Yerel seçimlere yaklaşık 5 ay var.
Bugünlerde birileri mevcut CHP'li belediye başkanlarının 2024'te seçim kazanmalarının zor olduğunu söylüyor.Yılmaz Hoca'nın 31 Mart 2024'de yapılacak seçimlerinde CHP'den aday olmayacağı varsayımı yapılarak 'merkezdeki üç belediye de AK Parti'ye geçer' diyenler var.
Eskişehir'in sosyal demokrat değil 'merkez sağ seçmen' ağırlıklı bir il olduğu söyleniyor.
Çok doğru…
Yıllarca Eskişehir'i sağ partilerden seçilen belediye başkanları yönetti.
Ancak Eskişehir'de CHP'den Selami Vardar'ın iki dönem, Yılmaz Büyükerşen'in 5 dönem üst üste belediye başkanı seçildiği de unutulmamalı.
Eskişehir seçmeni seçici!
'Benim partilim olsun da kim olursa olsun' demiyor.
Adaya bakıyor, vizyonuna bakıyor, birikimine bakıyor o'na göre sandıkta tercih yapıyor.
* * *
Eskişehir seçmeni sağ partilere daha yakın neden diyorum.
Yıllardır Demokrat ve Adalet ve Doğru Yol ve Anavatan Partisinin kalesi idi.
1999 seçimlerinde Yılmaz Büyükerşen, DSP'den Büyükşehir Belediye Başkan adayı olunca sağ seçmenin de tercihi değişti.
Keza Ahmet Ataç için de aynı şeyi söyleyebiliriz.
Sağ sol, kuzey güney, doğu batı ayırımı yapmadan hizmet odaklı anlayışın temsilcisi oldular ve yıllardır bu özelliklerinden de taviz vermediler…
* * *
AK Parti'nin Eskişehir de aldığı oyları küçümsemiyorum.
Milletvekili ile belediye başkan adayı olan isimleri de.
O benim haddime düşmez.
Sandıktan çıkan sonuçlar üzerine değerlendirme yapıyorum.
2024 de yapılacak yerel seçimlerde merkezdeki üç belediyeyi de kazanırsa elbette saygı duyarım.
Seçmenin tercihine nasıl 'yanlış' diyebilirim.
Hakaret etmiş olurum.
* * *
Diyorlar ki; 'Yılmaz Büyükerşen faktörü CHP'ye seçim kazandırıyor'.
O zaman AK Parti'de bir Yılmaz Büyükerşen gibi isim bulmak zorunda… Bulamıyorlarsa onların sorunu…
Aslında ellerine fırsatta geçmedi değil.
Seçim kazanamayacak isimleri aday göstermelerinin bedelini sandıkta ödediler.
* * *
'CHP de Yılmaz Büyükerşen faktörü var' derken şunu mu söylemeye çalışıyorlar pek anlamış değilim!
'Yılmaz Hoca olmasaydı CHP kent merkezindeki üç belediye başkanlığını da kazanamazdı.'
Üst üste seçim 5'inci kez kazanarak kendi rekorunu egale eden Yılmaz Büyükerşen'in, Odunpazarı ve Tepebaşı seçimlerinde şüphesiz etkisi olmuştur.
Kazım Kurt üst üste 2, Ahmet Ataç üst üste 3 kez toplamda 4 seçim kazanmışlarsa, seçmen onlara 'kaşı, gözü, yüzü güzel' diye oy vermedi.
Seçmen adayları kendi gözünde değerlendirdi, bir de mevcut belediye başkanlarının yaptıkları icraatlarına baktı sandıkta ona göre tercihini yaptı.
CHP'li belediye başkanlarının başarılı olduklarına inandıkları için tekrar koltuklarında kalmalarını istedi.
31 Mart 2024'te Yılmaz Büyükerşen'in aday olmayacağını söyleyenler var. Bunu Yılmaz Büyükerşen'in kendi ağızından duymadık. CHP'nin Yılmaz Hocasız seçim almasını zor görenler var.
Yılmaz Hoca'nın; 'ben yokum bakın kendi başınızın çaresine, benden size destek yok' diyeceğini asla düşünmüyorum.
Yılmaz Hoca özellikle de yaklaşık 25 yıl oturduğu koltuğunu AK Parti'nin adayına bırakmak istemez.
Büyükşehir'e, Odunpazarı ve Tepebaşı'na kim belediye başkan adayı olursa arkalarında dimdik durur.
* * *
AK Parti aday konusunda bu kez hata yapmaz, örneğin Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Çorumlu gibi marka isimler bulup aday yapmalı. Yoksa 2024'de Yılmaz Hoca aday olmasa bile yine kaybeder.
Yine Eskişehir'de belli bir grubun istediği isimleri aday gösterirse geçmiş seçimlerde yaşadıkları hüsrana tekrar yaşayabilirler.
* * *
ES-ES TARAFTARLARINDAN HATİPOĞLU'NA MESAJ
Eskişehirspor'un pazar günü kendi evinde karşılaştığı Sincan Belediyespor'u 2-0 yendi.
Maçı ES TV'i canlı yayınladı.
Eskişehirspor taraftarlarının maçı izlediğini düşünüyorum.
Demirspor ve Yunusemre Spor maçlarında oynadığı futbolun üzerine çıkamadığını gömüşlerdir.
Sincan Belediyespor Siyah-Kırmızılılardan üstün bir takım değil.
