Geçtiğimiz haftalarda CHP İl “Program Danışma Kurulu” toplantısı ve daha sonra ilçe danışma kurulu toplantıları yapıldı.

Dış ilçeleri takip edemedik ama Tepebaşı İlçe Program Danışma Kurulunu izledik.

Adı üstünde, CHP program konusunda parti üyelerinin fikir ve görüşlerini almak istiyor. Bunu Türkiye genelinde her il ve ilçede yapıyor.

Sizin anlayacağınız çok ciddi bir konu. Parti, tabanın sesini dinlemek istiyor.

CHP il danışma kurulundan başlayalım.

Toplantı öncesi üyelerden, görüşlerini mesaj veya yazılı olarak bildirmeleri, anket yoluyla istendi. Epey görüş sunan olmuş, bu görüşlerin neleri içerdiğini tam olarak bilemiyoruz. Ancak anket sorularının, acemiler tarafından hazırlandığı ortada. Bu acemilik il yönetiminden mi kaynaklandı yoksa genel merkezden mi onu da bilmiyoruz.

Gelelim toplantıya;

Kayda değer çok önemli program önerilerinin gelmediğini gördük. Her zamanki kadrolu konuşmacılar kendi bildiğince serbest kürsüde gösterilerini yaptılar. Üstelik il başkanı Talat Yalaz ısrarla, gündeme uygun program önerileri üzerine konuşulmasını istediği halde.

Burada harcanan zamana ve emeğe değmediği, katılan herkesin ortak kanaatiydi.

Zaten daha önce parti tüzüğü için yapılan danışma kurullarından farklı olmayacağı bilindiği için, öneri sunabilecek bilgiye sahip olanlar hiç konuşmadı. Çünkü tüzük için bu toplantılarda konuşulanların birçoğunun tüzüğe yansımadığı görülmüştü.

Durum böyle olunca, esas görüş belirtmesi gerekenler de konuşmayınca, meydan kadrolu konuşmacılara bırakılmış oldu.

Tepebaşı ilçe danışma kuruluna gelince;

Tepebaşı danışma kurulları genel olarak, Odunpazarı danışma kurullarına göre sakin geçer. Bunun nedeni, Odunpazarı ilçesi öteden beri politik olarak çok hareketli, her an her şey olabilir.

Tepebaşı öyle değil, toplantılar nasıl başladıysa öyle de biter. Yine öyle oldu. Kadrolu konuşmacılar yine programla ilgili olmayan konuşmalarını yaptılar. Bu konuşmacılara il başkanı Talat Yalaz’ın da ayak uydurduğu dikkatlerden kaçmadı. Oysa Talat Yalaz’ın tüzük danışma kurulunda yaptığı ve özeleştiri içeren coşkulu konuşması çok takdir edilmişti.

Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ayşe Ünlüce toplantıya katıldı. Ev sahibi konumundaki Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç ve Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt toplantıya katılmadılar, olabilir, başka programları vardır. Ahmet Ataç’ı belediye başkan yardımcısı ve meclis üyesi Erdal Şahbaz, Kazım Kurt’u belediye meclis üyesi Uğur Yıldız temsil etti. Ev sahibi sayılan Erdal Şahbaz’ın konuşmaması ve serbest kıyafeti dikkat çekerken, Uğur Yıldız’ın konuşması ve Kazım Kurt’un selamlarını salona iletmesi, kravatlı ciddi kıyafeti de dikkatlerden kaçmadı.

Tepebaşı ilçe örgütünün düzenlediği ilçe danışma kurulunda Ahmet Ataç’ın kürsüde temsil edilmemesi büyük eksiklik. Bu durumun, Erdal Şahbaz’ın kişisel tutumu veya keyfine bırakılamayacak kadar önemli. Erdal Şahbaz parti geçmişi olmadığı için bunun farkında ve algısında da olmayabilir ama orada Ahmet Ataç’ın selamlarını iletmesi bile yeterli olabilirdi.

Politik ve siyasi temsile uygun olup olmayacağı önceden hesaplanmalıydı ve ona göre politik temsil gücü yüksek kişilerce temsil edilmesi düşünülmeliydi. Çünkü Tepebaşı’nın elinde böyle insanlar var. Kim bunlar?

Vural Yörük, iki dönem ilçe başkanlığı yapmış, belediye meclisi ön seçimlerinde örgütten büyük desteği ile en yüksek oyu almış, şu an belediye meclis üyesi.

Atilay Dalgıç, yine o da iki dönem ilçe başkanlığı yapmış, daha önce il sekreterliği ve il başkanlığı yapmış ve belediye meclisi için yapılan ön seçimde yine örgütün desteği ile 1 oy farkla 2. sırada belediye meclis üyesi seçilmiş politik olarak çok donanımlı biri.

Özdemir Kayhan, o uzun dönemler Tepebaşı ilçe yönetimleri bulunmuş ve ilçe başkan yardımcılığı yapmış, o da ön seçimde örgütün desteği ve yüksek oyla belediye meclis üyesi olmuş örgüt emekçilerinden biri.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel siyaseti bazen futbol üzerinden yorumluyor. Hadi biz de öyle yapalım.

