1985 yılında Yılmaz Büyükerşen Anadolu Üniversitesi Rektörü idi. Eskişehir’e bir termal tesis ve hidroterapi merkezi kazandırmak istiyordu…

Anadolu Üniversitesi, Sıcak Sular mevkiinde termal tesis ve hidroterapi merkezi yaptırmak için gerekli olan girişimleri başlattı…

Bugün Sıcak Sular mevkiindeki Erkekler Hamamı’ olarak bilinen hamam ile birlikte küçük küçük dükkanların bulunduğu Çarşı Camiine kadar olan alanın istimlak edilmesi istendi…

Anadolu Üniversitesi’nin bu isteği Belediye Başkanlığına bildirildi. Rahmetli Selami Vardar’ın Belediye Başkanlığı döneminde üniversitenin bu talebi o bölgedeki esnafların karşı çıkmasıyla Belediye Meclisinden geçmedi. Meclisten o yıllarda ‘istimlak’ kararı çıkmış olsaydı bedelini üniversite ödeyip termal tesis için kazmayı vuracaktı…

* * *

Anadolu Üniversitesi’nin sıcak sularda yapmak istediği ‘Termal Tesis’ Belediye Meclisi’nde gündeme gelmeden önce birileri öyle bir dedikodu yaydı ki, Eskişehir’de sağır sultan bile duymuştu!

Konu belediye meclisine geldi…

Mecliste Anadolu Üniversitesi’nin talebi “ret” edildi…

Sanıyorum Belediye Meclisi’nin ‘ret’ etmesinde en önemli etken çıkartılan ve Eskişehir’i sallayan dedikodular oldu…

Meclis üyelerinin çoğu yapılacak termal tesise sıcak bakarken, çıkartılan bu dedikoduların etkisi altında kalarak, üniversitenin ‘termal tesis’ yapmak istediği alanın istimlak edilmesine karşı çıktılar…

Peki, neydi bu kadar etkili olan dedikodu.

‘Anadolu Üniversitesi buraya termal otel yapacak, üniversite hocalarının dışında bu otelden halk yararlanamayacak’.

İkincisi ise belki daha etkili oldu.

‘Caminin dibinde termal otel mi olurmuş?’

Bu dedikodular yüzünden Anadolu Üniversitesi’nin girişimleri olumsuzlukla sonuçlandı…

AFYON VE KÜTAHYA YILLAR ÖNCE GÖZÜNÜ AÇTI

Afyon ve Kütahya yıllar önce gözünü açmış, sıcak sularını değerlendirerek şehrin gelişmesi, kalkınması açısından önemli bir adım atmışken, biz ise şehrin göbeğinde çıkan sıcak suyu taharet yapmakta kullanıyoruz…

Aslında Eskişehir’in de eline büyük fırsat geçmişti…

Ama siyaset buna engel oldu…

Neydi bu fırsat?

Sıcak suyun hidroterapi özelliği (suyun fiziksel özelliklerinden faydalanarak hastalıkların ve fonksiyonel kayıpların tedavi edilmesi yöntemi) tam olarak yorumlanamadı...

Yıllardır gündemde olan Kızılinler Projesi…

Merkeze 11 km uzaklıktaki Kızılinler Köyü’nde dönemin Valisi Kadir Çalışıcı tarafından 2005 yılında yaptırılan sondaj çalışmaları sonrası 38 ile 52 derece sıcaklık arasında termal su kaynakların bulunmasından sonra somut adımlar atılmaya başlandı…

Tepebaşı Belediyesi, 2009 yılının temmuz ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan izin alarak başladığı 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan çalışmalarını tamamladı. Belediye buraya yapılması düşünülen ve Avrupa standartlarına sahip merkezin yapılması için önemli bir projeye imza attı…

Tepebaşı Belediyesi Termal Turizm Kentleri Projesi kapsamındaki Frigya Bölgesi içinde kalan ve Kızılinler’de, bu projeyle ana tema olarak ‘termal turizmin geliştirilmesi’ ile golf, doğa turizmi ve su sporları vb. alternatif turizm türlerinin bütünleşmesi ve yakın çevredeki diğer kültürel ve doğal değerlerle de ilişkilendirilmesi ile termal destinasyon haline getirilmesini ön plana çıkarmıştı…

* * *

Kızılinler Köyü’nde yapılacak tesislerin, İzmir Balçova tesislerinden sonra, Türkiye’de, sağlık turizmi kapsamında, ikinci tesis olacağını söylenmişti…

Ayrıca Bakanlar Kurulu kararı ile Eskişehir-Afyonkarahisar-Kütahya bölgelerini kapsayan Frigya Kültürel Mirası Koruma ve Kalkınma Birliği kuruldu. Bu kurul, bölge ve Eskişehir Kızılinler Termal Turizm Merkezi 08.12.2006 tarih ve 26370 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak, yürürlüğe girmesi, “KIZILİNLER PROJELERİNİN” gerçekleştirilme şansını daha da artırmıştı…

Planlama alanında turizm tesis alanlarının toplamı 42 hektar ile 1438 hektar olan planlama alanının %2’sini oluşturmakta idi. Sağlık ve turizm tesis alanları 191 hektar ile %13’lük kısmını, kür parkları ise 283 hektar ile %19’luk kısmını oluşturmaktaydı... Eskişehir Kızılinler Termal Turizm Merkezi’nde özel yatırımcıya ayrılan toplam 2 bin 500 yatak kapasiteli termal turizm tesis alanı, toplam 4 bin yatak kapasiteli sağlık ve turizm tesis alanı bulunması öngörülmekte idi…