Şampiyonluğa oynayacak bir takımda değil.
Buna rağmen Eskişehirspor 28. Dk'ya kadar vasat bir futbol sergiledi.
28'dk'da Sincan Belediyespor kalesi önünde yaşanan karambolde golü buldu.
35'dk'da attığı ikinci gol eyvallah.
İlk yarıyı 2-0 önde kapatan Siyah-Kırmızılar ikinci yarıda farkı artıracağına skoru korumanın hesabını yaptı.
Eğer Sincan Belediyespor değil de puan cetvelinde Eskişehirspor'un altında olan takımlardan birisi olsaydı maç en azından beraberlikle bitebilirdi.
Siyah-Kırmızılılar 12 puanla lider.
Oynadığı üç maçtan ikisi Eskişehir kulüpleriydi.
Demirspor ve Yunusemre Spor bu sezon ligde kalabilme mücadelesi yapacak takımlar.
Maçlar oynanmadan hepimiz 6 puan cepte diyorduk.
Kozlu Belediyespor'un ligden çekilmesiyle oynamadan üç puanı cebine koydu.
Sincan Belediyespor'da zirveye oynayacak bir takım değil.
O nedenle geçen 4 haftada alınan 12 puana çok fazla sevinmesinler.
ES-ES için lig bu hafta başlıyor.
10 puanla üçüncü sırada bulunan grubun yenilgisiz üç takımından birisi olan Kaynaşlı Belediyespor deplasmanına gidecek.
Eskişehirspor'un bence ligde ne yapabileceği bu maçta alınacak sonuca göre belli olacak.
Şimdiden uyarıyorum.
Eğer oynadığı üç maçta ortaya koyduğu futbolun üzerine çıkamazsa ilk yenilgisini alabilir.
Belki birileri bana bozulacaktır.
Ama hani bir söz var, 'Doğruyu söyleyen 9 köyden kovulurmuş' diye.
İnşallah ben yanılırım.
Eskişehirspor düşmanı değilim.
40 yılı aşkın bu şehirde gazetecilik yapıyorum.
Eskişehirspor'un bugünkü süper lig o yıllarda 1. Ligde fırtına gibi estiği günleri de bilirim.
Siyah-Kırmızılı Kulübün gönlümdeki yeri başka.
Bugünkü durumuna en çok üzülenlerden biriyim.
Temennim elbette ki bu yıl Bal Liginde şampiyon olması ve profesyonel lige yükselmesi.
Ve ardından da en kısa zamanda yeniden ait olduğu süper lige çıkarak geçmişte olduğu fırtına gibi esmesi.
* * *
Eskişehirspor-Sincan Belediyespor karşılaşmasında tribünde açılan bir pankarttaki yazı dikkatimi çekti.
Pankartta 'Eskişehirspor'un umudu Nebi Hatipoğlu' yazıyordu.
Nebi Hatipoğlu'na bir gönderme mi yoksa çağrımı?
Hatipoğlu, İYİ Parti Milletvekilliğinden istifa etti.
AK Parti'ye geçeceği konuşuluyor.
Siyah-Kırmızılı Kulübün taraftarları AK Parti'ye geçmesi halinde Hatipoğlu'ndan daha büyük destek mi bekliyor?
Bu pankartı Nebi Hatipoğlu gördüyse mesajı aldı mı?
Bunun cevabını ilerleyen günlerde öğreneceğiz.
* * *
KISSADAN HİSSE:
BİZ BÖYLE ÇÜRÜDÜK!
* 'Bal tutan parmağını yalar' dedik hırsızlığı mübah gösterdik.
* 'Devletin malı deniz, yemeyen domuz' dedik devleti soymayı mübah gösterdik.
* 'Yemeyenin malı yerler' dedik dolandırıcılığı mübah gösterdik.
* 'At binenin kılıç, kuşananın' dedik dolandırıcılığı mübah gösterdik.
* 'Söz gümüşse, sukut altındır' dedik ortamı yalancıya bırakmayı mübah gösterdik.
* 'Komşuda pişer, bize de düşer' dedik hazırlığı mübah gösterdik.
* 'Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez' dedik menfaatçi ligi mübah gösterdik.
* 'Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar' dedik yalan söylemeyi mübah gösterdik.
* 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' dedik bencilliği mübah gösterdik.
* 'Üzümü ye bağını sorma' dedik haramı mübah gösterdik.
* 'Köprüden geçinceye kadar ayıya dayı' dedik kurnazlığı, takiyeyi mübah gösterdik.
* Sonra toplum neden bozuluyor.
Bozulmasın mı?...
* * *
FIKRA:
Dedesi
Küçük afacan elinde bir kutu şekerle parka gitmiş, bir banka oturmuş; etrafa bakınırken şekerleri art arda ağzına atıyormuş.
Yanındaki bankta oturan yaşlı adam çocuğa bakmış bakmış ve 'evladım' demiş,
'şeker güzeldir ama çok yemek zararlıdır. Hem dişlerin çürür hem yüzünde sivilce çıkar hem de şişmanlarsın'.
Çocuk bunun üzerine adama dönmüş:
'Benim dedem 107 yaşına kadar yaşadı...'
Adam 'Yaa..' demiş..
'Yani deden de mi çok şeker yerdi?'
'Hayır, her şeye burnunu sokmazdı!'
* * *