Tepebaşı takımında, uzun süredir takımda olan üç yıldız oyuncu varken, onları yedekte tutup, sahaya takıma yeni gelen bir oyuncuyu böyle bir maçta sahaya çıkartmak, oyuncu için de doğru değil, gündem için de doğru değil.

Neyse,

Konuya bir de iyi tarafından bakacak olursak;

Tepebaşı örgütü salonu doldurmuştu, tabii çoğu elli yaş üzeri. Gençlerin az olmasına rağmen, divanda yer alan ve siyaset adına umut veren genç İlçe Başkanı Tevfik Yıldırım ve yönetimin gençlerden oluşu sempati ile karşılandı. Ayrıca Tepebaşı İlçe Gençlik Kolları Başkanı Berk Doğdu’nun programa yönelik konuşması en umut verici konuşma olarak kayda geçti ve takdir edildi.

Gerek daha önceki pazar toplantılarına gerek danışma kurullarına bakarak genel bir değerlendirme yapacak olursak, konular çok ciddi ve önemli olsa da, aslında her şey “mış” gibiden öteye gitmiyor.

Çok fazla geriye gitmeden son iki danışma kurullarına başka bir gözle de bakalım.

CHP üyeleri kendi aralarında öyle derin analizler tahliller yapar ve konuşur ki, hepsi genel başkan düzeyinde. Ancak böyle toplantılarda nedense konuşması gerekenler değil, konuşmaması gerekenler konuşur. Üstelik gündemle alakası olmayan konular. İşin içine biraz yüksek ses bir iki ezber söylemde koyarlar ki alkış bile alırlar.

Bu durum CHP için hayra alamet değil, hatta tehlikeli. Aynı yankı odasında aynı konular, aynı dil. Ya da hamamda kendi kendine türkü söylemek gibi. Üstelik bu, bir tür hamaset siyasetine de yol açıyor. Öyle ki, milletvekilleri bile parti programı konuşmaları gerekirken, alkış almak için başka konulardan bahsetmek durumunda veya mecburiyetinde kalıyorlar. Sonuçta toplantıyı yöneten genç ilçe başkanının da yapabileceği fazla bir şey yok.

Sonuçta, toplanılıyor, program ile ilgili hiçbir konu ele alınmadan kendi kendilerini memnun ediyor veya üzüp oradan ayrılıyorlar. Hem emeğe hem zamana yazık. Eğitim seviyesi yüksek olan Eskişehir bile böyleyse diğer illerin vay haline…

Kazım Kurt’u beğenir veya beğenmezsiniz, o, Odunpazarı ve şehrin tamamında politik olarak var olan biri. Olmadığı ortamlarda bile ya temsilciyle ya da kendi adıyla sürekli kendini hissettiriyor. Bunu tek başına yaptığını söylemek doğru olmaz. Politik bir kadrosu olmasa bile, elindeki mevcutlardan yarattığı yavru Kurtlar ordusuyla yapıyor.

Son yerel seçimlerde kendi tercihiyle oluşan belediye meclisinin, politik olarak yeterli bir deneyime sahip olmamasına rağmen, gerektiğinde, teknik direktör olarak her maça özel, iyi bir kadro kurup, takım ruhu ile maça hazırlayabiliyor. Üstelik puanları takım adına, yani parti adına topluyor.

Tepebaşı ise çok politik bir ilçe olmamasına rağmen Ahmet Ataç sayesinde uzun yıllardır seçimleri kazanabiliyor. Ancak yeni yerleşimler nedeniyle bundan sonra Odunpazarı ilçesi kadar politikleşmeye artık çok yakın. Ahmet Ataç’ın meclisinde örgütten gelmiş, çok deneyimli kişiler olduğunu söylemiştik. Vural Yörük, Atilay Dalgıç ve Özdemir Kayhan ve diğerleri. Ancak, görülüyor ki, henüz takım görüntüsü veremiyorlar. Ahmet Ataç teknik direktör olarak, duruma el koyup, özellikle politik zeminler için takım kurma işini bizzat kendisi üstlenmelidir ki, puanlar da takıma yani partiye yazılsın.

Sonuçta ev sahibi olduğu, parti program danışma kurullarında, kendisi kürsüde layıkıyla temsil edilsin ki Tepebaşı da Odunpazarı olsun.

Son değerlendirmemiz de Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ayşe Ünlüce için olsun. Bütün danışma kurullarına bizzat katılarak, parti örgütlerini önemsediğini gösteriyor. Siyasetini sağlam zeminlerde inşa etmek için hiçbir ayrıntıyı kaçırmıyor, çok emin adımlarla başarı için gece gündüz çalışıyor ve genel iktidar için partiye, enerji, zariflik, sevgi ve saygınlık kazandırıyor. Bu da CHP’ye, her kesimin desteğini sağlıyor.

Bütün buralara nereden geldik?

CHP başarılı belediye başkanları sayesinde iktidar kapısını aralamak üzere. Belediye başkanlarının başarısı ve CHP tabanının mücadelesi ve coşkusuyla genel iktidarı kazanılabilir. Bu da inandırıcı parti programı ile birlikte olur.

Parti onun için önemli, program onun için önemli.

Danışma kurulları da onun için önemli.

Toplanıp toplanıp dağılmak için değil!