunmuş.
Bakalım AK Parti teşkilatları Ünlü'nün bu sözlerinden gereken mesajı çıkarabilecek mi?
* * *
ZAFER ONURUNA ANLAMLI DAVRANIŞ
Geçtiğimiz perşembe günü '18 Mart Çanakkale Zaferi'nin' 106. Yıldönümü kutladık.
Tarihin en şanlı zaferlerinden birisi olan Çanakkale Zaferi, kurtuluş savaşını güçlendirerek, bir milleti ayağa kaldıran zaferdir.
Çanakkale'de Mustafa Kemal Atatürk'ün komutanlığı ile kazanılan büyük zafer kurtuluş savaşına ilham vermiş, ulusa büyük özgüven kazandırmış Misak-i Milli sınırları içerisinde itilaf devlerinin elini de zayıflatmayı sağlamıştı.
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi, 'Çanakkale Zaferi' Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.
Her zaman gönlümüzde yaşayacak aziz şehitlerimiz ve gazilerimizin kahramanlıklarla dolu hatıraları, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere inanarak emanet ettiği Cumhuriyetimizin yaşatılmasının en büyük teminatı olacaktır. Çanakkale Zaferiniz kutlu olsun aziz şehitlerimizi minnetle anıyorum.
ELDEM KARDEŞLERİ KUTLUYORUM
Eldem Ticaret 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 106. Yıl anısına çalışanlarına ve komşu esnaflara Çanakkale'de Mehmetçiklerin yemek menüsünü hatırlatmak için ekmek ve kuru üzüm dağıttı.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına olan saygılarını göstermek için ve o günlerin şartlarını hatırlatmak sebebiyle bu etkinliği düşünmüşler.
Firma yetkilisi Hüseyin Ufuk, 'Diyoruz ki Çanakkale geçilemedi ve geçilemeyecek.
Çanakkale 57. Alaydır, Çanakkale Nusret'tir, Çanakkale Mehmetçiktir ve Çanakkale Gazi Mustafa Kemaldir' demiş.
Aslında 'üzüm hoşafı' dağıtacaklarmış.
Yaşanan pandemi nedeniyle sadece kuru üzüm dağıtmayı tercih etmişler.
Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde, zaferin mimarları olan Mehmetçikleri hatırlatmak adına kuru üzüm ve ekmek dağıtmayı düşünen zaferin onuruna anlamlı davranışta bulunan ELDEM A.Ş'nin Yönetim Kurulu Başkanı Ali Eldem ve kardeşlerinin ulusal farkındalık yaratma girişimlerini takdirle karşılıyorum.
* * *
'ES ES'E AMİGOLUK YAPMAK BENİM İÇİN ŞEREFTİR'
Eskişehirspor tesislerini kuran, ismini veren, Eskişehir'de 1984-1988 yılları arasında görev yapan Eskişehir Valisi Hanifi Demirkol Eskişehirspor Gazetesine konuşmuş.
Hanifi Demirkol Eskişehir'de önemli iz bırakan valilerimizden birisi.
Çok alçakgönüllü idi…
Eskişehirspor aşığı olan bir iki validen birisiydi.
Tıpkı Kadir Çalışıcı gibi siyah-kırmızılı takımın hemen hemen her maçına gelirdi.
Eskişehirspor Kulübü'nün yaklaşık 35 yıldır kullandığı tesislerin mimarı.
Eğer vali olarak görev yaptığı yıllarda siyah-kırmızılı kulübün bugün kullandığı tesisleri yaptırmamış olsaydı Eskişehirspor'un durumu ne olurdu kestiremiyorum.
Eskişehirspor Gazetesindeki röportajını okudum.
VALİ OLARAK AYRILDI MİLLETVEKİLİ OLARAK DÖNDÜ
Yüzünü göremesem de yıllar sonra fotoğrafını görünce valilik yaptığı dönemleri hatırladım.
Beş vakit ve cuma namazlarını kaçırmazdı.
Namazını genelde valilik binasının yanındaki Reşadiye Camiinde kılardı.
