Son dönemde enerji maliyetleri başta olmak üzere enflasyonist ortamın yarattığı baskı ve belirsizlikler iş dünyasını daha fazla olumsuz etkilemeye başladı…

Ülkemiz ekonomisinin çıkış yolunun her alanda üreten bir ekonomiye geçmek ve üreten kesimin yüksek faiz kıskacından kurtarılması gerekir. Sanayici ve iş dünyası önceki dönemlerde olduğu gibi, kurallara göre ekonomik program istiyor. Daha net bir şekilde belirtmek gerekirse sanayici ve iş dünyası uzun vadeli, orta vadeli ve kısa vadeli politikaları eskiden olduğu gibi açıkça görmek istiyor...

Özellikle 2002 ve 2007 yılları arasında kurallara uygun bir şekilde uygulanan ekonomik programlar, günümüze geldiğimizde yerini günü kurtarmak amacıyla uygulanan kurtarma politikalarına bırakıyor…

Biz ülke olarak, geleceği kurtaracak yapısal reformları ve ekonomik programları hayata geçirmek zorundayız…

* * *

Bu durumu ülkemizde faaliyet gösteren sanayi işletmeleri ve sanayiciler açısından değerlendirdiğimizde ise karşımıza enflasyon oranları ve sermaye eksikliği gibi farklı faktörler çıkıyor…

Sanayinin döviz kuru ile yüksek faiz arasına sıkışmasının temel nedeni ise yüksek enflasyon ile sermaye eksikliği. Yüksek enflasyon, hem sermayeleri eritiyor hem de faizleri yüksek tutarak şirketlerin maliyetlerini artırıyor. Sanayicimizin karları finansman giderlerine gidiyor…

* * *

Doğalgaz ve elektriğe, yapılan yüksek oranlı zamlar da sanayiciyi olumsuz yönde etkiledi. Sanayiciyi rahatsız eden gelişmeler bu kadarla kalmadı. Akaryakıta da yüksek oranlı ve arka arkaya gelen zamlar, kurdaki hızlı ve dengesiz yükseliş ve oynamalar, TEFE-TÜFE’deki artışlar sanayicilerin günlük üretim planlarını, hesaplarını altüst ediyor. Her gün oturup yeni planlama ve gelir-gider hesabı yapmaya mecbur kılıyor…

Ekonomik anlamda sanayici önünü görmek istiyor. Siyasiler bu anlamda gerekli tedbirleri aldığı takdirde Türkiye ekonomisi olumlu anlamda önemli bir noktaya gelecektir. Bu da Türk sanayicisine haliyle olumlu olarak yansıyacaktır. Bununla birlikte yabancı sermaye de Türkiye’ye girecek, yatırımlar artacak…
 

“SANAYİCİ ÜRETTİĞİ ÜRÜNÜ SATAMIYOR”
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli’de geçmişte OSB’de her sene yeni yatırımlar için çok sayıda arsa tahsisi yaparken geçtiğimiz 6 ayda yapmadıklarını söyleyerek yeni yatırımların durduğuna dikkat çekti…

Küpeli, sanayicinin önünü görmek istediğini, piyasadaki nakit akışının daralması, krediye erişimdeki sorunlar ve kredi maliyetlerinin yükselmesi sanayiciyi sıkıntıya sokmaya başladığının da altını çizdi…

“Yatırımlar bugün için hemen hemen durma noktasında.  Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde her sene yeni yatırımlar için çok sayıda arsa tahsisi yapardık. Bu sene daha hiç yapmadık.  Yatırım için plan ve projesiyle gelen de yok. Eskisi gibi değil, işler çok yavaş. Sanayici ürettiği ürünü satamıyor. Beyaz eşyadan metale kadar… Türkiye’nin 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefi var. Bu ihracat hedefine ulaşmak için yatırım yapmamız gerekiyor. Mehmet Şimşek’e bir kredi verildi. Şuan da onun sonuçlarını bekliyoruz.  Sanayici genel olarak şuan da stoka çalışıyor” diyen Küpeli,  vatandaşlara gerekli güven verilmesi halinde ekonomi toparlanacağını da hatırlattı… “Ekonomi geleceği satın alma sanatı gibidir. Biz insanları ekonomi politikalarını inandırdığımız zaman ve gelişmelerde bizim söylemlerimizi destekler gelişmeler olursa her şey kendi kedine düzelecektir. Ben, Türkiye’nin bundan daha kötüye gideceğini düşünmüyorum” diyerek dolaylı olarak gelecek adına umutsuzluğa kapılmadığının da mesajını verdi…