Ayrıca ileri yaşam merkezi kapsamında toplam 6 bin yatak kapasiteli sağlık ve turizm tesis alanı ile kür parkı alanının olması öngörülmekte ve 1. Etap toplam yatak kapasitesi 12 bin 500 olarak tasarlanmıştı…

Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, projeyi tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, “Bu proje kentimizi uçurur. Ama Kültür Bakanlığı ile ortak akılla gidilmeli. Siyasi malzeme yapılırsa bu olmaz. Eskişehir ve ülkemiz için çok önemli bir proje sahip çıkalım” demişti…

Kültür ve Turizm Bakanlığının talebiyle Odunpazarı Belediyesi ’de kendi sınırları içerisinde kalan alanlar için başlattığı projeyi tamamladı…

Her iki belediye de hazırlamış oldukları plan ve projeleri Kültür ve Turizm Bakanlığına gönderdi…

* * *

Eskişehir’imizin, Kızılinler bölgesinde bulunan ve yaklaşık 11 Bin hektar büyüklüğünde olan alanın önce “Termal Bölge” olarak ilan edilmesi, ardından da iki belediyemiz tarafından bu bölge için hazırlanan planları onaylanması son derece sevindirici idi…

Var olan potansiyele rağmen bir türlü hayata geçirilemeyen termal turizmi konusundaki eksikliğin de bu gayretler sonucunda giderileceğine ve kaybedilen zamanın da bu şekilde telafi edileceğine inanıyorduk...

* * *

Söz konusu projenin hayata geçmesiyle birlikte, Eskişehir’in var olan kimliklerine bir yenisinin ekleneceğine ve bu proje ile şehrimizin kazançlı çıkacağını düşünüyorduk…

Artık top özellikle dönemin iktidar partisi milletvekillerinde ve Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’da idi…

O yıllarda, “Sakın geç kalmayın. Eskişehirliler olarak daha fazla zaman kaybetmeye tahammülümüz yok. Artık Afyon, Kütahya ve hatta Bursa gibi bizde ‘uçmak’ istiyoruz. Komşularımız ‘sıcak sudan para basarken’ biz hala bakmaya devam etmeyelim” diye yazmıştım…

Sonuçta her iki belediyenin de büyük masraflar ederek hazırladıkları projeler Kültür ve Turizm Bakanlığının raflarına kaldırıldı…

Kaybeden yine Eskişehir oldu…

Kızılinler projeleri, bugün de hayata geçirilebilir. Yeter ki AK Parti Milletvekilleri, Vilayet, Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri, ESO, EOSB ESİAD ve ETO gibi sivil toplum örgütleri, üniversiteler, iş adamlarımız, ekip ruhu içinde hareket etsinler…

* * *

CHP'NİN YEREL SEÇİM BAŞARISININ SIRRI

Yüzde 37.7 ile 31 Mart yerel seçimlerinden birinci parti çıkan CHP'nin başarısını iktidar kanadı ekonomik sorunlara bağlarken parti içinde yapılan analizlerde farklı sonuçlar elde edildi. CHP tarafından yapılan bir çalışma, 14 büyükşehir, 21 il belediyesi kazanan partinin başarısında doğru adayların etkisinin yüzde 40 oranıyla ilk sırada olduğunu gösterdi…

31 Mart yerel seçimlerinde yüzde 37.7 ile birinci parti çıkan CHP'nin başarısı iktidar kanadında ekonomik sorunlara bağlanırken, parti içinde yapılan araştırmalarda doğru aday seçiminin başarıyı getirdiği sonucuna varıldı…

SEÇİME ‘DOĞRU ADAY SEÇİMİ’ DAMGA VURDU

Yerel seçim sonuçlarına dair siyasi partilerin analizleri raporlanmaya başladı. İktidar da muhalefet partileri de sonuçlarda ekonomik sorunların çok etkili olduğu değerlendirmesi yapmıştı. Ancak CHP'nin yaptığı bir çalışma elde edilen başarıda aday isimlerinin etkisinin ilk sırada olduğunu gösterdi…

Çalışmayla ilgili bilgi veren CHP'li üst düzey yönetici, 14 büyükşehir, 21 il belediyesi kazanan, uzun yıllar sonra Kütahya, Kastamonu, Adıyaman ve Kırıkkale gibi kentlerde belediyeleri alan CHP'nin başarısında doğru adayların etkisi olduğunu söyledi…

EKONOMİNİN BELİRLEYECİLİĞİ İKİNCİ SIRADA

CHP'nin başarısının nedenlerini ortaya koyan çalışmaya göre ilk sırada yüzde 40 oranıyla "doğru adaylar" yer aldı. Gazeteduvar'da yer alan habere göre seçmenlerin oylarında ekonominin belirleyiciliği ise ikinci sırada yer aldı.

AK PARTİ NEDEN KAZANAMIYOR?

AK Parti kurulduğu dönemden 31 Mart seçimlerine kadar Eskişehir’de yerel seçimlerde 5 kez yarıştı…

Bu yarışta iki kez Odunpazarı bir kez de Tepebaşı Belediye Başkanlıklarını kazandı…

Büyükşehir’de ise hep kaybetti…

Peki neden?

Belediye başkan adaylarının tabanın istemediği veya kendilerine sorulmadan belirlenmesi en önemli etken olarak gösterildi...

Temayüller ve anketler yapılıyor…

Ancak ne temayül ne de anketler dikkate alınmıyor…

AK Parti Genel Merkezi’nin, “benim belirlediğim adaylara oy vereceksiniz” diyerek dayatma yapması tepkilere yol açıyor...

Şu unutulmasın ki; bu dayatma devam ettiği, tabanın sesine kulak verilmediği sürece AK Parti’nin Eskişehir’de seçim kazanması çok ama çok zor…