AK Parti Odunpazarı Olağan Genel Kurulu’nda her konuşma ayrı dikkat çekiciydi ama biri unutulmazdı…
O kadar unutulmaz ki ileride sık sık da hatırlayıp, hatırlatacağız. Siyasetçilerimizin alışık olduğu bir bahaneyi bu kez itiraf olarak dinledik çünkü…
Eskişehir Milletvekili, Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Fatih Dönmez, kentimize gelecek yatırımlar hakkında ülke politikalarını da kapsayıcı bir açıklama yaptı. Dönmez Eskişehir’e milletvekili adayı olarak ayak bastığından beri bölgedeki maden ve enerji kaynaklarının değerlendirileceği konuşuluyor.
*
İşte Dönmez’in yatırımlara yönelik itirafı: “Geçmişte faaliyetler yapmaya kalktığımız her yerde birçok engelle karşılaştık. Eskişehir de bunlardan birisi. Çok büyük bir projeydi, ancak kömür santrallerine ‘hayır’ dediler.”
Evet, Eskişehir topyekûn karşı çıktığı Alpu kömürlü termik santralini durdurmayı başarmıştı. Bakanlar Kurulu kararıyla ‘tarımsal sit alanı’ ilan edilen bölgede öncelik çağ dışı kömürlü termik santrale değil üretim ve doğaya verilmişti. Projenin bugün ‘tarımsal sit alanı’ dışında, kent merkezine daha yakın olan Gökdere köyünde hortlatılacağı konuşuluyor. Eskişehir buna da karşı…
Milletvekilimiz Fatih Dönmez, halkın birlik olarak başardığı engellemeyi ‘CHP zihniyetiyle’ bağdaştırmış. Hatırlatmamız gerekirse bu CHP’nin değil Eskişehir’in mücadelesiydi…
*
Eskişehir’le CHP’yi özdeşleştirmek seçim sonuçlarıyla yorumlanan bir siyasi cephe olsa da bu ‘ötekileştiren’ tavır ‘cezalandırılmayı’ da, ‘duyarsızlığı’ da açıklamaya maalesef yetiyor. Fakat topluma hizmeti bir parti çatısı altında kutuplaştırmak bence kendi seçmenine ve halka ihanettir.
Eskişehir bugün başka projelere karşı da mücadele ediyor. Mesela Alpagut ve Atalan’da siyanürle maden arama projesi, mesela Sarıcakaya’da 25 hektar ve altına ‘ÇED gerekli değildir’ kurnazlığıyla başlayan başka bir maden projesi…
Şunu hatırlatmak isterim ki seçim sürecinde ayağının tozuyla kentimize gelen eski bakan yeni vekil Fatih Dönmez, kamuoyunun karşısına çıktığında “Eskişehir’de yenilenebilir enerjiyi hakim kılacağız. Termik santrali gündemimizden çıkardık” demişti. Maalesef sonra pek çok çelişkili açıklama yaptı. Başka bir ‘zihniyetin’ ürünü olan bu ısrarcı açıklamaların siyasi dar alandan çıkıp kentin geleceğini hedef alması doğru değil. Bu durum Eskişehir’i kutuplaştırıyor.
Neticede parti üzerinden yapılan eleştirilerin hedefi Eskişehir… Bir tarafı engelleyen de, başka bir taraftan engellenen de Eskişehir halkı!
SEÇİM FATURASI
Yerel seçimlerin sonucundaki başarı da başarısızlık da çok tartışıldı. Her ikisinin de nedenleri partiler ve toplum nezdinde mukayese edildi. CHP başarıyı doğru adaylarla belediyelerin rüştünü ispat etmesine ve ‘değişim’e bağlarken AK Parti uzun bir süre kendi içinde benzer sorular sordu.
Partinin milletvekilleri ve il başkanı her kürsüye çıktığında kaybetmenin nedenlerini araştırdıklarını, aynı hataları tekrar yapmayacaklarını vurguladı. Bu araştırma o kadar uzun sürdü ki birçok toplantıda benzer serzenişleri duyduk. ‘Ders çıkaracağız’ dendi… Çıkarılan dersin faturası da elbette kesilecekti…
Bence fatura kesildi, ama tatlı dille (!)
*
AK Parti’yi buluşturan ilçe kongrelerinin ve toplantıların temel konusu CHP’li belediyelere ve siyasetçilere eleştiriyle başlayıp Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a övgü ile bitiyor. Değişmeyen güzergâh partinin siyasi sahasını belirleyen iki odak noktası haline geldi.
İşte bu övgü ve eleştirilerin arasında seçim sonucunun faturası fısıltı şeklinde gün yüzüne çıkıyor. Biri isim, diğeri fiil iki anahtar kelimemiz var: Teşkilat ve çalışmamak…
Kimse ‘teşkilat çalışmadı’, ‘teşkilatı çalıştıramadık’, ‘teşkilat çalışmıyor’ diyerek iki kelimeyi yan yana getirmedi. Elbette getirmeyecek de! 22 yıldır hükümette olan bir siyasi partinin mensubunun bunu söylemesi de yakışık kalmaz zaten.
Faturanın teşkilata kesilmesinin doğru olmadığı gibi…
Çalışan ve partisine inanan üyelerin gözünün içine bakarak bunun söylenemeyeceği gibi…
Küskünlerin haklı çıkarılamayacağı gibi…
*
Hafta sonu gerçekleşen Odunpazarı Olağan Kongresi’nde yapılan konuşmaların odağında da teşkilat vardı. Sivri dilli eleştirilerin yanı sıra Milletvekili Ayşen Gürcan, yumuşak bir üslupla motive etmeyi tercih etti! Gürcan, AK Parti’nin gücünün teşkilatlarından geldiğini hatırlattı.
MKYK Üyesi Ali Demirel, ‘dava ruhunu’ hatırlatarak kişisel çıkarlar peşinde koşanlara sert ve yerinde bir uyarı yaptı.
*
Seçimde 7/24 sahada olan, siyasi ideolojiyi vatandaşa anlatan, halkın derdini genel merkeze ileten teşkilatlardır… Ve bunun önemini özellikle neredeyse çeyrek asır önce kadınlarla iktidara gelen bir parti iyi bilir! İşte bu yüzden uyumsuz ve başarısız bir sürecin faturasını kesmek kolay olmuyor.
Çünkü herkes biliyor ki asıl siyasi kabiliyet şartlar ne olursa olsun, adaylar kim olursa olsun teşkilatı doğru ve bütüncül yönetebilmek!
***