“UYGULANAN EKONOMİ POLİTİKALAR DİKKATLE İZLENİYOR”

Katıldığı programda Hazine ve Maliyet Bakanı Mehmet Şimşek’in performansıyla ilgili de değerlendirme de bulunan Küpeli, “Üçüncü çeyrekten itibaren ekonomi politikalarının somut örneklerini de görmemiz lazım. Eğer onları görmeye başlarsak, Mehmet Şimşek’in hem performansıyla ilgili değerlendirmeyi daha net yapabiliriz. Söylemleriyle, yapmaya çalıştıklarıyla vatandaş tarafından ilgi ve dikkatle izleniyor” dedi.

TÜİK’İN RAKAMLARINI GERÇEKÇİ BULUYORUM

Son aylarda en çok tartışılan TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerini de değerlendiren Küpeli, “Ben daha fazla düşmesini bekliyordum. 2024 yılı sonunda en azından 30’lu rakamları görürsek, bu politikalarla ilgili doğru işler yapıldığına ikna olabiliriz. TÜİK’in açıkladığı rakamlar çok da gerçeğin dışında rakamlar değil. Piyasadaki reel enflasyonun 70’in altına düştüğünü düşünüyorum” diyerek enflasyonun düşüşe geçtiğine de dikkat çekti…

* * *

Nadir Küpeli Eskişehir’e katma değer sağlayan ve işletmelerinde ciddi sayıda işçi istihdam eden sanayici…

Söylemlerini elbette olumlu değerlendiriyorum…

Ancak enflasyonun düşüşe geçmişse bunu başta Nadir Bey olmak üzere vatandaşlar olarak hepimiz hissetmeliyiz…

Nerede ise yüzde yüzü geçen fiyat artışları gerilemediği sürece enflasyonun düşüşe geçtiğine inanmak şu aşama da inanmak zor…

* * *

GRAM GRAM KANDIRILIYORUZ

Her gün marketten hiç düşünmeden aldığımız temel gıda ürünlerinde gramaj ve fiyat arasındaki ilişkiye dikkat ediyor musunuz?

Pandemi sürecinde yaşanan fahiş fiyat artışlarına bir de ambalaj hilesi eklendi…

Özellikle gıda ve temel tüketim ürünlerinde fiyatı düşük göstermek için gramajını azaltılıp, fiyatın aynı kalması gizli zammın boyutlarını ortaya çıkardı. Süt ürünlerinden kuruyemişe, bisküviden çamaşır deterjanlarına kadar birçok üründe aynı durum görüldü. Ürünlerin gramaj, adet ve ağırlıkları azalırken, bu ürünlerde fiyatların aynı kalması ise tüketici tarafından ambalaj hilesinin fark edilmesini zorlaştırıyor…

Uzmanlar, mağduriyetlerin önlenmesi için satın alınacak ürünlerin ambalajlarının ve etiketlerinin dikkatle incelenmesi uyarısında bulunuyor…

GRAMAJ OYUNU ŞİKAYETE YÖNELTTİ

Daha önce özellikle 2018'de gündeme gelen etiketlerdeki gramaj oyunu, son dönemde de tüketiciyi artan sayıda şikayet oluşturmaya yöneltti. Buna göre, gramajı düşürüp fiyatı sabit tutan, hatta artıranlar tüketiciye ve ilgili sisteme arka arkaya yakalanıyor. Bu durum tüketicinin algısından yararlanıp bir çeşit 'aldatma' olarak görünse de hukuki olarak cezası yok…