Ancak farklı camilerde de namaz kılmayı tercih ederdi.
Kokteyllerde ve özel günlerde alkol yerine 'ayran' içerdi.
Alkol kullanmadığı için birileri 'Dinci Vali' olarak diye eleştirirlerdi.
Oysaki nasıl 'alkol kullanana' saygı gösteriyorsak, 'namaz kılan ve alkol almayanlara' da aynı saygının gösterilmesi gerekirdi.
Bu eleştirileri de çok fazla dikkate almazdı.
Eskişehir'de 4 yıl görev yaptıktan sonra Hatay valiliğine atandı. Hatay'dan da Ordu valiliği yaptı. Daha sonra merkeze alındı.
1995 yılında yapılan milletvekilliği seçimlerinde Refah Partisi'nden 20. Dönem Eskişehir Milletvekilli seçildi.
Hanefi Demirkol'un milletvekili seçildiği yıldan önce yapılan seçimlerde Milli Görüş hiçbir dönem Eskişehir'de Milletvekili çıkartmayı başaramamıştı.
Hatay valiliği döneminde bile Eskişehirspor'u takip ettiğini biliyorum.
Sayın valimizin röportajını okuyunca Eskişehir'de valilik yaptığı dönemleri hatırladım.
'ESKİŞEHİR HALKI SAHİP ÇIKSIN'
Hanefi Demirkol, röportajında 'Eskişehir'i ve Eskişehir halkını çok özlediğini' ifade etmiş.
Eminim ki Eskişehirliler de kendisini özlemiştir.
Demirkol, röportajında Eskişehirspor'u da en kısa zamanda Süper Lig'de görmek istediğini belirtmiş.
Eski valilerimizden Hanefi Demirkol başka neler demiş:
'Eskişehir'in yeri bende çok farklıdır çünkü Vali olarak görev yaptığım ilk şehirdir. Eskişehirspor da Süper Lig'de oynuyordu. Eskişehir'e ve Eskişehirspor'a katkı sağlayabilmek adına elimizden gelen ne varsa vermeye çalıştık. Ben görevden ayrıldıktan 1 yıl sonra futbol takımı Süper Lig'den düştü. Çok üzülmüştüm. Tesis yaptık. Eskişehirspor'u yeniden Süper Lig'de görmek istiyorum. Eskişehir halkı lütfen Eskişehirspor'a sahip çıksın. Eskişehirspor gerçekten çok kıymetli bir spor kulübü '
'FENERBAHÇELİ YÖNETİCİLER ELEŞTİRDİLER'
1986 yılının Eylül ayında Eskişehir'de olaylı bir Eskişehirspor - Fenerbahçe maçı oynandığını anlatan Hanifi Demirkol, o maçtan sonra Fenerbahçeli bir yönetici kendisine 'Eskişehirspor'un amigoluğunu yaptı' demiş.
Demirkol başka neler anlatmış aşağıda okuyabilirsiniz.
'Maçtan önce büyük kavgalar çıkmıştı. İstanbul'dan gelen Fenerbahçe taraftarları ile Eskişehirspor taraftarlarına ağza alınmayacak cümleler kurmuşlar. Karşılıklı atışmalar da taşlı kavgaya dönüşmüş. Valiliğe bilgi gelir gelmez harekete geçtik. Karşılaşma biletlerinin ücretsiz olacağını ve maç boyunca stadyum kapılarının açık olacağını duyurduk. Olaylar bu duyurunun ardından sona erdi. Maç 0-0 bitti. Maçın ardından bir Fenerbahçeli yönetici Eskişehir Valisi 'Eskişehirspor amigoluğu yaptı' diye İstanbul gazetelerine açıklamalarda bulunmuş. Milliyet Gazetesinde ana manşette bu başlığı görünce şaşırmıştım. Sonra gazeteciler bana ulaştılar. Ben de 'Eskişehirspor gibi bir takıma amigoluk yapmak bir şereftir' açıklamasını yaptım. Sonra olaylar zamanla unutuldu. Ama ben hala aynı düşüncedeyim'.
* * *