Eskişehir’in Güney, Kuzey ve şehrin ortasından geçen Çevre yolu ile Seyitgazi-Afyon arasındaki karayolu yıllardır gündemde…
Geçtiğimiz 2023 yılında da sık sık gündeme geldi…
Gerek CHP Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer gerekse Jale Nur Süllü gerek TBMM kürsüsünden gerekse Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlarına verdikleri soru önergeleriyle tekrar tekrar gündeme taşıdılar…
Sağır sultan duydu ama iktidar duymadı!
Aslında duymasına duydu ama özellikle Seyitgazi-Afyon karayolunu genişletme çalışmaları hakkında “yatırım programına alındı, fizibilite çalışmalarına başlandı, 2023’yılında tamamlanacak. 2024 yılında ihaleye çıkarılacak” diyerek biraz daha sabretmemiz gerektiğini söylediler…
Ama insanlar hala ölmeye devam ediyor.
MEVCUT ÇEVRE YOLU ARTIK YÜKÜ TAŞIMIYOR
Rahmetli Maliye Bakanı ve Eskişehir Milletvekili Kemal Unakıtan, şehrin ortasından geçen sözde çevre yolu dediğimiz karayolu genişletti…
Dalcıklar yapıldı…
Yapıldığı yıllarda şehrin trafiğini rahatlattı…
O yıllardaki organize sanayi bölgesine giren-çıkan ve çevre yolundan geçen araç sayısı bugünkü kadar değildi…
Organize Sanayi Bölgesi büyüdü…
Hem şehirdeki hem de organize sanayi bölgesine giren çıkan araç sayısı yüzde yüz arttı.
Sadece şehir içerisindeki araçlar değil İstanbul, Bursa, Ankara gibi çevre illerden gelip transit geçiş yapan otobüs, kamyon, tır ve binek araçlarda bu yolu kullandıkları için mevcut çevre yolu dediğimiz şehrin ortasında kalan bu yol artık yükü kaldıramıyor…
Özellikle de organize sanayi bölgesindeki işletmelerde çalışan işçilerin vardiya çıkışlarında işçileri taşıyan servis araçları da mecburen o yolu kullandıklarından uzun araç kuyrukları oluşuyor…
Organizeden şehir merkezine giriş çıkış çileye dönüşüyor.
“Kuzey Çevreyolu diye proje bile yok”
Yıllardır “Güney-Kuzey Çevre Yolu” diye diye dilimizde tüy bitti!
Ancak Kuzey Çevre yolu diye bir proje olmadığını Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli’den öğrendik…
Geçtiğimiz hafta cuma günü “10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü” nedeniyle basın mensuplarına kahvaltı verdi…
Kahvaltı sonrasında yaptıkları faaliyetlerle ilgili bilgi verdi.
Ardından da soru-cevap faslına geçildi.
Ben “mevcut çevre yolunun genişletilmesi, Güney-Kuzey Çevre yolu yapım çalışması ve Organize Sanayi Bölgesinin Demiryolu ile Limana bağlanması” hakkında bir gelişme olup olmadığını sordum.
Küpeli, Kuzey Çevreyolu konusunda daha etütleri bile yapılmadığını, öyle bir proje olmadığını, sadece Güney Çevreyolu ile ilgili bir proje varmış ama o da kısa vadede olacak gibi gözükmediğini söyledi…
Nadir Küpeli, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nin Demiryolu ile limana bağlanması ve mevcut çevre yolunun genişletilmesi konusunda da bir planlama olmadığını belirterek,” Organize Sanayi Bölgesi’nin dışındaki olaylara müdahale etme yetkimiz yok. Ancak çok önerimiz var. 20 kilometre yolu gidemiyoruz. Bu ciddi bir iş gücü ve enerji kaybı. Çevreyolunun iki tarafına toplama yollar yapılabilir. Üst geçitlerimiz var orada. İstimlak problemi de yok gibi gözüküyor. Alternatif yollar açılabilir. Seyitgazi yolundan Organize Sanayi Bölgesi’ndeki köprüye kadar yeni yollar açılabilir. Bizim birinci derdimiz kısa vadede çevreyoluyla bu işi çözmek değil anlaşılan. En azından yaraya merhem olsun mantığıyla mevcut bulvar haline gelmiş çevreyolunu biraz daha işlevsel hale getirebilir miyiz bu. Karayolları ya da Büyükşehir. İlgili arkadaşlarında daha sorumlu davranmasını istiyoruz. Bizim yedi ila dokuz arası ciddi trafiğimizin olduğu saatler. Tam o saatlerde yollara duba koymuşlar budama yapıyorlar böyle bir sorumsuzluk olur mu? Organize Sanayi Bölgesi için alternatif yollar yapılmalı. Örneğin Seyitgazi Caddesinden alternatif yol açılmalı” diye yakındı.
