İktidar “belediye yapsın”, belediyeler “bizim görevimiz değil iktidar yapsın” diyor…

İktidarda belediyeler de topu bir birine atıyor…

İktidarın da belediyelerin de yapacakları görevler belli…

25 yıldır Büyükşehir Belediyesi’ni CHP’li belediye başkanları yönetiyor…

Tepebaşı’nı 20 yıldır Ahmet Ataç, Odunpazarını da 10 yıldır Kazım Kurt…

Bir gün olsun AK Partinin il başkanları veya milletvekilleri “Eskişehirli seçmen belediyelerde sizi tercih etti. Seçmene ya biz AK Parti olarak kendimizi anlatamadık ya da yaptıklarınız hizmetten halk memnun ki sizi seçti. Seçim bitti. Gelin el ele vererek bu şehrin en acil yapılması gereken sorunlardan başlayarak birlikte çözelim. İktidar partisi olarak neye kaynak gerekiyorsa sağlayalım” demediniz…

Eleştirmek en kolay yapılacak şey…

“BU ŞEHİR BEŞ YILINI KAYBETTİ YİNE”

AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, geçmiş yıllarda görevdeki il başkanları gibi ikide bir Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanlarını eleştiriyor…

AK Parti’de bu alışkanlık oldu…

Eskişehir halkı kimin ne yaptığını veya yapmadığını çok iyi biliyor…

Seçimlerde de tercihini ona göre yapıyor…

Albayrak, yine belediye başkanları şu sözlerle eleştirmiş:

“Tatildeler. Şu an bir iş yapmadılar, sahada yoklar. Ayşe Hanım yeni bir heyecan olduğundan dolayı sahada ama şu an elle tutulur bir konu var mı? Yok. Hiçbir iş yaptıkları var mı? Onlar da yok. Şu an tek ziyaretler yapılıyor. Tabi onun öncesi nereden geliyor? Ellerinde bir proje de yoktu. Sayın Ahmet Ataç’ın ne projesi vardı? Kazım Kurt’un ne projesi vardı? Yenikent’te yapmış olduğu bir bina var. Orayı da açtı ama hala eksiklerini tamamlayamadı. Ben tabi ki şuna üzülüyorum: Bu şehir beş yılını kaybetti yine.”

* * *

Sayın Albayrak 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde “Ellerinde bir proje de yoktu. Sayın Ahmet Ataç’ın ne projesi vardı? Kazım Kurt’un ne projesi vardı?” diye eleştirdiğin belediye başkanlarını kim seçti?

Herhalde uzaylılar gelip oy kullanmadı…

“Hiçbir iş yapmadılar. Ellerinde proje yok” dediğin Ayşe Ünlüce, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç ile birlikte AK Parti’nin belediye başkan adayları Nebi Hatipoğlu, Özkan Alp ve Hamid Yüzügüllü aynı sandığa girmediler mi?

CHP’li belediye başkan adaylarına ve seçilen belediye başkanlarına iddia ettiğin gibi projeleri olmamasına rağmen seçmen “fiziki görüntün, kaşın, gözün güzel” diye mi oy verdi?

Yılmaz Büyükerşen’in 25 yıllık hizmetine bakarak 10 yıldır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği yapan Ayşe Ünlüce’yi tercih etti…

Kazım Kurt ve Ahmet Ataç’ında geçmişte yaptıkları hizmetlerden memnun kalan Eskişehirliler onlara “yolunuza devam edin” dedi…

AK Partili belediye başkan adaylarının da fiziki görüntüsü, kaşı, gözü güzeldi…

Seçmen neden onları tercih etmedi?

AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, “Ben tabi ki şuna üzülüyorum. Bu şehir beş yılını kaybetti yine. Mazeret insanın kendine söylediği en büyük yalandır. Sürekli mazeret üretiyorlar. Belediye başkanlık makamı mazeret üretme yeri değildir. Mazeret üreteceksen o zaman bırakacaksın. Hep böyle. Geçmiş dönemde de bunlar oldu. Şimdi de bunlar oluyor” derken seçmenin tercihini eleştirmiş olmuyor mu?

