Eskişehir Ticaret Odası tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan Ekonomik Göstergeler Raporu, şehrimizin finansal ve ekonomik dinamiklerine ayna tutmaya devam ediyor.

2025 yılı Şubat ayında yayınlanan rapor, özellikle Eskişehir'deki ticari hareketliliğin ve finansal zorlukların boyutunu gözler önüne seriyor.

Öncelikle, Eskişehir'deki ticari kayıtlar incelendiğinde dikkat çekici bir trend gözle görülüyor. 2024 yılının Şubat ayında yeni kayıt yapan firma sayısı 129 iken, bu rakam 2025 yılı Şubat ayında yüzde 24,8 artarak 161'e ulaşmış durumda. Bu artış, şehirde yeni iş girişimlerine olan ilginin arttığını ve ekonomik büyüme potansiyeline işaret ederken, aynı dönemde kapanan işyeri sayısında da bir artış görülüyor. 2024 yılında 43 olan kapanan işyeri sayısı 2025 yılında 47'ye yükselmiş. Bu durum, potansiyel ekonomik iyileşmenin yanı sıra bazı sektörlerdeki zorlukların da halen devam ettiğine işaret ediyor.

Diğer taraftan, Türkiye Bankalar Birliği verileri, Eskişehir’deki finansal hareketliliğin ciddi dalgalanmalar yaşadığını gösteriyor. Karşılıksız çek işlemi tutarının yaklaşık yüzde 39,54 oranında azalarak 60 milyon TL seviyelerine gerilemiş olması, güvenin ve ödeme kapasitelerinin bir nebze de olsa iyileştiğini işaret edebilir. Ancak protesto edilen senet tutarının yüzde 586,24 gibi devasa bir oranla artarak 66 milyon TL’ye ulaşması, piyasadaki ödeme güçlüklerinin ciddi bir problemi temsil ettiğini göstermekte. Bu dramatik artış, esnaf ve işletmelerin nakit akışı yönetiminde zorlandığını net bir şekilde ortaya koyuyor.

Bu ekonomik veriler, Eskişehir'deki iş insanları ve genel halk için karmaşık bir tablo oluşturuyor. Yeni iş kurulumlarının artması, girişimcilerin ve yatırımcıların fırsat arayışında olduklarını gösteriyor. Ancak, ödeme sorunlarının derinleşmesi, işletmelerin sürdürülebilirlikleri üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor.

Eskişehir'deki ekonomik göstergeler, her ne kadar yeni iş kurma eğilimlerinin arttığını gösterse de, ekonomideki olumsuzluklar dikkat çekici boyutlarda. Protesto edilen senetlerdeki önemli artış ve kapanan işyeri sayılarındaki yükselme, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) için alarm zillerini çalmaktadır.

İŞLETMELERİ BEKLEYEN ÜÇ TEHLİKE

Bu tür ekonomik sıkıntılar, işletmeler üzerinde birçok olumsuz etki yaratabilir. İlk olarak, nakit akışındaki zorluklar, işletmelerin günlük operasyonlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan temel kaynaklara erişimini engelleyebilir. Bu durum hem çalışan ödemelerinde hem de hammadde tedarikinde aksamalara neden olabilir. Sonuç olarak, işletmeler ya küçülme yoluna gitmekte ya da tamamen faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmaktadırlar.

İkincisi, finansal baskılar, girişimcilerin yatırım yapma konusundaki cesaretini kırabilir. Ekonomik belirsizlikler, işletme sahiplerini daha temkinli olmaya sevk ederken, bu durum yenilikçi projelere yapılan yatırımların azalmasına ve dolayısıyla genel ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olabilir. Girişim ekosisteminin zayıflaması, uzun vadede işsizlik oranlarının artmasına ve tüketici güvensizliğine yol açabilir.

Üçüncüsü, piyasalardaki bu tür ödeme problemleri, kredi kaynaklarının daha da sıkılaşmasına neden olabilir. Bankalar ve finansal kurumlar, ödeme sorunları göz önüne alındığında kredi verme politikalarını daha katı hale getirebilir, bu da özellikle KOBİ'lerin sermaye erişimini daha da zorlaştırabilir.

ŞEHİR EKONOMİSİ ZAYIFLAR

Toplum açısından bakıldığında, bu ekonomik zorlanmalar, aile bütçeleri üzerinde de doğrudan etkiler yaratabilir. İş kayıpları ve gelirdeki düşüşler, tüketici harcamalarını kısma yönünde bir baskı yaratabilir. Bu, temel mal ve hizmetler için talebin azalmasına ve dolayısıyla şehir ekonomisinin genel yapısının zayıflamasına yol açabilir.

Sonuç olarak, Eskişehir'deki ekonomik zorluklar, hızlı ve etkili çözümler gerektirmektedir. Kamu politikalarının bu olumsuzlukları hafifletmek üzerine odaklanması, yerel ekonomiyi destekleyici önlemlerin hayata geçirilmesi önemlidir. Esnafın ve işletmelerin finansal okuryazarlıklarının artırılması, mali danışmanlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması gibi adımlar, bu zorlu dönemin olumsuz etkilerini minimize etmek için kritik öneme sahiptir. İşte bu noktada, toplumda kolektif bir dayanışma ruhunun canlandırılması, ekonominin yeniden güçlü bir yapıya kavuşmasında kilit rol oynayabilir.