Haklı mı?
Evet haklı.
Hem de yüzde bin beş yüz…
Anlaşılan iktidar Eskişehir’e “üvey evlat” muamelesi yapmaya devam edecek…
“Organize Sanayi Bölgesi en varlıklı dönemini yaşıyor”
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ndeki son çalışmalar hakkında bilgiler de veren Küpeli, “Bizim yönetimimizde artık Organize Sanayi Bölgesi ile şehrin birbirinden kopuk yapısı giderildi. Biz etle tırnak gibiyiz. Organize Sanayi Bölgesi şehirden ya da şehrin bu bölgeden ayrılması mümkün değil. Nüfusumuzun dörtte biri sanayiden ekmek kazanıyor. Son altı buçuk yılda çok ciddi yatırımlar yaptık. Ciddi bütçeleri verimli bir şekilde kullandık. 6 buçuk yılda 20-25 yıllık bir yatırım gerçekleştirdik. Eskişehir’e gelen herkes burada düzenli bir yapılanmanın olduğunu ve hem Eskişehir’in yaşanabilir bir kent olması hem de düzgün bir sanayi şehri olması artık olarak nitelikli bir insan yapısının olması da Eskişehir’e olan talebi arttırmaya başladı. Şu anda hiçbir sorunumuz yok. Organize Sanayi Bölgesi bütün tarihinin en varlıklı dönemini yaşıyor. Hiç kimseye borcumuz yok. Çok da ciddi miktarda bedeli ödenmiş arsalarımız var” dedi.
ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNDE ÇALIŞAN SAYISI 49 BİN
“Çözemediğimiz bir tane sorumuz kaldı. 1190 hektarlık bir yer var yani 12 milyon metrekare civarında bir alan var büyük bir kısmı da kamu arazisi. Onu da yaparsak sanıyorum Eskişehir’in 2050 yılına kadarlık büyümeyle genişlemeyle ilgili sorunları da çözmüş olacağız” diyen Küpeli, OSB’de katılımcı sayısının 899’a ulaştığını, bunlardan 648 tanesi üretimde kalan kısımda ise inşaat ve proje aşamasında olduğunu da belirtti.
OSB’de çalışan sayısının 49 binlere geldiğini, 8 bin 500’ünün kadın olduğuna, ara elaman sıkıntısı yaşadıklarına da dikkat çekti…
* * *
“bu dedikoduları yayanlar ahlaksız, namert, korkak”
Birkaç ay önce küçük bir rahatsızlık geçiren Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, gayet sağlıklı görevinin başında…
Ataç’ın yaşadığı rahatsızlıktan sonra, şehirde bir dedikodu aldı başını gidiyor…
Birisi de “Ben Ahmet Başkanı makamında ziyaret ettim. Gayet sağlıklı. Bu dedikoduları kim çıkarıyor?” demedi…
Bu dedikoduları çıkaranlar belli…
Peki kim onlar?
31 Mart’ta yerel seçim var ya…
Ahmet Ataç’a o dedikoduların yoğun olarak yapıldığında Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olacağı gündeme geldi…
En azından Büyükşehir olmazsa Tepebaşı Belediye Başkanı adayı olacağı kesindi…
4 dönemdir de açık ara farkla seçim kazanan Ahmet Ataç’ı 31 Mart’ta yapılacak yerel seçim öncesi “hasta” dedikoduları çıkartarak kendilerine oy devşirmeye çalışanlar…
Ahmet Başkanı baktılar bilek gücüyle yenemeyecekler, “Hasta. Yürüyemiyor” dedikodularıyla yıpratma mücadelesine girdiler…
Sanıyorum 15 gün önce idi. Arkadaşlarla bir mekânda otururken arkamızdaki masada “Ahmet Ataç kansermiş. Kanser tedavisi görüyormuş” diye konuşuluyordu…
İster istemez arkamı dönerek, “Bu bilgiyi kimden aldınız? Elinizde Ahmet Başkanın kanser olduğuna dair elinizde bir belge var mı? Veya hangi hastanede kanser tedavisi görüyorsa söyleyin de ben araştırayım” dedim…
Sorum üzerine, “Ben de bir başkasından duydum” yanıtını verdi.