Bir de gramajlardan 'ufak' kesintiler yapan ancak etikete bile yansıtmayanlar var. İşte bunu yapan firmalar, tamamen 'hile' kapsamında değerlendiriliyor ve cezası var. Gramaj aldatmacası marka ayırt etmiyor. Türkiye çapındaki zincir marketlere, küçük marketlere, bakkallara kadar giren ürünler, tanınan ve daha az tanınan firmaların bazı ürünleri olabiliyor…

PAKETLİ PEYNİRDE GRAMAJ ERİYOR

Paketteki peynirlerin gramı her gün eriyip gidiyor. 800-900 gram olan peynirlerin 600 grama kadar düştüğünü görüyoruz. Fiyatların aynı olması sizi yanıltmasın. Yükselen döviz, petrol hemen gramdan düşülüyor…

Çoğu Avrupa ülkelerinde gıda fiyatları düşmesine rağmen etik gerekçelerle gramaj hilelerine karşı tedbir alınmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılıyor. Ancak ülkemizde özellikle gıda ürünlerinde fiyatlar her geçen gün artmasına rağmen gramaj hilelerine yönelik herhangi bir tedbir yok. Çok sayıda marka özellikle gıda, temizlik ve kişisel bakım ürünlerinde ve hatta tıbbi ilaçlarda bile kâr marjlarını artırmak için gramajı düşürüyor, fiyatları ise yükseltiyor. Buna ister gizli zam deyin ister çifte zam deyin olan vatandaşın cebine oluyor. Bu tür gramaj hilelerine karşı zaman kaybedilmeden tedbir alınmalı. Bu konuda gerekli yasal düzenleme bir an evvel yapılmalı…

Tüketicilerin gram gram yanıltılmalarının önlenmesi için; Tüketim maddeleri ambalajlarına genel kabul görmüş/alışılmış/hayatın olağan akışına uygun standartlar  getirilmeli tüketicilerin yanıltılmaları önlenmelidir…

* * *

BİR KOLTUKTA ÜÇ KARPUZ!

Atalarımız her ne kadar ‘bir koltukta iki karpuz taşınmaz’ dese de Habib Umutoğlu bu atasözünü boşa çıkaracak gibi!

Zira Umutoğlu, bırakın iki karpuzu aynı koltukta üç karpuz taşıyor. Böyle dememize neden olan Habib Umutoğlu’nun geçtiğimiz günlerde kısa adı EDOD olan Eskişehir Davet Organizasyon Derneği genel kurulunu yaparak, dernek başkanlığına seçilmesi…

Eskişehir’de yıllardır esnaflık yapan Habib Umutoğlu, Emirdağlılar Vakfı’nın Başkan Vekilliği görevini yürütürken aynı zamanda Emirdağlılar Birlik ve Beraberlik Platformunu kurarak başkanlığını da yapıyor…

Uzun yıllar devlet memurluğu yaptıktan sonra esnaflığa soyunan, iki düğün salonu, pasta fırını açarak imalatçılığa soyunan Umutoğlu, Emirdağlı hemşehrilerinin sorunlarıyla yakından ilgilenmek, yaralarına merhem olmak için Emirdağlılar Vakfı’nın yönetimine girerek başkan vekili oldu. Ardından Emirdağlılar Birlik ve Beraberlik Platformunu kurarak Emirdağlı hemşehrilerinin gerek Avrupa’da gerekse Türkiye’de yaşadıkları sorunlarla yakından ilgilenerek hemşehrisi Avrupa Türkleri Platformu Başkanı Sebahattin Tetik ile el ele vererek çözüme kavuşturuyorlar…

* * *

Habib Umutoğlu, geçtiğimiz günlerde yapılan Eskişehir Davet Organizasyon Derneği (EDOD)’unda başkanı oldu…

Artık bir koltukta üç karpuz taşımaya başladı…

Umutoğlu, Emirdağlılar olarak kendi kültürümüzü, özümüzü bizden sonra gelecek kuşaklara aktarmak, unutulmamasını sağlamak için mücadele verdiklerini, diğer taraftan da dernek olarak işletme sahiplerinin yaşadıkları sorunlara kalıcı çözüm bulmak için başkanlık görevini üstlendiğini söyledi…

* * *