İlçe danışma kurulu toplantılarının ardından CHP’de geçen hafta İl Danışma Kurulu da gerçekleştirildi. Beklenenden yoğun katılımın olduğu toplantı ‘bozuk klimalar’ın sabotajı ve zaman zaman yükselen gerilimle dalgalanarak akılda kalıcı anekdotlar bıraktı…

Vekillerin geç kalması nedeniyle sabırsızca başlanan toplantıya Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ile birlikte gelen Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen hatır sayılır bir alkışla salona girdi. Demek ki CHP’de hala Hoca rüzgarı esiyor…

*

İl Başkanı Talat Yalaz’ın konuşmasıyla başlayalım.

Örgütün ön seçim talebi ve erken seçim beklentisi başlıklarının yanında dikkat çeken başka bir konu vardı Yalaz’ın konuşmasında; “Parti içi rekabeti kenara bırakalım, affedelim, kenetlenelim…”

Sürekli sahada olan genç il başkanının konuşmasında en çok akılda kalan kısım bu ise CHP kendi açtığı yaraların farkında demektir. Çünkü bu yaralar ne sadece rekabet ne de genel kurulun anıları olarak tarihte yer alıyor. Taze, derin ve hala büyüyor gördüğüm kadarıyla…

Ev sahibi olarak Yalaz, ilk adımı attı bakalım karşılık gelecek mi?

*

İlçe danışmalarda gündemde fazla yer etmeyen ‘disiplin süreci’yle ilgili taşların il danışma kurulunda dökülmesini beklemiştim. Beklediğimden daha sitemkar ve nazik bir üslupla konu gündeme gelmiş…

İsminin İl Başkanı Yalaz tarafından basına verilmesine sinirlenen Erman Gölet tepkisini ortaya koymuş, karşılığında ise Yalaz herkesin bildiğini paylaştığını belirterek özür dilemiş… Bu ‘özür’ toplantıyla ilgili en çok duyduğum konu oldu. Soğukkanlı duruş birçok partilinin hoşuna gitmiş.

Yalaz ve Gölet arasında geçen diyalogda Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un de bulunma ihtimalini düşünerek herkesin eteğindeki taşları dökmesini beklemiştim. Ama öyle olmamış…

Hararetle konuşulan disiplin sürecine ilişkin Kazım Kurt’un “aleyhime konuşulursa sessiz kalmam” demecinden sonra taraflardan birinin “adımı neden zikrediyorsun kardeşim!” diyerek il başkanına sitem etmesi yüzleşmenin varacağı noktayı merak ettiriyor… Konu kapanmadı ve belli ki girdap daha da büyüyecek! Burada Genel merkezin tavrı önemli tabi…

*

Disiplin süreci yeterince yer bulmazken, Tepebaşı İlçe Örgütü’nün ön seçim şaibesinin hesabı yeniden sorulmuş il danışmada… Tepebaşı İlçe Danışma’da neden konuşulmadı bilinmez! Belli ki hesabı bürokratlara ya da genel merkezden gelen sorumluya değil il başkanına sormak isteyen bir grup oluşmuş…

Bu konuşmaların ardından toplantının başında gelemeyeceğini kısa bir mesajla bildiren Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ani bir kararla salona geliyor. Bir hışım sinirle kürsüye çıkan Başkan Ataç’ın “Tüm eleştirilerinizi size iade ediyorum!” diyerek sert çıktığı konuşuluyor.

Büyükşehir rekabeti, Kazım Kurt ile barışma süreci ve yerel seçimin ardından elini yavaş yavaş çeken Ataç’ın bu hareketi şok etkisi yaratmış. Çoğu zaman örgütün işlerine karışmayarak Eskişehir’in abisi çizgisini titizlikle koruyan Ahmet Ataç, kendisinden beklenilmeyen bu tavırla “Ben hala buradayım” diyor…

İç hesapların çarşıya uymayacağı artık aşikar! Demek ki ‘Ahmet abinin’ geri durmasını bekleyen, isteyen ve ona göre yol haritası çizenler var. Bakalım bundan sonraki abilik tavrı nasıl olacak…

*

Asla bitmeyen iç kaosun gün yüzüne çıktığı danışma toplantısı özetle CHP’nin seçim sonrası dağınıklığının hesaplaşması gibi… Partililer elbette bütünleşemenin farkında ama topluma yansıyan makyaj da silinmek üzere.

Ahmet Ataç-Kazım Kurt küslüğünün barışla sona ermesine rağmen Tepebaşı-Odunpazarı örgütlerindeki gerilimi önümüzdeki günlerde nabzı yükseltebilir.

Seçim, geçim, iktidar diyen bir örgütün uğraşması gereken son şey herhalde iç kaostur, ama anlayana!