O yanıt üzerine şunu söyledim:
“Bende sizin hakkınızda bir iddiada bulunayım. Çok hasta. Kanser tedavisi görüyor, doktorların verdiği bilgiye göre 3-4 aylık ömrü kalmış diye yayayım. Ama siz sağlıksınız. Öyle bir tedavi de görmüyorsunuz. Çıkıp bu dedikoduları kim yayıyor diye iftira atanları yalancılıkla suçlamaz mısınız? Kulaktan dolma bilgilerle Ahmet Ataç’a da iftira atmanız doğru değil” dediğimde, “Kusura bakmayın. Haklısınız” dedi…
* * *
Yine 2-3 yıldan beri Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen hakkında da çirkin dedikodular yayıldı…
Onları burada yazmayacağım…
Ahmet Ataç’ın kulağına gitti gibi Yılmaz Hoca’da kendisi hakkında yapılan bu asılsız dedikoduları duymuştur…
86 yaşında olmasına rağmen Yılmaz Hoca da sağlıklı…
Her gün makamına gelip gidiyor…
Gelen konukları ağırlıyor…
Çeşitli toplantılara katılarak şehrin sorunlarını anlatıyor…
* * *
Ahmet Ataç, epeydir yapılan dedikodulara kulak asmadı…
Bir kelime bile yanıt vermedi…
Ancak artık tahammül derecesini aşmış olacak ki, 3 belediye olarak düzenlenen ve geleneksel hale gelen “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” nedeniyle basın mensuplarına verilen yemekte sağlığı ile ilgili çıkartılan söylentilere sert tepki gösterdi…
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın dedikodulara verdiği yanıt şöyle:
“Eskişehir… Bu şehir vefanın şehridir. Sağduyulu, hoşgörülü bir şehirdir.
Yalan, dolan, iftira gibi çirkinliklerin bu şehirde geçerliliği yoktur.
Büyüğünü küçüğünü bilen ve saygıda kusur etmeyen insanların şehridir Eskişehir.
Varlığı ile böbürlenmeyen, mütevazı insanların şehridir.
Her şeyi para ile satın alabileceğine inananların değil, birbirine yürekleri ile bağlı insanların şehridir.
Eskişehirliler, aydın ve hoşgörülü olduğu kadar zekidir ve her şeyin farkındadır. Bugüne kadar da bu tür oyunlara asla fırsat vermemiştir.
Bu şehirde insanlar değerleri için yaşar.
Sizler de basın emekçileri olarak bu değerlere ve kentimizin belleğine katkı sunabilmek adına, fedakârca çalışıyorsunuz. Dualarım sizlerle. Allah sizi adaletsiz siyasi iradenin şerrinden korusun. Eskişehir her şeyin en iyisini, en güzelini hak ediyor. Bizler 20 yıldır bunun bilinciyle çalışıyor ve hemşehrilerimize nitelikli hizmet sunmaya gayret ediyoruz. Bu gayret ve çabamıza da devam edeceğiz. Şehrimize hizmet etmek ibadettir, onurdur.
Unutmadan son bir şey ilave edeyim; sağlık durumum ile ilgili merakı gidereyim. Gördüğünüz gibi son derece sağlıklıyım. Sıhhatim de keyfim de gayet yerinde.
Her hastalığın tedavisi vardır. Ama bu dedikoduları yayanlar ahlaksız, namert, korkak, çukur, tetikçi, yaratık yani bunların tedavisi mümkün olmayan zavallılardır. Onları Allah’a havale ediyorum.”
* * *
O dedikoduları yayanlar, seçimlerde bilek gücüyle sandıkta yıkamadıkları Ahmet Ataç’ı “Hasta. Hasta adama oy vermeyin” diyerek yıpratarak seçim kazanmanın hesabını mı yapıyorlar bilemem…
Ancak şunu bilmelidirler…
Bir insanı asılsız dedikodularla yıpratma çalışması yapacağınıza, Tepebaşı ilçesinde yaşayan sağcısı-solcusu, dindarın-ateistin, kadınların, gençlerin gönlüne girmeyi başaran Ahmet Ataç’ı yenmek için bugüne kadar yapılmamış projeler üreterek oy devşirmeye çalışın…
Yoksa Ahmet Ataç’ın bileğini bükemezsiniz…
* * *