Eskişehirlilere “yanlış tercih yaptınız” demek değil mi?

Bunu söylerken acaba, “biz nerede yanlış yaptık?” diye kendinizi sorguladınız mı?

SÖZ VERİP DE YAPMADIKLARINIZI DA SÖYLEYİN

AK Parti İl Başkanı Albayrak, “Bu şehrin gerçek gündemine dönmesi lazım. Birinci konusu, kentsel dönüşüm. İkinci konusu susuzluk, üçüncü konusu trafiktir. Zaman geçiyor bu şehir kaybetmeye devam ediyor. Hizmet almayarak kaybediyor” demiş…

Haklı olduğu sözleri de var…

Ancak AK Parti’nin milletvekilleri, bakanlarının da söz verip de yapmadıklarını neden gündeme getirmiyorsunuz?

Nedir bunlar?

Çevre yolu, Seyitgazi-Afyon kara yolu, Kızılinler Termal Projesi, Eskişehir’in tren yolu ile limana bağlanması, Küçük Sanayi Sitesi…

Alpu, Sarıcakaya, Mihalgazi, Mihalıççık ilçe yollarının genişletilmesi çalışmalarına başlayalı kaç yıl oldu?

Hala bu yollar tamamlanmadı…

Seyitgazi-Afyon yolu başka bahara mı kaldı?

AK Parti'nin geçen dönem dış ilçelerden sorumlu Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay da, 'Programa alınacak. Programa alındı. İhaleye çıkarılacak' diye açıklamalar yaptı…

2023 yılının Eylül ayının başında eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı şimdi Eskişehir Milletvekili olan Fatih Dönmez de, “Kırka-Afyon yolu ihaleye verildi. Karayolları Dördüncü Bölge Müdürlüğümüzün sorumluluk alanında olan Seyitgazi-Kırka 2×2 bölünmüş ve BSK kalitesinde yol yapım çalışmalarının ilk başlangıcını, müteahhidimizi ziyaret ettik. Yoğun kazaların ve trafiğin yoğun olduğu bölgelerden birisi. Ama karayollarımız her zaman olduğu gibi yine buraya da çözüm odaklı bakarak, bu projenin hayata geçirilmesi için geçtiğimiz yıl ilk adımı attı, ihalesini yaptı, sözleşmeye bağladı. Artık yüklenicimiz de burada ve şantiye kurulum çalışmalarına başladı. AK Parti hükümetleri, bakanlığımız başladığı hiçbir çalışmayı yarıda bırakmadı. Bunu da inşallah zamanında bitireceğiz ve bölge halkının hizmetine sunmuş olacağız” diyerek müjdeyi vermişti…

Bu müjdenin üzerinden nerede ise bir yıl geçti…

Afyon’a Seyitgazi üzerinden gidip gelenlere “yol da çalışma var mı?” diye soruyorum…

“Yapılan bir çalışma yok” diyorlar…

* * *

Belediyeler hizmet yapmadıklarından dolayı bu şehir kaybediyor da iktidarın başlayıp bitiremediği ilçe ve Seyitgazi-Afyon karayolu, Çevre Yolu, Kızılinler Termal Projesi, Eskişehir’in tren yolu ile limana bağlanması, Küçük Sanayi Sitesi’nde yapılması gereken kentsel dönüşümün engellenmesinden dolayı Eskişehir kaybetmiyor mu?

Çuvaldızı önce kendinize daha sonra da iğneyi belediye başkanlarına batırın…

Eskişehir’in bir beş yıl daha kaybetmemesini istemiyorsanız iktidar olarak belediyelere kaynak aktarın, şehrin sorunlarını birlikte çözün…

* * *

İki Simge

Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin neden illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla, sordu dedesine...

Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.

- “Onlar Benim için iki simgedir evlat!”

- “Neyin simgesi?” diye sordu çocuk.

- “İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.”

Çocuk, sözün burasında:

- “Mücadele varsa, kazananı da olmalı” diye düşündü...

Ve her çocuğa has, bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:

- “Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?”…

Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa.

- “Hangisi mi evlat? Ben, hangisini daha iyi beslersem!”…