Önceki yazımda Fethullah Gülen ile ilgili hukuki süreci uzun uzun yazmıştım.

Fethullah Gülen'in,18 Haziran 1999'da televizyonlarda bir videosu yayınlanmıştı.

Bu video üzerine Türk devletinin savcıları harekete geçmiş, dava açmışlardı.

'Laik devlet yapısını değiştirmek, dini kurallara dayalı bir devlet kurmak' amacından dolayı, Türk Mahkemelerinin 22 Ağustos 2000 tarihli kararı ile 'terör örgütü' oldukları tescillenmişti.

Birileri anlamazlıktan gelse de,

Fethullah Gülen cemaati, 2000 yılından itibaren resmen bir terör örgütüydü.

***

Gülen videoda neler demişti?

'Adliyede, mülkiyede veya başka hayati müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti,

Öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp öyle değerlendirilmemelidir.

Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir.'

Kısaca devlet kurumlarına sızın, ele geçirin,

Belli mevkilere yerleştikten sonra 'demokrasinin, hukukun, devlet kurallarının içine ederek' cemaatin ve mensuplarının çıkarlarına uygun her yolu açabileceksiniz, diyor.

'Sızıntı'nın amacını açıklıyor aslında.

***

Başka, başka..!

'Sivrilmeden, mevcudiyetinizi hissettirmeden çok ilerlere gitme.'

Bak bak bak..!

Burada da sızıntının taktiği, tekniği var.

Adamın kaseti 1999, yıl 2016…

Yandaşlar da dahil, 'FETÖ devlete nasıl yerleşti?' sorusunu herkes böyle yanıtlamıyor mu?

Beyler, 17 yıl sonra…

Yeni mi ulaştık bu analize?

Bu arada birileri kandırıldığını söylüyor ya!

Bana göre uyumuşlar,

Ya da çıkarlarına öyle gelmiş!

***

Devam devam…

'Bu sistem içinde arkadaşlarımız istikbale yürüyeceklerdir.

Öyleyse sistemin püf noktalarının bilinmesi, keşfedilmesi lazım.'

Hımmmm!

Devlete nasıl yerleşiriz?

Nasıl yükseliriz?

Kimden, nasıl yararlanırız?

Kimin, ne gibi zaafları var?

Bu zaafları nasıl kullanırız?

Bu kişileri davamıza nasıl ortak (paralel) ederiz?

Engel çıkarma ihtimali olan kurum ya da kişileri hangi kumpaslarla saf dışı ederiz?

İnce bir toplumsal mühendislikle her şeyi planlanmışlar.

***

Yaşadığımız Ergenekon, Balyoz, İzmir Casusluk vb. kumpasların operasyon kaynağını işaret etmiyor mu bu sözler..!

Ya da dinlemelerden elde edilen tapelerin, kaset skandallarının…

Allah aşkına bir daha okuyun!

Bu soruların cevapları Gülen'in sözlerinde saklı değil mi?

***

Bu meşhur kaseti konuşmaya devam edeceğiz.

Geçmişteki ilişkiler, söylemler ne kadar inkar edilse de; kasetler orada duruyor, tarihe düşülen not gibi…

Ünlü sözü değiştirerek söylersek 'cuk' oturacak.

'Söz uçar, kayıt kalır.'