Geçtiğimiz günlerde bazı sanayiciler tarafından gerçekleştirilen dar kapsamlı bir toplantıya katıldım.
Toplantı dar kapsamlı olunca, haliyle, sanayiciler, gündemdeki konulara ilişkin daha samimi görüş alışverişinde bulunabildiler.
Ne yapsınlar? Görüşlerini, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kamuoyuna açıkça aktarınca kelepçelenerek gözaltına alınacaklarını biliyorlar. O nedenle susmayı, daha çok yakın arkadaş gruplarında görüşlerini paylaşmayı tercih ediyorlar.
*
Elbette orada konuşulan siyasi meseleleri aktaracak değilim.
Siyasetten uzak, ticari işlere ilişkin sanayicilerin tartıştığı konulardan bir tanesi dikkatimi çekti.
Nedir o konu?
İllerin teşvik bölgelerine dağılımı konusu!
*
Türkiye’de altı tane teşvik bölgesi var.
Altıncı bölgede bulunan iller çeşitli konularda en fazla teşviki alırken, birinci bölgeye doğru teşvik oranı düşüyor.
Haliyle birinci bölgede bulunan iller ‘en gelişmiş’ olarak kabul edilerek en az teşviki alan iller oluyor.
*
Eskişehir, birinci teşvik bölgesi içerisinde yer alıyor!
Eskişehir’in yanında birinci teşvik bölgesinde başka hangi iller yer alıyor dersiniz?
İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Muğla.
Bu noktada sormam gerekiyor: Eskişehir’in sanayisi, bu illerin hangisiyle yarışabilir?
*
İlginçtir; Adana, Gaziantep ve Mersin illeri üçüncü teşvik bölgesinde, Denizli ikinci teşvik bölgesinde yer alıyor.
Peki bir soru daha: Eskişehir, bu dört ilin sanayisiyle aynı koşullarda mı yarışıyor? Mümkün değil. Mümkün olmamasının nedeni, Eskişehir’in bu illerden çok daha az teşvik alması.
*
Biraz da komşularımıza göz gezdirelim…
Afyonkarahisar dördüncü teşvik bölgesinde.
Kütahya üçüncü teşvik bölgesinde.
Bilecik ikinci teşvik bölgesinde.
Bolu ikinci teşvik bölgesinde.
Konya ikinci teşvik bölgesinde.
Eskişehir’in sanayisi, gelişmişlik anlamında Ankara haricindeki tüm komşularının önünde. Komşularının teşvik bölgelerindeki yerleri ‘kısmen’ doğru kabul edilebilir, bu konuyu daha sonra tartışırız.
Peki, Eskişehir’in yeri doğru mu?
İşte burada büyük bir soru işareti var.
Eskişehirli sanayiciler, Eskişehir’in birinci teşvik bölgesinde yer almasının yanlış olduğunu, bu nedenle haksızlığa uğradıklarını savunuyorlar. Eskişehir’in; tıpkı Adana, Gaziantep ve Mersin gibi üçüncü teşvik bölgesinde yer alması gerektiği görüşünde ortaklaşıyorlar.
Hatta bu noktada örnek de veriyorlar ve diyorlar ki: “Sen git, Eskişehirli büyük bir sanayici olarak, Kütahya’da devasa büyüklükte stratejik özelliği olan bir yatırım yap. Olacak iş mi? Oluyor işte. Çünkü Kütahya’da teşvik çok. Eskişehir’de teşvik yok. O nedenle Eskişehirli sanayici gidiyor Kütahya’ya yatırımını yapıyor.”
*
Sözün özü Eskişehirli sanayiciler İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi illerin yer altığı devler liginde değil; Adana, Gaziantep ve Mersin gibi aşağı yukarı kendi sıkletinde yer alan illerle yarışmak istiyorlar.
Yani birinci teşvik bölgesinin değil, üçüncü teşvik bölgesinin Eskişehir’e daha uygun olduğunu söylüyorlar.
Dolayısıyla daha çok teşvik istiyorlar, bununla beraber Eskişehir sanayisinin gelişim hızının gözle görünür şekilde artacağını savunuyorlar, İstanbul’un yer aldığı birinci teşvik bölgesine güçlü bir sanayi şehri olduktan sonra girmenin çok daha faydalı olacağının altını çiziyorlar.